1.
istanbul'un mütareke seneleri hayli sıkıntılıdır. ingiliz karakolları, takibatlar, işbirlikçiler, jurnalciler, işkenceciler derken sokaklarda da itilaf güçlerinin gölgesinde gezinen külhaniler, kopuklar türemiş, şehri kasıp kavurmaktadır.
bu devrin en tehlikeli ve korkulan çetesi hristo anastadiyadis ahilya'nın başını çektiği çetedir.
hristo
ahilya'nın oğlu hristo anastadiyadis'in sabıka kaydı 26 eylül 1914 tarihli olup fiş numarası da 4741'dir. 1898 doğumludur. terzi çırağı olan hristo, kaldırım kurtlarının harman olduğu beyoğlu'ndan çıkmadır. annesi andernohin, beyoğlu derviş sokağı’ndaki (bugün sanırım peremeci sokak) bir umumhanenin işletmecisi o dönem. babası ahilya, 1910'da bunları terk ederek atina'ya gidiyor, sırra kadem basıyor. sebebi meçhul.
çocukluk yaşlarından itibaren ağabeyi koço ile birlikte tramvayda yolcuların paralarını çalmaya ve annesinin umumihanesine giden erkeklerin paralarını çalarak başlayan hristo, ivedilikle kendisine bir suç çetesi kurar. galata, tatavla (kurtuluş), dolapdere ve beyoğlu'nun haraca bağlayan çetenin diğer üyeleri zafiri, fantoma mehmet, harito, makarnacı niko ve demirci andon gibi başka azılı suçlulardır.
ilk cinayet
hristo ve çetesi ilk cinayetlerini haracını ödemek istemeyen muhallebici recep usta'nın boğazını keserek işler. cinayetten sonra yakalanan çete 15 yıl kürek cezasına çarptırılsalar da bir süre sonra hapishaneden kaçarlar ve istanbul'un hiç derdi yokmuş gibi bu korkunç çeteyle olan mücadelesi başlar.
yıllar içerisinde 13 polisi öldüren çete, peşlerine düşen bir polis memuru ismail'in bürosunu basıp ''bir kurşun yeterince uyarıcı olmalıdır'' sözleriyle raconun büyüğünü keser. yetmez, öldürdüğü 4. polis muharrem'den sonra ayvalıçeşme karakolunu basar ve polisleri silahsızlandırarak nezarete atar.
hristo ve ekibi iyiden iyiye hedef olmuştu. bu işi çözmek isteyen polis teşkilatı, önce uzun uğraşlar sonunda çetenin diğer üyelerini öldürmeyi başardı. köşeye sıkışan hristo, sevgilisiyle yunanistan'a kaçıp sakin bir hayat sürmeye başladı. ancak orada da sevgilisini rahatsız eden birini öldürerek yine kaçmaya başladı. bu sırada yalnız kalan sevgilisi eftimya, istanbul'a döner ve bu durum hristo'yu çok sinirlendirir.
hristo bir çatışmada yaralanır ve bir evde saklanmaya başlar. bu sırada eftimya'nın babası polise gidip hristo'nun kaldığı evi ihbar eder ve son operasyon başlar. gece baskınında hristo, muharrem alkor tarafından öldürülür. muharrem alkor ise, usta sanatçı selda alkor'un babasıdır.
muharrem alkor
bu devrin en tehlikeli ve korkulan çetesi hristo anastadiyadis ahilya'nın başını çektiği çetedir.
hristo
ahilya'nın oğlu hristo anastadiyadis'in sabıka kaydı 26 eylül 1914 tarihli olup fiş numarası da 4741'dir. 1898 doğumludur. terzi çırağı olan hristo, kaldırım kurtlarının harman olduğu beyoğlu'ndan çıkmadır. annesi andernohin, beyoğlu derviş sokağı’ndaki (bugün sanırım peremeci sokak) bir umumhanenin işletmecisi o dönem. babası ahilya, 1910'da bunları terk ederek atina'ya gidiyor, sırra kadem basıyor. sebebi meçhul.
çocukluk yaşlarından itibaren ağabeyi koço ile birlikte tramvayda yolcuların paralarını çalmaya ve annesinin umumihanesine giden erkeklerin paralarını çalarak başlayan hristo, ivedilikle kendisine bir suç çetesi kurar. galata, tatavla (kurtuluş), dolapdere ve beyoğlu'nun haraca bağlayan çetenin diğer üyeleri zafiri, fantoma mehmet, harito, makarnacı niko ve demirci andon gibi başka azılı suçlulardır.
ilk cinayet
hristo ve çetesi ilk cinayetlerini haracını ödemek istemeyen muhallebici recep usta'nın boğazını keserek işler. cinayetten sonra yakalanan çete 15 yıl kürek cezasına çarptırılsalar da bir süre sonra hapishaneden kaçarlar ve istanbul'un hiç derdi yokmuş gibi bu korkunç çeteyle olan mücadelesi başlar.
