1.
bebek katili teröristbaşı (bkz: abdullah öcalan) ile hdp'nin imralı heyetinde bulunan:
(bkz: selahattin demirtaş)
(bkz: pervin buldan)
ve bebek katili teröristbaşını babası saydığını söyleyen:
(bkz: sırrı süreyya özdemir) arasında 2013 ve 2014 yıllarında imralı’da gerçekleşen görüşmelerin notlarıdır. bu görüşmelere ilişkin notlar demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa isimli propaganda kitapta yayınlanmıştır.

encrypted-tbn0.gstatic.com/...
görüşmelerde bebek katili teröristbaşının hdp’ye verdiği muhtelif talimatlar ve pkk’nın bir başka terör örgütü (bkz: fetö) ile olan işbirliği kayda geçmiştir.
selahattin demirtaş ile pkk arasında nedense bir bağ kuramayan, hdp’nin pkk’nın siyasi uzantısı olduğunu görmezden gelen beyinleri hoşaflamış cihangir solcuları ve yetmez ama evet’çi liboşlar için görüşmelerden satır başları:
öcalan: gülen'i en iyi anlayacak olan yine benim
18 mart 2013 tarihindeki görüşme tutanaklarında hdp heyetinden sırrı süreyya önder cemaat yetkilileri ve o dönemde cemaat'in yayın organı olan zaman gazetesi genel yayın yönetmeni ekrem dumanlı ile yaptığı görüşmeden söz ediyor. bunun üzerine abdullah öcalan pkk'nın cemaat konusundaki açıklamalarında dikkatli olması gerektiğini ve fethullah gülen'in sözlerine hak verdiğini belirtiyor.
o görüşmenin ilgili bölümü şöyle:
selahattin demirtaş: önceki görüşmede aktarımlarınız yanlış anlaşıldı; cemaat'e düşmanlık ve karşıtlık gibi yorumlandı. gelmeden önce sırrı süreyya bazı temsilcileriyle görüştü. onlar da bunu tam anla¬yamadıklarını, tedirgin olduklarını söylemişler.
sırrı süreyya önder: evet, ekrem dumanlı'yla görüştüm. bunun nedenini anlayamadıklarını, bahoz erdal'ın cemaat'e yönelik sert açıklamalarıyla da birleşince kaygılandıklarını, akp ile anlaşıp kendilerine yönelmek gibi bir niyetlerinin olduğunu düşündüklerini aktardı.
öcalan: bahoz erdal'ın açıklamaları mı olmuş? dikkat edilmesi lazım. aslında bu dönemde herkesin birbirine karşı kullanacağı dil ve üsluba dikkat etmesi gerekir. cemaat'le ilgili şeye gelince, o dedikleri gibi değildir. biz kendilerine ortadoğu'da demokratik ittifak bile teklif ettik, değil mi? öyle düşmanlığımız falan olmaz. söyleyin, gülen'i en iyi anlayacak olan yine benim. hatta kendisi "sulhta hayır vardır" demişti. ben de aynen katılıyorum. o da barışı destekliyor. ortadoğu'da demokratik bir uzlaşı sağlayabiliriz." (s.42)
akp kandil'den gelecek pkk'lıların öcalan'la görüşmesini kabul etti mi
3 nisan 2013 tarihinde sonra yer alan, kitapta "ekonomik sosyal ve estetik yaşamı inşa edeceksiniz" başlıklı bölümde çarpıcı bir diyalog dikkat çekiyor. kandil'e öcalan'ın mektubunu vermek üzere giden sırrı süreyya önder, pkk'nın öcalan'la görüşme istediğini belirtiyor. konuyu dönemin adalet bakanı sadullah ergin'le görüştüğünü belirten sırrı süreyya önder, "sadullah bey kandil'den bir heyetin görüştürülmesinin görüntüden daha kolay olacağını ve daha az risk içerdiğini söyledi" dedi.
ilgili bölüm şöyle:
sırrı süreyya önder: talimatınız üzerine hem mektubu verdik. hem aktarımlarımızı yaptık, hem de herkesi ayrı ayrı izledim ve imkanlar el-verdiğince tek tek de konuştum. öncelikle mektupta da okumuşsunuzdur. kandil'den bir heyetin sizinle doğrudan görüşmesini önemli buluyorlar. bunu iki açıdan istiyorlar: birincisi size olan özlemleri, ikincisi gerilla üzerinde olumlu etki yaratacağı düşüncesi. ben de döner dönmez bu durumu sadullah beyle görüştüm. bu hemen yapılamayacaksa, gerillaya doğrudan hitap eden bir görüntülü ses kaydının da şimdilik kaydıyla olabileceğini aktardım. sadullah bey kandil'den bir heyetin görüştürülmesinin görüntüden daha kolay olacağını ve daha az risk içerdiğini söyledi,
öcalan: peki, orada duralım. bunu heyetle görüştüm. zaten biliyorsunuz, benim de bu yönde bir talebim ve mutabakatım vardı." (s.60)
aynı bölümde yer alan görüşmenin devamında öcalan imralı'ya gelecek heyetleri şöyle sıralıyor:
öcalan: buraya gelecek olan heyetleri yazdırayım. 1- kandil heyeti. 2- akademisyenlerin de aralarında bulunduğu bir danışma kurulu oluşturacağım, onlar gelip gidecek. 3- akil insanlar gelecek. yalnız bu kurulun bir başkanının olması gerekir, bölgelerin başkan¬ları var, ama hepsinin bir başkanı olmalı. bu kurulun ayrıca bir baş¬kanı olmalı. başkansız olması gülünç, bunu kendisine de söyledim. 4- parlamentoda yeni kurulan komisyonun üyeleri. 5- sivil toplum. 6- medya. 7- ab bünyesinden birileri. 8-geniş aile ve dostlar. 9- bu dörtlü konferansın temsilcileri. 10- güney heyeti." (s.65)
öcalan'dan sırrı'ya: benimle çalışırsan oscar'ı alırsın
görüşme tutanak tarihinin yer almadığı "ekonomik sosyal ve estetik yaşamı inşa edeceksiniz" başlıklı bölümde abdullah öcalan'ın sırrı süreyya önder'e film çalışmalarında yardım etmek istediğini söylemesi ve oscar göndermesi dikkat çekiyor. öcalan, ibrahim tatlıses'e ilişkin de sert eleştiriler de bulunuyor.
görüşmenin o bölümü şöyle:
öcalan: (sırrı'ya dönerek) daha önce sanatla ilgili konuşmuştuk. sen baba ishak'tan başlayarak urfa-antep-halep üçgenindeki (maraş ve adıyaman da bunun içine girer. araplar ve kürtlerin harmanlandığı yerdir) türkmen hareketliliğini araştır. baba ishak direnişçidir. alevilik esas derinliğini buralarda almıştır. bu bir kültürdür, bu kültürü özümseyebilirsiniz. bununla ilgili de bir roman çalışman varmış, bu roman da olabilir. ama film olursa benimle de çalışabilirsin, ben yardımcı olabilirim. o zaman holywood'la yarışırsın, oscar ödülünü alırsın.
sırrı süreyya önder: başkanım, sizin güveniniz her türlü ödülden daha önemlidir benim için.
öcalan: hep söyledim: yılmaz güney, ibrahim tatlıses için "bizim köklerimizi yozlaştırma projesidir" derdi. o başaramadan gitti. sen bu alandaki ürünlerinle -ki o da roman yazardı- buna izin vermemelisin. ama sakın ha, siyaset şart. daha önce de söylemiştim, bunları rahat yapabilmen için sana gereken korumayı sağlayacaktır." (s.71)
"salih müslim toyluk yapmasın"
abdullah öcalan hdp heyetiyle yaptığı görüşmelerde pkk'nın yönetimdeki değişikliklerin nasıl olması gerektiğine dair talimatlar verirken, benzer talimatları suriye'nin kuzeyindeki pyd/ypg için de veriyor. bugün suriye'nin kuzeyindeki pyd/ypg'nin pkk ile ilişkisi tartışırken, öcalan'ın 17 ağustos 2013 tarihinde hdp ile yaptığı görüşmede suriye'deki pyd/ypg'nin nasıl örgütleneceğine dair talimatlar vermesi dikkat çekiyor. pyd/ypg'nin türkiye ile sınır bölgesine kendi bayrağını asması o dönemde tartışmalara neden olmuştu. bunun üzerine pyd bayrağını indirmişti. öcalan, salih müslim'in türkiye suriye sınırındaki pyd bayrağını indirmesini ve "özerklik niyetimiz yok" sözlerini eleştirerek şöyle diyor:
öcalan: salih müslim'e selam söyleyin, o da toyluk yapmasın. bayrağı indirdik, özerklik niyetimiz yok falan demesine ne gerek var? ya bayrağı asmayacaksın ya da böyle yapmayacaksın! özerkliği niye istemesin? isteyecek tabii."
öcalan'ın suriye'deki pyd/ypg'ye ilişkin ayrıntılı talimatları kitaptaki ilgili bölümde şöyle yer alıyor:
öcalan: biz de suriye için ortak proje açısından heyetle çalışıyoruz. kapı da insani yardım için açık olacak. olmazsa teslim olmak yok, sayı elli bine çıkar, her köyün savunmasını yapar, savaşırlar. el kaide falan vahşidir, çoluk çocuk, kadın dinlemez. üçüncü yolun temsilcisi olarak suriye demokratik birliğini oluştururlar, öso'yla da görüşürler, cenevre konferansına da giderler. biz de heyetle görüşürüz. demokratik suriye çözümüne böyle gidilir. rusya ve iran ile de görüşülür.
ama temel stratejik ittifak türkiye iledir. bunu türkiye'ye öneriyoruz. sayın yetkili de bilsin, artık onlar karar verirler. barzani'ninkinden daha ilkeli bir ilişki olabilir. zaten 900 kilometrelik sınır var; ekonomik, sosyal ilişkiler çok iyi gelişir. 900 kilometrelik sınır dostluk sınırı olur. salih müslim'e selam söyleyin, o da toyluk yapmasın. bayrağı indirdik, özerklik niyetimiz yok falan demesine ne gerek var? ya bayrağı asmayacaksın ya da böyle yapmayacaksın! özerkliği niye istemesin? isteyecek tabii.
pratik deneyimlerinizi biraz salih müslim'le paylaşın. türkiye'ye gelip gidebilir. kapılarda açılır. eski suriye'yi kimse kuramaz artık, biz de böyle bir suriye'de yaşamayız. abdülhalim haddam vardı, yanılmıyorsam paris'te yaşıyor, onunla da görüşülebilir. oğlu mustafa atlas vardı. eğer bir çizgileri, partileri varsa dikkate alınabilirler.
hewler konferansını aktardım. leyla nasıl olur diyorsunuz?
selahattin demirtaş: biz de, kadın hareketi de, kendisiyle konuştuk, çalışmasını istedik. kendisi de çalışacağını söyledi. ama henüz bir pratik görmedik. sanırım yaptığı çıkış sonrası aldığı eleştirilerden dolayı kenara çekildi.
öcalan: leyla (zana) özeleştirisel yaklaşmalı. rolünü inkar etmiyoruz. eşbaşkan olarak barzani de, başbakan da saygı duyar. yapmazsa kendisi bilir, gitsin yerine otursun, isterse barzani'nin adamı olsun. kendisi bilir. tümüyle silmiyoruz, ama saygılı yaklaşıp rol veriyoruz.
rojava'daki siyasi merkez meclis gibi, başbakanlık gibi korunacak. yüksek konsey, ypg vb. oraya gelip yerleşip çalışacak, ana karargah üslenmesi olacak. qamişlo'da bir tür devlet merkezi gibi üslenecek. müslim' in türkiye'ye gelmesi stratejiktir, hatta pkk ile görüşülmesi kadar önemlidir dendi.
yetkili: yakında on beş kamyon yardımda gidecek. evet, stratejiktir.
öcalan: isterlerse ulusal kongrenin bir üyesi sıfatıyla qamişlo'ya gidebilirler. kendileri tartışsınlar. kongreyi de daha fazla ertelemeye gerek yok. dört parçada demokratik çözümü tartışır, karar alırlar. yürütme konseyi, eşbaşkanlık, komiteler iki, üç, dört yıl içte, dışta, kürtlerin kendi arasında ve diğer halklarla ilişkilerini geliştirirler. benim adıma bir mektup olarak derleyip bizzat sunarsınız."(s.130,131)
kürtçe eğitim öcalan'ın talimatıyla başlamış
hdp'nin okul boykotlarına ara vererek, kürtçe eğitim veren okullar açması tartışmalara neden olmuş, bu okulların bazıları valilik kararı ile mühürlenmişti. 15 eylül 2013 tarihindeki öcalan-hdp heyeti görüşmesi, bu okulların doğrudan abdullah öcalan'ın talimatıyla açıldığını ortaya koyuyor.
o görüşmenin ilgili bölümü şöyle:
öcalan: hükümetten talep etmek yerine ken¬din harekete geçip örgütleyeceksin. anadil konusunda talep edeceğinize, anadilde eğitime başlayacaktınız. dil akademisi, ders kitapları, anaokulları kurulabilirdi. devletten istemek hatadır. bu devletin değil toplumun görevidir. sen anadiline sahip çıkıp çocuğuna öğretemiyor- san devletten nasıl istersin? şimdilik kitap, alfabe benzeri olur, önce ilkokul olur, sonra belki bütün okullarda yaparsın.
dil için diyarbakır'da numune bazı okullar açarsınız. devlet buna karışamaz, yasaklayamaz. anayasada eşitlik ilkesi vardır. bunlar talep konusu olamaz. boykot vb. sorunları alevlendirir sadece, çözmez. yapmayın demiyorum, karar almışsınız, ama çözmez. açacağınız okula polis saldırırsa ölümüne savunursunuz. (s.143,144)
öcalan, barzani'ye neden "sen ülkeyi satıyorsun" dedi
aynı görüşmenin devamında ulusal kürt kongresi'ne eşbaşkanlık sisteminin yerleştirilmesi konuşuluyor. barzani'nin yanına eş başkan olarak leyla zana'nın önerildiği ancak barzani'nin bunu kabul etmediği belirtiliyor. bunun üzerine öcalan talimat vererek leyla zana ile pkk'nın görüşmesini istiyor ve barzani'nin eşbaşkanlığı kabul etmesi gerektiği vurguluyor.
öcalan ile hdp heyeti arasındaki diyalog şöyle:
pervin buldan: kadınlar olarak sizin öngördüğünüz düşüncelerin arkasındalar. "rojava'ya takviyelerin yapılması konusunda eksikliğimiz var" dediler. sabri gidecek. güvenlik sebebiyle geçememiş. hazırlık yapılıyor. barzani'nin eşbaşkanlığı kabul etmediğini söylediler. tek başına başkan olmak istiyor. iktidar alanı daralacağı için barzani eşbaşkanlığı reddediyor.
öcalan: tabii ki reddedecek tek başına iktidar olmak istiyor. ama olmaz. leyla'yla birlikte yapacak. bu eşbaşkanlık meselesi kabul edilmezse, kadın açısından büyük yenilgi olur. o nedenle eşbaşkanlık kurumsallaşmalı. sen ülkeyi satıyorsun, ama kadına yaşam hakkı tanımıyorsun. leyla'yla konuşun. konuşmadınız mı?
pervin buldan: kandil çağırıp konuşacak.
öcalan: evet, doğrusu odur. sen de konuşabilirsin. hatta ona de ki, benden eksiğin var, fazlan yok. ona söyleyin, kendisini bu işe adasın..." (s.158,159)
mahçupyan’ı ben önerdim
öcalan: ben biraz buradaki tarihsel gerçeğe dikkat çekiyorum. ermenilere soykırıma kadar giden uygulamaların zeminini oluşturan işte biraz da bu taşnak milliyetçiliktir. bunlar ittihat terakki’nin kuruluşunda bile yer aldılar, biliyorsunuz. ben bu konularda kitap yazacağım zaten. bu süreçte ermenilere de yol açıyoruz. akıllı bir ermeni olsaydı bunlar olmazdı. yaralarını kendilerinin deşifre etmesi gerekir. ethem mahçupyan’ı da ben önerdim. ermeni karşıtı değilim. milliyetçilikle ortadoğu’da ne devlet kurulur ne başka bir şey yapılır. buna izin vermezler. alevilerin durumu acıdır. dağılmışlar, sol etrafında onlar da parçalanmışlar. avrupa’ya oradan oraya gitmişler. biz aleviliğin de halkımızın bir kültürü olduğunu biliyoruz, bunun farkındayız.
sırrı süreyya önder'den abdullah öcalan'a: siz benim babamsınız
26 ağustos 2014'te yapılan görüşmede sırrı süreyya önder raporu okuduktan sonra:
öcalan: siyaseti doğru, dikkatli ve ciddi yapmalısınız. emeğinize saygı duymalısınız, yoksa kasıp kavrulursunuz. buna dikkat etmelisiniz. sırrı, sen yedi yıl ceza evinde kaldın, kendi emeğine sahip çıkmalısın. kaldı ki sen bir yetimsin.
sırrı süreyya önder: olur mu başkanım? siz söylediniz ya, benim babam sizsiniz, ben kendimi yetim saymıyorum.
kitapta öcalan’ın bu sözlere çok güldüğü belirtilerek, şu ifadeleri kullandığı aktarılıyor:
öcalan: ben senin siyaseten babanım, sen bana siyaseten adıyaman’daki o değerli emekçi il başkanı’nın emanetisin. bizim de bir sol geleneğimiz var, emek geleneğimiz var, buna sahip çıkıyoruz. ekonomik güçlüklerin var, biliyorum, onu çözebilirsiniz.
odatv4.com/makale/ocalan-gu...
odatv4.com/makale/ocalan-ha...
odatv4.com/makale/ocalanin-...
odatv4.com/siyaset/odatv-im...
t24.com.tr/haber/sirri-sure...
