1.
cennet vatanımızda her köşe başından fışkıran demokrasi türü. bir kaç km daha ilerlerse yol kalmayacak yakında, öyle ki ileridir.
devamını gör...
2.
henüz bazı insanların sadece eleştirdiği ama asla tanımlayamadığı demokrasi türü.
devamını gör...
3.
bizde olmayan, olmasının da çok zor görünen durum .
devamını gör...
4.
caaağnım ülkemizde her gün biraz da ilerleyendir.
devamını gör...
5.
devamını gör...
6.
yaşadığımız bu ülke dünya demokrasi endeksinde bu yıl 104. sıradadır. son yıllarda 20 basamak daha düşmüştür. evrensel demokrasi anlayışına göre kısaca bu ülke demokratik falan değildir. diyeceksiniz ki seçim oluyor daha ne istiyorsun ? seçim bir demokrasinin en son göstergesidir. kuzey kore , mısır , nijerya’da da seçim oluyor . bir ülkeyi demokratik yapan kurumlarıdır ve demokratik ilkelerin uygulanmasıdır. ülkede basın özgürlüğü yoksa ; ‘’kardeşim biz millet öğrenmesin diye meclis televizyonunu kesiyorsuz sen hala yayınlıyorsun’’ veya ‘’alo fatih kaldır o altyazıyı’’ diyorsa , ödediğim vergimin nereye gittiğini hükümete sormamın bir yolu yoksa , toki ‘’sarayın maliyeti açıklanırsa kişiler ve kumu zarar görür’’ diyorsa , sayıştay raporları meclise gelirse duman oluruz diyenlerin hesap verme kültürü yoksa, şeffaflık yoksa , millet semtinde ki ağaçların kesilip gökdelen yapılmasının karar mekanizmasına katılamıyorsa , katılmak istediğinde coplanıp gazlanıyorsa , taraftar grupları bile darbecilik ile suçlanıyorsa o ülkede demokrasi falan yoktur geçiniz … bu şartlarda her pazar seçim yapsanız dünya sizden bir demokrasi olarak bahsetmez.
özgürlük tılsımlı bir kelimedir. çiçekler ,ağaçlar bitkiler için su , güneş ne ise , insanlığın gelişmesi için özgürlük gerekir. bu özgürlüklerin başında da ifade özgürlüğü denir. ifade özgürlüğü aykırı farklı düşünceleri ifade etmek için vardır. diktatörler ve onun dalkavukları zaten özgürdür. mesele alkışlanmayı değil yuhalanmayı özgür bırakmaktır. ortaçağ kafası da dünya yuvarlaktır diyen şahsa etmediğini bırakmamıştı ama o adam sayesinde şu dakika hür ve ileri ülkeler marsta bilimsel çalışmalar yapabiliyor . dünyaya sinyaller gönderiyor. bu esnada bizimkiler çaycıyı dışişlerimizi kim dinledi diyerek sorguluyor.
demokrasinin bir başka olmazsa olmazı kuvvetler ayrımıdır. 7 haziranda seçeceğiniz insanları ankara’ya kanun yapmaktan önce sizin adınıza hükümeti denetlesinler diye gönderecek vergilerinizle maaşlarını ödeyeceksiniz.ama sistem o kadar kokuşmuş ki vekil denetlemesi gereken bakanlar için ‘’onlar bizim kankalarımız nasıl gönderelim yüce divan’a’’ diyebiliyor. burhan kuzu ‘’ devlette bir israf varki anam anam’’ yada bülent arınç ‘’ devlette ki israfı bitirsek vergiye gerek kalmaz ‘’ dememiş miydi ? israf dedikleri bizim alın terimizden alınan vergilerdir kardeşlerim . az buz değil bugun 4 kişilik bir aile günlük 60 lira vergi verecek devlet babasına …
şimdi milletinvekillerine sormak lazım koca bir hiç dışında ne işe yararsın ?
yargının bağımsız tarafsız olmadığı bir ülke bitmiştir. sokakta ki insanın despotizme karşı sığınacak bir limanı kalmamıştır. adalet ekmektir bayanlar baylar . ülkeyi yönetenler çalsamda çırpsamda kimse bana dokunamaz konumuna girdiyse boku çıktı demektir. ülke ekonomisi başaşağı gitmeye hazırdır demektir. cemil çiçek ‘’anayasanın 138. maddesi yargı bağımsızlığını garanti altına alan madde ölmüştür’’ polisin yani canınızı alma hakkı olan insanların bağlı oldugu içişleri bakanı ‘’anayasayı tanımıyoruz’’ diyor . cuntacı bir generalin kendisi için koydurttuğu cumhurbaşkanı yetkilerine gelince maşallah beğenmedikleri anayasayı babalarının oğlu gibi tanıyorlar .
türkiye ileri gidiyor diyen kardeşlerim yukarıda örnekleriyle özetlediğim durumda ki bir ülkeye para yatırım gelmez, para gelmez. bırakın para gelmesini içinde ki beyin gücü de para da kaçar. kaçıyor da . bu gidişat değişmez ,bu ülkeyi bu konuma getirenler görevden alınmazsa fatura hepimiz çok daha ağır olacaktır. yolsuzluk ve rüşvet her ülkede olur . asıl mesele yolsuzluğun üstüne gitmesine izin verilmeyen adaletsizliktir. toplumda huzurun temeli adalet duygusudur. bir ülke rüşvet sıralamasında rekor kırıp 1 yılda 11 basamak düştüyse o ülkede sefaletin artması zaman meselesidir. şantaj , montaj , dublajla bizlere masal anlatanlar yatırımcıya bu durumu anlatamazlar. çalıyor ama çalışıyor demek bizim çocukta kötü yola düştü ama eve çok iyi para getiriyor demektir. türkiye özgürlükler, demokrasi ,rüşvet ,yolsuzluk, yargı bağımsızlığı sıralamasında başaşağı gittikçe dev finans , elektronik , enerji , havayolu şirketleri, bankalar , yatırım gruplarıda tası tarağı bırakıp gitmektedirler. onlar çekip gittikçe ülkede işssiz ve fakir sayısı artmaktadır. mitinglerde asgari ücreti şu yapıcam bu yapıcam işssiz fakir bırakmayacağım demek ile işssizlik bitmez ücretler artmaz. zekası tencerede kaynayan tavuğun kine eşit insan bile buna inanmaz. işyerleri ve fabrikalar açılacak ki emeğe talep olsun . işverenler çalıştıracak adam bulamadığında ücretler artar. adam 10 veriyorsa 15 verir . çünkü başka çaresi yoktur.
hiçbir siyasi liderin ağzına almadığı bir kavramın öneminden söz etmek isterim ‘’mutluluk’’ mutluluk hür dünya ülkelerinin temel değerlerden biridir. ileri demokrasiler şöyle derler ‘’ yaşam özgürlük ve mutluluğun peşinde koşma hakkıdır’’ yine avrupa birliği marşının adı ‘’mutluluğa övgüdür’’ yasaklamak mutluluk getirmez .baskı ,despotizm, yaşam tarzı dayatmak mutluluk getirmez. mutsuz insan vatanını sevmez. özgürlük mutluluk getirir. ne diyor akp liler ‘’anaokulundan itibaren belli bir yaşam şekli öğreteceğiz ‘’ sonra ise ‘’biz kimin yaşam tarzına karışıyoruz diyorlar’’ resmen bizimle dalga geçiyorlar . anlattıklarımdan ikna olmadıysanız sizden ricam google da görsellere girin . ülkeler arası ifade ,basın, internet, inanç özgürlükleri sıralamaları var.özgür ülkeler açık yasakçı baskıcı lanet ülkeler daha koyu renklerde .. sonrasında milli gelir zenginlik refah huzur haritalarına bakın . orada göreceksiniz ki zenginleşmiş ülkeler özgürlüğe saygılıdır. sefalet içinde yaşayanlar ise demokratik değerlerden nasibini almamış baskıcı,yasakçı , dayatmacı otokrosiler tek adam yönetimleridir. işte o yüzdendir ki haberlerde iran ‘a suudi arabistana afrika ya diğer körfez ülkelerine kaçak girmeye çalışırken boğulan göçmen haberleri duymayız. 3. dünyanın tüm garibanları hür dünya’ya kaçmaktadır.
bir toplum için en büyük tehlike ülkeyi yöneten gücün bir noktada odaklanmasıdır. çarpık seçim sistemli bir genel başkanlığı olan ülkemizde cumhurbaşkanı , başbakan , meclis başkanı , meclis çoğunlu aynı parti ve zihniyetten olursa zamanla yargıda o zihniyetin kontrolü altına girer. bugun arap ülkelerinde onbinlerce adil seçim ve hakkı için keskin nişancı kurşunlarıyla can verirken biz yarın ülkemizde iddaa ediyorum ki son veya sondan bir evvelki yarı adil yarı serbest seçimi yapacağız. burada particilik oynamıyorum . 14 yıl önce bu ülkeyi çiçek çocukları yönetmiyordu. hatırlıyorum. ben sizlere demokratik bir ilkenin katledilişini anlatmaya çalışıyorum. referandum sonrası kim ne dersin yüksek yargı belli bir siyasi zihniyetin kontrolune geçmiştir. yüksek seçim kurulu üyeleride yüksek yargı üyelerinden oluşur. bugun yargıtay ve danıştay başkanlığı seçimleri sadece iktidar partisi mensuplarını ‘’güzel allahım verdikçe veriyor’’ diye sevince boğuyorsa . tüm partilere eşit mesafede yaklaşması tarafsız ve adil kalması gereken ysk nında tarafsızlığını tartışmak artık zaman meselesidir. aziz yıldırım veya bir futbol başkanı maçlara kendi hakem seçebilseler ancak bu kadar keyifli olabilirdi.
evlerimizin özel yaşamlarında çocukları kullanan cinsellik ve uyusturucu siteleri dışında hiçbir internet sitesine erişim yasaklanmamalıdır çoluk çocugun ahlakından heykelden tahrik olan bürokratlar değil aileler sorumlu olmalıdır. seçim meydanlarında futursuzca küfür serbestken stadlarda küfürün yasaklanmasını anlayamıyorum . kadına şiddet bu iktidarda %1400 artmıştır. beni koruyun diyen yalvaran kadınlarımız daha sonra bıçaklanmak ağzı burnu kesilmek katledilmek üzere evlerine gönderilmiştir. somut öneri mi istiyorsunuz ? ceza verirken yargıçların gelenek , görenek ,töre , tahrik , namus gibi saçmalıkları taktir haklarını kullanmalarının önüne yasalarla geçmek gerekir.
tayyip erdoğan ı şiir okuduğu için hapse gönderen zamanında benimde anlamlandıramadığım yargı, yarın muhalif bir siyasiyi şiir okumaktan mahkum edilecek yargı şekline sokulmuştur. bu gidişat herkes işin tehlikelidir. insanlar fakirliğe , yoksulluğa tahammül gösterilirler ama adaletsizliğe asla ! bu ülkede ciddi bir halk ayaklanması olursa etnik nedenlerden fakirlikten yoksulluktan değil , tunusta tezgahını geri alamayan üniversiteli seyyar satıcı gencin kendisini yakması gibi adaletsizlikten olacaktır. akp bu ülkeyi gerçekten sivilleştirdi teşekkür ederim . fakat sayelerinde öğrendik ki her sivilleşme illaki demokratikleşme getirmiyormuş. mevcut sistemimizde hiçbir partiye bu kadar uzun süre bu kadar kontrolsüz güç verilmemelidir. bunu akp ye karşı olduğum için söylemiyorum . chp ye de mhp ye de hdp ya da diğer partilere de bu hakkı vermemeliyiz. yıllardır bir kafa geliyor türbanlıyı geliyor joplatıyor ağlatıyor.bir kafa geliyor ücretsiz eğitim isteyenleri hapse atıyor diğer bir kafada güneydoğuda ki kardeşlerimize hayatı zehir ediyor. ya arkadaş rahat verin huzur verin insanlara … siz önce musluktan içilebilir su akıtın .
dünya çapında türk devletiyle milyarlarca dolarlık iş yapan 3 büyük firma kendi ülkelerinde yetkililere ‘’bir suç işledik türkiyede dahil onlarca ülkede rüşvet verdik. cezamiza razıyız ‘’ dediler . iftira değil itiraf ediyorlar. türkiye hariç bütün ülkelerde tatbikat başladı . fakat türkiye ‘de hukuk bunu iftira edip soruşturma başlatamıyor, basın yazmaya korkuyor. günlük insanı ihtiyaçlarını karşılamak için en çok rüşvet veren ülke avrupa 1. si türkiye’dir. bu rüşveti alanlarda 14 yıllık hükümetin atadığı kişilerdir. rüşvet hırsızlıktır. vatandaşın cüzdanından para çalmaktır. ahlaksızlıktır. siyasetçinin uçkuru günlük yaşamımızı etkilemez kendi ailesini ilgilendiren bir meseledir. fakat rüşvetçi hırsız ahlaksızın yuzunden bizler ekmeği , benzini , suyu , otobüsü , doğalgazı daha pahalı kullanıyoruz.dini açıdan baktığımızda da allah korkusu olan adam çalmaz. çalana da oy vermez.
kişi başına düşen jop darbesi ve biber gazı tüketiminde hapishanede ki gazeteci sayısında çin, iran, mısır , kore gibi ülkeleri geçip dünya 1. si olan ülkemiz dünya demokrasisinde de 98. sırada olması gayet normaldir. demokrasinin temeli hoşgörüdür. yıllar içinde muhalif ama barışçıl gençlere, muhalif gazetecilere, iş adamlarına , sivil topluma karşı sergilenen tahamulsuzluk 74 milyonun önündedir. hükümet , osmanlı nın cografyasından önce hoşgörüsünü kendilerine hedef koymalıdırlar.
seçimde akp ye oy vermeye kararlı olsanız bile lütfen elinizi vicdanınıza koyun kendinize sorun ! farzedelim türkiye de bir ilde 100.000 oy alan partinin adayları baraj yuzunden meclise gidemezken 1000 oy alan partinin tüm adayları meclise girmektedir.avrupa da konuşmasında %10 barajı demokrasi ile alakalı değildir diyen bay cumhurbaşkanı milli irade diyerek kül bırakmaktadır.iktidar partisinden önde gelen profesör sıfatlı bakan ’yok ya barajı kaldıralım da millet partisine oy versin var mı öyle dava ‘’ diyor ve bu zat seçimden sonra hazırlamayı planladıkları sözde özgürlükçü sivil anayasa metninde söz sahibi olacaktır. bu yasak delisi zihniyetin özgürlükçü anayasa hazırlaması mudurnu tavukçuluğun tavuk hakları bildirgesi hazırlaması gibi bir şey olacaktır. milletini yere göğe sığdıramayan bay cumhurbaşkanı ‘’milletimiz barajın kalkmasına hazır değil’’ demektedir.. yani siz sevgili yurttaşlar cumhurbaşkanına göre meclise henüz kimi gönderebileceğinizin bilincinde değilsiniz. kafamı karştıran şu ki ; milletvekili seçmek bilincinden yoksun bu halkımız 12 eylül referandumunda hakimler savcılar yuksek kurulu kaç üyeden oluşsun ? anayasa mahkemesine sayıstay ve yök kaç üye göndersini belirleyecek kadar bilinçli ve bilgili değil miydi ? her fırsatta tarafsız olduğunu idda eden basından yürekli bir gazeteci çıkıpta ‘’hangisi bay cumhurbaşkanı bu milletin zeka ve bilinç düzeyi sizin siyasi ihtiyaçlarınıza göre günden güne değişecek mi ? ‘’ diye korkudan soramıyor . hükümet bu sorulara cevap veremeyeceği için bucak bucak rakip siyasi partilerden tv ekranlarında tartışmaktan kaçıyorlar. seçim meydanlarında kalabalıklara yapılan konuşmalar taraftarları türbüne toplayıp boş kalaye gol atmaya benziyor. ne acıdır ki 3 partinin milletin vergilerinden bu yıl seçime kadar her gün 2 milyondan fazla para ile otomatiğe bağladıkları medya da boş kaleye atılan bu golleri bizlere demokrasi diye yayınlıyor. helal kavramını dillerinden düşürmeyenler haramla siyasetin önde gidenleridir. seçime giren her partinin seçmeni vergi veriyor . ama kamu ihale yasasını neredeyse 20 defa değiştiren sözde adaletin partisi kendi kasasına bu yıl 186 milyon koyarken seçime giren baraj altı partilere tek kuruş vermeyen yasayı değiştirmiyor.
hükümet tutuklanan her muhalif için bu bir yargı kararıdır. saygı duymak lazım edebiyatı ile topu başkalarına atıyorlar. o halde sizde partinizin laiklilk karşıtı eylemlerin odağı olmaktan mahkum edip cezalandıran 11 yargıçtan 10 unun kararına saygı duymalısınız .
laiklik olmadan demokrasi olmaz gerçi bizim ülkemizde laiklik tanımıda evrensel tanımın dışında kişisel bir boyut kazanmıştır .ama bunu birlikte düzeltebiliriz. laiklik ülke yönetimini kural ve kaidelere bağlar. keyfiyetten kurtarır. yakın tarihten hatırladığımız george bush laikliğe inanmayan hersabah tanrı ile konuştuğunu iddaa eden bir insandı . dünyanın başına neler açtı hepimiz gördük.din devleti israil in bu toprakları bize tanrı verdi diyerek bölgeye getirdiği zulmü görüyoruz. söz konusu devletse hak hukuk adalet teferuattır diyen bir yanlış yargı düzeni söz konusu bizim cemaat ise hak hukuk adalet teferuattır diyen bir başka yanlış düzen ile değiştirilmeye çalışılıyor. yanlış yanlışla nasıl düzelir ?
demokrasinin d sinden anlayan adam kürt açılımı roman açılımı alevi açılımı gayrimüslüm açılımı yapmaz. bi tane açılım yapar ve tanrı dinine diline ırkına etnik kökenine bakmadan her insanı bazı temel hak ve özgürlüklerle eşit yaratmıştır. bu hak ve özgürlükleri siyasi liderler insanların elinden alamaz veya da bir lutuf gibi veremez. siz hala bu yasakçı zihniyetten ileri demokrasi bekliyorsanız taksim veya kızılay meydanında vapur bekleyin o da gelir. senin başkalarının yaşamına saygı duymamanda ego ve komplekslerinden başka bir şey değildir.
özgürlük tılsımlı bir kelimedir. çiçekler ,ağaçlar bitkiler için su , güneş ne ise , insanlığın gelişmesi için özgürlük gerekir. bu özgürlüklerin başında da ifade özgürlüğü denir. ifade özgürlüğü aykırı farklı düşünceleri ifade etmek için vardır. diktatörler ve onun dalkavukları zaten özgürdür. mesele alkışlanmayı değil yuhalanmayı özgür bırakmaktır. ortaçağ kafası da dünya yuvarlaktır diyen şahsa etmediğini bırakmamıştı ama o adam sayesinde şu dakika hür ve ileri ülkeler marsta bilimsel çalışmalar yapabiliyor . dünyaya sinyaller gönderiyor. bu esnada bizimkiler çaycıyı dışişlerimizi kim dinledi diyerek sorguluyor.
demokrasinin bir başka olmazsa olmazı kuvvetler ayrımıdır. 7 haziranda seçeceğiniz insanları ankara’ya kanun yapmaktan önce sizin adınıza hükümeti denetlesinler diye gönderecek vergilerinizle maaşlarını ödeyeceksiniz.ama sistem o kadar kokuşmuş ki vekil denetlemesi gereken bakanlar için ‘’onlar bizim kankalarımız nasıl gönderelim yüce divan’a’’ diyebiliyor. burhan kuzu ‘’ devlette bir israf varki anam anam’’ yada bülent arınç ‘’ devlette ki israfı bitirsek vergiye gerek kalmaz ‘’ dememiş miydi ? israf dedikleri bizim alın terimizden alınan vergilerdir kardeşlerim . az buz değil bugun 4 kişilik bir aile günlük 60 lira vergi verecek devlet babasına …
şimdi milletinvekillerine sormak lazım koca bir hiç dışında ne işe yararsın ?
yargının bağımsız tarafsız olmadığı bir ülke bitmiştir. sokakta ki insanın despotizme karşı sığınacak bir limanı kalmamıştır. adalet ekmektir bayanlar baylar . ülkeyi yönetenler çalsamda çırpsamda kimse bana dokunamaz konumuna girdiyse boku çıktı demektir. ülke ekonomisi başaşağı gitmeye hazırdır demektir. cemil çiçek ‘’anayasanın 138. maddesi yargı bağımsızlığını garanti altına alan madde ölmüştür’’ polisin yani canınızı alma hakkı olan insanların bağlı oldugu içişleri bakanı ‘’anayasayı tanımıyoruz’’ diyor . cuntacı bir generalin kendisi için koydurttuğu cumhurbaşkanı yetkilerine gelince maşallah beğenmedikleri anayasayı babalarının oğlu gibi tanıyorlar .
türkiye ileri gidiyor diyen kardeşlerim yukarıda örnekleriyle özetlediğim durumda ki bir ülkeye para yatırım gelmez, para gelmez. bırakın para gelmesini içinde ki beyin gücü de para da kaçar. kaçıyor da . bu gidişat değişmez ,bu ülkeyi bu konuma getirenler görevden alınmazsa fatura hepimiz çok daha ağır olacaktır. yolsuzluk ve rüşvet her ülkede olur . asıl mesele yolsuzluğun üstüne gitmesine izin verilmeyen adaletsizliktir. toplumda huzurun temeli adalet duygusudur. bir ülke rüşvet sıralamasında rekor kırıp 1 yılda 11 basamak düştüyse o ülkede sefaletin artması zaman meselesidir. şantaj , montaj , dublajla bizlere masal anlatanlar yatırımcıya bu durumu anlatamazlar. çalıyor ama çalışıyor demek bizim çocukta kötü yola düştü ama eve çok iyi para getiriyor demektir. türkiye özgürlükler, demokrasi ,rüşvet ,yolsuzluk, yargı bağımsızlığı sıralamasında başaşağı gittikçe dev finans , elektronik , enerji , havayolu şirketleri, bankalar , yatırım gruplarıda tası tarağı bırakıp gitmektedirler. onlar çekip gittikçe ülkede işssiz ve fakir sayısı artmaktadır. mitinglerde asgari ücreti şu yapıcam bu yapıcam işssiz fakir bırakmayacağım demek ile işssizlik bitmez ücretler artmaz. zekası tencerede kaynayan tavuğun kine eşit insan bile buna inanmaz. işyerleri ve fabrikalar açılacak ki emeğe talep olsun . işverenler çalıştıracak adam bulamadığında ücretler artar. adam 10 veriyorsa 15 verir . çünkü başka çaresi yoktur.
