kıyafet

gömlek, ceket, pantolon, etek, eldiven, çorap vb. giyim eşyalarının bütünü.

alışverişini yapması yorucu, ama eğlenceli olan şey.

gardırobumu tıka basa dolduran, evimin hacimsel anlamda büyük bir yüzdesini kaplayan.

evin her köşesinden, dibinden bucağından kıyafet taşıyor. almışım da almışım. ne birileri bana dur demiş ne de ben kendim kendimi durdurayazmışım. netice şu ki aldığım kıyafetlerin hiçbirini giyemiyorum. acayip bir sadelik çökmüş üzerime. ara sıra çıkarıp bakımlarını yapıyor, sonra gerisingeri yerlerine yerleştiriyorum.

sadeliğin moda olarak piyasaya sürülmesinden sonra oldu ne olduysa. herkes sade, ben de sadeyim. fakat bu böyle gitmez. salgın sonrası bir hareketlenme bekliyorum.