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
(bkz: selahattin demirtaş)
(bkz: pervin buldan)
ve bebek katili teröristbaşını babası saydığını söyleyen:
(bkz: sırrı süreyya özdemir) arasında 2013 ve 2014 yıllarında imralı’da gerçekleşen görüşmelerin notlarıdır. bu görüşmelere ilişkin notlar demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa isimli propaganda kitapta yayınlanmıştır.

encrypted-tbn0.gstatic.com/...
görüşmelerde bebek katili teröristbaşının hdp’ye verdiği muhtelif talimatlar ve pkk’nın bir başka terör örgütü (bkz: fetö) ile olan işbirliği kayda geçmiştir.
selahattin demirtaş ile pkk arasında nedense bir bağ kuramayan, hdp’nin pkk’nın siyasi uzantısı olduğunu görmezden gelen beyinleri hoşaflamış cihangir solcuları ve yetmez ama evet’çi liboşlar için görüşmelerden satır başları:
öcalan: gülen'i en iyi anlayacak olan yine benim
18 mart 2013 tarihindeki görüşme tutanaklarında hdp heyetinden sırrı süreyya önder cemaat yetkilileri ve o dönemde cemaat'in yayın organı olan zaman gazetesi genel yayın yönetmeni ekrem dumanlı ile yaptığı görüşmeden söz ediyor. bunun üzerine abdullah öcalan pkk'nın cemaat konusundaki açıklamalarında dikkatli olması gerektiğini ve fethullah gülen'in sözlerine hak verdiğini belirtiyor.
o görüşmenin ilgili bölümü şöyle:
selahattin demirtaş: önceki görüşmede aktarımlarınız yanlış anlaşıldı; cemaat'e düşmanlık ve karşıtlık gibi yorumlandı. gelmeden önce sırrı süreyya bazı temsilcileriyle görüştü. onlar da bunu tam anla¬yamadıklarını, tedirgin olduklarını söylemişler.
sırrı süreyya önder: evet, ekrem dumanlı'yla görüştüm. bunun nedenini anlayamadıklarını, bahoz erdal'ın cemaat'e yönelik sert açıklamalarıyla da birleşince kaygılandıklarını, akp ile anlaşıp kendilerine yönelmek gibi bir niyetlerinin olduğunu düşündüklerini aktardı.
öcalan: bahoz erdal'ın açıklamaları mı olmuş? dikkat edilmesi lazım. aslında bu dönemde herkesin birbirine karşı kullanacağı dil ve üsluba dikkat etmesi gerekir. cemaat'le ilgili şeye gelince, o dedikleri gibi değildir. biz kendilerine ortadoğu'da demokratik ittifak bile teklif ettik, değil mi? öyle düşmanlığımız falan olmaz. söyleyin, gülen'i en iyi anlayacak olan yine benim. hatta kendisi "sulhta hayır vardır" demişti. ben de aynen katılıyorum. o da barışı destekliyor. ortadoğu'da demokratik bir uzlaşı sağlayabiliriz." (s.42)
akp kandil'den gelecek pkk'lıların öcalan'la görüşmesini kabul etti mi
3 nisan 2013 tarihinde sonra yer alan, kitapta "ekonomik sosyal ve estetik yaşamı inşa edeceksiniz" başlıklı bölümde çarpıcı bir diyalog dikkat çekiyor. kandil'e öcalan'ın mektubunu vermek üzere giden sırrı süreyya önder, pkk'nın öcalan'la görüşme istediğini belirtiyor. konuyu dönemin adalet bakanı sadullah ergin'le görüştüğünü belirten sırrı süreyya önder, "sadullah bey kandil'den bir heyetin görüştürülmesinin görüntüden daha kolay olacağını ve daha az risk içerdiğini söyledi" dedi.
