1.
hücreyi saran ve onu dış ortamdan koruyan, bazı maddelerin geçişine izin verirken bazılarına vermeyen zar. hem hayvan hem bitki hücrelerinde bulunur.
devamını gör...
2.
hücre zarı ya da membran;
hücrelerin yalnızca gereksinim duyulan maddeleri taşımasına izin verecek şekilde çift katmanlı lipidden oluşan ve bir hücreyi çepeçevre sarmalayan deri(cik)tir.
disko önlerinde duran korumalar gibi bir şeydir bu da işte, boyutları biraz daha küçük olsa da.
hücrelerin yalnızca gereksinim duyulan maddeleri taşımasına izin verecek şekilde çift katmanlı lipidden oluşan ve bir hücreyi çepeçevre sarmalayan deri(cik)tir.
disko önlerinde duran korumalar gibi bir şeydir bu da işte, boyutları biraz daha küçük olsa da.
devamını gör...
3.
bitki hücresinde hücre duvarı ile birlikte bulunan yapıdır.
devamını gör...
4.
seçici gecirgendir.
misal alkol alındiginda bu secici gecirgenlik azaldigi icin hucre icine normal zamanda giremeyecek olan partikuller de girer.
misal alkol alındiginda bu secici gecirgenlik azaldigi icin hucre icine normal zamanda giremeyecek olan partikuller de girer.
devamını gör...
5.
kelimelik'te ilk ve en uzun kullandığım nik seçici geçirgen'di, oynadığım kişilere anlamını açıklamak için göbeğim çatlıyordu, "bana da geçir" "seçerek mi" geçiriyorsun, neler neler...hatta bir turnuvaya ismini değiştir bayan katılımcılar rahatsız olmuş diyerek uyarmışlardı beni, bende aynısının ingilizcesini kullanmıştım. "selective"
devamını gör...
6.
seçici geçirgen zardır. hücreyi dış ortamdan gelebilecek tehlikeli maddelerden korur. ayrıca madde alışverişi sağlar. yapısında glikolipit, glikoprotein,lipoproteinler bulunur. akıcı mozaik zar ile modellenmiştir.
devamını gör...
7.
hücre zarı, hücrenin madde geçişini kontrol eden ve hücreni etrafını sararak hücrenin yapısını koruyan bir zardır. oluşumunda golgi direkt olarak görev alır. yapısında golgiden sentezlenen glikolipit, glikoprotein ve lipoprotein bulunur. akıcı mozaik zar adıyla bilinen yapısının en net olarak görüldüğü modelle gösterilir. hücre zarının yüzeyinde fosfolipit tabakası bulunur. fosfolipit tabakasının hücre zarının içine ve dışına bakan tarafları hidrofilik iken ortada kalan yapıları hidrofobiktir.
hücre zarından madde geçişleri;
-difüzyon
-kolaylaştırılmış difüzyon
-osmoz
-aktif taşıma
-endositoz
-ekzositoz olmak üzere 6’ya ayrılır.
difüzyon, hücre zarından geçebilecek küçük maddelerin atp harcamadan çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşmesidir.
kolaylaştırılmış difüzyon: glikoz gibi maddelerin atp harcamadan kanal proteinler aracılığıyla hücre içine alınmasıdır. kanal proteinler gereği aktif taşımayla çok karıştırılsa da kolaylaştırılmış difüzyon çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun ortama madde geçişi sağlar, aktif taşıma ise tam tersidir.
osmoz: difüzyonun su versiyonudur, çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun ortama su/sıvı geçişini sağlar.
aktif taşıma: zar üzerindeki porlardan geçebilecek molekülleri kanal proteinler ile birlikte hücre içine madde geçişini sağlar, atp kullanıldığı için sadece canlı hücrelerde görevlidir. maddelerin az yoğun olduğu ortamdan çok yoğun olduğu ortama doğru madde geçişi yapar.
endositoz: hücre zarından geçemeyen büyük maddelerin yalancı ayak oluşturup besin zarıyla birlikte kopup hücre içine alınmasıdır.
ortamın yoğunluğu önemli değildir, atp harcandığı için sadece canlı hücrelerde görülür. yalancı ayak oluşturdukları için hücre zarının yüzeyini azaltır.
fagositoz ve pinositoz olmak üzere ikiye ayrılır.
