hayat jilet üstünde kayıp giden salyangozdur sade

salyangoza niye kıyıyoruz diyeceğim başlık.
severim salyangozları. yağmur sonrası çıkarlar yollara. ortalık nemli iken yol almaya uğraşırlar. ödleri patlar bir kıpırtıdan zaten hemen gömerler antenleri.

be heyy deli gönlüm

jilete gerek yok, tuzla halloluyor.

eriyorlar, allahım affet. merakımdan yapmıştım bunu.

hayvanı aldım etrafına çember şeklinde tuz şeridi çektim.

yapmamalıydım bunu. hala yüzleşiyorum kendimle.

gözümün önünden gitmiyor hayvanın eriyişi. bunun hesabını vermeden ölmek istemem doorusu.

11. sınıf 100 puanlık edebiyat sorusu;
hacivat karagöz bir gölge oyunudur. kuklalar, beyaz bir perde ve önünde arkadan gelen ışıkla oluşan gölgeler.

soru şu: ortadaki perde neyi ifade eder?

ilk cevaplayana bir kargo göndereceğim.
(vicdanınıza bırakıyorum, kopya çekmeyin)

her jilet izini okuyacağım bir başlık.
neden sevdim? kaleminiz düşüncelerinizin hızına neredeyse yetişecek. bir hayli zor ve bir o kadar keyiflidir insanın kendiyle bütünleşme çabası. ve siz bu bütünleşme gücüne yaklaşmış görünüyorsunuz. ne kadar yakın olduğunuz size ait bir bilgi elbette.
dağınık fakat okuyucuyu dağıtmayan bir tarzınız var. olduğu gibi...

hiç bulaşmayayım bunlar birbirini yesin dediğim hede.

hayat dediğin nedir; hava,su, güneş, toprak. çayırlıkta otlayan bir öküz, hepsinden istifade ederek yaşamına devam eder. insanoğluda faydalanır bu imkanlardan. ikiside; yer, içer, nefes alır. o zaman söyle bakalım insanoğlu, seni öküzden ayıran fark ne?

"kim mabadımı elledi benim?"

bu başlık altında n’oluyo anlamadım ben napıyo bu arkadaşlar acaba. kolay gelsin...

akışta bir gün göremesem "ya tiananmenian'a bişi mi oldu acaba?" diye merak ettiğim başlık.

yalan yok valla, doğru düzgün okumuyorum işin tuhafı yazdıklarını ama merak ediyorum işte?
alışkanlık sanırım.

ti-amo selam beybili.

cehennemden gelen rüzgarın yalnız bedenimi jiletlediği o yerdeyim.

her yer kusmuk. basıyorum üzerlerine. külotlu çoraplar sokağına geldik. uyan artık!!! uyann!!!

hepsi mis gibi yalnızlık kokuyor. gece öyle yatmışlar üşüdükleri için. dokunca verdikleri hisse tapıyorum. siyah ve inceler. üzerlerinde yorgun eller. yırtıklar. en sağlamı bile kaçmış. kim kırdı onları? kim parçaladı. tek seferlik fanteziler için ucuza alınan tatlı şeyler. pahalı olanı mı yırttı o kötü adam. kız güldü mü? gülmüş.

yenisini alacaksın yeaa ihihihi demiş. dokununca vazgeçiyor insan baldır kısmına. ayak uçları da koyu. bizi nasıl giyerlerdi diyor sahtekarların ruhu. bacaklarına geçirmeleri ve popişi sallayıp düzeltme hareketi yapmaları. çok kolay kandırmıştık erkekleri. bu sokakta buluştuk işte. attılar bizi kullanıp. sahip çıkın. kaybolan şeyler, mutlaka paralel evrendedir. cisimler yok olmaz. sadece form değiştirir. buz erir, su olur. aslında o hala buz. sadece cıvıdı. ruhumuz gibi. meme gibi.

offf et dövme aletiyle ez yanaklarımı nolur. titriyorum.

azalarak biterken üremeye dalmışsın. o nasıl oluyor çılgınım. anlat bana. anlatmanı istiyorum... zafiyetlerini anlat tek tek. sısısısıs