çocukluğumuzda sevgiyi sarılmadan ya da saçlarımız okşamadan ya da o iki kelimeyi duyamayışımızdan o sevgi hep eksikmiş gibi gelirdi. sadece baba değil anne de gösteremezdi ki. hala gösteremezler. ben gider sıkarım tontiş yanaklarını, gıdıklarım, sevdiğini söyletmeden de rahat bırakmam. söylerken hala kızarır.
hiç duymamışlar ki kimseden... onlar anne babalarının yanında kızım/oğlum bile diyemezlermiş.
kızabilir miyim onlara? asla! hala hayattalarken "seviyorum" dedirtebilmek varken. *
devamını gör...

annem olur kendileri.cumaya gitmiyorsun vakit namazı kılmıyorsun ben seni neden besliyorum demişti birgün.e oğlunum ya hani,bişey çağrıştırmıyor mu mommy?
devamını gör...

hiç sevemediğim tatlılardan birisi.
t: kabak tatlısından bahsedilen bir başlık.
devamını gör...

bir de “açlık yoh bu ülkede yeğen, bunu diyenler hep zengin.” diyen bilinçsiz ve kaygısız insanlar var ya, asıl onlar beni deli ediyor. suriyelilere yardımlar akıtıyoruz, iyi güzel, devlet herkese yardım etmeli ama ilk kendi vatandaşına yardım etsene be güzel ülkem! nasıl ödeyeceksin bu ailenin hakkını? o 19, 20 yaşındaki gençlerin gelecek hayallerini yıkmışsın ülkem, nasıl geri getireceksin o hayalleri? ne zaman önemseyeceksin tarım işçisini? ne zaman destek çıkacaksın, yardım eli uzatacaksın? gerçekten anlayamıyorum artık, ülke nereye gidiyor, neler oluyor. hiç.
devamını gör...

yağmur yağıyor ya, ondan.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sanal ortamdaki yalaka, primci ve kankacı tayfanın zoruna giden durumdur. ne yapalım yani sizin gibi artı oy versinler diye herkese mavi boncuk mu dağıtalım dedirten isyandır.
devamını gör...

(bkz: kadın filozof olmaması) başlığına güzel bir gönderme oldu.

felsefe tarihi boyunca, bugüne kadar erkek filozoflar ve onların düşüncelerinden bahsedilmiştir. kadın filozofların görüş ve fikirleri ise göz ardı edilmiştir.
ama neden, nasıl görmezden gelirsiniz beni derken ne göreyim! boşa felsefe yapmamaşım demek ki. durun daha anlatacaklarım var.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tamam bugünlük bu kadar yeter. benim için fevkaladenin fevkinde mevki olmuş.
ben gideyim biraz da bu konu hakkında düşüneyim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şizofreni, depresyon ve bipolar bozukluk gibi hastalıkların tedavisi için uygulanan tarihin en acımasız ve zor tedavi yöntemlerinden biridir. bazı kaynaklara göre ilk olarak köpeklere, şempazelere ve şizofreni hastalarına uygulanılmıştır. operasyonda sağ kalan hastalarda sakinleşme belirgin bir şekilde gözlenmiş ve zamanla bu yöntem geliştirilmeye başlanmıştır.

beynin sosyal ilişkilerimizi düzenlediği bölgesine -bu bölge kişiliğimiz ve benliğimizi oluşturan bölge- anestezi uygulanmadan yapılan işlemde buz kıracağını çekiç yardımıyla hastanın göz yuvalarına yerleştirilir. amaç hastanın geçmiş ile olan bağlantılarının koparılmasıdır. dr. freeman'ın geliştirdiği bu yöntem yüzünden çalışma arkadaşının yanından ayrıldığı'nı ve hastaların bir çoğunun hayatını kaybettiğinide belirtelim. hayatta kalan hastaların operasyondan sonra yürümeyi ve tuvalet kullanmayı tekrar öğrenmesi gerekliliği ufak bir detay olarak görülüp uzun bir müddet uygulanmaya devam etmiştir.
bu tedaviye maruz kalan hastaların tahammül seviyeleri her geçen gün daha fazla düşmüş, bir çoğu intihara meyilli olmaya başlamış, kendi işlerini tek başlarına yapamaz hale gelmiştir bu sebeple 1950 yılında yasaklanmıştır.
oscar ödüllü (1936) warner baxter da lobotomi kurbanı olmuştur.eski abd başkanı john f. kennedy'nin kız kardeşi rosemary kennedy'ye de prefrontal lobotomi uygulanmıştır ve genç kadın hayatının geri kalanını bakıma muhtaç bir şekilde geçirmiştir.
hatırlarsanız one flew over the cuckoo's nest film'inin bir sahnesinde bu uygulamaya yer vermiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

shutter island film'nin son sahnesinde leonardo dicaprio şu cümle ile karakterin içinde yaşadığı durumu özetleyip;
hangisi daha kötü olurdu; bir canavar olarak yaşamak mı, yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi?
lobotomi uygulamasına gönderilmiştir. yine aynı film'de şu sözler oldukça dikkat çekicidir belki de bir eleştiridir.
şöyle bir düşüncem var ki, bir hastayı saygıyla tedavi eder ve onu dinlerseniz, anlamaya çalışırsanız, ona ulaşabilirsiniz.
devamını gör...