ilgili bölüm şöyle:
sırrı süreyya önder: talimatınız üzerine hem mektubu verdik. hem aktarımlarımızı yaptık, hem de herkesi ayrı ayrı izledim ve imkanlar el-verdiğince tek tek de konuştum. öncelikle mektupta da okumuşsunuzdur. kandil'den bir heyetin sizinle doğrudan görüşmesini önemli buluyorlar. bunu iki açıdan istiyorlar: birincisi size olan özlemleri, ikincisi gerilla üzerinde olumlu etki yaratacağı düşüncesi. ben de döner dönmez bu durumu sadullah beyle görüştüm. bu hemen yapılamayacaksa, gerillaya doğrudan hitap eden bir görüntülü ses kaydının da şimdilik kaydıyla olabileceğini aktardım. sadullah bey kandil'den bir heyetin görüştürülmesinin görüntüden daha kolay olacağını ve daha az risk içerdiğini söyledi,
öcalan: peki, orada duralım. bunu heyetle görüştüm. zaten biliyorsunuz, benim de bu yönde bir talebim ve mutabakatım vardı." (s.60)
aynı bölümde yer alan görüşmenin devamında öcalan imralı'ya gelecek heyetleri şöyle sıralıyor:
öcalan: buraya gelecek olan heyetleri yazdırayım. 1- kandil heyeti. 2- akademisyenlerin de aralarında bulunduğu bir danışma kurulu oluşturacağım, onlar gelip gidecek. 3- akil insanlar gelecek. yalnız bu kurulun bir başkanının olması gerekir, bölgelerin başkan¬ları var, ama hepsinin bir başkanı olmalı. bu kurulun ayrıca bir baş¬kanı olmalı. başkansız olması gülünç, bunu kendisine de söyledim. 4- parlamentoda yeni kurulan komisyonun üyeleri. 5- sivil toplum. 6- medya. 7- ab bünyesinden birileri. 8-geniş aile ve dostlar. 9- bu dörtlü konferansın temsilcileri. 10- güney heyeti." (s.65)
öcalan'dan sırrı'ya: benimle çalışırsan oscar'ı alırsın
görüşme tutanak tarihinin yer almadığı "ekonomik sosyal ve estetik yaşamı inşa edeceksiniz" başlıklı bölümde abdullah öcalan'ın sırrı süreyya önder'e film çalışmalarında yardım etmek istediğini söylemesi ve oscar göndermesi dikkat çekiyor. öcalan, ibrahim tatlıses'e ilişkin de sert eleştiriler de bulunuyor.
görüşmenin o bölümü şöyle:
öcalan: (sırrı'ya dönerek) daha önce sanatla ilgili konuşmuştuk. sen baba ishak'tan başlayarak urfa-antep-halep üçgenindeki (maraş ve adıyaman da bunun içine girer. araplar ve kürtlerin harmanlandığı yerdir) türkmen hareketliliğini araştır. baba ishak direnişçidir. alevilik esas derinliğini buralarda almıştır. bu bir kültürdür, bu kültürü özümseyebilirsiniz. bununla ilgili de bir roman çalışman varmış, bu roman da olabilir. ama film olursa benimle de çalışabilirsin, ben yardımcı olabilirim. o zaman holywood'la yarışırsın, oscar ödülünü alırsın.
sırrı süreyya önder: başkanım, sizin güveniniz her türlü ödülden daha önemlidir benim için.
öcalan: hep söyledim: yılmaz güney, ibrahim tatlıses için "bizim köklerimizi yozlaştırma projesidir" derdi. o başaramadan gitti. sen bu alandaki ürünlerinle -ki o da roman yazardı- buna izin vermemelisin. ama sakın ha, siyaset şart. daha önce de söylemiştim, bunları rahat yapabilmen için sana gereken korumayı sağlayacaktır." (s.71)
"salih müslim toyluk yapmasın"
abdullah öcalan hdp heyetiyle yaptığı görüşmelerde pkk'nın yönetimdeki değişikliklerin nasıl olması gerektiğine dair talimatlar verirken, benzer talimatları suriye'nin kuzeyindeki pyd/ypg için de veriyor. bugün suriye'nin kuzeyindeki pyd/ypg'nin pkk ile ilişkisi tartışırken, öcalan'ın 17 ağustos 2013 tarihinde hdp ile yaptığı görüşmede suriye'deki pyd/ypg'nin nasıl örgütleneceğine dair talimatlar vermesi dikkat çekiyor. pyd/ypg'nin türkiye ile sınır bölgesine kendi bayrağını asması o dönemde tartışmalara neden olmuştu. bunun üzerine pyd bayrağını indirmişti. öcalan, salih müslim'in türkiye suriye sınırındaki pyd bayrağını indirmesini ve "özerklik niyetimiz yok" sözlerini eleştirerek şöyle diyor:
öcalan: salih müslim'e selam söyleyin, o da toyluk yapmasın. bayrağı indirdik, özerklik niyetimiz yok falan demesine ne gerek var? ya bayrağı asmayacaksın ya da böyle yapmayacaksın! özerkliği niye istemesin? isteyecek tabii."
