1.
kökleri 1500'lü yıllarda afrika'dan yapılmaya başlanan köle ticaretine dayanan fransız vatandaşı siyahiler veya afro-fransızlardır.
dünya'nın en sömürgeci avrupa ülkelerinden biri olan fransa'nın bugün bile geçerli sayılabilecek yayılmacı ve işgalci dış politikalarının tarihi çok eskilere dayanır.
henüz 16.yüzyılda afrika kıtasındaki onlarca ülkede hakimiyet kurup insan kaynakları da olmak üzere bu ülkelerin tüm kaynaklarını transfer ederek sömürmeye başladı.
senegal, benin, fildişi sahili gibi ülkeler özellikle köle ticaretinin en yoğun yapıldığı merkezlerdi.
dahası, 20.yüzyıla kadar fransa tarafından asırlarca sömürülen bu ülkelerde, bağımsızlık için farklı zamanlarda ama özellikle 2.dünya savaşı sonrası ortaya çıkan isyanlarda, milyonlarca afrikalı katledildi. sadece cezayir bağımsızlık savaşında bile, 1 milyondan fazla cezayirlinin fransız orduları tarafından katledildiği bilinmektedir.
bunların haricinde 90'lı yıllarda aynı şekilde 1 milyona yakın insanın öldürüldüğü ruanda'daki katliamlarda, katliamı gerçekleştiren hutu hükümetine lojistik destek sağlayan ülke, yine fransa'ydı.
hatta o yıllardaki eski cumhurbaşkanı francois mitterand, o ülkelerde yaşanan soykırımların çok da önemli olmadığını söyleyerek ülkesi adına bakış açısını ve bilinçaltını açıkça ilan etmişti.
bu milyonlar "insan" ve afrikalılar, geçen her bir yüzyılda, bol sıfırlı rakamların içine gömülerek insanlıklarından biraz daha uzaklaştırılıp sayısal değerlerden ibaret bırakıldı.
geleneksel olarak köle ekonomisiyle dönen bir ülke olan fransa, bugün hala göçmen ve mültecilerden oluşan ucuz işgücüyle ekonomisini ayakta tutuyor. nüfusunun orta kesimini oluşturan ve düne kadar onlara kölelik yapan afrikalıların torunları olan bugünkü fransız siyahiler ise göçmenlerle birlikte çalışma alanlarını yitirdiklerinden ve geçinemediklerinden yakınıyorlar.
zibilyon nesiller boyunca fransızlara kulluk etmiş bu insanların ne dedeleri nineleri ne de bugünkü kendilerinin haklarını arayıp gündem yaratacak dişe dokunur tek bir örgütlü yapıları yok. aralarındaki 3-5 aktivist de, uluslararası ölçekte ırkçılık karşıtı faaliyet gösteren birkaç dernekte boy göstermekle yetiniyor.
dünya'nın en sömürgeci avrupa ülkelerinden biri olan fransa'nın bugün bile geçerli sayılabilecek yayılmacı ve işgalci dış politikalarının tarihi çok eskilere dayanır.
henüz 16.yüzyılda afrika kıtasındaki onlarca ülkede hakimiyet kurup insan kaynakları da olmak üzere bu ülkelerin tüm kaynaklarını transfer ederek sömürmeye başladı.
senegal, benin, fildişi sahili gibi ülkeler özellikle köle ticaretinin en yoğun yapıldığı merkezlerdi.
dahası, 20.yüzyıla kadar fransa tarafından asırlarca sömürülen bu ülkelerde, bağımsızlık için farklı zamanlarda ama özellikle 2.dünya savaşı sonrası ortaya çıkan isyanlarda, milyonlarca afrikalı katledildi. sadece cezayir bağımsızlık savaşında bile, 1 milyondan fazla cezayirlinin fransız orduları tarafından katledildiği bilinmektedir.
bunların haricinde 90'lı yıllarda aynı şekilde 1 milyona yakın insanın öldürüldüğü ruanda'daki katliamlarda, katliamı gerçekleştiren hutu hükümetine lojistik destek sağlayan ülke, yine fransa'ydı.
hatta o yıllardaki eski cumhurbaşkanı francois mitterand, o ülkelerde yaşanan soykırımların çok da önemli olmadığını söyleyerek ülkesi adına bakış açısını ve bilinçaltını açıkça ilan etmişti.
bu milyonlar "insan" ve afrikalılar, geçen her bir yüzyılda, bol sıfırlı rakamların içine gömülerek insanlıklarından biraz daha uzaklaştırılıp sayısal değerlerden ibaret bırakıldı.
geleneksel olarak köle ekonomisiyle dönen bir ülke olan fransa, bugün hala göçmen ve mültecilerden oluşan ucuz işgücüyle ekonomisini ayakta tutuyor. nüfusunun orta kesimini oluşturan ve düne kadar onlara kölelik yapan afrikalıların torunları olan bugünkü fransız siyahiler ise göçmenlerle birlikte çalışma alanlarını yitirdiklerinden ve geçinemediklerinden yakınıyorlar.
zibilyon nesiller boyunca fransızlara kulluk etmiş bu insanların ne dedeleri nineleri ne de bugünkü kendilerinin haklarını arayıp gündem yaratacak dişe dokunur tek bir örgütlü yapıları yok. aralarındaki 3-5 aktivist de, uluslararası ölçekte ırkçılık karşıtı faaliyet gösteren birkaç dernekte boy göstermekle yetiniyor.
devamını gör...