çölde görülen serap misali. var ama yok.
devamını gör...

bir zamanlar bir ülkede halk ayaklanır hükümdara karşı.
haklılardır da.
ne adalet ne düzen kalmıştır ülkede.
hükümdar ayaklanan halkı meydandaki devasa bir havuzun etrafında toplar ve bir konuşma yapar;

-"eğer isterseniz benden çok kolay bir şekilde kurtulabilirsiniz. böyle isyan etmenize hiç gerek yok, şimdi ben bu havuzu boşalttıracağım, üzerini de kapattıracağım, sizden tek isteğim bu havuzu süt ile doldurmanız.
herkes gece yarısından sonra bu havuza bir kova süt dökecek.

herkes tek başına dökecek sütü kimse kimseyi görmeyecek. güneş doğarken hepiniz burada olun.
havuz süt ile dolduğunda ben tahtı bırakıp gideceğim.
ertesi gün sabah olur herkes sevinçle toplanır havuzun başına.
öyle ya artık bu düzenbaz hükümdardan kurtulacaklardır.

hükümdar da gelir ve üzeri kapalı havuz açılır.
bir de ne görsünler?
havuz besberrak suyla doludur çünkü herkes aynı şeyi düşünmüştür;
“onca sütün içinde benim döktüğüm bir kova suyu kim fark edecek?”
hükümdar konuşur;
- "gördünüz mü ? siz ne iseniz ben de oyum!

siz düzenbaz olduğunuz için içinizden kimi seçerseniz seçin sonuç hiçbir zaman değişmeyecek.
o yüzden ben tahtımda kalıyorum siz de layık olduğunuz sistemin içinde!"
devamını gör...

hiç almayacağım biz özellik. yeşil mahlas 7500 olsun yine veririm. ama gizli gezinme almam. kimden neyi saklayacağım ki allasen?
devamını gör...

neye sebep olduğunu bilseydin , yine de gelir miydin?
bizden aldıkların neden bizden fazla?
devamını gör...

ben insanları kıyafetine göre değil, bana karşı olan haline ve tavrına göre değerlendiriyorum. herkese de bunu tavsiye ediyorum. yoksa çok kazık yersiniz çok.
devamını gör...

eyluling mahlaslı kafa sözlük moderatörü, #1163414 no'lu tanımda deklare edildiği üzere kendisine takdim ettiğimiz ödülümüzü kabul etme inceliğini göstererek aramıza katılmıştır. kendisine hoşgeldin diyor, hunidaş ruhunu yaşatmasını ve bu ruhu sürdürmesini diliyoruz. kulübümüze güç katacağından hiçbir şüphem yoktur. bol hunili günler diliyorum kendisine.
devamını gör...

gerçekten sevdiğim,takip ettiğim,okumaktan zevk aldığım çok fazla yazar olsa da ilk aklıma gelenler:

(bkz: karadereli panda)
(bkz: patagonyalı)
(bkz: sillage)
(bkz: uzat sarı saçlarını rapunzel)
(bkz: ölmedim ama hafif sürünüyorum)
devamını gör...

yol verdiğiniz diye teşekkür beklemeniz de ayrı olay, zaten mecburi olan bir şey için teşekkür beklemek kadar saçma bir şey olamaz. avrupa ülkelerinde yol vermezsen cezayı yersin. doğrusu türkiye'de yaşıyoruz ama olsundur. bu arada yayanın yaptığı ekstra bir terbiyesizlik varsa onu bilmem ama ben yol verdiğim hiç bir yayadan herhangi bir teşekkür beklentisi olmadan yapıyorum, yapmam gereken bir hareket için niye teşekkür bekleyeyim.
devamını gör...

arsaya müstakil ev yapmak tabii ki daha hoş ama ruhsat almak vs. işlemler oldukça uğraştırır diye biliyorum.


tanım: bir versus.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

johari pencveresi, kişiler arası ilişkide kişinin kendi tarafından bilinen yani paylaşılan ya da kendi tarafından bilinmeyen yani paylaşılamayan iletişimi inceleyen bir yöntemdir. joseph luft ve harry ıngram isimli iki psikolog arkadaşın 1950 li yıllarda geliştirdiği bu yöntem, bu abilerin isimlerinin baş harfleri ile oluşmuşturç (jo-hari) bu yönteme göre kişiler arası ilişkilerde kişilerin birbirleri ile olan ilişkilerdeki birbirleri hakkında edinebildikleri bilgilerden bahsedilmektedir. kişiyi 4 ana alana bölmüştür bu alanlar: açık alan, kör alan, gizli alan ve bilinmeyen alan olarak adlandırılır. bunlara şöyle bir göz atmak gerekirse: açık alan kişinin kendi tarafından da bilinen başkaları tarafından da bilinen özellikleri olarak ifade edebilirim. bu alan ne kadar geniş olursa iletişim o kadar sağlıklı gerçekleşir. bu alan kişinin iletişimdeki bilinçli hareketlerini tavırlarını ifade eder. açık alanı geniş olan kişiler, rahat öz güveni yüksek iletişime açık, takım uyumuna uygun kişilerdir. empati yetenekleri gelişmiştir.
kör alan: kişinin kendi tarafından bilinmeyen fakat diğerleri tarafından bilinen alanıdır. bu alanı geniş o lan kişiler iletişime kapalı, benmerkezci, savunma mekanizmaları çok olan kişilerdir. diğerlerinin duygu ve düşüncelerini çok önemsemezler.
gizli alan: kişinin kendi tarafından bilinen fakat diğerleri tarafından bilinmeyen alanıdır. kişinin paylaşmak istemediği, gizlediği, bilinçli olarak sakladığı alanıdır. bu alanı geniş olan kişiler risk almayan, öz güveni düşük ve paylaşıma kapalı kişilerdir.
bilinmeyen alan ise kişinin hem kendi tarafından bilinmeyen hem de başkaları tarafından bilinmeyen alandır. bilinçdışı/bilinçaltını ifade eder. bu alanı geniş olan kişilerin ne yapacakları nasıl tepki verecekleri önceden bilinemez. adeta kapalı kutudur. psikanalistler genelde bu alanla ilgilenirler.
sosyal psikoloji için önemli bir kavramdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim