herkese saygı duymak zorunda olmadığımız gerçeği ile yüzleşme

herkese saygı duymak zorundasın gibi abuk bir söylemin etrfata kol gezdiği dönemlerde 'ulan banane ben şu ... ya saygı duymak zorunda değilim' diye gezindigim vakitlerdir.

1+1'e 3 diyene de nası' saygı duyayım yahu *

o kadar doğru bir durum ki. saygının hak edilen bir şey olduğunu anlasın artık herkes!

bize bir şeyler katan insanlara saygı duymalıyız sırf yaşı büyük diye kendini bir şey sanan insanlara değil.

yapımböyle film'in saygı hakkında dile getirilmeyenler videosunu izlemenizi öneririm.

insanların bribirilerine ya da herhangi başka bir şeye karşı ayıp işlemediği, sınırlarını aşmadığı her şeye saygı duyulmalıdır. bunun içinde yanlış bilgiye saygı duymak yoktur ama kişisel fikirler nereden bakıldığıyla değişebileceği gibi oraya geçince belki siz de öyle göreceğinizden kişisel fikirlere saygı duyulmalıdır.

harika saptamadır. kimseye saygı duymak zorunda değiliz. hele de saygıyı kendileri ve inançları için mecburi görenlere. abukluklarına tahammül ediyoruz, yeter.

yav arkadaşım, herkese saygı göstermek pek tabii olarak zorunluluktur. kişi bizatihi saygıyı hak edendir. saygıyı gerektirmeyen tabii olmayan fikir, ahlak ve eylemi olabilir. kişiye saygı göstermemek ne demek. kendimi kesicem şu ayrımları düzgün yapalım allah adı veriyorum..

'saygı duymak zorunda olmak' bu cümle karşınızdakine sana saygı duyuyorum diyip önünde eğilmek değildir. insanların işine karışmazsanız onun alanına girmezsiniz. dolayısıyla saygı duymuş olursunuz.

"saygı duymak" işteş bir fiil olmadığı halde karşılıklılık gerektirir.

herkese saygı duyulması gerektiğini düşünmüyorum. saygı kazanılan bir şeydir bana göre. bir kişi sırf yaşça benden büyük diye yaptıklarına göz yumup " o benim büyüğüm saygı duyayım" demem. bu demek değil ki saygı duymadiklarima saygısızca sovecegim, ahlakimı bozacagim. bunu yapmam bunun sebebi de kendjme olan saygımdir. kısacası saygı bol keseden dağıtılması gereken bir şey değil kazanılması gereken bir şeydir. saygı duyacağınız kişinin bu saygıyı hakediyor olması gerekir.

(bkz: sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet).

her şeye saygı duyulması mantıksızdır insanların sınırları vardır herkesin ayrı bir dünya algısı vardır ama bu birinin diğerine kafasındaki bu saygısızlığı eyleme dökebilme hakkı olduğu anlamına gelmez

saygı dduyma zorunluluğunun çok saçma olması diye bir başlık açmak istemediğim için buraya yazmak istiyorum.

bu saçmalık gerçek hayatta varolan saçmalıktır. toplumsal baskılardan dolayı bazı saçmalıklara saygı duymamız gerekiyor, fakat bu duyulan zorunluluk çok saçma bir şey.

mesela ünvan üzerinden duyulan bir saygı var. "ben doktorum, bana saygı duyacaksınız, otoparkta benim yerime park etmeyeceksiniz, park eden saygısızdır" gibi bir durumdan bahsediyorum.

ya da polisin belinde silah olduğu için konuşurken "amirim, komserim, memur bey" şeklinde hitap edilmesi gibi. mesela bir polis memuruna ismini sorup, isminin ahmet olduğunu öğrenip ahmet bey diye hitap edemezsiniz. ismini sorduğunuzda geriliverirler hemen, olay çıkartırlar.

mesela bir hakimin ya da avukatın üstünü arayamazsınız arama izniniz olmadan. polis dahi olsanız arayamazsınız hem de (eski sevgilim avukattı, oradan biliyorum). ararsanız olay çıkartırlar, en kötü ihtimalle saygısız olursunuz, ama daha kötü şeyler olur tabi. hayır biz de 4 sene üniversite okuduk yani, niye bu hava, neden bu ayrıcalık. siz 6 sene okuyorsunuz mesela, olay okumaktaysa en aranmaması gereken meslek doktorlar olmalı.

mesela bir milletvekilinin bırak üstünü aramak, yolunu kesip aracını bile durduramazsınız. alkol muayenesi yapamazsınız. sebep? sebep, bizi mecliste temsil ediyor (!) olması.

mesela bir kadına veya kendimizden yaşça büyük birine toplu taşımada yer vermeyince de saygısız addediliyoruz hemen. neden, çünkü o yaşlı. çünkü 45 yaşında, işten dönüyor, çok yorulmuş.

peki ben, ben zaten sabahtan akşama kadar arkadaşlarımla sürttüm di mi. laboratuvarda öğle yemeğine bile gidecek zamanım olmadığı için aç acına çalışıp data üretmeye çalışmıyordum zaten. kindred kim ki. kindred sürekli sinema salonlarında, sürekli kadıköyde beşiktaşta falan zaten. sabahın ilk ışıklarıyla evden çıkıp gece yarılarına kadar karı kızla gününü gün eden, yemediği b*k kalmamış lanet biri. yarım saat otobüste oturmaya hakkı yok. düz taban değil ki. labda 5 saat ayakta da kalmıyor zaten. hele çantası da 10 kilo değil, hiç değil.

kindred bir saygısız. otobüste sırf kendinden büyük diye; sırf kadın diye birilerine yer vermediği için, kindred cinsiyete, mesleğe ya da pozisyona göre eğilip bükülmediği için saygısız.

kindred diyor ki, saygı kazanılan bir değerdir. bir insandan saygı görmeyi bekliyorsanız, önce onu hak etmeniz lazım. sonra laf soktuğumuz zaman, yer vermediğimiz zaman, istenileni yapmadığımız zaman saygısız oluyoruz. te allam.

olmayan gerçek herkese saygı duymalıyız. fakat bizde saygı kendi anlamı dışında birçok şeyde kullanıldığı için ortaya böyle bir gerçek çıkıyormuş gibi gözüküyor. mesela yukarıdaki yazarımızın bahsettiği şeyler aslında saygı ile alakasız fakat biz bunları saygımış gibi sayıyoruz işte bu yüzden hatalı.

önceleri bu fikre inanan biri olduğun için kendinle çelişme evresinden sonra gelir. her şeye saygı duyalım herkese söz hakkı verelim diye diye neler geldi başımıza. yeter da.

saygı gören biri olmak için önce saygı göstermek gerekir. kişisel olarak probleminiz olduğu birini hayatınızdan çıkartır ve artık ona saygı duymak zorunda kalmazsınız. doğru olan budur.

ama karşınızdaki ya da hayatınızda yer alan birine saygı duymak zorundasınız. karşıt görüşünüz varsa da kendi fikrinizi empoze etmeye çalışmadan ifade edebilirsiniz. bunun hümanizm saçmalığı ile ilgisi yok. default insani değerler ile ilgili sadece.