1.
yani binlerce korku filmi izlemişimdir ve bunlardan en az onlarcasının sonunu çok beğenmişimdir.
şöyle 1-2 saniye düşününce aklıma the texas chain saw massacre (1974) ve the mist'in (2007) sonları geldi ilk olarak.
teksas elektrikli testere katliamı'nda leatherface'in dellenmesi ve kadın karakterin histerik kahkahaları/çığlıkları (ki aslında yaşadıkları göz önüne alırsa histerik diyemeyiz ama bu bir film olunca...) aklıma kazınmıştı.
öldüren sis'in (the mist) ise hakikaten çok sıra dışı bir sonu vardı. spoiler vermek istemiyorum ama cidden de çok ayrıksı sonu olan bir film.
bunları yazarken the shining'in de sonu aklıma geldi şimdi. ve malpertuis'in sonu... ayrıca dagon'ın sonu da süperdi.
a nightmare on elm street filmlerinin birinin sonu da süperdi. sözde freddy yok ediliyordu ve güneşli, pozitif bir güne uyanılıyordu ama öğrenci otobüsünde/servisinde yine aynı "kabus" başlıyordu. ilk filmlerinden biriydi. ilki de olabilir. tam hatırlayamadım şu anda, yeni kalktım sayılır hoş görün. *
koko-di koko-da ve yerli korku filmimiz baskın: karabasan'ın sonlarını da es geçmeyeyim ki ikisinin sonu da tematik olarak benziyor ve mükemmel.
bir de beni zamanında şok eden the spider labyrinth'in sonu vardı. ve de necronos'un acımasız sonu...
pickman's muse vardı sahi, ayrıca.
yani bir yandan yazıp bir yandan düşünürsem onlarca film çıkar daha. bir yerde durmalıyım. haha!
şöyle 1-2 saniye düşününce aklıma the texas chain saw massacre (1974) ve the mist'in (2007) sonları geldi ilk olarak.
teksas elektrikli testere katliamı'nda leatherface'in dellenmesi ve kadın karakterin histerik kahkahaları/çığlıkları (ki aslında yaşadıkları göz önüne alırsa histerik diyemeyiz ama bu bir film olunca...) aklıma kazınmıştı.
öldüren sis'in (the mist) ise hakikaten çok sıra dışı bir sonu vardı. spoiler vermek istemiyorum ama cidden de çok ayrıksı sonu olan bir film.
bunları yazarken the shining'in de sonu aklıma geldi şimdi. ve malpertuis'in sonu... ayrıca dagon'ın sonu da süperdi.
a nightmare on elm street filmlerinin birinin sonu da süperdi. sözde freddy yok ediliyordu ve güneşli, pozitif bir güne uyanılıyordu ama öğrenci otobüsünde/servisinde yine aynı "kabus" başlıyordu. ilk filmlerinden biriydi. ilki de olabilir. tam hatırlayamadım şu anda, yeni kalktım sayılır hoş görün. *
koko-di koko-da ve yerli korku filmimiz baskın: karabasan'ın sonlarını da es geçmeyeyim ki ikisinin sonu da tematik olarak benziyor ve mükemmel.
bir de beni zamanında şok eden the spider labyrinth'in sonu vardı. ve de necronos'un acımasız sonu...
pickman's muse vardı sahi, ayrıca.
yani bir yandan yazıp bir yandan düşünürsem onlarca film çıkar daha. bir yerde durmalıyım. haha!
devamını gör...