öcalan'ın suriye'deki pyd/ypg'ye ilişkin ayrıntılı talimatları kitaptaki ilgili bölümde şöyle yer alıyor:
öcalan: biz de suriye için ortak proje açısından heyetle çalışıyoruz. kapı da insani yardım için açık olacak. olmazsa teslim olmak yok, sayı elli bine çıkar, her köyün savunmasını yapar, savaşırlar. el kaide falan vahşidir, çoluk çocuk, kadın dinlemez. üçüncü yolun temsilcisi olarak suriye demokratik birliğini oluştururlar, öso'yla da görüşürler, cenevre konferansına da giderler. biz de heyetle görüşürüz. demokratik suriye çözümüne böyle gidilir. rusya ve iran ile de görüşülür.
ama temel stratejik ittifak türkiye iledir. bunu türkiye'ye öneriyoruz. sayın yetkili de bilsin, artık onlar karar verirler. barzani'ninkinden daha ilkeli bir ilişki olabilir. zaten 900 kilometrelik sınır var; ekonomik, sosyal ilişkiler çok iyi gelişir. 900 kilometrelik sınır dostluk sınırı olur. salih müslim'e selam söyleyin, o da toyluk yapmasın. bayrağı indirdik, özerklik niyetimiz yok falan demesine ne gerek var? ya bayrağı asmayacaksın ya da böyle yapmayacaksın! özerkliği niye istemesin? isteyecek tabii.
pratik deneyimlerinizi biraz salih müslim'le paylaşın. türkiye'ye gelip gidebilir. kapılarda açılır. eski suriye'yi kimse kuramaz artık, biz de böyle bir suriye'de yaşamayız. abdülhalim haddam vardı, yanılmıyorsam paris'te yaşıyor, onunla da görüşülebilir. oğlu mustafa atlas vardı. eğer bir çizgileri, partileri varsa dikkate alınabilirler.
hewler konferansını aktardım. leyla nasıl olur diyorsunuz?
selahattin demirtaş: biz de, kadın hareketi de, kendisiyle konuştuk, çalışmasını istedik. kendisi de çalışacağını söyledi. ama henüz bir pratik görmedik. sanırım yaptığı çıkış sonrası aldığı eleştirilerden dolayı kenara çekildi.
öcalan: leyla (zana) özeleştirisel yaklaşmalı. rolünü inkar etmiyoruz. eşbaşkan olarak barzani de, başbakan da saygı duyar. yapmazsa kendisi bilir, gitsin yerine otursun, isterse barzani'nin adamı olsun. kendisi bilir. tümüyle silmiyoruz, ama saygılı yaklaşıp rol veriyoruz.
rojava'daki siyasi merkez meclis gibi, başbakanlık gibi korunacak. yüksek konsey, ypg vb. oraya gelip yerleşip çalışacak, ana karargah üslenmesi olacak. qamişlo'da bir tür devlet merkezi gibi üslenecek. müslim' in türkiye'ye gelmesi stratejiktir, hatta pkk ile görüşülmesi kadar önemlidir dendi.
yetkili: yakında on beş kamyon yardımda gidecek. evet, stratejiktir.
öcalan: isterlerse ulusal kongrenin bir üyesi sıfatıyla qamişlo'ya gidebilirler. kendileri tartışsınlar. kongreyi de daha fazla ertelemeye gerek yok. dört parçada demokratik çözümü tartışır, karar alırlar. yürütme konseyi, eşbaşkanlık, komiteler iki, üç, dört yıl içte, dışta, kürtlerin kendi arasında ve diğer halklarla ilişkilerini geliştirirler. benim adıma bir mektup olarak derleyip bizzat sunarsınız."(s.130,131)
kürtçe eğitim öcalan'ın talimatıyla başlamış
hdp'nin okul boykotlarına ara vererek, kürtçe eğitim veren okullar açması tartışmalara neden olmuş, bu okulların bazıları valilik kararı ile mühürlenmişti. 15 eylül 2013 tarihindeki öcalan-hdp heyeti görüşmesi, bu okulların doğrudan abdullah öcalan'ın talimatıyla açıldığını ortaya koyuyor.
o görüşmenin ilgili bölümü şöyle:
öcalan: hükümetten talep etmek yerine ken¬din harekete geçip örgütleyeceksin. anadil konusunda talep edeceğinize, anadilde eğitime başlayacaktınız. dil akademisi, ders kitapları, anaokulları kurulabilirdi. devletten istemek hatadır. bu devletin değil toplumun görevidir. sen anadiline sahip çıkıp çocuğuna öğretemiyor- san devletten nasıl istersin? şimdilik kitap, alfabe benzeri olur, önce ilkokul olur, sonra belki bütün okullarda yaparsın.
