kadınını bıyıklı da sevebilen erkek

aşık erkektir. martı kaş veya öpüşürken batan bıyıkları umrunda olmaz.

bu arada kadın güzel olunca koltuk altı kılı bile rahatsız etmiyor adamı, kılın kötü bir şey olduğu algısı bile güzellikle birlikte değişiyor. mesela sarı bıyıkları güneşte parlayan bir rus kadınla, adıyamanda güneşin bağrında çalışan emekçi bir kadının bıyığı bize itici geliyor...

bunu cidden yasadim. saka yapmiyorum, hemde bikac yil surecek kadar.

herhangi bir hastalığı olmadığı sürece, kendine saygısı sıfır olan kadındır.

her şeyden önce, kadın dediğin kendine saygılı olacak ki, eşine saygılı olabilsin.

seviyorsam o bıyıklarını tek tek ağzınla koparırım
ayran içtikten sonra bıyıklarında kalan ayranı yalarım

manitamdır. kendisinin bıyıkları da erkan baş bıyığı gibi diye heralde şu 5 senelik birlikteliğimizde hiç bıyığımdan şikayet ettiğini görmedim.
yani arkadaşlar insanlar neler neler yaşıyor, öyle günlerim, haftalarım, aylarım oldu ki bırakın bıyık almayı düşünmeyi duşa girmek bile aklıma gelmiyordu ya da zul geliyordu.
hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde, bıyıklı bıyıksız demedik mi? dedik.
takılmayalım böyle kıldan tüyden meselelere.

nereye kusuyoruz tam olarak?

gizli gaylik alametleri.

aşkın gözü kör dediysek bu kadar da değil hani...