bizi resmen soyanlara yine oy vereceğim yine destekleyeceğim
celladına aşık olmuşsa bir millet,
ister ezan ister çan dinlet.
itiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
müstehaktır ona her türlü zillet.
ister ezan ister çan dinlet.
itiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
müstehaktır ona her türlü zillet.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çizimleri
hiç böyle bir yeteneğim olmadı. elinize kaleminize sağlık.
devamını gör...
platonik aşk
“haberin yok ölüyorum” dedirtir.
devamını gör...
kapalı çarşı'da saygı duruşunda yürüyen adamın dövülmesi
saygı duruşunda bulunmayana küfür edip, saldırmaya çalışmak nedir? nasıl bir kişi senin saygı duruşunda bulunmanı engelleyemeyecekse sen de geçip gitmesine bir şey diyemezsin. bu kadar mutlak olmaya gerek yok. dahası saygı duruşu, marş falan kalmamış ortada zaten .madem bu kadar önemli en büyük saygısızlığı da saldırmaya çalışan kişi yapmış. işin mantık boyutundansa simgesel boyutuna fazlaca takılan bir milletiz bence. bu da gelenekçi bir toplum olmamızdan ileri geliyor.
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
çok üşengecim, aşırı fevriyim, çok çabuk gaza geliyorum ve gaza getiriyorum, bazı şeyleri çok abartıyorum sanki sadece ben yaşıyormuşum gibi...
devamını gör...
vikings
bugün final yaptım. izlediğime pişman değilim. fakat dizinin ilk bölümleri ile şu anki hali arasında alaka yok. özellikle sonradan uzatılan dizilerde hep görülen plansız karakter ekleyip çıkarma ve neden olduğu belli olmayan olaylar dizide fazlaca vardı. son sezon biraz saçma bitti tatmin eden bir final olmadı. rusları büyüttüler adamlar 2 savaşta telef oldu ki savaşların ilki yarım yamalak gösterildi ama ikincisi hiç gösterilmedi. ruslarla final yapabilecekken durduk yere ingiltereyi işin içine kattılar. ayrıca son sezonun ikinci yarısı birden karakterlerin hepsi "hadi ölekte gidek" kıvamına geldi. sonuç olarak yine aksiyon anlamında idare eder kıvamındaki dizi berbat bir final yaptı.
genel olarak diziyle ilgili eleştirilerim (ilk bölümleri izleyeli bayağı olduğu için detaylı hatırlayamıyorum)
vikinglerdeki ciddi sadakatsizlik sorunu. biri geliyor ben buranın reisiyim diyor hobaa herkes bir anda fedaisi oluyor. ertesi bölüm başkası geliyor bu sefer ona. aşırı rahatsız edici oluyordu.
önemli gibi gösterilip hiçbir halt olmadan birden ortadan kaybolan karakterler. şimdilik aklıma gelen sigurd (o kadar yılan gözlü bilmemne dediler hiçbir şey yapamadan telef oldu gitti), çinli kadın ve köye erkekler yokken gelip kadınlarla hasret gideren yarı tanrı kılıklı adam. ayrıca ingiltere bölümlerinde bir bishop çıkmıştı. adamın önceki sezondan haberini verdiler falan toplasan yarım sezon durmadan öldü gitti.
hvitserk kafayı yedi, ıvar sevdiği kızı yakınca kinlenmişti iyice kızı rüyasında falan görüyordu dedim bu ivarı fırsat bulunca gebertir cümle alem rahatlarız. herşeyi unuttu gitti yancısı olup çıktı herifin.
bjorn un yaptığı akdeniz turu, adam akıllı bir şey göremeden hiçbir şey yapmadan döndüler.
son sezonda bütün dizi boyunca umursamazca adam kesen herifler bir anda tövbe etti. hele ubbe ve floki izlanda meselesinde şu uyuz herifleri kesmedi ya sinir krizi geçirdim.
rusyadaki olaylar baştan savma oldu. prens oleg bir anda hiç savaşmadan şehri bıraktı gitti.
vikinglerin amansızca adam kesmekten ziyade ticari yönlerinide gösterseler hiç fena olmazdı.
ve daha birçoğu, izleyenlerin zaten farkında olacağı.
genel olarak diziyle ilgili eleştirilerim (ilk bölümleri izleyeli bayağı olduğu için detaylı hatırlayamıyorum)
vikinglerdeki ciddi sadakatsizlik sorunu. biri geliyor ben buranın reisiyim diyor hobaa herkes bir anda fedaisi oluyor. ertesi bölüm başkası geliyor bu sefer ona. aşırı rahatsız edici oluyordu.
önemli gibi gösterilip hiçbir halt olmadan birden ortadan kaybolan karakterler. şimdilik aklıma gelen sigurd (o kadar yılan gözlü bilmemne dediler hiçbir şey yapamadan telef oldu gitti), çinli kadın ve köye erkekler yokken gelip kadınlarla hasret gideren yarı tanrı kılıklı adam. ayrıca ingiltere bölümlerinde bir bishop çıkmıştı. adamın önceki sezondan haberini verdiler falan toplasan yarım sezon durmadan öldü gitti.
hvitserk kafayı yedi, ıvar sevdiği kızı yakınca kinlenmişti iyice kızı rüyasında falan görüyordu dedim bu ivarı fırsat bulunca gebertir cümle alem rahatlarız. herşeyi unuttu gitti yancısı olup çıktı herifin.
bjorn un yaptığı akdeniz turu, adam akıllı bir şey göremeden hiçbir şey yapmadan döndüler.
son sezonda bütün dizi boyunca umursamazca adam kesen herifler bir anda tövbe etti. hele ubbe ve floki izlanda meselesinde şu uyuz herifleri kesmedi ya sinir krizi geçirdim.
rusyadaki olaylar baştan savma oldu. prens oleg bir anda hiç savaşmadan şehri bıraktı gitti.
vikinglerin amansızca adam kesmekten ziyade ticari yönlerinide gösterseler hiç fena olmazdı.
ve daha birçoğu, izleyenlerin zaten farkında olacağı.
devamını gör...
geceye bir sanat eseri bırak
caspar david friedrich - evening on the river (c. 1820-25)
devamını gör...
uzak mesafe ilişkisi
sanılanın aksine yürütülebilen bir ilişki şeklidir. zaten çalışma hayatına gectiğinde de aynı evde yaşamıyorsan uzaklık farketmeksizin görüşme sıklığın degişmez.
devamını gör...
anormal sözlük haber ajansı
yoldaş benjamin franklin 8 mart dünya kadınlar günü için çalışmalar yürütüyormuş.bu çalışmayı bal porsuğu ile birlikte yaptığı ve görüşmeyi gizli tuttuğuda söylenilenler arasında.
-benden duymuş gibi olmayın mesaj yoluyla çicek böcek göndericeklermiş-
ince düşünce vallahi bravo.
-benden duymuş gibi olmayın mesaj yoluyla çicek böcek göndericeklermiş-
ince düşünce vallahi bravo.
devamını gör...
evlenince kocanın kütüğüne geçmek
devlet e göre evlenmek demek kadınların her şeyle bağını kopardığı anlamına geliyor herhalde. soyadı değişikliği var, kütük değişikliği var. devlet bir sorsun bakalım evlenen kadınlar böyle bir şey istiyorlar mıymış.
devamını gör...
uzun entry girmenin karma puanı çok artırması
puanlarla ilgilenmeyenler için dert edilmeyecek durumdur.
yaz geç kardeşim, boşver puanı benimde ulu da bilmem kaç bin puanım vardı dakika düşünmeden sildim hesabı. bir de sayıların mı yasını tutacağız?
yaz geç kardeşim, boşver puanı benimde ulu da bilmem kaç bin puanım vardı dakika düşünmeden sildim hesabı. bir de sayıların mı yasını tutacağız?
devamını gör...
canaşırılık
yarı yeşilevham ukdesi.
iki gün yoktum, taaa diplerdeki sandık lekeleri gitsin, bi hava alsın içim diye dolaşmaya çıktım yarımadamda, güzel de oldu. neyse;
döndüm, o iki günde ve daha öncesinde gözümden kaçanları okumaya başladım, yeşilevham'ın bir yazısında denk geldim bu kelimeye, o zaten her zaman olduğu gibi kelimeleri harika kullanıp içini yarı dökmüş, kazak türkçesinde şefkatlilik, merhamet anlamına geldiğini de yazısının en başına iliştirmiş, de?
yazısında bir şey yazmış, ben de katılıyorum buna, bu kelimenin ardında başka bir şey var, kelime anlamı yetmiyor, kelime anlamı tam karşılamıyor içini, içimi.
