kategorize etmese ölecek hastalığı

genel olarak sözlüklerde görmeye alışkın olduğumuz bir olayı ya da ortak fikre sahip olan yazarları tanımlamak için yapılan kategorize etme girişimidir. ancak bazen bunun aşırı derecede abartıldığını düşünüyorum.

mesela sözlüğe kısa sürede çok tanım girmek ya da bunu alıntı paylaşarak yapmak illa ki tanım sayısı çok olsun diye yapılmaz.

ya da bir yazar sadece belli konularda tanım giriyorsa bu onu cahil yapmaz, onun bu konuda bilgisi olduğunu bunu paylaşarak kendini ifade ettiğini gösterir.

hadi bunları da geçtim tanımı sağ elle yapıyor diye bile eleştirecek kategorize edecek düzeye geldik.

gidip bu yazarları kategorize edip
"hep aynı konuda tanım giren yazar"
"sağ elle tanım girmesi gerekirken sol elle tanım giren yazar"
"az kelime ile tanım paylaşan yazar"
"masal gibi yazan yazar"
"entel olmasından rahatsız olduğum yazar" şeklinde sınıflandırmak bize ne katıyor mesela? neden sürekli bir ötekileştirme ayrıştırma çabası? bu hastalıktan en kısa zamanda kurtuluruz umarım.

sahip olduğum , ömür uzatan hastalıktır. kategorize etmenin de bir kriteri vardır ama benden değilsen ondansındır demek kategorize etmek sayılmaz.

"kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya" diyen gülten akın gelir aklıma böyle durumlarda. o gerçek sandığınız kadar dar değil, nefes alın.

ölürüm tabi ama sadece kadınları.

bir ön bellek oluşuyor ister istemez. 'ön yargılarr bay endırsınn' . ama öyle.

bir kaç ezberimi yazayım hemen.

-ofis kadınları. ıhmm bunlar buldukları her kahverengimsi masada (klavye, kupa, pc ekranı) poz veren beyaz yakalımsılar.

bunların hayatı gerçekten iğrenç. heyecan 0 risk 0. en yakın talibini bulup nikah masasına koşacaklar. yarım estetik burunlarından(fakir estetiği) bile soğuyor insan. bu yüzden direkt eliyorum.

-7-24 sözlükte yazan kadınlar: mental bozukluğu had safhada. kendine hayrı yok. direkt notunu veriyorum. hiçbir erkek bu kadar düşmemeli.

çok var böyle madde madde sıralayacağım. yapabileceğim bir şey yok. var bunlar. yok mu diyeyim yav. aa. sısısısıs

luci tahminim, 3. dublesinden ilk yudumu almış olmalı şu sıralar.. belki 4..
ilk iki dubleyi hangi hızda tükettiği önemli bu noktada...
kendisi, "ben" merkezli düşünen kadınları çok etkileyici bulur.. onların hayatına girmeyi sever.
kendisini kategorize edeli, 10 yıl olmuştur.
en özel eserlerimden... özel bir kutuda saklıyorum, o derece..


konuya gelirsek, tanımla karışık;
kategorize etme konusunda üstüme yoktur. işim bu hatta, bir bakıma bundan para kazanıyorum..
ve aslında bu bir hobi benim için..
müthiş de keyif alıyorum..

"ben" merkezli kadınlar..
her lafına, "ben, bana göre, benim için.." ile başlayan kadınlar..
onlar çok fena.