1.
d&d'nin en "underrated" süper güçlü ve ayrıksı karakteri olabilir. yani elminster, larloch, azalin rex falan gibi çok güçlü bir karakterdir aslında ve tek bir kaynakta (bkz: ivid the undying) kendisine rastlasak da bu official bir d&d kitabı sonuçta ve kendisi neden bu kadar az bilinmektedir biraz anlam verememekteyimdir. tamam greyhawk campaign setting'de değil de forgotten realms campaign setting'inde olsaydı kendisi elbette daha iyi bilinirdi ama greyhawk standartlarında bile çok az biliniyor gwydiesin isimli bard. ben kendisinin muhtelif greyhawk romanlarında başkarakter olmasa bile, lotr'deki tom bombadil gibi böyle eksantrik ama efektif bir karakter olmasını beklerken kendisi oerth'in güçlü personaları arasında bile anılmıyor yapılan listelerde ki bu listelemede tepedeki philidor the blue'dan bile 5 seviye yüksekteki bir karakter: 30. level! dünya adil değil dostlar. gwydiesin'in hakkı verilmemiş...
kendisine gwydiesin of the cranes deniyor. crane turna demek ve bu tiplemenin de bu kuşlarla özel bir bağı var. gwydiesin ismi de gal mitolojisindeki gwydion adlı sihirbaz-kahraman ve trickster'ın adıyla taliesin ismindeki briton şairin/ozanın (bard) isimlerinin birleştirilmesiyle konmuş sanırım; yani gwydion'un ilk 4 veya 5 harfi ve taliesin'in son 4 veya 5 harfi birleştirilmiş. kendisi zaten bir bard olsa da aslında 9. seviyedeki büyüleri de yapabildiği için bir mage/wizard da. bu arada bilmeyenler için, d&d'de bard'lar (ozanlar) da aslında büyücülük güçleri olan bir class'tır ama 9. seviye büyüleri yapabilecek kadar kudretli değildirler bu bakımdan. ayrıca druidik büyüler de yapabiliyor gwydiesin, bir mage gibi 9. seviye büyüler yapabilmesiyle beraber. bu adam çok ayrıksı, "unique" bir karakter işte. eşsiz yani. zaten onun tanıtıldığı kitapta da bu özellikle vurgulanıyor ve kural kitaplarındaki standartlar ötesi bir tipleme olduğunun altı çiziliyor.
grandwood forest'ta yaşayan gwydiesin, aşırı yaşlı bir karakter. 60'larında gösterdiği söylense de esasen 700 yaşında falan. gümüş renkli saçlarını atkuyruğu şeklinde bağlıyor ve gözleri masmavi. kahverengi, gösterişsiz robe'lar giyen bard, herhangi bir sihirli yüzük kullanmıyor ama bunlara rağmen karizmasıyla karşılaştığı hemen herkesi etkileyebiliyor. boyu da 2 metreye yakın bu arada ve dimdik duran bir "moruk". yüzük takmasa da birçok sihirli ekipmanı var ve yanında bir "magic lantern" taşımasıyla dikkat çekiyor. bu fener, aynı anda; gem of seeing, gem of brightness ve helm of brilliance item'larının güçlerini barındırıyor. yaşadığı ormanın ve çalılıkların istediği yerlerini istediği zaman gezen gwydiesin, buralarda rastladığı kişilerin de tercih ettikleriyle konuşuyor. buralarda liderlik/yöneticilik yapan kişilerle de belirli sebeplerle münasebet kurabiliyor ancak siyah ve gümüşi turnalara asla kayıtsız kalamıyor ve onlarla yakından ilgileniyor, istisnasız
gwydiesin bir "bard" olduğu için hitabeti elbette kuvvetli. birçok insan kendisinin konuşmalarını, okumalarını ve şarkılarını dinlemekten büyük haz alsa da bu herkes için geçerli değil ve ozan, kimi zamanlar o kadar yoğun şeyler söyleyebiliyormuş ki bu karşısındaki kimilerine acı verebiliyormuş. diğer bir taraftan da karakterin şen ve kaygısız bir tarafı da var ve bazen takılmacalarıyla, şakalarıyla da başka karakterleri eğlendirebiliyor kendisi.
700 yaş civarında olduğundan ve bir bard olduğundan, belki de oerth'teki en bilgili karakterdir gwydiesin ve kendisinin bilmediği bir efsaneye, masala, hikayeye veya mite rastlamak çok zordur. yalnız kendisi bir hikayeyi başkalarına anlatırken onu orijinal haliyle anlatırmış ve bunda da gerçeklik ve yanlışlıklar iç içe geçik olurmuş. burada da kendisini dinleyen kişinin algılama kapasitesini ölçme amacını güdermiş veya sadece o an o modda olduğu için böyle yaparmış. yani burada yalan söylemiyormuş aslında ve ilgili hikayeyi olduğu gibi aktarıyormuş ancak aslında bazı şeylerin anlatıldığı gibi olmadığını bilmesine rağmen bunu kendisine saklarmış.
bu arada kendisi politikayla neredeyse hiç ilgilenmezmiş. büyük krallığın (the great kingdom) yükselişini ve düşüşüne şahitlik etmiş zaten 700 yaşında olduğu için ve bu yıkılışın ardından başkalarının politik ajandaları onu enterese etmezmiş. grandwood veya lone heath'tekilere büyüleriyle yardımcı olmazmış veya tipik bard özelliği olan, savaş öncesi moral artırıcı söylevlerde bulunmak aktivitesine girişmezmiş. ancak onun faydası daha mistik, çözülmesi zor bir mahiyette gerçekleşirmiş. onun bazı şeyleri nakledişlerinden günler sonrasında bile dinleyendeki enerjik yükselme, algı/duyu keskinleşmesi devam edermiş; renkler daha parlak görünür, sesler daha keyif verici, yemek ve şarap daha lezzetli, karşılaştıkları insanlar daha güzel yüzlü ve nazik görünürmüş gwydiesin'in bu şekilde "dokunduğu" kişilerde.
gwydiesin ile görüşmek için gelen kişiler onu bulamazlarmış. yani kendisi istemezse. önceden haberdar olurmuş bundan ve kendi isterse görünürmüş ziyaretçisine. onlara görüneceği zamanı kendisi ayarlarmış ve görünümünü de ona göre belirlermiş. ondan ne isteneceğini önceden bilirmiş ama ziyaretçisini cesaretlendirmek veya bilgilendirmek tamamen kendi kararı olurmuş bard'ın.
bu bard, yalnız bir kişi olsa da flanaess'te bir avuç insanla da münasebeti varmış. örneğin mordenkainen kendisiyle şarap içip yemek yemiş ki d&d ile ilgilenip bu büyücüyü tanımayan kişi yoktur gibi bir şey. mordenkainen ve gwydiesin'in gerçekten de birçok ortak noktası varmış ki alignment'ları da bunlardan biri ve belki de bu ortak noktalarındaki pusulaları gibi de yorumlayabiliriz. ikisi de "neutral". gwydiesin için neutral good deniyor ama sanırım bunu ad&d'den sonrasına uyarlarsak mordenkainen ile aynısı yani chaotic neutral diyebilirdik. yani eski d&d edisyonlarında "neutral with good tendencies" denebiliyor bazı karakterlere ve esas alignment'ları neutral oluyor aslında ki gwydiesin'inki de öyle.
circle of eight tümden etkilenmişler aslında gwydiesin'in recitation'larından. introvert, tutucu ve kendini baskılayan bir karakter olan bigby bile etkilenmiş yani ve gwydiesin sessiz kalınca sarsılmış. aslında gwydiesin'in gücü, kontrol manyağı güçlü karakterler için tedirgin ediciymiş. mesela philidor the blue ile böyle bir durum gerçekleşmezmiş ve ikisi de gülüp eğlenmişler, beraber zaman geçirdiklerinde. nightsong örneğin gwydiesin'den çok çekinirmiş. zira bard, bir keresinde bunun karanlık evine gitmiş ve nightsong'u yakasından sertçe kavramış. bundan sonra nightsong'a aylarca kimse rastlayamamış.
