1.
tamamen uydurmadır efsaneden öteye gidemez az biraz araştırılınca herşey ortaya çıkar.
devamını gör...
2.
yüksek irtifa aktif iyonosferik araştırma programının ingilizce baş harflerinden oluşan kısaltma (high frequency active auroral research program.)
önce teknik detaylarını yazayım. bu kısmı atlayıp neden her deprem sonrası gündeme geldiğine ilişkin kısma da geçebilirsiniz.
***
kendi sitelerinden alınan bilgilere göre;
tesis alaska'da bulunuyor. önceden amerika birleşik devletleri hava kuvvetleri ve birleşik devletler donanmasının ortak projesi iken şu anda fairbanks üniversitesi bünyesinde görev yapıyor. bildiğim kadarıyla sürekli aktif değil ve dönem dönem çalıştırılan bir tesis.
33 dönüm üzerinde, 180 adet anten çalışıyor. antenlerin hepsi birer yüksek frekans vericisi. bu antenlerin varlığının nedeni, yapay iyonosfer ısı dalgalanmaları oluşturmak. iyonosferin ne zaman ne yapacağı bilinmediğinden, yani hava olayları rastgele geliştiğinden böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuş. bu şekilde istenilen anda ölçümler yapılabiliyor. veriler halka açık:
ulcar.uml.edu/~iag/Digisond...
yine kendi sitelerinden alınan bilgilere göre, atmosfer haarp'in iyonosfere gönderdiği radyo dalgalarını absorbe etmiyor ve bu nedenle hava durumunu değiştirmek gibi bir özelliği yok tesisin.
***
gelelim esas meseleye... neden her büyük depremin ardından haarp söylentileri çıkıyor?
yazacaklarım için beni suçlamayın. bunlar benim görüşlerim değil, ortalıkta konuşulanların derlenip toplanmış hali.
özellikle kobe depremi ve gölcük depremi sonrası çok dillendirilen iddia, bunların birer yapay deprem olduğu ve sorumlusunun da haarp olduğu iddia edildi. ortaya çok sayıda görgü tanığı ifadesi atıldı. bunların hepsine internetten ulaşabilirsiniz.
ancak özellikle gölcük depreminden sonra bu işin seslendirilmesindeki en önemli neden şuydu: normalde haarp verileri halka açık, yukarıda da sitesini verdim. ancak 17 ağustos verilerinin hemen öncesi ve hemen sonrasındaki veriler siteden kaldırılmış durumda.
iyonosfer hareketliliği depremin öncesinde ve sonrasında şu şekildeydi:
14 ağustos
ibb.co/vZCXQ0X
15 ağustos:
ibb.co/6wsJjZ4
16 ağusto:
ibb.co/jGBrv1j
17 ağustos yok.
18 ağustos:
ibb.co/JCKnrw2
görüldüğü üzere 17 ağustostaki veriler ortada olmadığı gibi, 16 ve 18 ağustos verilerinin de bir kısmı silinmiş. benzer şekilde şüpheli bulunan bazı depremlerde yine böyle iyonosfer hareketliliği verileri var. işte meselenin çıkış noktalarından biri buydu. yine hakkında spekülasyon olan depremlerden bir tanesinin daha verileri sonradan silindi.
***
depremler tabi ki dünyanın doğal bir gerçeği. bunlar sürekli oluyor ve her depremin arkasında haarp aranmıyor tabi ki. ülkesine maddi manevi ağır yük getiren belli başlı birkaç deprem için çıktı bu söylentiler. o günden beri de her deprem olduğunda tesisin adı bir yerlerde anılır oldu.
***
şunu söylemekte de yarar var; bu tür bir tesis ilk olarak rusya tarafından kullanılmaya başlanmış. ancak daha sonra birçok ülkenin katılımıyla alınan ortak bir kararla bunu kullanmaları yasaklanmış, söylenenlere bakılırsa. gerekçe ise "siz dünyaya zarar vereceksiniz bu tesisle." bunun ardından ne hikmetse aynı tür tesis amerika'da çıkmış ortaya. tabii bilgi kirliliğinden arındırılmış şekilde konuyu ele alan kaynakları okumak gerekiyor.
***
son olarak, iyonosferin yapısı ile oynayıp uzun ömürlü yoğun bir plazma bulutu yaratıldığını da biliyoruz, yakın zamanlarda yapılmış bir çalışmayla. yani her ne kadar tamamen masum bir tesis gibi gösterilse de, ileride bize bazı sıkıntılar çıkarabilir mi diye düşünmeden de edemiyor insan.
önce teknik detaylarını yazayım. bu kısmı atlayıp neden her deprem sonrası gündeme geldiğine ilişkin kısma da geçebilirsiniz.
***
kendi sitelerinden alınan bilgilere göre;
tesis alaska'da bulunuyor. önceden amerika birleşik devletleri hava kuvvetleri ve birleşik devletler donanmasının ortak projesi iken şu anda fairbanks üniversitesi bünyesinde görev yapıyor. bildiğim kadarıyla sürekli aktif değil ve dönem dönem çalıştırılan bir tesis.