hiçbir siyasi liderin ağzına almadığı bir kavramın öneminden söz etmek isterim ‘’mutluluk’’ mutluluk hür dünya ülkelerinin temel değerlerden biridir. ileri demokrasiler şöyle derler ‘’ yaşam özgürlük ve mutluluğun peşinde koşma hakkıdır’’ yine avrupa birliği marşının adı ‘’mutluluğa övgüdür’’ yasaklamak mutluluk getirmez .baskı ,despotizm, yaşam tarzı dayatmak mutluluk getirmez. mutsuz insan vatanını sevmez. özgürlük mutluluk getirir. ne diyor akp liler ‘’anaokulundan itibaren belli bir yaşam şekli öğreteceğiz ‘’ sonra ise ‘’biz kimin yaşam tarzına karışıyoruz diyorlar’’ resmen bizimle dalga geçiyorlar . anlattıklarımdan ikna olmadıysanız sizden ricam google da görsellere girin . ülkeler arası ifade ,basın, internet, inanç özgürlükleri sıralamaları var.özgür ülkeler açık yasakçı baskıcı lanet ülkeler daha koyu renklerde .. sonrasında milli gelir zenginlik refah huzur haritalarına bakın . orada göreceksiniz ki zenginleşmiş ülkeler özgürlüğe saygılıdır. sefalet içinde yaşayanlar ise demokratik değerlerden nasibini almamış baskıcı,yasakçı , dayatmacı otokrosiler tek adam yönetimleridir. işte o yüzdendir ki haberlerde iran ‘a suudi arabistana afrika ya diğer körfez ülkelerine kaçak girmeye çalışırken boğulan göçmen haberleri duymayız. 3. dünyanın tüm garibanları hür dünya’ya kaçmaktadır.
bir toplum için en büyük tehlike ülkeyi yöneten gücün bir noktada odaklanmasıdır. çarpık seçim sistemli bir genel başkanlığı olan ülkemizde cumhurbaşkanı , başbakan , meclis başkanı , meclis çoğunlu aynı parti ve zihniyetten olursa zamanla yargıda o zihniyetin kontrolü altına girer. bugun arap ülkelerinde onbinlerce adil seçim ve hakkı için keskin nişancı kurşunlarıyla can verirken biz yarın ülkemizde iddaa ediyorum ki son veya sondan bir evvelki yarı adil yarı serbest seçimi yapacağız. burada particilik oynamıyorum . 14 yıl önce bu ülkeyi çiçek çocukları yönetmiyordu. hatırlıyorum. ben sizlere demokratik bir ilkenin katledilişini anlatmaya çalışıyorum. referandum sonrası kim ne dersin yüksek yargı belli bir siyasi zihniyetin kontrolune geçmiştir. yüksek seçim kurulu üyeleride yüksek yargı üyelerinden oluşur. bugun yargıtay ve danıştay başkanlığı seçimleri sadece iktidar partisi mensuplarını ‘’güzel allahım verdikçe veriyor’’ diye sevince boğuyorsa . tüm partilere eşit mesafede yaklaşması tarafsız ve adil kalması gereken ysk nında tarafsızlığını tartışmak artık zaman meselesidir. aziz yıldırım veya bir futbol başkanı maçlara kendi hakem seçebilseler ancak bu kadar keyifli olabilirdi.
evlerimizin özel yaşamlarında çocukları kullanan cinsellik ve uyusturucu siteleri dışında hiçbir internet sitesine erişim yasaklanmamalıdır çoluk çocugun ahlakından heykelden tahrik olan bürokratlar değil aileler sorumlu olmalıdır. seçim meydanlarında futursuzca küfür serbestken stadlarda küfürün yasaklanmasını anlayamıyorum . kadına şiddet bu iktidarda %1400 artmıştır. beni koruyun diyen yalvaran kadınlarımız daha sonra bıçaklanmak ağzı burnu kesilmek katledilmek üzere evlerine gönderilmiştir. somut öneri mi istiyorsunuz ? ceza verirken yargıçların gelenek , görenek ,töre , tahrik , namus gibi saçmalıkları taktir haklarını kullanmalarının önüne yasalarla geçmek gerekir.
tayyip erdoğan ı şiir okuduğu için hapse gönderen zamanında benimde anlamlandıramadığım yargı, yarın muhalif bir siyasiyi şiir okumaktan mahkum edilecek yargı şekline sokulmuştur. bu gidişat herkes işin tehlikelidir. insanlar fakirliğe , yoksulluğa tahammül gösterilirler ama adaletsizliğe asla ! bu ülkede ciddi bir halk ayaklanması olursa etnik nedenlerden fakirlikten yoksulluktan değil , tunusta tezgahını geri alamayan üniversiteli seyyar satıcı gencin kendisini yakması gibi adaletsizlikten olacaktır. akp bu ülkeyi gerçekten sivilleştirdi teşekkür ederim . fakat sayelerinde öğrendik ki her sivilleşme illaki demokratikleşme getirmiyormuş. mevcut sistemimizde hiçbir partiye bu kadar uzun süre bu kadar kontrolsüz güç verilmemelidir. bunu akp ye karşı olduğum için söylemiyorum . chp ye de mhp ye de hdp ya da diğer partilere de bu hakkı vermemeliyiz. yıllardır bir kafa geliyor türbanlıyı geliyor joplatıyor ağlatıyor.bir kafa geliyor ücretsiz eğitim isteyenleri hapse atıyor diğer bir kafada güneydoğuda ki kardeşlerimize hayatı zehir ediyor. ya arkadaş rahat verin huzur verin insanlara … siz önce musluktan içilebilir su akıtın .
dünya çapında türk devletiyle milyarlarca dolarlık iş yapan 3 büyük firma kendi ülkelerinde yetkililere ‘’bir suç işledik türkiyede dahil onlarca ülkede rüşvet verdik. cezamiza razıyız ‘’ dediler . iftira değil itiraf ediyorlar. türkiye hariç bütün ülkelerde tatbikat başladı . fakat türkiye ‘de hukuk bunu iftira edip soruşturma başlatamıyor, basın yazmaya korkuyor. günlük insanı ihtiyaçlarını karşılamak için en çok rüşvet veren ülke avrupa 1. si türkiye’dir. bu rüşveti alanlarda 14 yıllık hükümetin atadığı kişilerdir. rüşvet hırsızlıktır. vatandaşın cüzdanından para çalmaktır. ahlaksızlıktır. siyasetçinin uçkuru günlük yaşamımızı etkilemez kendi ailesini ilgilendiren bir meseledir. fakat rüşvetçi hırsız ahlaksızın yuzunden bizler ekmeği , benzini , suyu , otobüsü , doğalgazı daha pahalı kullanıyoruz.dini açıdan baktığımızda da allah korkusu olan adam çalmaz. çalana da oy vermez.
kişi başına düşen jop darbesi ve biber gazı tüketiminde hapishanede ki gazeteci sayısında çin, iran, mısır , kore gibi ülkeleri geçip dünya 1. si olan ülkemiz dünya demokrasisinde de 98. sırada olması gayet normaldir. demokrasinin temeli hoşgörüdür. yıllar içinde muhalif ama barışçıl gençlere, muhalif gazetecilere, iş adamlarına , sivil topluma karşı sergilenen tahamulsuzluk 74 milyonun önündedir. hükümet , osmanlı nın cografyasından önce hoşgörüsünü kendilerine hedef koymalıdırlar.
seçimde akp ye oy vermeye kararlı olsanız bile lütfen elinizi vicdanınıza koyun kendinize sorun ! farzedelim türkiye de bir ilde 100.000 oy alan partinin adayları baraj yuzunden meclise gidemezken 1000 oy alan partinin tüm adayları meclise girmektedir.avrupa da konuşmasında %10 barajı demokrasi ile alakalı değildir diyen bay cumhurbaşkanı milli irade diyerek kül bırakmaktadır.iktidar partisinden önde gelen profesör sıfatlı bakan ’yok ya barajı kaldıralım da millet partisine oy versin var mı öyle dava ‘’ diyor ve bu zat seçimden sonra hazırlamayı planladıkları sözde özgürlükçü sivil anayasa metninde söz sahibi olacaktır. bu yasak delisi zihniyetin özgürlükçü anayasa hazırlaması mudurnu tavukçuluğun tavuk hakları bildirgesi hazırlaması gibi bir şey olacaktır. milletini yere göğe sığdıramayan bay cumhurbaşkanı ‘’milletimiz barajın kalkmasına hazır değil’’ demektedir.. yani siz sevgili yurttaşlar cumhurbaşkanına göre meclise henüz kimi gönderebileceğinizin bilincinde değilsiniz. kafamı karştıran şu ki ; milletvekili seçmek bilincinden yoksun bu halkımız 12 eylül referandumunda hakimler savcılar yuksek kurulu kaç üyeden oluşsun ? anayasa mahkemesine sayıstay ve yök kaç üye göndersini belirleyecek kadar bilinçli ve bilgili değil miydi ? her fırsatta tarafsız olduğunu idda eden basından yürekli bir gazeteci çıkıpta ‘’hangisi bay cumhurbaşkanı bu milletin zeka ve bilinç düzeyi sizin siyasi ihtiyaçlarınıza göre günden güne değişecek mi ? ‘’ diye korkudan soramıyor . hükümet bu sorulara cevap veremeyeceği için bucak bucak rakip siyasi partilerden tv ekranlarında tartışmaktan kaçıyorlar. seçim meydanlarında kalabalıklara yapılan konuşmalar taraftarları türbüne toplayıp boş kalaye gol atmaya benziyor. ne acıdır ki 3 partinin milletin vergilerinden bu yıl seçime kadar her gün 2 milyondan fazla para ile otomatiğe bağladıkları medya da boş kaleye atılan bu golleri bizlere demokrasi diye yayınlıyor. helal kavramını dillerinden düşürmeyenler haramla siyasetin önde gidenleridir. seçime giren her partinin seçmeni vergi veriyor . ama kamu ihale yasasını neredeyse 20 defa değiştiren sözde adaletin partisi kendi kasasına bu yıl 186 milyon koyarken seçime giren baraj altı partilere tek kuruş vermeyen yasayı değiştirmiyor.
hükümet tutuklanan her muhalif için bu bir yargı kararıdır. saygı duymak lazım edebiyatı ile topu başkalarına atıyorlar. o halde sizde partinizin laiklilk karşıtı eylemlerin odağı olmaktan mahkum edip cezalandıran 11 yargıçtan 10 unun kararına saygı duymalısınız .
laiklik olmadan demokrasi olmaz gerçi bizim ülkemizde laiklik tanımıda evrensel tanımın dışında kişisel bir boyut kazanmıştır .ama bunu birlikte düzeltebiliriz. laiklik ülke yönetimini kural ve kaidelere bağlar. keyfiyetten kurtarır. yakın tarihten hatırladığımız george bush laikliğe inanmayan hersabah tanrı ile konuştuğunu iddaa eden bir insandı . dünyanın başına neler açtı hepimiz gördük.din devleti israil in bu toprakları bize tanrı verdi diyerek bölgeye getirdiği zulmü görüyoruz. söz konusu devletse hak hukuk adalet teferuattır diyen bir yanlış yargı düzeni söz konusu bizim cemaat ise hak hukuk adalet teferuattır diyen bir başka yanlış düzen ile değiştirilmeye çalışılıyor. yanlış yanlışla nasıl düzelir ?
demokrasinin d sinden anlayan adam kürt açılımı roman açılımı alevi açılımı gayrimüslüm açılımı yapmaz. bi tane açılım yapar ve tanrı dinine diline ırkına etnik kökenine bakmadan her insanı bazı temel hak ve özgürlüklerle eşit yaratmıştır. bu hak ve özgürlükleri siyasi liderler insanların elinden alamaz veya da bir lutuf gibi veremez. siz hala bu yasakçı zihniyetten ileri demokrasi bekliyorsanız taksim veya kızılay meydanında vapur bekleyin o da gelir. senin başkalarının yaşamına saygı duymamanda ego ve komplekslerinden başka bir şey değildir.
devamını gör...
7.
platon'a dönüyoruz.
devamını gör...
8.
(bkz: internet sansüründe dünya şampiyonuyuz)
(bkz: twitter mwitter hepsinin kökünü kazıyacağız)
(bkz: ben bilirim bennn demokrasisi)
(bkz: twitter mwitter hepsinin kökünü kazıyacağız)
(bkz: ben bilirim bennn demokrasisi)
devamını gör...
9.
elhamdülillah memleketimde mevcuttur.
devamını gör...
10.
tabii gerçekte farklıdır da, bir ileri iki geri mehteran tip 'demokraaasiler' de geri viteste takılma olduğunda "ahanda işte en 'ireli demokıraaasi" diye şeedildiği de olur..
devamını gör...
"ileri demokrasi" ile benzer başlıklar
selim ileri
11