gavs'ın 4 meleğin özelliklerini taşıması

gün geçmiyor ki nasıl daha çok şirk koşarız diye düşünmeden duramıyorlar. ellerinden gelse peygamberliğini ilan edecekler ama son peygamber olayını bildikleri için o kadar ileri gidemiyorlar, yoksa onu da yaparlar.

bunların peşinden giden insanların bilgisizliği ve sömürülmesine ne desek yetersiz kalır.

gavsın 4 meleğin özelliklerini taşıdığını anlatan video: x.com/volkan_giritli/status...

volkan giritli bizim tengir budun ,sahte iktisat diplomalı keko.

hep zırvalar böyle, tokyolu ümit replemiştir tengo'yu..

biliyorsunuz hücresel çoğalmada bile hücreler ikiye, dörde. sekize vs. bölünerek çoğalırlar. bu gavs hücreleri o kadar bilime karşıtlar ki, benzerlik olmasın diye üçe bölünüp çoğalmaya çalışıyorlar.. zevalleri bundan olursa şaşırmayın..
meleklik yetmez, birinden biri rekabet yüzünden allahlığa soyunur o caanım servet zayolur..!

cosplay yapıyorlar, çok da şey etmemek lazım.

insanoğlunun yoldan çıkmak konusunda din, dil, ırk, çağ gözetmediğini anlamamızı sağlayan iddia.

videoyu izlemedim ama başlığa göre ve bir müslüman olarak yorum yapacağım.

inanca göre musevilik ve hristiyanlık, müslümanlıktan önce gelen dinler. zamanla insanlar tarafından yozlaştırıldıkları da biliniyor. bu durumda, içinde insan olan her şey gibi, islam toplumlarında da zamanla bazı sıkıntıların ortaya çıkması beklenir. 2 x 2 = 4 kadar net. bu cepte.

kuran ne demiş:
"ey iman edenler! bilin ki yahudi din bilginlerinin ve hıristiyan din adamlarının birçoğu halkın mallarını haksızlıkla yerler ve allah yolundan alıkoyarlar. altın gümüş biriktirip allah yolunda harcamayanları elem veren bir azapla müjdele!" *

bu ayeti "sadece yahudi ve hristiyanlar böyle haksızlık yapar. diğerleri tertemizdir." gibi okursanız yanılırsınız. "bunu bize değil, onlara söylemiş." diye okursanız da yanılırsınız. işte bu adamların peşine takılanlar böyle okuyor ve yanılıyorlar.

- musevilik gelmiş. insanlar yaratıcıya inanmış. ardından zamanla bazı insanlar, din adamlığı kisvesi altında halkı sömürmeye başlamış.
- hristiyanlık gelmiş. insanlar yaratıcıya inanmış. ardından zamanla bazı insanlar, din adamlığı kisvesi altında halkı sömürmeye başlamış.
- müslümanlık gelmiş. insanlar yaratıcıya inanmış. müslümanlığın peygamberi demiş ki "bakın bunlar böyle haksızlıklar yaptılar. allah da lanetledi. siz yapmayın." sonra zaman geçmiş ve insanoğlu yine aynı noktaya dönmüş. sorsan bunların hepsi allah yolunda ama yaptıklarına ya da söylediklerine baktığında hiç alakaları olmadığını hemen görebiliyorsun. takılmayın peşlerine diyen de suçlu oluyor. halbuki böylelerinin peşine takılmayın diyen biz değiliz. öncelikle allah diyor bunu.

tarikat, cemaat gibi işlere giren insanların çoğu, "ben müslümanım" diyen herkesin mutlak doğru insanlar olacağına iman etmiş nedense. halbuki insan çiğ süt emmiştir. her türlü değeri kullanabilir, kendi çıkarları için. adam allah'a inanmıyor bile olabilir ama kalkıp sana çok dindar bir kişi imajı çizer ki senin malını mülkünü kendi üzerine geçirsin. siyasetçiler de yapmıyor mu bunu? sen eğer iyi bir müslüman olduğunu iddia ediyorsan, uyanık olacak, böyle insanlara fırsat vermeyeceksin. ben kendi adıma konuşayım: bana allah yetiyor. bunlara takılanlara yetmiyor olmalı ki ondan bundan yardım, icazet almadan, yol gösterilmeden hiçbir şey yapamıyorlar.

her şeyi geçtim, hiç mi şüphelenmiyor bunlar "ulan madem hepimiz müslümanız, madem hepimiz allah yolunda çalışma derdine düştük, madem hepimizin inandığı da amacı da aynı, ne diye böyle bölük pörçük bir sürü tarikata, hatta mezhebe ayrılmışız!" diye? sağcı ve solcu ayrımı da hep komik gelmiştir bana. iki taraf da vatanı çok sevdiğini, ona en çok kendisinin hizmet edeceğini söyler ama birbirleriyle savaş hâlindedir sürekli. amacınız aynıysa birleşsenize! dışarıya karşı güçlü durup halkınızı yüceltsenize! ama yok. niye? çünkü dert vatana, halka hizmet olmadı hiçbir zaman. hep çıkar peşindeler. bunlarda da aynı işte.

yeminle anlamıyorum ben bu insanları. basit olanı zorlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

zort, ufak at da civcivler yesin. ağza bak ağza, sanki mağaza...

peygamber zamanında gavs var mıydı acaba?

dört meleği yaratan o özelliklerin bir tek ruhta olmasını isteseydi birleştirirdi be yaa...

(bkz: holly şirk)

yamulmuyorsam bunlar bir dönem tövbeleri de kabul ediyordu. orta çağ kilisesi bile bunlar kadar şirk koşmadı zamanında.

şirke depar atıyorlar. bunlara inananlara lafım yok.

bu kekoların gavsı depremi de depikliyordu gelişine... bitmeyen çorba olduğuna falan inanıyorlar öff.

geçen yıl minare devrildi üstlerine.

şaka bitti.

şirk nedir? nasıl koşulur?

hani ateist bendim lan!

çünkü bunları biz istiyoruz.

90﴿

 dediler ki: “sen bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.”

﴾91﴿

 “veya senin bir hurma bahçen ve üzüm bağın olmalı; içlerinden de çağıl çağıl nehirler akıtmalısın.”

﴾92﴿

 “yahut -iddia ettiğin gibi- göğü üzerimize parça parça düşürmelisin veya allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.”

﴾93﴿

 “veya altından bir evin olmalı; ya da göğe çıkmalısın. bize okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece oraya çıktığına da asla inanmayacağız.” de ki: “rabbimi tenzih ederim! ben sadece bir beşer-peygamberim.”

isra suresi

zangin, güçlü, alağanüstü hallere sahip bir peygamber.

celal şengör bile inanmak için mucize istiyor. kitabın vicdan ile uyumunu görmek istemiyor.

talep beyle olunca arz da beyle oluyor. evet