33 dönüm üzerinde, 180 adet anten çalışıyor. antenlerin hepsi birer yüksek frekans vericisi. bu antenlerin varlığının nedeni, yapay iyonosfer ısı dalgalanmaları oluşturmak. iyonosferin ne zaman ne yapacağı bilinmediğinden, yani hava olayları rastgele geliştiğinden böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuş. bu şekilde istenilen anda ölçümler yapılabiliyor. veriler halka açık:
ulcar.uml.edu/~iag/Digisond...
yine kendi sitelerinden alınan bilgilere göre, atmosfer haarp'in iyonosfere gönderdiği radyo dalgalarını absorbe etmiyor ve bu nedenle hava durumunu değiştirmek gibi bir özelliği yok tesisin.
***
gelelim esas meseleye... neden her büyük depremin ardından haarp söylentileri çıkıyor?
yazacaklarım için beni suçlamayın. bunlar benim görüşlerim değil, ortalıkta konuşulanların derlenip toplanmış hali.
özellikle kobe depremi ve gölcük depremi sonrası çok dillendirilen iddia, bunların birer yapay deprem olduğu ve sorumlusunun da haarp olduğu iddia edildi. ortaya çok sayıda görgü tanığı ifadesi atıldı. bunların hepsine internetten ulaşabilirsiniz.
ancak özellikle gölcük depreminden sonra bu işin seslendirilmesindeki en önemli neden şuydu: normalde haarp verileri halka açık, yukarıda da sitesini verdim. ancak 17 ağustos verilerinin hemen öncesi ve hemen sonrasındaki veriler siteden kaldırılmış durumda.
iyonosfer hareketliliği depremin öncesinde ve sonrasında şu şekildeydi:
14 ağustos
ibb.co/vZCXQ0X
15 ağustos:
ibb.co/6wsJjZ4
16 ağusto:
ibb.co/jGBrv1j
17 ağustos yok.
18 ağustos:
ibb.co/JCKnrw2
görüldüğü üzere 17 ağustostaki veriler ortada olmadığı gibi, 16 ve 18 ağustos verilerinin de bir kısmı silinmiş. benzer şekilde şüpheli bulunan bazı depremlerde yine böyle iyonosfer hareketliliği verileri var. işte meselenin çıkış noktalarından biri buydu. yine hakkında spekülasyon olan depremlerden bir tanesinin daha verileri sonradan silindi.
***
depremler tabi ki dünyanın doğal bir gerçeği. bunlar sürekli oluyor ve her depremin arkasında haarp aranmıyor tabi ki. ülkesine maddi manevi ağır yük getiren belli başlı birkaç deprem için çıktı bu söylentiler. o günden beri de her deprem olduğunda tesisin adı bir yerlerde anılır oldu.
***
şunu söylemekte de yarar var; bu tür bir tesis ilk olarak rusya tarafından kullanılmaya başlanmış. ancak daha sonra birçok ülkenin katılımıyla alınan ortak bir kararla bunu kullanmaları yasaklanmış, söylenenlere bakılırsa. gerekçe ise "siz dünyaya zarar vereceksiniz bu tesisle." bunun ardından ne hikmetse aynı tür tesis amerika'da çıkmış ortaya. tabii bilgi kirliliğinden arındırılmış şekilde konuyu ele alan kaynakları okumak gerekiyor.
***
son olarak, iyonosferin yapısı ile oynayıp uzun ömürlü yoğun bir plazma bulutu yaratıldığını da biliyoruz, yakın zamanlarda yapılmış bir çalışmayla. yani her ne kadar tamamen masum bir tesis gibi gösterilse de, ileride bize bazı sıkıntılar çıkarabilir mi diye düşünmeden de edemiyor insan.
devamını gör...
3.
bazı kişilerin hava koşullarının bu teknoloji ile yapıldığını düşünürler.
devamını gör...
4.
çarpık kentleşmeye boğulmuş bir istanbul'u haarp teknolojisiyle yerle bir etmek , istanbul'a yarar.
şu haliyle zaten bitik bir arap şehrin tekrardan düzgün bir şekilde inşaa edilmesini abd niye istesin ki
şu haliyle zaten bitik bir arap şehrin tekrardan düzgün bir şekilde inşaa edilmesini abd niye istesin ki
devamını gör...
5.
çıktı yine inananlar. neymiş, ege'ye usa gemisi gelmiş.
kıç kadar gemiyle 180 kilometrelik fayı kırıp 3 metre atım yapacak deprem üretecek ama gemi illa buraya gelecek, uzaktan yapamıyor bu teknoloji.
kıç kadar gemiyle 180 kilometrelik fayı kırıp 3 metre atım yapacak deprem üretecek ama gemi illa buraya gelecek, uzaktan yapamıyor bu teknoloji.
devamını gör...
6.
ulan bilime saygınız yok bari tarihe saygınız olsun! ege bölgesinde özellikle çeşme ve bodrum bölgesinde ki binaların neden maks 3 katlı olduğunu sanıyorsunuz?. ülkenin en aktif fay hatları altından geçiyor o bölgeden . gemi geldi de silahla deney yaptılar da bilmem ne! yemin ederim arabistan levhasına götürüp orada kafanıza vura vura anlatmak lazım size jeolojiyi!
devamını gör...
7.
2 bölümlük yazı.
1-) tanımlar bölümü.
2-) tolstoyun trençkotu yorum bölümü.
1-)
iyonosfer
atmosferin elektromanyetik dalgaları yansıtacak miktarda iyon’ların ve serbest elektronların bulunduğu 70 km ile 500 km lik kısmı. 2. arz atmosferinin dış bir kuşağı. güneşten veya yıldızlar arası uzaydan gelen ışımalar, burada atmosfer gazlarının atom ve moleküllerini iyonlar veya elektrikle harekete getirir. iyonosferin yüksekliği zamana ve mevsime göre değişir fakat sınırının 25 ila 50 mil arasında olduğu kabul edilir. ışıma ve yansıtma özelliklerine göre çeşitli tabakalara ayrılır. karakteristik bir olay, bazı radyo dalgalarını yansıtmasıdır. bu katmanda gazlar iyon halinde bulunur. bu yüzden radyo dalgaları çok iyi iletilir.sıcaklık yüksektir, ancak gazlar çok seyrek olduğu için sıradan bir termometreyle ölçülen sıcaklık düşüktür.
iyonosferin kısa bir tanımı.
haarp, işte bu iyonosferin yapısına hakim olmaya çalışan bir düzenin, sistemin adı. amaç yer altı gibi, bu dünyaya mahsus bir aptal uğraşı ile değil, daha çok radyo dalgaları üzerinden insanlığın değişimi ve gelişimine katkı sağlayabilecek gelişimlere odaklanmak. radyo dalgaları ve iyonosferdeki tepkimelere hakim olmaya, atmosferin tabakalarından olan iyonosferin zor katmanlarına - mecazen diyorum bunu - ulaşmaya çalışmak. çünkü insanoğlunun yer altını çözmek gibi, şeffaf şekilde yer altına hakim olmak gibi bir şansı yok. şimdi cümleye devam etmek için sismograf tanımına geçelim.
sismograf, yer hareketlerini sürekli olarak kaydederek yer sarsıntılarının büyüklüğünü, süresini, merkezini ve zamanını saptamaya yarayan aygıta denir. depremlerin ölçümünde kullanılır. en basit türü bir ucu dayanaklı, öbür ucunda bir kayıt kalemi bulunan, yay ile desteklenmiş ağırlıklı bir çubuktan oluşmaktadır.
sismograf dediğiniz alet, en temel, en basit şekilde yer hareketlerini inceler. ama bir tepkiye karşılık, inceleme şansınız vardır. işte yukarıda, tanımın üzerinde dediğim gibi, insanoğlunun yer altına şeffaf şekilde hakim olma şansı yoktur. yer altına kamera bağlamak ve bütün bir yer altını incelemek gibi bir şansınız yoktur. bu yüzdendir ki, deprem, tsunami gibi unsurları sadece bu unsurların verecekleri tepkiler üzerinden incelersiniz. bunları önceden keşfedemez, bunlara tam olarak! hakim olamazsınız.
yer altına para harcamak, tıpkı aya gitmeye para harcamak gibidir. size bir getirisi olmadığı sürece buraya para harcamak milyonlarca doları çöpe atmak demektir. şu anda ve özellikle 80'li yıllardan sonraki teknolojik sıçrayışlar ile beraber insanoğlu uzayın, uzak galaksilerin peşinde olan bir canlıdır. hal böyle olunca, amerika birleşik devletleri ya da teknoloji ve bilimin erki olan diğer devletler, yer altında türkiye ve benzeri yerleri sallamak gibi deli saçması, aptal uğraşı işlerle uğraşmazlar. bunun için, yani bu tip ülkeleri karıştırmak, bu tip ülkeleri ekonomik, askeri, siyasi anlamda yerle bir etmek için haarp değil, daha basit bir sistem olan istihbarat birimleri vardır. bu tip birimlerle rahatlıkla küba, türkiye, rusya vs. gibi ülkeleri oyun alanınıza çevirebilir, elinizdeki devasa teknolojik güçlerle bu ülkeleri alt edebilirsiniz. bana haarp başlığının bu tanım bölümünde fetö, darbeler tarihi, ekonomik ve siyasi tarihimizle ilgili cümleler kurdurtmayın hem kalbinizi kırarım hem de tatsız olaylar yaşanır. haarp safsatasına ancak ve ancak, küba, türkiye gibi dış mihraklardan beslenen ülkelerde inanılır. amerika vb. yerlerde bu hikayelere, safsatalara inananlar zaten gözümde aptal bile değildir.
2-) tolstoyun trençkotu'nun yorum bölümü.
nadir okunacak başka bir yazım için tekrardan iyi akşamlar.
haarp'ın geçici bir konu değil sadece bir zincirin parçası olduğunu bilenler hak verecekler. insanoğlunun cahil kalmasının yüzyıllardır yüzlerce, binlerce parametresinden birisi ve en yenilerinden. her tipten milletin "bizim milletimiz neden böyle?" sorusunun ortak paydalarından birisi. ortak yanlışlık, cahil kalan tek bir milletin değil, insanlığın genel anlamda popülasyonunun sabit şekilde minimum yüzde 35-40'lık bölümünün mutlaka bu döngünün sürekli devam etmesi için farkında olarak ya da olmadan mücadele içinde olmasıdır. aslında bütün ayrı ayrı tartışmaların odağını tek bir "insanoğlunun cehaleti biter mi?" sorusuna çekmek gerekir; var mıdır bu soruya vereceğiniz bir "evet, biter." cevabı? eğer böyle bir cevabınız var ise size katılırım. benim bizzat tolstoyun trençkotu olarak cevabım hiçbir zaman evet olmayacak. hatta anarşist bir aptal olarak cevap hakkımı "sonuna kadar hayır. ahmaklık hiçbir zaman bitmez" olarak veriyorum.
celal şengör der ki "felsefe okumak için mutlaka almanca bilmelisiniz." ve ayrıca başka başka alanlar için dil öğrenme tüyoları verirken, dil öğrenmenin hem doğa bilimleri hem sosyal bilimler için elzem olduğunu eklerken birçok bilim dalında hangi dillerin yararlı olabileceğini ekler.
aptal olmamak değil de, aptal kalmamak için mutlaka ama mutlaka makale anlayabilecek kadar ingilizce bilmelisiniz. çünkü anadilinizde her zaman ama her zaman manipüle edilme şansınız vardır. buna ufak bir örnek olarak karamazov kardeşler ya da don quijote'deki metinleri orijinalinden okumadığınız sürece her zaman manipüle edilme şansınız var diyerek sadece bu iki metni bile verebiliriz ki bunlar gibi daha yüzlerce örnek var. dediklerimin anlaşılması için bu metinler okunmalı ve hangi bölümlerin (türk düşmanlığı iddiası oluşturulabilecek) manipülasyona açık olduğunu bilmek gerekir o yüzden burayı transit geçiyoruz. bu üstte bahsettiğim dil avantajı benim çok işime yarıyor çünkü çağımızda, özellikle bilgili olduğunu zanneden ama bilgilerinin dahi yanlış olduğunu bilemeyecek kadar çakma bilginlerin, aptalların olduğu çağımızda bir kaynak araştırırken, safsatalardan en kolay kurtulma yöntemi safsatanın çıkış noktasının anadilini bilmektir. böylelikle anadildeki yanlış kaynakları(çok fazla yanlış kaynak var) ve safsatanın anadilindeki o safsatayı destekleyenlerin de yazdıklarını görebilir, size benzeyen(kafanızda buna benzer teoriler varsa yani cahil iseniz) komplo teorisyenlerini de öğrenebilirsiniz. ironiktir ki, bunun farkına vardığınızda artık safsataya inanmaz, doğruya direkt kaynağından ulaştığınız için cahil kalacakken, tam tersine akıllanırsınız. örnek vermemi ister misiniz?
tolstoy ve saklanan hz. muhammed kitabı başlığına lütfen şimdi bir ziyaret yapın. bu başlıkta, beni belirli süredir arada sırada okuyanlardan özür dilerim ama bir şeyler yazacaktım 11 ay önce; yazı öyle taslaklarda kalmış. taslak fetişisti olduğumu zaten okuduysanız daha önce, bilirsiniz. sanırım aylar önce konuyla ilgili yazarken gereksiz görüp sıkıldım. başlıkta yazılanlara lütfen bakın. birisi, gerçekten belirli miktarda ajan tarafından islamiyet'in engellenmesi için bu kitabın ortadan kaldırıldığına inanıyor. bu düşünceyi beğenen insanlar var. bu insanlar, böyle bir şeyin olduğuna gönülden inanıyorlar. çünkü inanmak kolay, doğruya ulaşmak ise zor. "tembellik en güzeli, ver elime komplo teorisi okuyayım bana ne araştırmaktan" diyor.
bu örneğini verdiğim safsatayı ortadan kaldırmanın yolu nedir? birincisi lev nikolayeviç tolstoy okuyacaksınız. ikincisi onu anlayıp, dünya görüşüne hakim olacaksınız. üçüncüsü, onun dinlere bakış açısına hakim olacaksınız. peki sevgili normal sözlük yazarları, bu üç maddenin olması için ne lazım? mesai harcamak. birkaç saat değil neredeyse birkaç yüz saat harcamak. ancak, kolay olan nedir? kolay olan, sizin önünüze koyulan bilgi adı altındaki safsatayı okumak ve aydınlanmak*. böylelikle siz, teknoloji çağında en yukarıdaki çakma bilginlerden birisi olacaksınız. nasıl? çok basit bir yöntem değil mi? size ne ki tolstoy'u anlamaktan; tolstoy üzerine biraz bilgi sahibi olmaktan. tolstoy ruslar tarafından boğazlanarak, müslüman olduğu için ve din değiştirdiği için hristiyanlığın gücü adına !* öldürülmüş te olabilir. gayet güzel bir teori. düşünmeye bile gerek yok. hatta ben sizi manipüle etmek gibi bir ahmaklığa düşersem yine bir tolstoy eseri olan anna karenina'da, sırpların ruslarla işbirliğini ve osmanlıya (türklere) karşı savaşma düşüncesini, levin üzerinden eleştiren tolstoy'un, bu yüzden, yani rus düşmanı ve türk dostu olduğu için öldürüldüğünü ve bu kitabın son eserlerinden birisi olduğunu da ballandıra ballandıra öyle bir anlatırım ki, günün sonunda "vay bee mümin, alperen ocakları petersburg şubesi genel başkanı tolstoy ruslar tarafından öldürülmüş" diye gece yatarken buna dertlenirsiniz.
haarp diye bir şey yıllar yıllar önce ortaya atıldı. kaynakları okuyup öğrendiğinizde haarp'ın yer altından çok yer üstü ile ilgili olduğunu, radyo dalgaları üzerinden teknolojik gelişimlere ve uzay bilimlerine biraz olsun yardımcı olmak için olduğunu fark edersiniz. haarp'ın amerika'nın bizim gibi zaten ortadoğu coğrafyası olmuş ve zaten din vb. unsurlarla, teknolojiden uzak bir şekilde yaşamaya devam eden toplumlarda ilgili olamayacağını, amerika birleşik devletleri'nin bizi ve bize benzer ülkeleri, istediği gibi, kukla gibi elinde oynattığını ufak çaplı yakın tarih araştırmaları ile öğrenirsiniz.
burada benim gibi uzun yazılar yazan ve bu yazıları öne çıkmak değil, sadece bir anlatım yapmak için kullanan insanları pek bulamazsınız. yazının burasına kadar geldiyseniz tekrardan iyi akşamlar dilerim. esen kalın.
1-) tanımlar bölümü.
2-) tolstoyun trençkotu yorum bölümü.
1-)
iyonosfer
atmosferin elektromanyetik dalgaları yansıtacak miktarda iyon’ların ve serbest elektronların bulunduğu 70 km ile 500 km lik kısmı. 2. arz atmosferinin dış bir kuşağı. güneşten veya yıldızlar arası uzaydan gelen ışımalar, burada atmosfer gazlarının atom ve moleküllerini iyonlar veya elektrikle harekete getirir. iyonosferin yüksekliği zamana ve mevsime göre değişir fakat sınırının 25 ila 50 mil arasında olduğu kabul edilir. ışıma ve yansıtma özelliklerine göre çeşitli tabakalara ayrılır. karakteristik bir olay, bazı radyo dalgalarını yansıtmasıdır. bu katmanda gazlar iyon halinde bulunur. bu yüzden radyo dalgaları çok iyi iletilir.sıcaklık yüksektir, ancak gazlar çok seyrek olduğu için sıradan bir termometreyle ölçülen sıcaklık düşüktür.
iyonosferin kısa bir tanımı.
haarp, işte bu iyonosferin yapısına hakim olmaya çalışan bir düzenin, sistemin adı. amaç yer altı gibi, bu dünyaya mahsus bir aptal uğraşı ile değil, daha çok radyo dalgaları üzerinden insanlığın değişimi ve gelişimine katkı sağlayabilecek gelişimlere odaklanmak. radyo dalgaları ve iyonosferdeki tepkimelere hakim olmaya, atmosferin tabakalarından olan iyonosferin zor katmanlarına - mecazen diyorum bunu - ulaşmaya çalışmak. çünkü insanoğlunun yer altını çözmek gibi, şeffaf şekilde yer altına hakim olmak gibi bir şansı yok. şimdi cümleye devam etmek için sismograf tanımına geçelim.
sismograf, yer hareketlerini sürekli olarak kaydederek yer sarsıntılarının büyüklüğünü, süresini, merkezini ve zamanını saptamaya yarayan aygıta denir. depremlerin ölçümünde kullanılır. en basit türü bir ucu dayanaklı, öbür ucunda bir kayıt kalemi bulunan, yay ile desteklenmiş ağırlıklı bir çubuktan oluşmaktadır.
sismograf dediğiniz alet, en temel, en basit şekilde yer hareketlerini inceler. ama bir tepkiye karşılık, inceleme şansınız vardır. işte yukarıda, tanımın üzerinde dediğim gibi, insanoğlunun yer altına şeffaf şekilde hakim olma şansı yoktur. yer altına kamera bağlamak ve bütün bir yer altını incelemek gibi bir şansınız yoktur. bu yüzdendir ki, deprem, tsunami gibi unsurları sadece bu unsurların verecekleri tepkiler üzerinden incelersiniz. bunları önceden keşfedemez, bunlara tam olarak! hakim olamazsınız.
