sadece türkiye için değil, tüm dünya ülkeleri için geçerli önerme.
devamını gör...

salatalık ve erik.
devamını gör...

hitler'e kendini tekrar kanıtlamak için modifiye edilip menzili arrtırılmış bir uçakla düşman hava sahasını geçerek iskoçya'ya uçmuş, hava karardığı için iniş yapacak yer bulamayıp ilk kez paraşütle atlamış, iniş yaptığı yerde britanyalı bir çiftçi tarafından evine davet edilmiş, sonra kimliği tespit edilince tutuklanmıştır. amacı iskoçya'da kraliyete yakın olduğunu düşündüğü bir dükle temasa geçip barışı sağlamak ve hitler'in gözüne girmekti. fakat hess, hitler'in vekiliydi. bulunduğu konum açısından yaptığı iş hitler'i çıldırtmıştı. hitler'in vekilinin düşmanla işbirliği yapacağı fikri hem nazilerde hem halkta büyük bir infial yaratacaktı. alman radyosunda hess'in deli olduğunu ilan ettiler.

aynı zamanda britanya basınında da olay şaşkınlıkla karşılandı. rudolf hess'in bu çılgın planı beklediği gibi gitmedi. churchill ile görüşme umut ederken britanya istihbaratı tarafından sorguya çekildi. ingilizlerin de pek barışa yanaşacağına ihtimal yoktu. daha birkaç hafta öncesine kadar alman hava kuvvetleri britanya'yı bombalamış, sanayiye büyük darbe vurmuştu.

rudolf hess bu çılgın planı sonucunda iyice çaresiz kalıp britanya'da yerleştirildiği evde korkuluklardan atlayıp intiharı denedi. bunu da başaramadı. ömrünün geri kalanını mahkum olarak yaşadı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

220 de basar adam da ezer, bir yıl yatar giyer gucci takımı iyi halden çıkar.
devamını gör...

acının terazisi olmaz.
devamını gör...

kitapları aksesuar haline getiren tipin, zaten okuyacağından değil de sırf şekil olsun diye yanına kahvesini hazırlayıp fotoğrafını çektiği kitaplardır.

haydi başlayalım:
(bkz: kürk mantolu madonna)
(bkz: dönüşüm)
(bkz: satranç)
devamını gör...

bana samimiyetsiz gelen tipdir. git evinde oku ulan kitabını hem nasıl anlayabiliyorsun ki? o kadar ses var. anlaşılması çok zor. bir de bunların bir üst versiyonu vardır. üniversite sınavına hazırlanırlar.
devamını gör...

şimdi şu tarafa doğru cennette dolaşıyorsunuz da bir tanidığa denk gelmiş gibi bakalım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

lady lazarus ne istiyor? intikam çığlıklarını kan ve kemikleriyle atıyor! zaferin beklenmedik bir kaybı var burada! dirilmek uğruna önce ölmek gerek! ölmek içinse dirilmeyi göze almak gerek! lazarus! uyan hülyalarının ardından! kaç bin kere daha kesilip biçileceksin?
otuz yaşında kendini en derin mahzenin en derin tabutuna kapatan sonsuz gömülmüşlüğün temsilcisini, sylvia plath'i daha iyi anlamanın bir yoludur. "diğer her şey gibi, ölmek de bir sanattır. ben bunu son derece iyi yapıyorum."

herr god! herr lucifer!





i have done it again.
one year in every ten
i manage it——

a sort of walking miracle, my skin
bright as a nazi lampshade,
my right foot

a paperweight,
my face a featureless, fine
jew linen.

peel off the napkin
o my enemy.
do i terrify?——

the nose, the eye pits, the full set of teeth?
the sour breath
will vanish in a day.

soon, soon the flesh
the grave cave ate will be
at home on me

and i a smiling woman.
i am only thirty.
and like the cat i have nine times to die.

this is number three.
what a trash
to annihilate each decade.