dil için diyarbakır'da numune bazı okullar açarsınız. devlet buna karışamaz, yasaklayamaz. anayasada eşitlik ilkesi vardır. bunlar talep konusu olamaz. boykot vb. sorunları alevlendirir sadece, çözmez. yapmayın demiyorum, karar almışsınız, ama çözmez. açacağınız okula polis saldırırsa ölümüne savunursunuz. (s.143,144)
öcalan, barzani'ye neden "sen ülkeyi satıyorsun" dedi
aynı görüşmenin devamında ulusal kürt kongresi'ne eşbaşkanlık sisteminin yerleştirilmesi konuşuluyor. barzani'nin yanına eş başkan olarak leyla zana'nın önerildiği ancak barzani'nin bunu kabul etmediği belirtiliyor. bunun üzerine öcalan talimat vererek leyla zana ile pkk'nın görüşmesini istiyor ve barzani'nin eşbaşkanlığı kabul etmesi gerektiği vurguluyor.
öcalan ile hdp heyeti arasındaki diyalog şöyle:
pervin buldan: kadınlar olarak sizin öngördüğünüz düşüncelerin arkasındalar. "rojava'ya takviyelerin yapılması konusunda eksikliğimiz var" dediler. sabri gidecek. güvenlik sebebiyle geçememiş. hazırlık yapılıyor. barzani'nin eşbaşkanlığı kabul etmediğini söylediler. tek başına başkan olmak istiyor. iktidar alanı daralacağı için barzani eşbaşkanlığı reddediyor.
öcalan: tabii ki reddedecek tek başına iktidar olmak istiyor. ama olmaz. leyla'yla birlikte yapacak. bu eşbaşkanlık meselesi kabul edilmezse, kadın açısından büyük yenilgi olur. o nedenle eşbaşkanlık kurumsallaşmalı. sen ülkeyi satıyorsun, ama kadına yaşam hakkı tanımıyorsun. leyla'yla konuşun. konuşmadınız mı?
pervin buldan: kandil çağırıp konuşacak.
öcalan: evet, doğrusu odur. sen de konuşabilirsin. hatta ona de ki, benden eksiğin var, fazlan yok. ona söyleyin, kendisini bu işe adasın..." (s.158,159)
mahçupyan’ı ben önerdim
öcalan: ben biraz buradaki tarihsel gerçeğe dikkat çekiyorum. ermenilere soykırıma kadar giden uygulamaların zeminini oluşturan işte biraz da bu taşnak milliyetçiliktir. bunlar ittihat terakki’nin kuruluşunda bile yer aldılar, biliyorsunuz. ben bu konularda kitap yazacağım zaten. bu süreçte ermenilere de yol açıyoruz. akıllı bir ermeni olsaydı bunlar olmazdı. yaralarını kendilerinin deşifre etmesi gerekir. ethem mahçupyan’ı da ben önerdim. ermeni karşıtı değilim. milliyetçilikle ortadoğu’da ne devlet kurulur ne başka bir şey yapılır. buna izin vermezler. alevilerin durumu acıdır. dağılmışlar, sol etrafında onlar da parçalanmışlar. avrupa’ya oradan oraya gitmişler. biz aleviliğin de halkımızın bir kültürü olduğunu biliyoruz, bunun farkındayız.
sırrı süreyya önder'den abdullah öcalan'a: siz benim babamsınız
26 ağustos 2014'te yapılan görüşmede sırrı süreyya önder raporu okuduktan sonra:
öcalan: siyaseti doğru, dikkatli ve ciddi yapmalısınız. emeğinize saygı duymalısınız, yoksa kasıp kavrulursunuz. buna dikkat etmelisiniz. sırrı, sen yedi yıl ceza evinde kaldın, kendi emeğine sahip çıkmalısın. kaldı ki sen bir yetimsin.
sırrı süreyya önder: olur mu başkanım? siz söylediniz ya, benim babam sizsiniz, ben kendimi yetim saymıyorum.
kitapta öcalan’ın bu sözlere çok güldüğü belirtilerek, şu ifadeleri kullandığı aktarılıyor:
öcalan: ben senin siyaseten babanım, sen bana siyaseten adıyaman’daki o değerli emekçi il başkanı’nın emanetisin. bizim de bir sol geleneğimiz var, emek geleneğimiz var, buna sahip çıkıyoruz. ekonomik güçlüklerin var, biliyorum, onu çözebilirsiniz.
odatv4.com/makale/ocalan-gu...
odatv4.com/makale/ocalan-ha...
odatv4.com/makale/ocalanin-...
odatv4.com/siyaset/odatv-im...
t24.com.tr/haber/sirri-sure...
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
devamını gör...