ve son olarak da... gwydiesin, düzlemler/planes arasında yolculuklar da yapmış ki katip lhaeo, gwydiesin'e çok benzeyen birinin (kuvvetle muhtemelen odur) periyodik olarak elminster'la konuşmaya gittiğine şahit olduğunu kayıt altına almıştır. elminster, forgotten realms campaign setting'deki çok meşhur bir büyücü. yani bu ikisinin de görüşmeleri oluyormuş.
bana göre hakikaten bu karakteri çok fazla şeyde kullanabilirlermiş ya. elminster hakkında ne kadar roman var mesela ed greenwood'un yazdığı. gwydiesin de bence bu şekilde kullanılabilirmiş.
kendisine gwydiesin of the cranes deniyor. crane turna demek ve bu tiplemenin de bu kuşlarla özel bir bağı var. gwydiesin ismi de gal mitolojisindeki gwydion adlı sihirbaz-kahraman ve trickster'ın adıyla taliesin ismindeki briton şairin/ozanın (bard) isimlerinin birleştirilmesiyle konmuş sanırım; yani gwydion'un ilk 4 veya 5 harfi ve taliesin'in son 4 veya 5 harfi birleştirilmiş. kendisi zaten bir bard olsa da aslında 9. seviyedeki büyüleri de yapabildiği için bir mage/wizard da. bu arada bilmeyenler için, d&d'de bard'lar (ozanlar) da aslında büyücülük güçleri olan bir class'tır ama 9. seviye büyüleri yapabilecek kadar kudretli değildirler bu bakımdan. ayrıca druidik büyüler de yapabiliyor gwydiesin, bir mage gibi 9. seviye büyüler yapabilmesiyle beraber. bu adam çok ayrıksı, "unique" bir karakter işte. eşsiz yani. zaten onun tanıtıldığı kitapta da bu özellikle vurgulanıyor ve kural kitaplarındaki standartlar ötesi bir tipleme olduğunun altı çiziliyor.
grandwood forest'ta yaşayan gwydiesin, aşırı yaşlı bir karakter. 60'larında gösterdiği söylense de esasen 700 yaşında falan. gümüş renkli saçlarını atkuyruğu şeklinde bağlıyor ve gözleri masmavi. kahverengi, gösterişsiz robe'lar giyen bard, herhangi bir sihirli yüzük kullanmıyor ama bunlara rağmen karizmasıyla karşılaştığı hemen herkesi etkileyebiliyor. boyu da 2 metreye yakın bu arada ve dimdik duran bir "moruk". yüzük takmasa da birçok sihirli ekipmanı var ve yanında bir "magic lantern" taşımasıyla dikkat çekiyor. bu fener, aynı anda; gem of seeing, gem of brightness ve helm of brilliance item'larının güçlerini barındırıyor. yaşadığı ormanın ve çalılıkların istediği yerlerini istediği zaman gezen gwydiesin, buralarda rastladığı kişilerin de tercih ettikleriyle konuşuyor. buralarda liderlik/yöneticilik yapan kişilerle de belirli sebeplerle münasebet kurabiliyor ancak siyah ve gümüşi turnalara asla kayıtsız kalamıyor ve onlarla yakından ilgileniyor, istisnasız
gwydiesin bir "bard" olduğu için hitabeti elbette kuvvetli. birçok insan kendisinin konuşmalarını, okumalarını ve şarkılarını dinlemekten büyük haz alsa da bu herkes için geçerli değil ve ozan, kimi zamanlar o kadar yoğun şeyler söyleyebiliyormuş ki bu karşısındaki kimilerine acı verebiliyormuş. diğer bir taraftan da karakterin şen ve kaygısız bir tarafı da var ve bazen takılmacalarıyla, şakalarıyla da başka karakterleri eğlendirebiliyor kendisi.