what a million filaments.
the peanut-crunching crowd
shoves in to see

them unwrap me hand and foot——
the big strip tease.
gentlemen, ladies

these are my hands
my knees.
i may be skin and bone,

nevertheless, i am the same, identical woman.
the first time it happened i was ten.
it was an accident.

the second time i meant
to last it out and not come back at all.
i rocked shut

as a seashell.
they had to call and call
and pick the worms off me like sticky pearls.

dying
is an art, like everything else.
i do it exceptionally well.

i do it so it feels like hell.
i do it so it feels real.
i guess you could say ı’ve a call.

it’s easy enough to do it in a cell.
it’s easy enough to do it and stay put.
it’s the theatrical

comeback in broad day
to the same place, the same face, the same brute
amused shout:

‘a miracle!’
that knocks me out.
there is a charge

for the eyeing of my scars, there is a charge
for the hearing of my heart——
it really goes.

and there is a charge, a very large charge
for a word or a touch
or a bit of blood

or a piece of my hair or my clothes.
so, so, herr doktor.
so, herr enemy.

i am your opus,
i am your valuable,
the pure gold baby

that melts to a shriek.
i turn and burn.
do not think i underestimate your great concern.

ash, ash—
you poke and stir.
flesh, bone, there is nothing there——

a cake of soap,
a wedding ring,
a gold filling.

herr god, herr lucifer
beware
beware.

out of the ash
i rise with my red hair
and i eat men like air.





gene yaptım, gene yaptım işte.
on yılda bir kere
beceririm bunu ben –

bir çeşit ayaklı mucize, tenim
bir nazi abajuru kadar parlak,
sağ ayağım

kağıt üstüne ağırlık,
yüzüm hiçbir özelliği olmayan, halis
yahudi keteni, en incesinden.

kaldır o örtüyü
sevgili düşmanım.
korkuttum mu yoksa?

göz ve burun oyuklarımla, otuz iki dişimle?
sasımış soluğum
yok olur gider bir günde.

pek yakında, evet pek yakında
mezar inimin yediği etim
gene üstümde olacak eve gittiğimde.

bir kadın olacağım yine, yüzümde gülümseme.
otuzundayım daha.
kedi gibi dokuz canım var hem de.

bununla üç etti.
ne pis iş bu
silip, yok etmek her on yılı böyle.

milyonlarca lif, milyonlarca.
ağızlarında fındık fıstık çatur çutur, itişip
kakışıyor kalabalık, görmek için ellerimin, ayaklarımın

açığa çıkarılışını.
baylar, bayanlar!
böyle striptiz görmediniz.

bunlar ellerim.
bunlar da dizlerim.
bir deri bir kemiğim belki,

ama, aynı kadınım işte, tıpatıp aynı.
ilk kez olduğunda on yaşındaydım ben.
kazaydı.

ikincisinde, işi bitirmeye
ve bir daha dönmemeye öyle kararlıydım ki.
kapatmıştım kendimi,

sallanıyordum deniz kabuğu gibi.
seslenmek, durmadan seslenmek, bir de ayıklamak
zorunda kaldılar üstüme inciler gibi yapışmış kurtları.

ölmek,
her şey gibi, bir sanattır,
bu konuda yoktur üstüme.

öyle ustaca yaparım ki cehennem gibi gelir.
öyle ustaca yaparım ki gerçekmiş gibi gelir.
bir talebim olduğunu bile söyleyebilirsiniz.

öyle kolay ki bir hücrede bile yapabilirsiniz.
öyle kolay ki yaparsınız ve kımıldamazsınız.
benim canıma okuyan

aynı yere, aynı surata,
aynı şaşkın, hayvansı
'bu bir mucize! mucize! '

haykırışlarına güpegündüz
görkemli bir dönüş yapmak.
bir bedeli var

yaralarıma bakmanın, kalp atışlarımı
dinlemenin bir bedeli var –
tıkır tıkır çalışıyor işte.

bedeli var, hem de ne bedeli var,
bir sözcüğümün ya da bir dokunuşumun
ya da kanımdan bir damlanın

ya da saçımın bir telinin ya da bir parçasının elbisemin.
ya, işte böyle, herr doktor.
işte böyle, herr düşman.

beni siz yarattınız.
ben sizin kıymetli eşyanız.
eriyip bir çığlığa dönüşen

som altından bebeğiniz.
dönüyor, yanıyorum.
yüksek alakalarınızı küçümsüyorum sanmayın.

karıştırıp durduğunuz
küller, küller –
et, kemik, yok orada başka bir şey –

bir kalıp sabun,
bir alyans,
bir de altından diş dolgusu.

herr tanrı, herr şeytan
aman dikkat
aman dikkat

ben diriliyorum, kalkıyorum işte
küllerin arasından kızıl saçlarımla
ve insan yiyorum, hava solurcasına.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer?
çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın:
taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler,
kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın:
ışıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak,
ve sık sık kararır da yaldız düşer yüzünden;
her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak
kader ya da varlığın bozulması yüzünden;
ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz,
güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda;
gölgesindesin diye ecel caka satamaz
sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:
insanlar nefes alsın, gözler görsün elverir,
yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
devamını gör...

bütün kadın yazarlar destek verebilirler.
buradan
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
güne mis gibi çiçekleri bırakıyorum..
devamını gör...

knut hamsun'un türkçeye bu isimle uyarlanmış kitabının adı.

aç ya da oruç vs. olmasanız dahi okurken açlığı hissettirir. ancak buhranlı bir dönemde okunmamasını salık veririm.

misal ben askerde okuyunca baya bunalmıştım eserde bir yaşam mücadelesi ve direnç de olsa da.
belki de çeviri başarılı değildi bilemedim.

(bkz: sult)* *
devamını gör...

nickine de tanımlarına da bayıldığım ayrıca beğenilerini de eksik etmeyen yazar arkadaşımızdır.

takipteyiz efendim.
devamını gör...

sivri ve kıvrak dilli. ağzını bozduğunda çizgiden çıkabilen ancak gerektiği yerde gerektiği şekilde konuşmayı bilen bir isimdir. ana muhalefetin başına gelse bugün ülkeye kat kat daha fazla yarar sağlayacaktır. eğlenmeyi ve eğlendirmeyi sever ancak size uygunsa tarzı. bir ara siyasetçileri konuk alarak büyük bir şeyi başardı. sayın (bkz: selim kotil) i onun sayesinde tanıdım. binali yıldırım'ı konuk ederek katı ve yaşlı siyasetçileri bile alarak bürokraside zirvelere oynadı. umarım başarılı olur.
devamını gör...

bütün sosyal medya hesaplarımı sildiğim zaman.
devamını gör...

sözlüğü çok seviyorum ama bu uyarı beni benden alıyor.
devamını gör...

nezaket, beni bir insana çeken yegane davranış biçimidir. direkt büyülenirim... ben de mevcuttur ama karşıdaki kişiye göre aniden değişebilir bu yüzden benim açımdan çok sürdürülebilinir değildir. irade ister çünkü her bünye için kullanışlı değildir.

bunun eksikliği uzay boşluğunda yaşıyormuşsun gibidir. aslında direkt söyleyeyim odun gibi yaşamaktır. basit bir şey gibi görülür halbuki bazı öfke nöbetleri bu eksiklikten kaynaklanır. ahh o ne güzel şeydir... kimse için kendi nezaketinizden ödün vermeyin.. ince düşünceli, nazik insanları buldunuz mu bırakmayın...*

nezakete boğalım, nezakette boğulalım..*
demir eksikliği değil ki ilaç kullanalım..
kibarlıktan,incelikten kırılalım...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim