karpuzu marketten alırsanız bu olur ben kendim ekiyorum

kaynak
akp ankara il başkan yardımcısı mehmet yılmazer’den ekonomik durumu ve karpuzun dilimle satılmasını eleştiren vatandaşa çözüm önerisi şu şekilde olmuş:

anasının avına harley motorla giriş yaptığım bireyi, bebek bezi mama falan da ekiyor musun? diye sorulması gerekiyor

nereye ekelim? çatıya mı?

bu avukat her sene karpuz mu ekiyormuş? hahaaa, yarıldım resmen. bal tutan parmağını yalamak varken...

maharetli bir insanın harika önerisi.

yazın ortasında zırt pırt susuz kaldığımızda "sular kesiliyorsa tatile gidin" diyordu melih gökçek de. bunlarda harika çözüm önerileri tükenmiyor. bir şeyi de "nasıl sebep oluyorsak öyle çözelim" demek yok. gerçi niye olsun ki? neyse...

100 tl'lik et almıyorum kuzu kestiriyorum demecinin yanından bile geçmez empati yoksunlugu kategorisinde yarışma düzenlense.

insan görünümlü bir dışkılama organının, "ulan memlekette ne kadar bahçe içinde ev varsa kentsel dönüşüm adı altında hepsinin üstüne çöktünüz. insanları kırk katlı binalarda içiçe yaşamaya mecbur bıraktınız. herkes sizin gibi başkasının bağına bahçesine çöken harami değil. nerede bulacak bahçeyi de karpuz ekecek bre şerefsiz" diye yanıtladığım ağızdan dışkılamasıdır.

bir karpuzun yetişebilmesi için ne kadar toprak gerek, ne kadar alan gerek hiç mi bilmiyor bu insanlar. siz hayatınızda hiç mi tarla görmediniz, televizyonda bile mi görmediniz? süs biberi mi ki bu vatandaş saksıya ekip balkonunda yetiştirsin. kafanıza gökten karpuz yağsa keşke.

bu adam avukat sanırım...
hem avukat, hem karpuz yetiştiriyor hem de marketten alışveriş yapmıyor.
çünkü marketten alışveriş yapmak, batı özentiliği.

ilginç biriymiş gerçekten.
birkaç bardak rakı içmek isterdim kendisiyle.
şöyle bi döksün içini, anlatsın...

bir baskı var üzerinde, belli.
o baskıdan kurtulması lazım.

sonrasında kendine gelecektir, eminim.

değişik bir bakış açısıdır. ne yazık ki ülkemizdeki sorunları çözen bir düşünce değildir. insanların farklı mevkilere gelebilmesi için eğitim adı verdiğimiz filtreleme sistemi bulunmaktadır. ama her filtrenin bir ömrü vardır. bu ömür ülkeden ülkeye değişiklik gösterir. bu durum türkiye'nin filtre sisteminin eskidiğinin bir kanıtıdır. ülkenin gelişebilmesi için verilen eğitimin artırılması eğitimli insanların yetkilendirilmesi eğitimsiz insanların ise eğitimli insanların yetkileriyle yönlendirilmesi gerekmektedir. türkiye de bu durum tam tersi işliyor. bu başlıkta bu durumu kanıtlar neticesinde

bende kendimi ektim. hıyar bu yıl iyi para edecek gibi duruyor.

karpuz hassas noktamızdır. biz geriye dönersek...
yok o başka bir konu.
*

bu akapelilerden ne bekleyebiliriz ki
biri et pahalıysa koyun alın kesin der
öbürü karpuz pahalıysa kendiniz ekin der
17 ci kattaki dairenin banyo küvetine mi ekecez
fışkırıyor zeka bunlarda fışkırıyor.

güzel bi öneri. tarlama ne eksem acaba karpuz dışında. ayçiçeği, göbek, soğan, patates, hıyar... tüm sebzeleri ekmek gerek. peynir süt için de inek vs alalım. bitti gitti çözüm basit aslında hakikaten. ama ekecek para yok amannn tarla da yok gerçi.
başlicam aklımla alay edilmesinden bıktım usandım artık.

savunacaklar diye saçma söylemlere giriyorlar. savunulamayacak hatalar yapıyorlar işte anlayın artık yav.

annem saksıya ekmiş.baş verdi diyor.
bu yaz evde bolca karpuz yiyeceğiz.