yer altına para harcamak, tıpkı aya gitmeye para harcamak gibidir. size bir getirisi olmadığı sürece buraya para harcamak milyonlarca doları çöpe atmak demektir. şu anda ve özellikle 80'li yıllardan sonraki teknolojik sıçrayışlar ile beraber insanoğlu uzayın, uzak galaksilerin peşinde olan bir canlıdır. hal böyle olunca, amerika birleşik devletleri ya da teknoloji ve bilimin erki olan diğer devletler, yer altında türkiye ve benzeri yerleri sallamak gibi deli saçması, aptal uğraşı işlerle uğraşmazlar. bunun için, yani bu tip ülkeleri karıştırmak, bu tip ülkeleri ekonomik, askeri, siyasi anlamda yerle bir etmek için haarp değil, daha basit bir sistem olan istihbarat birimleri vardır. bu tip birimlerle rahatlıkla küba, türkiye, rusya vs. gibi ülkeleri oyun alanınıza çevirebilir, elinizdeki devasa teknolojik güçlerle bu ülkeleri alt edebilirsiniz. bana haarp başlığının bu tanım bölümünde fetö, darbeler tarihi, ekonomik ve siyasi tarihimizle ilgili cümleler kurdurtmayın hem kalbinizi kırarım hem de tatsız olaylar yaşanır. haarp safsatasına ancak ve ancak, küba, türkiye gibi dış mihraklardan beslenen ülkelerde inanılır. amerika vb. yerlerde bu hikayelere, safsatalara inananlar zaten gözümde aptal bile değildir.
2-) tolstoyun trençkotu'nun yorum bölümü.
nadir okunacak başka bir yazım için tekrardan iyi akşamlar.
haarp'ın geçici bir konu değil sadece bir zincirin parçası olduğunu bilenler hak verecekler. insanoğlunun cahil kalmasının yüzyıllardır yüzlerce, binlerce parametresinden birisi ve en yenilerinden. her tipten milletin "bizim milletimiz neden böyle?" sorusunun ortak paydalarından birisi. ortak yanlışlık, cahil kalan tek bir milletin değil, insanlığın genel anlamda popülasyonunun sabit şekilde minimum yüzde 35-40'lık bölümünün mutlaka bu döngünün sürekli devam etmesi için farkında olarak ya da olmadan mücadele içinde olmasıdır. aslında bütün ayrı ayrı tartışmaların odağını tek bir "insanoğlunun cehaleti biter mi?" sorusuna çekmek gerekir; var mıdır bu soruya vereceğiniz bir "evet, biter." cevabı? eğer böyle bir cevabınız var ise size katılırım. benim bizzat tolstoyun trençkotu olarak cevabım hiçbir zaman evet olmayacak. hatta anarşist bir aptal olarak cevap hakkımı "sonuna kadar hayır. ahmaklık hiçbir zaman bitmez" olarak veriyorum.
celal şengör der ki "felsefe okumak için mutlaka almanca bilmelisiniz." ve ayrıca başka başka alanlar için dil öğrenme tüyoları verirken, dil öğrenmenin hem doğa bilimleri hem sosyal bilimler için elzem olduğunu eklerken birçok bilim dalında hangi dillerin yararlı olabileceğini ekler.
aptal olmamak değil de, aptal kalmamak için mutlaka ama mutlaka makale anlayabilecek kadar ingilizce bilmelisiniz. çünkü anadilinizde her zaman ama her zaman manipüle edilme şansınız vardır. buna ufak bir örnek olarak karamazov kardeşler ya da don quijote'deki metinleri orijinalinden okumadığınız sürece her zaman manipüle edilme şansınız var diyerek sadece bu iki metni bile verebiliriz ki bunlar gibi daha yüzlerce örnek var. dediklerimin anlaşılması için bu metinler okunmalı ve hangi bölümlerin (türk düşmanlığı iddiası oluşturulabilecek) manipülasyona açık olduğunu bilmek gerekir o yüzden burayı transit geçiyoruz. bu üstte bahsettiğim dil avantajı benim çok işime yarıyor çünkü çağımızda, özellikle bilgili olduğunu zanneden ama bilgilerinin dahi yanlış olduğunu bilemeyecek kadar çakma bilginlerin, aptalların olduğu çağımızda bir kaynak araştırırken, safsatalardan en kolay kurtulma yöntemi safsatanın çıkış noktasının anadilini bilmektir. böylelikle anadildeki yanlış kaynakları(çok fazla yanlış kaynak var) ve safsatanın anadilindeki o safsatayı destekleyenlerin de yazdıklarını görebilir, size benzeyen(kafanızda buna benzer teoriler varsa yani cahil iseniz) komplo teorisyenlerini de öğrenebilirsiniz. ironiktir ki, bunun farkına vardığınızda artık safsataya inanmaz, doğruya direkt kaynağından ulaştığınız için cahil kalacakken, tam tersine akıllanırsınız. örnek vermemi ister misiniz?
tolstoy ve saklanan hz. muhammed kitabı başlığına lütfen şimdi bir ziyaret yapın. bu başlıkta, beni belirli süredir arada sırada okuyanlardan özür dilerim ama bir şeyler yazacaktım 11 ay önce; yazı öyle taslaklarda kalmış. taslak fetişisti olduğumu zaten okuduysanız daha önce, bilirsiniz. sanırım aylar önce konuyla ilgili yazarken gereksiz görüp sıkıldım. başlıkta yazılanlara lütfen bakın. birisi, gerçekten belirli miktarda ajan tarafından islamiyet'in engellenmesi için bu kitabın ortadan kaldırıldığına inanıyor. bu düşünceyi beğenen insanlar var. bu insanlar, böyle bir şeyin olduğuna gönülden inanıyorlar. çünkü inanmak kolay, doğruya ulaşmak ise zor. "tembellik en güzeli, ver elime komplo teorisi okuyayım bana ne araştırmaktan" diyor.
bu örneğini verdiğim safsatayı ortadan kaldırmanın yolu nedir? birincisi lev nikolayeviç tolstoy okuyacaksınız. ikincisi onu anlayıp, dünya görüşüne hakim olacaksınız. üçüncüsü, onun dinlere bakış açısına hakim olacaksınız. peki sevgili normal sözlük yazarları, bu üç maddenin olması için ne lazım? mesai harcamak. birkaç saat değil neredeyse birkaç yüz saat harcamak. ancak, kolay olan nedir? kolay olan, sizin önünüze koyulan bilgi adı altındaki safsatayı okumak ve aydınlanmak*. böylelikle siz, teknoloji çağında en yukarıdaki çakma bilginlerden birisi olacaksınız. nasıl? çok basit bir yöntem değil mi? size ne ki tolstoy'u anlamaktan; tolstoy üzerine biraz bilgi sahibi olmaktan. tolstoy ruslar tarafından boğazlanarak, müslüman olduğu için ve din değiştirdiği için hristiyanlığın gücü adına !* öldürülmüş te olabilir. gayet güzel bir teori. düşünmeye bile gerek yok. hatta ben sizi manipüle etmek gibi bir ahmaklığa düşersem yine bir tolstoy eseri olan anna karenina'da, sırpların ruslarla işbirliğini ve osmanlıya (türklere) karşı savaşma düşüncesini, levin üzerinden eleştiren tolstoy'un, bu yüzden, yani rus düşmanı ve türk dostu olduğu için öldürüldüğünü ve bu kitabın son eserlerinden birisi olduğunu da ballandıra ballandıra öyle bir anlatırım ki, günün sonunda "vay bee mümin, alperen ocakları petersburg şubesi genel başkanı tolstoy ruslar tarafından öldürülmüş" diye gece yatarken buna dertlenirsiniz.
haarp diye bir şey yıllar yıllar önce ortaya atıldı. kaynakları okuyup öğrendiğinizde haarp'ın yer altından çok yer üstü ile ilgili olduğunu, radyo dalgaları üzerinden teknolojik gelişimlere ve uzay bilimlerine biraz olsun yardımcı olmak için olduğunu fark edersiniz. haarp'ın amerika'nın bizim gibi zaten ortadoğu coğrafyası olmuş ve zaten din vb. unsurlarla, teknolojiden uzak bir şekilde yaşamaya devam eden toplumlarda ilgili olamayacağını, amerika birleşik devletleri'nin bizi ve bize benzer ülkeleri, istediği gibi, kukla gibi elinde oynattığını ufak çaplı yakın tarih araştırmaları ile öğrenirsiniz.
burada benim gibi uzun yazılar yazan ve bu yazıları öne çıkmak değil, sadece bir anlatım yapmak için kullanan insanları pek bulamazsınız. yazının burasına kadar geldiyseniz tekrardan iyi akşamlar dilerim. esen kalın.
devamını gör...
8.
konusunda tartışılması gereken şey, fay hatlarında, kayda değer bir deprem yaratabilecek seviyeye - teknolojik açıdan - getirilebilmiş bir versiyonunun mümkün olup olmadığı sorusudur.
müdahele ile sarsıntı ve deprem yapılabileceğini tesla zaten ispatlamıştır.
abd ve diğer süper güçlerin haarp ya da benzer bir takım süper teknolojileri gelişmiş ve bizim gibi gelişmemiş toplumları etkisiz hale getirmek için kullanmayacakları düşüncesine sahip olan arkadaşlara katılmıyorum.
özellikle abd acımasızlığını kanıtlamış bir devlet*tir. her topluma sadece bir kere sağlam saldırsa istemediği kadar bir süre süper güç olmayı garantiler.
müdahele ile sarsıntı ve deprem yapılabileceğini tesla zaten ispatlamıştır.
abd ve diğer süper güçlerin haarp ya da benzer bir takım süper teknolojileri gelişmiş ve bizim gibi gelişmemiş toplumları etkisiz hale getirmek için kullanmayacakları düşüncesine sahip olan arkadaşlara katılmıyorum.
özellikle abd acımasızlığını kanıtlamış bir devlet*tir. her topluma sadece bir kere sağlam saldırsa istemediği kadar bir süre süper güç olmayı garantiler.
devamını gör...
