#ödüllü filmler
yönetmen koltuğunda michael radford'un yer aldığı 1994 yapımlı romantik drama filmidir. film 1996 yılında, en iyi müzik oscarı almıştır. konu; bir adaya sürgün edilmiş şair pablo neruda'ya mektuplarını götüren bir postacının hikayesini ele almaktadır. zamanla şiiri seven postacının hayatı yavaş yavaş değişecektir.
en iyi film müziği oscar'ı
1996 · luis bacalov
bafta en iyi yabancı dilde film ödülü
1996 · vittorio cecchi gori, michael radford, mario cecchi gori, ...
bafta en iyi film müziği ödülü
1996 · luis bacalov
yabancı dilde en iyi film dalında japon akademi ödülü
1997
bafta en iyi yönetmen ödülü
1996 · michael radford
film eleştirmenleri en iyi yabancı dilde film ödülü
1996 · michael radford
amerikan yapımı olmayan en iyi film dalında robert ödülü
1997 · michael radford
david di donatello en iyi kurgu ödülü
1995 · roberto perpignani
1996 · luis bacalov
bafta en iyi yabancı dilde film ödülü
1996 · vittorio cecchi gori, michael radford, mario cecchi gori, ...
bafta en iyi film müziği ödülü
1996 · luis bacalov
yabancı dilde en iyi film dalında japon akademi ödülü
1997
bafta en iyi yönetmen ödülü
1996 · michael radford
film eleştirmenleri en iyi yabancı dilde film ödülü
1996 · michael radford
amerikan yapımı olmayan en iyi film dalında robert ödülü
1997 · michael radford
david di donatello en iyi kurgu ödülü
1995 · roberto perpignani
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "aeneas" tarafından 08.12.2020 05:51 tarihinde açılmıştır.
1.
1994 yapımı, yönetmenliğini michael radford'un yaptığı film.
--! spoiler !--
film sürgüne giden pablo neruda ile ona mektuplarını getiren postacıyı merkezine alır. neruda'nın yavşak tavırları bir parça canımızı sıksa da postacınin her sözü, her hareketi içimizdeki her boşluğa dolar.
postacı (massimo troisi), gayet sıradan bir hayat yaşarken aşk o sıradanlığı alt üst eder. o zamana kadar etrafındaki güzelliklere dikkat etmeyen postacı, denizdeki dalganın, esen rüzgarın güzelliğini yaşamaya başlar.
bu yeni duygusunu tarif edebilmek için de şiire sarılır postacı. metaforu, imgeyi öğrenir. şiir, aşkla anlaşılır olur, aşk şiirle anlatılır olur.
postacının bu dönüşümü duyguları ile de sınırlı kalmaz. yaşadığı toplumun sorunlarını da benimser, onlarla da uğraşır.
velhasil, aşk ve şiir sıradan bir insanı alır bütünün bir parçası yapar. o artik adanın ve adanın üstündeki her şeyle ilgilidir, herkes için endiselenir. herkes için yaşar.
--! spoiler !--
küçük, arada kaynayan diyalogları yazma gereği görmedim. ızleyin de sizim icin de o guzel sözler ilk defa postacınin ağzından dökülsün.
--! spoiler !--
film sürgüne giden pablo neruda ile ona mektuplarını getiren postacıyı merkezine alır. neruda'nın yavşak tavırları bir parça canımızı sıksa da postacınin her sözü, her hareketi içimizdeki her boşluğa dolar.
postacı (massimo troisi), gayet sıradan bir hayat yaşarken aşk o sıradanlığı alt üst eder. o zamana kadar etrafındaki güzelliklere dikkat etmeyen postacı, denizdeki dalganın, esen rüzgarın güzelliğini yaşamaya başlar.
bu yeni duygusunu tarif edebilmek için de şiire sarılır postacı. metaforu, imgeyi öğrenir. şiir, aşkla anlaşılır olur, aşk şiirle anlatılır olur.
postacının bu dönüşümü duyguları ile de sınırlı kalmaz. yaşadığı toplumun sorunlarını da benimser, onlarla da uğraşır.
velhasil, aşk ve şiir sıradan bir insanı alır bütünün bir parçası yapar. o artik adanın ve adanın üstündeki her şeyle ilgilidir, herkes için endiselenir. herkes için yaşar.
--! spoiler !--
küçük, arada kaynayan diyalogları yazma gereği görmedim. ızleyin de sizim icin de o guzel sözler ilk defa postacınin ağzından dökülsün.
devamını gör...
2.
kelimeler kondurur insanın ruhuna kanatları ve yükselir, yükselir insan o kanatlarla. filmi anlatabilmek için önce kelimelerin gücüne hakim olmak gerek, bu ne kadar mümkündür bilemem, bilemem çünkü kelimeler insanı özgür kılar ve yükseltir onu, yükselmek ise tüm çıplaklığı ile görmesini sağlar aşağıda olanları...
yönetmen kelimelerin gücünün ne denli etkili olduğunu bilse de işin içine ideolojik eğilim girdiği zaman kelimeler anlamını yitirir ve bir hiç olurlar. kelimeler onları ifade eden insana ihtiyaç duyarlar. ideoloji eğilimi başladığı anda kelimeler ikinci planda kalır. anlatmak istediğimi kendimi ön plana çıkararak bir takım kelimeler kullanarak isterdim, fakat başka bir perşembe gününe bırakalım, keza yeteri kadar bölünmüş durumda insanların düşünceleri...
devamını gör...