700 yaş civarında olduğundan ve bir bard olduğundan, belki de oerth'teki en bilgili karakterdir gwydiesin ve kendisinin bilmediği bir efsaneye, masala, hikayeye veya mite rastlamak çok zordur. yalnız kendisi bir hikayeyi başkalarına anlatırken onu orijinal haliyle anlatırmış ve bunda da gerçeklik ve yanlışlıklar iç içe geçik olurmuş. burada da kendisini dinleyen kişinin algılama kapasitesini ölçme amacını güdermiş veya sadece o an o modda olduğu için böyle yaparmış. yani burada yalan söylemiyormuş aslında ve ilgili hikayeyi olduğu gibi aktarıyormuş ancak aslında bazı şeylerin anlatıldığı gibi olmadığını bilmesine rağmen bunu kendisine saklarmış.
bu arada kendisi politikayla neredeyse hiç ilgilenmezmiş. büyük krallığın (the great kingdom) yükselişini ve düşüşüne şahitlik etmiş zaten 700 yaşında olduğu için ve bu yıkılışın ardından başkalarının politik ajandaları onu enterese etmezmiş. grandwood veya lone heath'tekilere büyüleriyle yardımcı olmazmış veya tipik bard özelliği olan, savaş öncesi moral artırıcı söylevlerde bulunmak aktivitesine girişmezmiş. ancak onun faydası daha mistik, çözülmesi zor bir mahiyette gerçekleşirmiş. onun bazı şeyleri nakledişlerinden günler sonrasında bile dinleyendeki enerjik yükselme, algı/duyu keskinleşmesi devam edermiş; renkler daha parlak görünür, sesler daha keyif verici, yemek ve şarap daha lezzetli, karşılaştıkları insanlar daha güzel yüzlü ve nazik görünürmüş gwydiesin'in bu şekilde "dokunduğu" kişilerde.
gwydiesin ile görüşmek için gelen kişiler onu bulamazlarmış. yani kendisi istemezse. önceden haberdar olurmuş bundan ve kendi isterse görünürmüş ziyaretçisine. onlara görüneceği zamanı kendisi ayarlarmış ve görünümünü de ona göre belirlermiş. ondan ne isteneceğini önceden bilirmiş ama ziyaretçisini cesaretlendirmek veya bilgilendirmek tamamen kendi kararı olurmuş bard'ın.
bu bard, yalnız bir kişi olsa da flanaess'te bir avuç insanla da münasebeti varmış. örneğin mordenkainen kendisiyle şarap içip yemek yemiş ki d&d ile ilgilenip bu büyücüyü tanımayan kişi yoktur gibi bir şey. mordenkainen ve gwydiesin'in gerçekten de birçok ortak noktası varmış ki alignment'ları da bunlardan biri ve belki de bu ortak noktalarındaki pusulaları gibi de yorumlayabiliriz. ikisi de "neutral". gwydiesin için neutral good deniyor ama sanırım bunu ad&d'den sonrasına uyarlarsak mordenkainen ile aynısı yani chaotic neutral diyebilirdik. yani eski d&d edisyonlarında "neutral with good tendencies" denebiliyor bazı karakterlere ve esas alignment'ları neutral oluyor aslında ki gwydiesin'inki de öyle.
circle of eight tümden etkilenmişler aslında gwydiesin'in recitation'larından. introvert, tutucu ve kendini baskılayan bir karakter olan bigby bile etkilenmiş yani ve gwydiesin sessiz kalınca sarsılmış. aslında gwydiesin'in gücü, kontrol manyağı güçlü karakterler için tedirgin ediciymiş. mesela philidor the blue ile böyle bir durum gerçekleşmezmiş ve ikisi de gülüp eğlenmişler, beraber zaman geçirdiklerinde. nightsong örneğin gwydiesin'den çok çekinirmiş. zira bard, bir keresinde bunun karanlık evine gitmiş ve nightsong'u yakasından sertçe kavramış. bundan sonra nightsong'a aylarca kimse rastlayamamış.
ve son olarak da... gwydiesin, düzlemler/planes arasında yolculuklar da yapmış ki katip lhaeo, gwydiesin'e çok benzeyen birinin (kuvvetle muhtemelen odur) periyodik olarak elminster'la konuşmaya gittiğine şahit olduğunu kayıt altına almıştır. elminster, forgotten realms campaign setting'deki çok meşhur bir büyücü. yani bu ikisinin de görüşmeleri oluyormuş.
bana göre hakikaten bu karakteri çok fazla şeyde kullanabilirlermiş ya. elminster hakkında ne kadar roman var mesela ed greenwood'un yazdığı. gwydiesin de bence bu şekilde kullanılabilirmiş.
devamını gör...