1.
mad magazine'in amerika'da ekim 1999 tarihli sayısında siyah beyaz olarak, türkiye'de 2000 yılının ağustos ayında çoğunlukla renkli (tam da pokemon çılgınlığının tam ortasında cuk oturacak bir şekilde bir pokemon özel sayısı içerisine konularak) olarak yazar gary halgren ve çizer desmond devlin tarafından yayınlanan bir pokemon indigo league"parodisi".
evet, şu anda bana neden parodi kelimesini tırnak içinde yazdığımı soruyor olabilirsiniz, aklınızdaki bütün sorularınıza tek tek cevap vereceğim. öncelikle neyle karşı karşıya olduğumuza bakalım. hokeycon, veya türkçe özel sayısında düz olarak pokemon, normal bir pokemon indigo league bölümünü konu alan bir çizgi öykü. genel olarak "haha, bu şey aptalca ve gelip geçici bir trend ve biz buna fütursuzca çamur atıyoruz, hadi bize para ver velet!" temasının hakim olduğu bu parodimsi şey komik olmak ve güldürmek için yapılmayacak her yolu (tatsız ve yersiz şakalar, alakasız göndermeler, beş-on saniyede bir çıkan hakaretler) deneyip yine de başarısız olmaya mahkum bir şekilde ilerliyor.
bir de üstte çıkan ufak başlangıç yazısına bakalım. aşağıda okuyacağınız paragraf tamamen orijinal metinden benim kendi yaptığım çeviridir, yani türkçe sayısındaki yerelleştirilmiş sürümüyle alakası yoktur:
sadede gelecek olursak:
çizim tarzı kasten stereotipik bir kodomo mangası gibi yapılmış *, hikayesi banal, kör göze parmak, utanmazca, ne çocuklar ne de büyükler için komik değil, çoğunlukla kasten ofansif ve kışkırtıcı.
ama atalarımız boşuna "yiğidi öldür, hakkını yeme" dememişler. sonlara doğru bir karede görünen bir poke--, pardon, hokeycon oyuncusunun söylediği "evet, istediğin kadar bizimle dalga geç... hokeycon'un popülaritesi hiç bir zaman sönmeyecek" cümlesi pokemon'un uzun yıllar boyunca sürüp gittiğinin habercisi gibidir, ki zaten pokemon o zamanlar japonya'da bile üç yaşında bir markaydı.
ana fikri "bu aptalca şeyi seven de aptaldır." olup az biraz ırkçılık ve amerika şovenizmi kokan bu parodi şeysinin yerine south park'ın chinpokomon bölümünü izleyebilirsiniz, en azından iyi düşünülmüş bir hikayesi
amaaan, kyle gibi konuşmaya başladım, en iyisi lafı fazla uzatmamak.
bakmak isteyenler için ingilizce orijinal
evet, şu anda bana neden parodi kelimesini tırnak içinde yazdığımı soruyor olabilirsiniz, aklınızdaki bütün sorularınıza tek tek cevap vereceğim. öncelikle neyle karşı karşıya olduğumuza bakalım. hokeycon, veya türkçe özel sayısında düz olarak pokemon, normal bir pokemon indigo league bölümünü konu alan bir çizgi öykü. genel olarak "haha, bu şey aptalca ve gelip geçici bir trend ve biz buna fütursuzca çamur atıyoruz, hadi bize para ver velet!" temasının hakim olduğu bu parodimsi şey komik olmak ve güldürmek için yapılmayacak her yolu (tatsız ve yersiz şakalar, alakasız göndermeler, beş-on saniyede bir çıkan hakaretler) deneyip yine de başarısız olmaya mahkum bir şekilde ilerliyor.
bir de üstte çıkan ufak başlangıç yazısına bakalım. aşağıda okuyacağınız paragraf tamamen orijinal metinden benim kendi yaptığım çeviridir, yani türkçe sayısındaki yerelleştirilmiş sürümüyle alakası yoktur:
1950'lerde "made in japan"/"japonya'da üretilmiştir" yazısı tek bir şeye: ucuz bir çöp parçasına karşılık geliyordu. ama 1970'lerde japonya'nın bilgisayarları, arabaları, müzik setleri ve diğer ihraç ettiği malları dünyanın en kaliteli ürünleri haline geldi. ancak amerikalıların hâlâ üstün geldiği bir alan var: çizgi filmler! bize inanmıyor musunuz? belki de "güneşin doğduğu yer"deki dostlarımızın en sonki kaba saba çizilmiş çöp çizgi filmine bakmalısınız. belki bu size 1950'leri yeniden hisettirebilir. en son trend bu deseler de bu bizim için sadece bir "hockeycon"dur.
sadede gelecek olursak:
çizim tarzı kasten stereotipik bir kodomo mangası gibi yapılmış *, hikayesi banal, kör göze parmak, utanmazca, ne çocuklar ne de büyükler için komik değil, çoğunlukla kasten ofansif ve kışkırtıcı.
ama atalarımız boşuna "yiğidi öldür, hakkını yeme" dememişler. sonlara doğru bir karede görünen bir poke--, pardon, hokeycon oyuncusunun söylediği "evet, istediğin kadar bizimle dalga geç... hokeycon'un popülaritesi hiç bir zaman sönmeyecek" cümlesi pokemon'un uzun yıllar boyunca sürüp gittiğinin habercisi gibidir, ki zaten pokemon o zamanlar japonya'da bile üç yaşında bir markaydı.
ana fikri "bu aptalca şeyi seven de aptaldır." olup az biraz ırkçılık ve amerika şovenizmi kokan bu parodi şeysinin yerine south park'ın chinpokomon bölümünü izleyebilirsiniz, en azından iyi düşünülmüş bir hikayesi
japon imparatoru hirohito'nun pearl harbour'u bombalamak için amerikalı çocuklara bir trend vererek onları kendi peşinden sürüklemesi
ni "gelip geçici trendler bazen tehlikeli olabilir" ve "çocuklar sadece kendilerine ait alanlar oluşturup, o özel alanlar büyükler tarafından taklit edildiğinde onlara hemen sırtını dönme eğilimindedir." düşüncesini iyi bir şekilde yansıtıyor.amaaan, kyle gibi konuşmaya başladım, en iyisi lafı fazla uzatmamak.
bakmak isteyenler için ingilizce orijinal
devamını gör...