üfleseler sönüverecek gibi bir kelime bu, hani bir saniye bakmasan yok olacak, o merhamet ve şefkat sahipsiz kalacak, aniden bitecek.
ne zor kelime tanrım ve bazen içinde olan biteni yansıtıp kelimelere dökmek ne kadar zor?
bazen sadece kullanmak gerekiyor ama böyle kelimeleri, anlamını anlamlandırmaya çalışmadan, insanın içinde yansıttığı boşluk ve hoşluk kıvamına uydurarak öylece kullanmak.
mesela ben gidenim için şöyle derim gönül rahatlığı içinde, ne cümle içinde sırıtır ne de kendi içimde.
bir canaşırılık nefesim vardı, o da yokluğunla soldu.
evet, bazı kelimeler çok güzel ve çok zor ve teşekkürler tanrım!
iki gün yoktum, taaa diplerdeki sandık lekeleri gitsin, bi hava alsın içim diye dolaşmaya çıktım yarımadamda, güzel de oldu. neyse;
döndüm, o iki günde ve daha öncesinde gözümden kaçanları okumaya başladım, yeşilevham'ın bir yazısında denk geldim bu kelimeye, o zaten her zaman olduğu gibi kelimeleri harika kullanıp içini yarı dökmüş, kazak türkçesinde şefkatlilik, merhamet anlamına geldiğini de yazısının en başına iliştirmiş, de?
yazısında bir şey yazmış, ben de katılıyorum buna, bu kelimenin ardında başka bir şey var, kelime anlamı yetmiyor, kelime anlamı tam karşılamıyor içini, içimi.
üfleseler sönüverecek gibi bir kelime bu, hani bir saniye bakmasan yok olacak, o merhamet ve şefkat sahipsiz kalacak, aniden bitecek.
ne zor kelime tanrım ve bazen içinde olan biteni yansıtıp kelimelere dökmek ne kadar zor?
bazen sadece kullanmak gerekiyor ama böyle kelimeleri, anlamını anlamlandırmaya çalışmadan, insanın içinde yansıttığı boşluk ve hoşluk kıvamına uydurarak öylece kullanmak.
mesela ben gidenim için şöyle derim gönül rahatlığı içinde, ne cümle içinde sırıtır ne de kendi içimde.
bir canaşırılık nefesim vardı, o da yokluğunla soldu.
evet, bazı kelimeler çok güzel ve çok zor ve teşekkürler tanrım!
devamını gör...
telifsiz efekt siteleri
şahsımın da kullandığı www.bandlab.com/.
şu türkçe anlatımlı videosu
eğer lise düzeyi ingilizceniz varsa yabancı kaynak*
şu türkçe anlatımlı videosu
eğer lise düzeyi ingilizceniz varsa yabancı kaynak*
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük,
yine 5-6 sularında yani her zamanki özetle gelmiş bulunmaktayım.
öncelikle uefa şampiyonlar ligi kupası bu sene kesin olarak ingiltereye gitti, (bkz: manchester city- chelsea), yarı finalde chelsea real madrid'i; manchester da paris saint germain'i eleyip finale çıktılar.. hayırlı olsun.
unutulmaz milan- liverpool finalinde olduğu gibi bu final de istanbul da oynanacak..
hintliler iyice tozuttu, yüce inek yardımcıları olsun..
bugün hıdırellez, yani yeşil bayram.. bahar geldi.. ateşler yakıldı, eskiden olsa üstünden atlar, bir iki kişiyi 2. derece yanık teşhisi almak üzere hastaneye götürürdük. ama artık götürmüyoruz.
neden ?
çünkü covidden dolayı hastaneler tıka basa dolu..
o yüzden atlama zıplama olayları yapılmıyor, kaçak göçek yapanların da üstlerine polisler atlıyor.
çünkü komple ülkeyi bayrama kadar kapattık hacı..
neyse.. gün doğuyor şu an.. aklıma grup gündoğarkenden "ankaradan abim geldi" şarkısı geldi..
3 kardeş olmamıza rağmen abilerim il dışında okuduğu için yalnız büyüyen evin en küçüğü olmanın dezavantajını da bu şarkıyı gerçekten içselleştirmişim yıllarca..
özledim sözlük.. herkesi, her şeyi, her anıyı, her anımı özledim.. zor zamanlardan geçiyoruz ülkece, dünyaca..
bazen şaşırıyorum, gerçekten bir rüya/kabusmuş da uyanıverecekmişim gibi..
neyse ki sağlıklıyım ve mutlu bir ailem var.. en azından bunlar beni ayakta tutuyor.
herkese bu hıdırellez vesilesiyle bugünden itibaren sağlıkla başlayan ve bir an önce de defolsun gitsin dediğim koronadan kurtulmuş bir hayat diliyorum.
au revoir / ciao / tschüss
yine 5-6 sularında yani her zamanki özetle gelmiş bulunmaktayım.
