erdoğan'ın gençlere siz teksir kağıdı nedir bilir misiniz sorusu

kaynak
cumhurbaşkanı erdoğan, liseli gençlere:

"geçmişte ülkemizdeki en büyük sıkıntılardan biri ders kitaplarıydı. biz ders kitabı bulamazdık. siz teksir kağıdı nedir bilir misiniz? biz bunları abilerimizden satın alamazdık, vermezlerdi. kırtasiyeci dükkanına gidersiniz, o kitabınız yok, 1 hafta sonraya size gün verirlerdi. biz bunları yaşadık, dedik ki bu nesil bunları yaşamasın. kitaplarınızı sıralarınızın üzerine koyalım ve eğitim-öğretim yılı başlarken yavrularımız kitaplarını sıralarının üzerinde görsünler. bunu yapıyor muyuz? yapıyoruz. devam edecek miyiz? evet, devam edeceğiz. " açıklamasında bulunmuş.

amca senin halk giyinmekten vazgeçti bir de sokakları d*llüyorlar haberin olsun bırak şimdi teksir kağıtlarını

tablet kullanan nesil kalem kağıdı ne kadar kullanıyor acaba. bu mesaj kime ne kadar ulaşıyor.

ikinci dünya savaşı sırasında ekmek karne ile satıldı. 1970 lerde petrol krizi oldu. bu tip olayları yaşayan, belleğinde olan yaş grubunu bunlarla korkutmak mümkün olabilirdi.

10 yıl önce insanlar ekmek karne ile olur mu korkusunu yaşayabilirdi ya da benzin alamazsak diyebilirdi.

bugün ekmek de var benzin de ama para yok. 26 lira olmuş benzini kim alıyor kim depoyu fulle diyebiliyor. geniş halk kitlesi bunu yapamaz yapamıyor.

yani gençleri başka şekilde ikna etmek gerek. mesela eskiden iphone almayı rüyanızda gördüğünüz zamanlar vardı dersiniz genç de hakikaten der dolar 17 olsa alamazdık allah hükümetten razı olsun.

masanın üstünde kitabınız olması mı yoksa istediğin gibi giyinebildiğin, istediğin gibi eğlenebildiğin, kadınsın diye hayatının kısıtlanmadığı, yaşam şeklinize müdahale edilmeyen, içinde sanatın eğlencenin kültürün olduğu bir hayat mı gençler.
internet çağında kitaba çok ihtiyaç duymadan da işini görebilirsin ama ya eğlenmek istediğinde çeşitli bahanelerle gideceğin konser, televizyonda izlediğin dizi yasaklanıyorsa?
bir konuda fikrini yazdın diye kapında polis bitiyorsa?
memlekete doldurdukları mülteciler bir yerlerde sizi taciz ediyorsa? hakkınızı aramaya çalıştığınızda eh o da öyle giyinmeseymiş, o saatte orada ne işi varmış deniyorsa?
almak istediğiniz her türlü eğitimin önüne geçiliyor, memleketin her yeri imamhatipe çevriliyor ve dayatılıyorsa?
yapmak istediğiniz meslek için senelerce çalışıp bir sınava hazırlandığınızda o sınavın soruları birilerine önceden veriliyorsa, birileri o sınava dahi girmeden istediği yere torpille yerleştiriliyorsa, siz o sınavda birinci dahi olsanız torpil olmadıkça bir işe yaramıyorsa sizi çeşitli bahanelerle eleyip önünüzü kesiyorlarsa?
beslenmeniz gereken hiçbir şeyi alamıyor gezmeyi eğlenmeyi bırakın yapmayı artık hayal dahi edemiyorsanız, birileri devletin milyarlarca dolarını zimmetine geçirirken devlet size verdiği 3 kuruş eğitim harçlarının peşine düşüyorsa?

düne kadar o ne bilir, şükürsüz, marjinal, hatta oy kullanmasın denilen gençler birden kıymete biniyorsa gençler iki kitapla kanmaz.

kitap veriyorsun da, içi bomboş be canım.

hatta bazıları yalanlarınızla dolu.

hatta bir tanesi saçmalıklarla dolu.
(bkz: din kültürü ve ahlak bilgisi)

2021 yılı mayıs ayında teksir kağıdı bulamayıp da 19 liraya satın aldığım bir top (500 adet) kodak marka a4 dosya kağıdının en ucuzu 2022 haziran ayında (şu anda) internet üzerinde 82 lira (ki kırtasiyelerde 100 liradan aşağı olduğunu düşünmüyorum.)
kağıt fiyatları yüzünden artan kitap-defter fiyatları da cabası.

ben 2021'de mezun olduğum okuldaki ders notlarımı girdiğim yıldan beri teksir kağıtlarına aldım. hatta uzaktan yazılı sınavları da onlar üzerinde çözüp sisteme taratıp yükledim.

iyi ama bu mantıkla gidersek her hükümete böyle yüklenebiliriz?

90'lı yılların hükümetleri için 2000'lerde yaşayan gençlere "sen dershane nedir bilir misin? bizim zamanımızda dershanelere eşek yüküyle para öderdik. şimdi internetten her şeyi öğrenebiliyoruz, youtube var." diyebileceğiniz gibi 80'li yılların hükümetleri için 90'larda yaşamış olan gençlere de "sen sabit hat nedir bilir misin? öyle her gittiğin yerden birileriyle haberleşemezdin. şimdi öyle mi? cep telefonu var çok şükür" diyebilirsiniz.

dolayısıyla 20 sene sonra birileri çıkıp bugünün "büyük" icatları için alaycı bir dille "o zamanlar x vardı, şimdiki gibi y yoktu. çok zor günlerdi" diyebilir.

gerçekten ama ya! yorulduk.

bilmiyoruz, bilmeyi de istemiyoruz. bu ülkenin en büyük sorunu ne biliyor musunuz? sürekli geçmişe bakmak, geçmişle ilgilenmek. bu ülke geleceğe dair hiçbir şey inşa etmiyor. sürekli bizi bizden daha kötü durumdaki ülkelerle karşılaştırıyorlar, "onlardan daha iyiyiz," diye utanmadan konuşuyorlar. yahu biz kimseden iyi falan değiliz, biz en kötüsüyüz.

eğer bu ülkenin iyi durumda olmasını istiyorlarsa gelişmiş ülkelere bakacaklar; gaz yağıymış, teksir kağıdıymış, buzdolabıymış... bunlar beni zerre ilgilendirmiyor. bu imkânların hepsi şu an var ama insanlar bunlara sahip olamıyor. ee tamam, kağıt var ama bu kağıda ulaşabiliyor muyuz? hangimiz fiyatına bakmadan kitap alabiliyoruz? neden kimse bunu anlamak istemiyor ya?

geçmişle ilgilenen insan geleceğini inşa edemez ve o yüzden böyle devam ettiği sürece bu ülkenin hiçbir geleceği olmayacak. biz geride kalmaya ve geriden gelmeye mahkum bir milletiz.

yığma, kapağını açıp kapadığın zama dağılan kitaplara kitap diyorsanız evet eskiden teksir kağıdı diye bir şey vardı.
şimdiyse hiç kağıt yok. ne tuhaf değil mi? eskiden kitap basmak için üçüncü hamur denilen hamurdan kağıtlar kullanılırmış. amaç kitabı mümkün olduğunca ucuza mal edip herkesin almasını sağlamak. şimdi bu kağıt da yok. tüm kağıt fabrikaları özelleştirme adı altında talan edildi. kağıdı ithal ediyoruz. şimdi bir top kağıt 3 dolar fob 1 ton alırsan. (3 dolar fob, ülkeye gelip perakendeciye inerken fiyatı ikiye katlanır). dağıttık dedikleri kitapların ihalesini de üç beş yandaşa yollarlar.
bu ülke gerçekten acınacak durumda.

gençler elektronik alet alamıyor, tatile gidemiyor, gezemiyor bu hala kağıt diyor.

gençler sana oy vermeyecek. istediğini de. gençlerin bu sözlere karnı tok.

neyse, yarın jahrein ve erlik'e verir talimat, eski türkiye kötü idi, akp geldi iyi oldu diye kara propaganda yaptırır.

25 yaşındayım, sanırım gencim. cevap veriyorum; evet, teksir kağıdını biliyorum. teşekkürler.