9.
felaket içeren her şeyi, cinlerden allah'a kadar türlü soyut varlıklara havale eden dinci kesimin, yeni komplo putları. cahil ve hırsız olan dinci müteahhitlerinizden daha iyi haarp mi var?
devamını gör...
10.
bilim bir delinin tüpleri birbirine karıştırmasıyla yürümüyor bu yüzyılda. çalışmalar yüzlerce ön aşamadan geçiyor, bir büyük buluş için binlerce biliminsanı emek veriyor. daha önce ilgili konularda yüzlerce yüksek impact faktörlü dergilerde yayınlar çıkmış oluyor.
"sığınakta ışınlamayı bulacağız" devri kapanalı çok oldu. istediğiniz biliminsanına sorun, meslek hayatının %90'ı önceki yayınları tarayıp verileri karşılaştırmakla geçer. ekibi konuyu bir gram ileri götürse bayram eder.
şimdi bu tip gizli ar-ge çalışmaları olsa bile, bu kadar uçuk bir teknolojinin ön aşamaları üniversiteler arasında defalarca paylaşılmış, kongrelerde sunulmuş olur.
mesela o silah gizli tasarlansa bile o raddede bir enerjinin aktarımının bilimsel altyapısı tartışılmış, gösterilmiş olur. (komplo web sitelerinde, youtube'da değil, bilim dünyasında) ki bundan çok daha fantastik olanı, suya sabuna dokunmadan direkt fay hattına aktarılması.
carl sagan'ın dediği gibi: olağanüstü iddialar olağanüstü kanıtlar ister.
bunlar "denetçiler kimdi", "yönetmelik neden uygulanmadı" sorularını bırakıp öfkeyi yeldeğirmenlerine yöneltme safsataları.
"sığınakta ışınlamayı bulacağız" devri kapanalı çok oldu. istediğiniz biliminsanına sorun, meslek hayatının %90'ı önceki yayınları tarayıp verileri karşılaştırmakla geçer. ekibi konuyu bir gram ileri götürse bayram eder.
şimdi bu tip gizli ar-ge çalışmaları olsa bile, bu kadar uçuk bir teknolojinin ön aşamaları üniversiteler arasında defalarca paylaşılmış, kongrelerde sunulmuş olur.
mesela o silah gizli tasarlansa bile o raddede bir enerjinin aktarımının bilimsel altyapısı tartışılmış, gösterilmiş olur. (komplo web sitelerinde, youtube'da değil, bilim dünyasında) ki bundan çok daha fantastik olanı, suya sabuna dokunmadan direkt fay hattına aktarılması.
carl sagan'ın dediği gibi: olağanüstü iddialar olağanüstü kanıtlar ister.
bunlar "denetçiler kimdi", "yönetmelik neden uygulanmadı" sorularını bırakıp öfkeyi yeldeğirmenlerine yöneltme safsataları.
devamını gör...
11.
deprem yaratıp yaratamayacağı tartışma konusu gizemli teknoloji.
yani küfür yasak da. ak. haarp bu işe yarasa bile fay hattı olmayan yerde deprem yaratamaz. fay hatlarıyla örülü bir ülke olarak haarp ve benzeri silahlara karşı on kat tedbirli olmak gerekir.
sen imar barışı yap, fay hattına havaalanı yap, çürük inşaatlara izin ver, toplanma alanlarını imara aç. sonra haarp ile deprem yaptılar, alçak amerika.
hayır kardeşim. haarp iddialarının gerçekliğine inanıp hala tedbir almayıp üstüne fay hattına havaalanı yapıyorsan asıl alçak sensin. çünkü bu açıkça düşmanla işbirliğidir. vatan hainliğidir. katilliktir.
size haarp gak guk diye ötenlere haarpı bilip de tedbir almayan vatan hainidir deyin. çekinmeyin. nerede yavşak görseniz boş boş konuşmasına izin vermeyin. gerekirse aşağılayın, vatan haini deyin. çünkü öyleler.
yani küfür yasak da. ak. haarp bu işe yarasa bile fay hattı olmayan yerde deprem yaratamaz. fay hatlarıyla örülü bir ülke olarak haarp ve benzeri silahlara karşı on kat tedbirli olmak gerekir.
sen imar barışı yap, fay hattına havaalanı yap, çürük inşaatlara izin ver, toplanma alanlarını imara aç. sonra haarp ile deprem yaptılar, alçak amerika.
hayır kardeşim. haarp iddialarının gerçekliğine inanıp hala tedbir almayıp üstüne fay hattına havaalanı yapıyorsan asıl alçak sensin. çünkü bu açıkça düşmanla işbirliğidir. vatan hainliğidir. katilliktir.
size haarp gak guk diye ötenlere haarpı bilip de tedbir almayan vatan hainidir deyin. çekinmeyin. nerede yavşak görseniz boş boş konuşmasına izin vermeyin. gerekirse aşağılayın, vatan haini deyin. çünkü öyleler.
devamını gör...