yıllar içerisinde 13 polisi öldüren çete, peşlerine düşen bir polis memuru ismail'in bürosunu basıp ''bir kurşun yeterince uyarıcı olmalıdır'' sözleriyle raconun büyüğünü keser. yetmez, öldürdüğü 4. polis muharrem'den sonra ayvalıçeşme karakolunu basar ve polisleri silahsızlandırarak nezarete atar.
hristo ve ekibi iyiden iyiye hedef olmuştu. bu işi çözmek isteyen polis teşkilatı, önce uzun uğraşlar sonunda çetenin diğer üyelerini öldürmeyi başardı. köşeye sıkışan hristo, sevgilisiyle yunanistan'a kaçıp sakin bir hayat sürmeye başladı. ancak orada da sevgilisini rahatsız eden birini öldürerek yine kaçmaya başladı. bu sırada yalnız kalan sevgilisi eftimya, istanbul'a döner ve bu durum hristo'yu çok sinirlendirir.
hristo bir çatışmada yaralanır ve bir evde saklanmaya başlar. bu sırada eftimya'nın babası polise gidip hristo'nun kaldığı evi ihbar eder ve son operasyon başlar. gece baskınında hristo, muharrem alkor tarafından öldürülür. muharrem alkor ise, usta sanatçı selda alkor'un babasıdır.
muharrem alkor
devamını gör...
2.
kasimpasa canavaridir kendisi türkiye’nin ilk seri katilidir.
4 eylül 1976 gecesi kasımpaşa da bir ceset bulunmuştu. öldürülen kişi ali bakırca adında inşaat işçisiydi. katil bakırca’nın önce kafasını demirle parçalamış sonrada yüzüne kireç dökmüştü. maalesef normal bir cinayet davası olarak kabul edilmiş ve öyle incelenmişti. kasımpaşa da bulunan ikinci ceset işleri değiştirdi. 20 eylül 1976 gecesi maktul karpuz sergisinde uyuyan osman periz adındaki adamdı. katil gene bir demir çubukla kafasını parçalamış sonra da battaniyeye sarmıştı. gazeteler üst üste olan bu cinayetleri yazınca istanbul da her yer karıştı. halk ona kasımpaşa canavarı demeye başlamıştı. cinayet masası polisleri katili bulmak için her şeyi deniyorlar ama bir şey bulamıyorlardı. üstüne 29 eylül gecesi yeni bir cinayet işlenmişti. maktul bir gece bekçisiydi ve gene demir çubukla yaralanmıştı. demir çubuktan başka da bir delil yoktu. kasımpaşa canavarının 4. kurbanı ise denizde bulundu. kum iskelesinde ki ceset 1 aydan beri kayıp olan 20 yaşındaki veli özele aitti. dolapdere deki düğme atölyesinde çalışan özel 7 eylül gecesi evinden çıkmış ve bir daha görülmemişti. cesedi uzun süre suda kaldığı için tanınmayacak hale gelmişti. boynunda iki tane çivi deliği tespit edilmişti. katil 4 kasım gecesi piyale paşada lastiğini değiştirmeye çalışan taksi şoförüne demir çubukla saldırdı. fakat şoför zekeriya galipçi son anda arkasını dönerek darbeden kurtulmayı başardı.
4 eylül 1976 gecesi kasımpaşa da bir ceset bulunmuştu. öldürülen kişi ali bakırca adında inşaat işçisiydi. katil bakırca’nın önce kafasını demirle parçalamış sonrada yüzüne kireç dökmüştü. maalesef normal bir cinayet davası olarak kabul edilmiş ve öyle incelenmişti. kasımpaşa da bulunan ikinci ceset işleri değiştirdi. 20 eylül 1976 gecesi maktul karpuz sergisinde uyuyan osman periz adındaki adamdı. katil gene bir demir çubukla kafasını parçalamış sonra da battaniyeye sarmıştı. gazeteler üst üste olan bu cinayetleri yazınca istanbul da her yer karıştı. halk ona kasımpaşa canavarı demeye başlamıştı. cinayet masası polisleri katili bulmak için her şeyi deniyorlar ama bir şey bulamıyorlardı. üstüne 29 eylül gecesi yeni bir cinayet işlenmişti. maktul bir gece bekçisiydi ve gene demir çubukla yaralanmıştı. demir çubuktan başka da bir delil yoktu. kasımpaşa canavarının 4. kurbanı ise denizde bulundu. kum iskelesinde ki ceset 1 aydan beri kayıp olan 20 yaşındaki veli özele aitti. dolapdere deki düğme atölyesinde çalışan özel 7 eylül gecesi evinden çıkmış ve bir daha görülmemişti. cesedi uzun süre suda kaldığı için tanınmayacak hale gelmişti. boynunda iki tane çivi deliği tespit edilmişti. katil 4 kasım gecesi piyale paşada lastiğini değiştirmeye çalışan taksi şoförüne demir çubukla saldırdı. fakat şoför zekeriya galipçi son anda arkasını dönerek darbeden kurtulmayı başardı.
devamını gör...
3.
balkan savaşı yıllarında rum(yabancı işte, hatırlamıyorum)bir çete lideriydi sanırım.
devamını gör...