fransız yönetmenlerin sanat filmi yapma takıntısı
başlık "bymeşgul" tarafından 16.11.2023 18:46 tarihinde açılmıştır.
1.
film zaten bir sanattır insanı gerçek olmayana gerçekmiş gibi inandırma ve filmde gerçekte olmayan duyguları ve düşünceleri gerçek gibi algılatabilme sanatıdır, sen sanatın sanatını yapıyorum diye sürekli soyut imgesel filmler yaparsan bu, gerçek bir film yapamıyorsun algısına sebep olabilir diye düşünüyorum
devamını gör...
2.
sanat filmi dediklerimizin çoğunda adamlar hayatın normal akışını filme çekiyorlar. ama kültürlerimiz o kadar farklı ki bize aşırı sanatsal geliyor. eskiden sinemalara avrupa filmleri gelirdi. izlerdik. şimdi sinema sektörü monopolleşti. ticari amerikan filmleri dışında yabancı film görmüyoruz. gördüklerimiz de festivallerde falan oluyor. onu da sanat takıntısı sanıyoruz.
devamını gör...
3.
sanat filmi yapmıyorlar, amerikan sineması gibi kahramancılık oynamıyorlar olay bu.
devamını gör...
4.
(bkz: 99 francs)
devamını gör...
5.
amerikan kurgusunun neredeyse her kitap ve filmde uygulanan kuralları vardır.
- kahraman, yaptığı işte çok iyidir. (mükemmel dövüşçü, mühendis, pilot, ajan, sevgili vs. )
- kahraman bunun farkında olmayabilir, öyle bile olsa, bunu ortaya çıkartacak bir problemle karşılaşacaktır. (hayati tehlike, sevdiğinin elinden alınması, farkında olmadan başına aldığı bela)
- kahraman ilk sürtüşmede yenilir ya da yenileyazar.
- kahraman çok çalışır, duygusal bir aydınlanma ve aslında karaker dönüşümü olmayan ama öyle sunulan bir sekansla gelişir, saklı gücünü bulur.
- kahraman finalde ana challege ile yenilmesine yüz tutan bir karşılaşma yaşar, son anda dramatik bir dönüşle bunu aşar. mutlu son.
moana 'dan iron man'e, jason bourne'dan matrix'e, yıldız savaşları'ndan forgetting sarah marshall'a bunlar popüler filmlerin standart olay akışıdır. bunun dışında kalan cars (kazanmamayı seçer), rocky gibi istisnalar çok azdır. senede bir bile çıkmaz.
seyirci sıkılmasın diye bir sahnenin 1.5- 3 dk. uzunlukta olması, sonra değişmesi gibi teknik standartlar da var.
şimdi yeni sjw zırvaları bunu beter etti. artık karakerin gelişmesi, kendini aşması da gerekmiyor. "sen eşsiz bir kar tanesisin, kendin ol, irade ve emeğe gerek yok, bütün dünya sana değer vermek zorunda" mesajı sümsük, şımarık nesiller yetiştiriyor. yeni pamuk prenses, yıldız savaşları filmeri gibi.
bu standarta o kadar alıştık ki, bunun dışında kalan her öykü kalıbı bize zorlama, filme aykırı geliyor. "sanat filmi" dediğimiz çoğu film aslında sanatsal kaygıyla çekilmemiş, sadece holivud şablonu izlemediği için adını öyle koyduğumuz filmler. yoksa yüzbinlerce fransız filmi var. hepsinde sanat kasıntısı asla yok. çoğunda bile yok. ve hatta çoğu yukarıdaki şablonu takip de ediyor. sadece holivud'dan uzak bir gelenek olduğu için, etmeyeni daha fazla.
- kahraman, yaptığı işte çok iyidir. (mükemmel dövüşçü, mühendis, pilot, ajan, sevgili vs. )
- kahraman bunun farkında olmayabilir, öyle bile olsa, bunu ortaya çıkartacak bir problemle karşılaşacaktır. (hayati tehlike, sevdiğinin elinden alınması, farkında olmadan başına aldığı bela)
- kahraman ilk sürtüşmede yenilir ya da yenileyazar.
- kahraman çok çalışır, duygusal bir aydınlanma ve aslında karaker dönüşümü olmayan ama öyle sunulan bir sekansla gelişir, saklı gücünü bulur.
- kahraman finalde ana challege ile yenilmesine yüz tutan bir karşılaşma yaşar, son anda dramatik bir dönüşle bunu aşar. mutlu son.
moana 'dan iron man'e, jason bourne'dan matrix'e, yıldız savaşları'ndan forgetting sarah marshall'a bunlar popüler filmlerin standart olay akışıdır. bunun dışında kalan cars (kazanmamayı seçer), rocky gibi istisnalar çok azdır. senede bir bile çıkmaz.
seyirci sıkılmasın diye bir sahnenin 1.5- 3 dk. uzunlukta olması, sonra değişmesi gibi teknik standartlar da var.
şimdi yeni sjw zırvaları bunu beter etti. artık karakerin gelişmesi, kendini aşması da gerekmiyor. "sen eşsiz bir kar tanesisin, kendin ol, irade ve emeğe gerek yok, bütün dünya sana değer vermek zorunda" mesajı sümsük, şımarık nesiller yetiştiriyor. yeni pamuk prenses, yıldız savaşları filmeri gibi.
bu standarta o kadar alıştık ki, bunun dışında kalan her öykü kalıbı bize zorlama, filme aykırı geliyor. "sanat filmi" dediğimiz çoğu film aslında sanatsal kaygıyla çekilmemiş, sadece holivud şablonu izlemediği için adını öyle koyduğumuz filmler. yoksa yüzbinlerce fransız filmi var. hepsinde sanat kasıntısı asla yok. çoğunda bile yok. ve hatta çoğu yukarıdaki şablonu takip de ediyor. sadece holivud'dan uzak bir gelenek olduğu için, etmeyeni daha fazla.
devamını gör...