orijinal adı: a treatise concerning the principles of human knowledge
yazar: george berkeley
yayım yılı: 1710
ilk bölümde john locke' un insan doğasına dair iddialarına karşılık söylemlerin yer aldığı ayrıca nesneler ve onları algılama biçimimiz, dış dünyanın fikirlerden oluştuğu düşüncesi temelinde yazılmış felsefi eserdir.
yazar: george berkeley
yayım yılı: 1710
ilk bölümde john locke' un insan doğasına dair iddialarına karşılık söylemlerin yer aldığı ayrıca nesneler ve onları algılama biçimimiz, dış dünyanın fikirlerden oluştuğu düşüncesi temelinde yazılmış felsefi eserdir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "yok satan nihilist bakkal" tarafından 18.11.2020 20:10 tarihinde açılmıştır.
1.
george berkeley'in 17. yüzyıl felsefesi materyalist düşünceye karşı bir duruş için yazmış olduğu inceleme, kitap. bu müthiş çıkışıyla birlikte metafizik tarihinin doruğunu oluşturan ve idealist felsefenin zirvesi olan berkeley maddenin tamamen bir inkarını ortaya koyar. yapıtının ortaya koyduğu bu düşüncenin bilimselliği bilim çevrelerince sürekli olarak bir tartışma konusu niteliği gütse de materyalistler berkeley'nin bu görüşünü asla yanlışlayamamışlardır. yani hiçbir şekilde aksi iddia edilemeyen bir düşünce olduğu için 17. yüzyıldan bu yana geçerliliğini koruyan bir felsefeye sahiptir. metafizik anlayışın ne olduğunu eksiksiz şekilde öğrenmek isteyen her bir kişiye tavsiye edilir. önyargılardan arınarak okunduğunda kişide bir çeşit ''acaba'' yarattığı gözlemlenmiştir.
descartes 'düşünüyorum öyleyse varım' derken,
berkeley 'düşünüyorum öyleyse varsınız' der.
onun felsefesi doğrultusunda; hiçbir töz algıdan bağımsız var olamaz. ''masaya dokunuyorum çünkü var'' -değil- ''bu masa var, çünkü ona dokunuyorum''.
descartes 'düşünüyorum öyleyse varım' derken,
berkeley 'düşünüyorum öyleyse varsınız' der.
onun felsefesi doğrultusunda; hiçbir töz algıdan bağımsız var olamaz. ''masaya dokunuyorum çünkü var'' -değil- ''bu masa var, çünkü ona dokunuyorum''.
devamını gör...
2.
"benden sonra tufan" anlayışı biraz da... yani insan ölümü tam bir yok oluş sayılırsa, algıların kapanması demek, gerçeklik denen şeyin de yok olmasına denk düşmektedir.
içinde yaşadığımız makro evren belki böyle olmayabilir ancak atom altı parçacıklarının evreni bunu doğrular niteliktedir. parçacıkların konumu, hızı vs. tamamen gözlemciye bağlıdır. kendi başına, bağımsız değerleri içermez. gözlemcinin bakışına göre belli bir hale "çöker".
içinde yaşadığımız makro evren belki böyle olmayabilir ancak atom altı parçacıklarının evreni bunu doğrular niteliktedir. parçacıkların konumu, hızı vs. tamamen gözlemciye bağlıdır. kendi başına, bağımsız değerleri içermez. gözlemcinin bakışına göre belli bir hale "çöker".
devamını gör...