kısa etek giyen manitayi tartaklamak

bunu çarşıda denemeyin yine de..(aslında bence hiç denemeyin de, benden söylemesi dışarda çarşıda hiç denemeyin.)
tam bilmiyorum bir you tube haber videosu muydu, twit linki miydi, şunu izledim:
çarşı gibi bir yer kaldırımında, genç bir adam bir kadını "bu ne laan. bu nee.. gavat mıyız biz." nidalarıyla tokatlayıp düşürüyor, yerde tekmelerken de, kalkamayan ve toparlanamayan kadının feryat, yalvarış ve açıklamalarını dinlemeden, tekmelere tokatlara ve "bu nee.." lerini yüksek perdeden sürdürmeye devam etmekteyken, o esnada videonun solundan sahneye giren (yakından gürültüye geldikleri anlaşılan) iki kişiden biri (olayı az çok kavramış ve sinirlenmiş olduğu belli ve bir sporcu çevikliğiyle) uçarak, evet evet havada uçarak, bizim ucuz kahramanın yüzünün ortasına yerleştirdiği tekmeyle, onu kaldırım kenarındaki araca yapıştırıyor. ilk şoku atlatıp "nooluyo kardeşim, size ne karım o benim" li cümlesini bitiremeden de, ikinci esaslı yumrukla, iki arabanın arasına seriliyor. tekme ve yumruklarına ara vermeden, estetik müdahalelerini sürdüren adama, karşı koyamayacağını anlayan ucuz kahramanımız, caddeye doğru yavaştan tüyme kararındayken, arkasından gelen iki esnaf, koluna girerek kadının ağlayıp toparlandığı kaldırıma yani olay mahalline sahneye çıkartıyorlar, o esnada ilk acil müdahale elemanı, diğer esnaflarca sakinleştirilmeye çalışılıyor. bizim ucuz kahraman da, koluna girenler ve diğerini engelleyenleri yanlış yorumlayıp, ortamı çıldırtan ve yüksek perdeden "karımızı dövemeyecek miyiz lan" lafını ettiği anda (yerde hala dökülen pazar çantasını toparlamaya ve kanayan dudağını eliyle de silmeye çalışan zavallı kadına bakan çoğunluk, bizim ucuz kahramanın, kırıldığı anlaşılan burun ve muhtemelen diş eksiklerinin, 'yeterli olmadığını' anlamış olacaklar ki) aralarına alıyorlar ve dillere destan "esnaf dayağı" nın eşsiz örneklerinden birini icraya başlıyorlar.. o esnada yine de ona acıyıp, belki öldürülmesinden korkarak, gözyaşlarıyla durmalarını isteyen zavallı kadını da "gel kardeş gel sen elini yüzünü yıka. endişelenme gebertmezler, hele bi dersini versinler, bırakırlar korkma." müşfik yaklaşımıyla, onu beş on metre uzağa alırlarken, bizim ucuz kahramanın artık sesi duyulmadığı gibi, korumaya değecek muhtemelen bir noktası da kalmadığından, artık dayağın 'dadını çıkarma' sersemliğinde, salya sümük ağlıyor gülüyor (şaşırmış ve dağılmış) müdahale ekibinin yorulup bıkmalarını bekliyor. zaten bıraksalar da gidecek halde değil kesin. bilinci hala yerindeyse bile, yürümeyi filan unuttuğu kesin ve ileride bu resitalden nereye kadar neleri hatırlayacağı bile meçhul..
kadınları dövmeyin efendiler. onlar insan, siz de insansanız, insanların iletişim dilini öğrenin. yok ısrarcıysanız aksini deneyin siz bilirsiniz, size de bir gün öğretenler çıkmasına da hazırlıklı olun ama.. öğrenmenin yaşı yok unutmayın..!

beğenmediysen ayrıl.

bunu diyenlerin çoğunun çocuğu tüpçü'ye benziyor.

sert bir dille de uyarilabilir.
tercih meselesi.

hatali kurulmuş bir cümle. bana göre cümledeki hatalı ifadeleri dile getireyim.

kısa*
etek*
manita*
tartaklamak*

çıkar bıunları cümleden ne kalıyor geriye. giymek eylemi. neymiş çok doğal bir şeymiş. isteyen istediğini giyermiş. her şeyi bu kadar sade düşünmek gerekir. haksız mıyım.

dolar 32 ye topukladı, osssssmanlı cacııııı alagavatların da tek derdi manitanın eteği.

avrupa tatili olsa mini değil süper mini bile giyse gönül rahatlığıyla gezer dolaşırsınız.
medeniyetsiz ve görgüsüz insanların ortasında hatununun mini etekle dolaşmasından elbette rahatsız olursun.
kıskanmak doğaldır.
ama tartaklamak filan bunlar çok çok yanlış işler..

beyler kısa etek giyiyorsunuz diye sizi tartaklayan kadınları hemen terk edin. nerde yaşıyoruz ayol, bu ne ilkellik. erkekler istediklerini giymekte özgürdür. ben sizin tarafınızı tutuyorum beyler.

#erkeğeşiddetehayır