öncelikle uefa şampiyonlar ligi kupası bu sene kesin olarak ingiltereye gitti, (bkz: manchester city- chelsea), yarı finalde chelsea real madrid'i; manchester da paris saint germain'i eleyip finale çıktılar.. hayırlı olsun.
unutulmaz milan- liverpool finalinde olduğu gibi bu final de istanbul da oynanacak..
hintliler iyice tozuttu, yüce inek yardımcıları olsun..
bugün hıdırellez, yani yeşil bayram.. bahar geldi.. ateşler yakıldı, eskiden olsa üstünden atlar, bir iki kişiyi 2. derece yanık teşhisi almak üzere hastaneye götürürdük. ama artık götürmüyoruz.
neden ?
çünkü covidden dolayı hastaneler tıka basa dolu..
o yüzden atlama zıplama olayları yapılmıyor, kaçak göçek yapanların da üstlerine polisler atlıyor.
çünkü komple ülkeyi bayrama kadar kapattık hacı..
neyse.. gün doğuyor şu an.. aklıma grup gündoğarkenden "ankaradan abim geldi" şarkısı geldi..
3 kardeş olmamıza rağmen abilerim il dışında okuduğu için yalnız büyüyen evin en küçüğü olmanın dezavantajını da bu şarkıyı gerçekten içselleştirmişim yıllarca..
özledim sözlük.. herkesi, her şeyi, her anıyı, her anımı özledim.. zor zamanlardan geçiyoruz ülkece, dünyaca..
bazen şaşırıyorum, gerçekten bir rüya/kabusmuş da uyanıverecekmişim gibi..
neyse ki sağlıklıyım ve mutlu bir ailem var.. en azından bunlar beni ayakta tutuyor.
herkese bu hıdırellez vesilesiyle bugünden itibaren sağlıkla başlayan ve bir an önce de defolsun gitsin dediğim koronadan kurtulmuş bir hayat diliyorum.
au revoir / ciao / tschüss
devamını gör...
sözlük kulüpleri
sanat ve yardım kulübüne en baştan adımı yazdırmak istiyorum!!! evet çok heyecanlandım.
devamını gör...
sabah şarkısı
4 non blondes-what’s up
devamını gör...
jain
gerçek adı jeanne louise galice'dir. 7 şubat 1992, fransa doğumlu şarkıcı, söz yazarıdır.
devamını gör...
dandy
charles baudelaire ile özdeşleşen moda temelli sanat akımı. genel olarak dönemin avrupa'sında yaşayan orta düzey gelir seviyesine sahip ve çoğunlukla er bireylerin hedonizmi merkeze alarak giyim/yaşam/ilgi ve odaklarını daha üst sınıflara aitmiş gibi yapılandırmaları ve kendilerini bu doğrultuda geliştirmeleri demektir. basit bir anlatımla iyi giyinmek ve iyi yaşamak sadece zenginlerin değil herkesin hakkıdır ve gerekiyorsa bu uğurda fedakarlıklar yapılmalıdır diye düşünürler. dandizm ingiltere'de ortaya çıkmış olsa da fransız devrimi ve devam eden süreçte tüm avrupa'yı etkisi altına almış, sanat dünyasına yön vermiştir. hakkında tamamen tesadüfi bir şekilde, yanlış hatırlamıyorsam dandyism isminde bir belgesel izlemiştim üniversitenin başlarında. aradım ama bulamadım. ilk bakışta züppe, hovarda, umursamaz görünen bu günümüz "tikilerinin" avrupa entelektüelitesini ne kadar derinden etkilediğini görmek çok şaşırtmıştı beni. aslında konu tabi ki toplumsal değişim rüzgarı. 18. yüzyıl avrupası tamamen bu itkinin etkisindeyken her şeyden beslenmiş doğru ama tiyatronun, görsel sanatların insanların hayatında bu kadar merkezde olduğu bir dönemde halkın arasında olan ve sosyo-ekonomik olarak çok da ayrışmamış bir kesmin okuduklarından/izlediklerinden esinlenip bu akımı benimsemesi, bunu yaşam şekillerinin tamamına yansıtmaları sonra da izledikleri içeriklere yön verecek kadar güçlenmiş, yayılmış olmaları nereden baksan etkileyici. dandizm bir sosyo-politik başkaldırı aynı zamanda. eşitlikçi bir temeli baz alıyor. dandy'ler idealarını gerçeklemek için büyük bedeller ödemiş, hem sanat çevreleri hem de halk tarafından büyük ölçüde alay edilmiş/dışlanmış bir kesim çünkü. estetiğin sadece kıyafetlere değil tüm yaşama sirayet ettirilmesi gerektiğini savunan baudelaire, dandizmi aşağılamadan tanımlayan ilk sanatçı ve en ünlü dandy sayılıyor. öyle işte.
devamını gör...

