gerçek şaraptadır manasına gelen latince söz.

burdan hareketle içiniz efendim.
devamını gör...
şarapta gerçek vardır” anlamına gelen latince bir sözdür.

anlamına şöyle üsten bir göz atıldığında sanki şarap içenlerin erdiği ve hakikate ulaştığı gibi bir anlam çıkartılabilir. belki de öyledir. ömer hayyam’ın rubailerinde onlarca kez görürüz şaraba övgüyü. ki ömer hayyam hakikate en çok yaklaşan insanlardan biri olabilir bu dünya üzerinde yaşamış olanlardan.

elbette ki kana karışan alkolle birlikte insanların -en azından bazıları- bir ileri görüşlülük, berrak bir zihin elde edebilirler ama ben şarapçı düşünür fikrinin modernize edilmiş haline pek de sıcak bakmıyorum.

zamanında içip içip dünyayı kurtardığımız zamanları hala hatırlarım. sabah baş ağrısı ve ağızda metalik bir tatla uyanınca bir önceki gece devrim yapan che guevaraların tümü dümdüz olurdu.

alkol konusunda kendi sınırını belirleyemeyen insanlarla aynı ortamda bulunmaktan hiç hoşlanmam. içtikçe platon’un mağarasından çıkmış gibi her şeyden mana çıkarmaya çalışan insanlara ifrit olurum. alkol size bir şeyler anlatma cesareti verebilir ama bilgi birikiminizi artırmaz. alkol yardımıyla anlatacaklarınız ayıkken bildikleriniz kadardır.

şarapta gerçek vardır sözü aslında şarap içenin alkolün etkisi ile gerçekleri söyleyeceğine işaret eder. yani şarabın etkisi altındayken zaten zihnimizde varolan ve söylemekten imtina ettiğimiz şeyleri anlatma cesareti buluruz. üniversite yıllarında konuşma sınavlarına içerek giderdim ve üniversite hayatım boyunca bütün konuşma sınavlarını aa ile geçtim. ve her zaman doğruyu söyledim.

bence bu sözü türkçe olarak en güzel şöyle karşılayabiliriz:

şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
.
devamını gör...
bizde sarhoşun mektubu okunmaz derler ancak bu ifadeyle anlıyoruz ki romalılarda sarhoşun mektubu okunuyor. hatta mevzuyu biraz farklı boyutlara taşıyıp bir konu nasıl bir yerden başka bir yere götürülür onun denemesini yapacağım * şimdi efendim bu şarap konusunun irade beyanına etkisi ve irade beyanı ile ilişkisi sadece bu söz ile sınırlı değil. misal, roma'da sponsio * adlı bir sözleşme türü vardır. mühimdir. tek tarafa borç yükler. ''birader sen bunu yapmayı kabul ediyor musun?'' diye muhatabınıza sorarsınız. o da; ''kabul ediyorum.'' der ve taahhütte bulunmuş olur. tabi bu işin kefili vesairesi falan da var ama o mevzuya girmeyeceğim. direkt hedefe doğru ilerlemem lazım.*

bu işin kökenine baktığınızda karşınıza şarap çıkar. taahhütte bulunan kişi toprağa şarap döker ve sözünün geçerliliğini bu şekilde gösterir. yani şarap aynı zamanda bir hukuki sözleşmenin kurucu unsurlarından birisidir * yani şarapta gerçek irade beyanı vardır ve siz bunun aksine hareket ederseniz, yaptırımlarla karşılaşırsınız. birde ulaklara, elçilere falan hemen şarap ikram etmekte bir adettir. şöyle diller biraz çözülsün de hanya'yı konya'yı görelim kafası ile hareket edilir. masalarda dünya kurtarmamışlar ama uluslar arası antlaşmalar ve hukuki akitlerde geleceğe yön vermişler. hatta bazı devletlerarası antlaşmalarda dahi bu şarap geleneğinin uygulandığından bahsedilir. bu açıdan bakarsak cidden şarabın gazabından korkmak lazım. fena kırmızıdır ve az kan akıtmamıştır. *
devamını gör...
şarapta gerçek vardır, şarapta gerçek gizlidir anlamlarına gelen latince deyiştir.
devamını gör...
karanlıkta daha veritas.
devamını gör...
"zerhojken söylenen şey ayıkken düşünülmüştür" anlamına gelen atasözü.
devamını gör...

doc: ın vino veritas.
ringo: age quod agis.
doc: credat judaeus apella, non ego.
ringo: ıuventus stultorum magister.
doc: ın pace requiescat.

tombstone adlı filmde doc hollyday ve ringo'nun ilk karşılaşması sırasında aralarında geçen konuşmada geçen söz: ın vino veritas: şarapta gerçek vardır.
ingilizce açıklaması:

there’s truth in wine.
along with being a gambler, doc is a heavy drinker. just prior, he said he hated johnny because he reminded him of himself and later because johnny is an educated man. doc acknowledges that he is speaking more frankly than he otherwise might to a member of a criminal gang.
do what you’re doing.
members of the jesuit order use this latin phrase to those undergoing jesuit formation that they should focus intensely on their work. ın english, we might say “concentrate on the task at hand.” ın the film, the task at hand was doc’s drunkenness, hardly worthy of the high-minded admonition.
let the jew apella believe it, not ı.
this is a quotation of satires by the ancient poet horace. ın book one, satire five, people were trying to convince travelers that miracles were taking place at their shrines. rather than a simple “ı don’t believe you,” this phrase is utterly dismissive. ın english, we might say it as “go tell someone who will believe it.” doc is likewise brushing off johnny.
youth is the teacher of fools.
johnny is the younger of the two, but with this line and by tapping his pistols, he implies that doc is the inexperienced one unaware of the danger he’s flirting with. johnny could have conveyed similar meaning with “don’t bite off more than you can chew, boy.”
rest in peace.
this phrase is a common fixture of grave markers with which doc warns that johnny should beware the danger at hand and foreshadows the showdown between doc and johnny later in the film.

türkçeye için google translate.
devamını gör...
çoğumuz sosyal nedenlerle gerçeği eğip büküyor dosdoğru söylemiyoruz. söylesek toplumsal yapı bile çökebilir zira kimsenin gerçeğin saf haline katlanabilir bir varlık olduğuna inanmıyorum.

mantıklı düşünen zihnimizi serbest bırakınca herkes kalbinden geldiği gibi konuşur çünkü nefretin sahtesi olmaz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"in vino veritas" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim