orijinal ad: selbstfreundschaft.
yazar: wilhelm schmid
basım yılı: 2018
genelde insanın çevre ve diğer ilişkileri masaya yatırılmıştır, bu eserde ise tam tersi yapılıyor, felsefeci yazar insanın kendisiyle ilişkisinin nasıl olması gerektiği üzerinde duruyor.
yazar: wilhelm schmid
basım yılı: 2018
genelde insanın çevre ve diğer ilişkileri masaya yatırılmıştır, bu eserde ise tam tersi yapılıyor, felsefeci yazar insanın kendisiyle ilişkisinin nasıl olması gerektiği üzerinde duruyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "tartolet" tarafından 02.02.2022 14:53 tarihinde açılmıştır.
1.
wilhelm schmid'e ait olan, psikoloji ve felsefe türünde yazılmış olan bir eser.
kitabın genel temasına baktığımızda ve ilk sayfasını açtığımızda bize şöyle bir soru sorduğunu görüyoruz: kendiyle dost olmak mı yoksa kendini sevmek mi?
ben epey üzerinde düşündükten sonra bu soruda bir cevap tercih etmeye karar verdim desem yeridir. bu tür soruların içimde kendi kendime savaş vermesinden mutlak bir keyif alıyorum. hani bir görsel vardı ya internette caps olarak paylaşılıyordu, kişi aynaya bakıyorsu işaret parmağını uzatarak, ayna da ona yansımasını veriyordu... hıh, işte tam olarak böyle bir içsel düşünme mücadelesine girişmekten büyük keyif alıyorum.
gelelim kitaba... kitap çok az sayfalı, bir çırpıda bitiverecek türden. lakin sürekli düşünüp, kendimi ölçüp tartarken bulduğum için hemencecik okumadım da günlere yayıldı. birçok felsefe tabanından da bahsetmiş kitap. yeri geldi cicero'ya yeri geldi platon'a yeri geldi sokrates'e yeri geldi marcus aurelius'a atıflar, göndermeler, düşünce tartmaları yaparak oldukça keyifli bir yolculuğa çıktım desem yeridir. kitap on bölüm+sonuç bölümü olmak üzere on bir soruda, düşüncede ele alınmış diyebiliriz. kişinin ben dünyası ile iletişimler kurup, onu yoklamasıyla harika bir keyif verdiğini de söylemeden geçemeyeceğim.
son olarak kitaptan sevdiğim bir alıntı bırakmak istedim:
kendinizi ve başkalarını dert edişiniz, hayatın safhalarıyla beraber değişir, çünkü bir benlik yolunda yürürken sürekli aynı kalmaz.
kitabın genel temasına baktığımızda ve ilk sayfasını açtığımızda bize şöyle bir soru sorduğunu görüyoruz: kendiyle dost olmak mı yoksa kendini sevmek mi?
ben epey üzerinde düşündükten sonra bu soruda bir cevap tercih etmeye karar verdim desem yeridir. bu tür soruların içimde kendi kendime savaş vermesinden mutlak bir keyif alıyorum. hani bir görsel vardı ya internette caps olarak paylaşılıyordu, kişi aynaya bakıyorsu işaret parmağını uzatarak, ayna da ona yansımasını veriyordu... hıh, işte tam olarak böyle bir içsel düşünme mücadelesine girişmekten büyük keyif alıyorum.
gelelim kitaba... kitap çok az sayfalı, bir çırpıda bitiverecek türden. lakin sürekli düşünüp, kendimi ölçüp tartarken bulduğum için hemencecik okumadım da günlere yayıldı. birçok felsefe tabanından da bahsetmiş kitap. yeri geldi cicero'ya yeri geldi platon'a yeri geldi sokrates'e yeri geldi marcus aurelius'a atıflar, göndermeler, düşünce tartmaları yaparak oldukça keyifli bir yolculuğa çıktım desem yeridir. kitap on bölüm+sonuç bölümü olmak üzere on bir soruda, düşüncede ele alınmış diyebiliriz. kişinin ben dünyası ile iletişimler kurup, onu yoklamasıyla harika bir keyif verdiğini de söylemeden geçemeyeceğim.
son olarak kitaptan sevdiğim bir alıntı bırakmak istedim:
kendinizi ve başkalarını dert edişiniz, hayatın safhalarıyla beraber değişir, çünkü bir benlik yolunda yürürken sürekli aynı kalmaz.
devamını gör...
"kendiyle dost olmak hayatı nasıl kolaylaştırır" ile benzer başlıklar
dost hayatı
15