er ya da geç bir kadın değerimi anlayacak hissi

sonu hüsranla, hayal kırıklığı ile bitmesi muhtemel his. ya hemen anlar ya da asla anlamazlar genelde. kendinizi kandirmayin bence.

insan kendini anlayamıyor bir başkası nasıl anlasın ki. en iyisi değer verilen kişilerin anlaşılmazlıklarıyla birlikte birbirlerini tolere etmeleri.

umut,belki gelecek sayfadır.
kapatmak lazım kitabı.

önce kendini anla. bunu anlayan başkalarından değer anlama umudunda olmayacaktır. sonra başkalarına değer ver. muhakkak fazlasını bulacaksın.

bir şeyin geleceğine odaklanmak ve inanmak gelmediğinde insanı ağır bir deprem misali sarsar, ki muhtemelen gelmeyecektir.

dostoyevski versin size cevabını :''iyi adamlar yalnızlıktan ölüyor, iyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken''
haydin eyvallah.

önce ben kendi değerimi anlayayımda diğer insanlar sonraya kalsın.gandinin dediği gibi dünyayı değiştirmek istiyorsan önce kendinden başla.

kasımdan beri konuşuyorduk yani zor zamanlarıydı yanında oldum devamlı yazdı aradı hic hayır diyemedim bana bir şans vermedi 3 gün önce bana aşık oldum galiba yazdı bugünde sevgilisiyle fotoğraf paylaştı ne demiş tuncel kurtiz sözler verilir sözler unutulur gün gelir ihanet eden sadakat ister.

çok romantik bir beklenti ama malesef işler böyle yürümüyor. eğer ki çok şanslı değilsen kalbin de kırılacak,değerin bilinecek ya da bilinmeyecek ama bir süre sonra heh, tamam bu işte diyip dilediğine ulaşacaksın.sadece yürüdüğün yolun, yaşadığın hayatın kıymetini, değerini bil ve karşındakine de bunu hissettir elbet yol seni/sizi istediğin(iz) yere götürecek .

demiş aşık sümmanî..
muhabbetini çok sevdiğim bir yazarla dün gece sohbet ederken anmıştık bu destanı..
ne güzel denk geldi.

çok beklenir. o yüzden değmez, gereksiz, boş bir hissiyattır ...

hıhı anlarlar canım, anlarlar güzelim. bak şimdiden anlayanlar oldu bile.*

şaka bir yana kadın-erkek farketmeksizin böyle düşünen varsa; düşünmesin.

hala kadınların para harici bir şeye değer vermediğini bilmeyenleri görüyorum.
açıklama gereği hissettim kadınlar kendine bakan değer veren birini ister tabi onun için para lazım, güçlü olmanızı ister para=güç ayrıca içgüdüsel olarak çocuklarına içgüdüsel olmayarak ona iyi bir hayat verebileceğiniz için sizi ister tabi bunun için yine para gerekiyor vs. bu liste daha uzar.

kendini anlatamıyorsan bir başkası seni nasıl anlasın ki...

büyük bir hezeyanın dışavurumu niteliğindeki cümledir.

arkadaşlar hayattaki her şey ''sermaye''. buna sizin çevreniz ve temas içinde olduklarınız da dahil. eğer bugün çevrenizi aşağılıyorsanız bu sizin mehdi olduğunuzdan ve anlaşılamadığınızdan falan değil, kaliteli insanlar elde etmek için gerekli yatırımın zerresini yapmamış olmanızdandır.

tabii en iyi ihtimal bu. daha kötüsü, sermayenin diğer çeşitlerine de sahip olmamanızdır. yani sandığınız kadar değerinizin de olmamasıdır.

edit : #1564140 numaralı arkadaşa ithafen,

bahsettiğin kişisel erdemler de ''sermaye''nin parçası, eğitim de öyle, ''zaman'' da öyle. ''meta'', sermayeler arası alışverişi sağlayan birimdir. kendi başına yine bir sermaye türüdür; ancak eğer para bir şeyleri satın alamasaydı puldan farksız olurdu, değil mi?

bunu varsaymak yanlış olur galiba. değeri meta üzerinden değerlendirmek bir noktaya kadar doğru olabilir fakat kişinin değerini belirleyen noktalar karakertidir, hayata bakış açısıdır, edindiği bilgi birikimi, ve hayat tecrübesidir.
tek birşey ile açıklamanın eksik olacağı kanaatindeyim.

bende olmayan his. kadınların kafasının nasıl çalıştığına dair yıllar içinde epeyce tecrübe edindim. bu konuda kalıcı bir ilişki kurmak için geç kaldığımı düşünüyorum.

bunu sorun etmiyorum çünkü bana göre kadın erkek ilişkisi mecburiyetler olmadığı sürece uzun soluklu olmuyor zaten.

anlayacaklardır elbet. herkes bir şeylerin değerini anlamakla mükellef. değil mi? bence öyle.

şimdi ben bilmem bir x kadınının, kaybettiği herifin dıdısını. ilgilenmem.

ortak noktamız nedir? sözlük.

aynısı benim için de geçerli. çünkü gittiğinde bilirim ki, gıcık kapsam da o kişi, bu sözlükten giderse, alternatifi yok lan. bazen olmuyor mu? günlerce giydiriyorsun giydiriyorsun, hadi hiç münakaşaya girmiyorsun o insanla, görmezden geliyorsun şuh bir edayla.

lapsss. o kişi apansız gidiyor. bi garip oluyor bu sefer. çünkü o'nun gibi başka birisi yok, çok saçma, bayağı gelen yazılarıyla, keko gibi yazan bir z kuşağı ordusu var yarısının akli dengesi var mı yok mu belli değil.

bu sebeple, eskiye nazaran, alternatifi olmayan yazarlara karşı daha ılımanım. kabul etmek lazım buradayız işte, öyle yada böyle gün gün buradayız. hayatımıza biri girdi diye bana yol gözüktü, baybay canlar yazarları da var elbet ama buradayız işte. öyle yahut böyle.

eskiler anlar yazdıklarımı. yeni nesilin anlayabileceği günü bekleyecek kadar sabrım yok. ama onlar da öğreneceklerdir elbet pişeceklerdir.

demek istediğim, sizin kendiniz gibi insanlardan çok var ama şahsına münhasır yazar, fazla yok. bi bakmışsınız kendi kendinize çalıp oynuyorsunuz. kestaneye bağlarsınız sonra. biraz değişin. herkes sizin gibi olmak zorunda değil.

kadınları bu kadar ciddiye alacak ne yaşadınız bilmiyorum ama bu kafa yapısıyla daha çok üzülürsünüz onu adım gibi biliyorum.