hayatı ti'ye almak konusunda fikirler

geçenlerde bir özlü söz okudum.

alıntı
insan ; hayatını bir kişi etrafında kuruyor, belkide böyle yapmamalı. sonra o gidince, geriye hiç bir şey kalmıyor.
alıntı

sonra oturdum ve düşündüm.
konunun neşeli taraflarını bulabilirmiyim acaba diyerek.

dini, hukuki, toplumsal bakış açılarını aklımın süzgeçinden geçirdim.
günah veya etik olmayan bir şürü şeylerde geçti aklımdan.

bir vakitler 'devekuşu kabare' tiyatrosu vardı.
zeki alasya ve metin akpınar'ı zevkle izlerdik.
bir oyunlarında şöyle bir cümle geçmişti.

evlilik müsellestir.
yani evlilik üçgendir.
bir köşede kadın, bir köşede adam ve üçüncü köşede, üçüncü bir şahıs.
kadının veya adamın yedek partneri.
mesela yani...

islamda da dört kadınla evlenmek var.
biri çekip giderse geriye üç kalır.
yani sonuçta elde bir şeyler kalıyor.

insan ; hayatını bir kişi etrafında kuruyor, belkide böyle yapmamalı. sonra o gidince, geriye hiç bir şey kalmıyor.

insanları yıkan durumlara da çare bulunabiliyormuş.

başka konuların gerçekleri için başka bakış açılarıda mutlaka vardır.

hayatın matematiksel gerçekleri vardır.

misal ; evlenirken sorarlar.
iyi günde, kötü günde...

yani bu hayatta iyi günler ve kötü gün mutlaka olacaktır.
kimilerinin hayatının yüzde seksen beş'i kötü geçecek,
kimilerinin hayatının yüzde doksan beş'i güzel olacaktır.
arada, fity, fifty olanlarada mutlaka olacaktır.

diyelimki kötü günler devresindesiniz ve ebeniz bellenmekte.
sürekli böylede yaşanmazki.
eninde, sonunda psikolojiniz iflas edecektir.
ruh sağlığınız bozulacaktır.
ve mutsuz bir insan olup çıkacaksınız.

çare nedir.
çalmak !
hayattan bir şeyler çalmak.
hayattan mutlu bir kaç saat çalmak.

içip kafayı dağıtmak,
sinemaya gitmek,
masaj salonuda olabilir : ) ,
kendini dağlara vurmak, köye gitmek,
evden uzaklaşıp çadırda uyumak,
vs, vs...

yani kendine zaman ve para ayırmak.
en güzel psikolojik tedavidir.

sizi hırsızlığa da teşvik ettim ya,
helal olsun bana.