a-fagositoz: hücre zarından geçemeyen büyük ve katı maddeleri yalancı ayak oluşturup hücre içine almasıdır.
b-pinositoz: hücre zarından geçemeyen büyük sıvı maddelerin yalancı ayak oluşturarak hücre içine almasıdır.
ekzositoz: hücre zarından geçemeyen büyük maddelerin koful yardımıyla hücre içinden hücre dışına zarından atılmasıdır. hücre zarının yüzeyini arttırır ve atp harcandığı için sadece canlı hücrelerde görülür.
hücre zarından madde geçişleri;
-difüzyon
-kolaylaştırılmış difüzyon
-osmoz
-aktif taşıma
-endositoz
-ekzositoz olmak üzere 6’ya ayrılır.
difüzyon, hücre zarından geçebilecek küçük maddelerin atp harcamadan çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşmesidir.
kolaylaştırılmış difüzyon: glikoz gibi maddelerin atp harcamadan kanal proteinler aracılığıyla hücre içine alınmasıdır. kanal proteinler gereği aktif taşımayla çok karıştırılsa da kolaylaştırılmış difüzyon çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun ortama madde geçişi sağlar, aktif taşıma ise tam tersidir.
osmoz: difüzyonun su versiyonudur, çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun ortama su/sıvı geçişini sağlar.
aktif taşıma: zar üzerindeki porlardan geçebilecek molekülleri kanal proteinler ile birlikte hücre içine madde geçişini sağlar, atp kullanıldığı için sadece canlı hücrelerde görevlidir. maddelerin az yoğun olduğu ortamdan çok yoğun olduğu ortama doğru madde geçişi yapar.
endositoz: hücre zarından geçemeyen büyük maddelerin yalancı ayak oluşturup besin zarıyla birlikte kopup hücre içine alınmasıdır.
ortamın yoğunluğu önemli değildir, atp harcandığı için sadece canlı hücrelerde görülür. yalancı ayak oluşturdukları için hücre zarının yüzeyini azaltır.
fagositoz ve pinositoz olmak üzere ikiye ayrılır.
a-fagositoz: hücre zarından geçemeyen büyük ve katı maddeleri yalancı ayak oluşturup hücre içine almasıdır.
b-pinositoz: hücre zarından geçemeyen büyük sıvı maddelerin yalancı ayak oluşturarak hücre içine almasıdır.
ekzositoz: hücre zarından geçemeyen büyük maddelerin koful yardımıyla hücre içinden hücre dışına zarından atılmasıdır. hücre zarının yüzeyini arttırır ve atp harcandığı için sadece canlı hücrelerde görülür.
devamını gör...
8.
baya baya geçirgen bir zardır
devamını gör...
9.
yağ kuyrukları birbirine dönük 2 sıra fosfolipid tabakasına gömülü olan glikoprotein, glikolipit ve lipoproteinlerden oluşan, bir yapıdaki canlılığı sağlayan ilginç yapı. bir hücre üzerindeki çoğu reseptör hücre zarı üzerinde yer alırken, aynı zamanda çeşitli özel kanallar moleküllerin giriş çıkışını denetler. birçok ardışık uyarı, hücre zarı üzerindeki bu kanallardan başlar.
devamını gör...
10.
bazen plazmalemma olarak da adlandırılır.
devamını gör...
11.
dış ortama bir set çekerek hiç yoktan bir iç ortam oluşturması ve böylelikle, yani kendine bir mahremiyet alanı inşa ederek, canlılığı mümkün kılmasıyla şiirsel bi yanı olduğunu da inkar edemeyeceğimiz yapı.. bir sıra fosfolipiti suyun içine atarsanız bu fosfolipitlerin hidrofilik uçları suya dönük, hidrofobik uçları içe dönük olacak şekilde bir topak hâlini alacaktır. bu topağın içine de bir damla su damlatacak olursanız bu kez bir kısım fosfolipit içte de hidrofilik kısmı suya, hidrofobik kısmı ters istikamete bakacak şekilde yerleşim gösterir, böylece kendiliğinden trilaminar bir zarınız olmuş olur, tıpkı hücre zarındaki gibi. hücre zarındaki fosfolipit tabakası ve proteinler kovalent olmayan, çoğunlukla hidrofobik etkileşimlerle bir arada tutulur yani.
devamını gör...