köpek öldüren

ismini sevmediğim şarap türüdür. ama konumuz bu değil. işin özü, bir zamanlar espri konusu olan şarap türüyken, biraya gelen zamlar sonucu fakirlerin içeceği durumuna gelmesidir. kendim alkol kullanmıyorum. ama çevremdeki biracı arkadaşlar hep köpek öldüren takılmaya başladı.

köpek öldüren şarap alkol ve tütün ürünlerinde bandrol kanunundan sonra kalmadı diye biliyorum. öğrenci iken alır, sensun, fruko ile karıştırır sabaha kadar içerdik. sonra sabaha karşı çorbacı,şırdancıya gider, sonra sızardık. hey gidi günler.

bizi hiç öldürmedi. demek ki yanlış tanım.

allahından bulsun diyerek tamamladığım tanımdır.

ucuz şaraplar için kullanılır fakat son zamlarla birlikte ucuzluktan eser kalmamıştır.

piyasadaki ucuz şaraplardır. bozuk üzüm kokan bu şaraplar genellikle sek içilmez. içene helal olsun diyorum.

malum fiyatlar yüzünden 4 ay oncesine kadar günde 3 şişe tükettiğim sözde şarap. alkol pişmanlıktır.

18 e yeni girmiş olmanın heyecanıyla, bir şişe biricik aldım, bu da köpek öldüren olması lazımdı .
gittim sahilde, güneşin altında çat çat içtim, sonra bayılmışım.

lise hallerimi ve kayalıklarda edindiğim yazlık aşklarımı anımsatıyor.

antalya-finike. lise 1 yazı. artık eskisi kadar yazları bu ilçede denize girmek pek keyifli gelmiyor. ailenin memur oluşunu idrak edebiliyorum artık. bir an önce çeşmedeyizz olmm atla gel diyen arkadaş grubuma kavuşmak istiyorum ama annem o ara tutturdu gidilecek. anne manne çatt yine oradayız. sabahları geç uyanıyor akşamları ‘bilmem ne güneşi’ adlı köpek öldüreni içip kayalıklardan sahile kusuyorum. bu dandik şarabı bulamazsam marmara34 imdadıma yetişiyor. herneyse kayalıkların ilçeye dönük tarafının az ötesinde kapitalizmin yırtıcılığı çooktan fakir halk ile zengin avrupai turist arasında yerini almış. sanki vahşi kediler gibiyiz, muamele o.

limana tekneler birbir geliyor, halkta zincirlerin arkasından olup bitene göz atıyor. belde küçük tekneler lüks. o zamanlar arap denilen illetler yerine fransa bayraklı gül gibi beyaz tenli avrupalı turist gelip gitmekte. belde yobaz turistler çıplak.

kayalıklara geri dönüyorum. ergen triplerim ve çok içerim ben diyip kusmalarım meşhur o kayalıklarda. günler günleri deviriyor, canım çok sıkılıyor, yine şişe arandığım bir gün liman marketinde fransız gurbetçisi mehmet adında bir oğlanla tanışıyorum. bir tek o girip çıkabiliyor limanın o kısmına. patt diye elemana o tırtt ilçede ‘arkadaşlık edilebilir’ biri olarak kodlanıyorum.

büyük kentten gelmişim, üstüm başım marka, tip güzel. deli gibi içmek için aranıyorum. mehmet anında sevdi beni, iki turist fransız hatun getirdi. ben bişi diyorum bu çeviriyor falan. eş paylaşımı yapıldı. amaç belli yol belli, abi o neee. benim aşık olacağım tuttu. kızla kayalıklarda öpüşüp ondan çok hoşlandığımı çevirttiriyorum elemana, çocuk şook. mal mısın abi diyor. ne aşkı? ne bilim abi. hahahah

neyse sonra devam.

en sevdiğim şarap benzetmesi *

kötü kedi şerafettinin en sevdiği alkollü içecek.

bu devirde yediğimiz içtiğimiz her şey köpek öldüren

bu tür şaraplar fruko tarzı dandik bir gazozla harmanlandığında gayet güzel olur kimseciği de öldürmez.

baş ağrısı kaçınılmazdır.
alka seltzersiz bir kapanış düşünülmemeli bile.

köpek öldüren seçmek bir sanattır. bazıları hakikaten çok kötü çıkar, bazılarındaki tat içilebilir seviyededir. iyi bir köpek öldüren markası bulduğunuzda kimseye söylemeyin zira tekelinizdeki stoklar hemen tükenebilir.

kalitesiz olduğu iddia edilen şaraptır. sirkeden bir sonraki durak olduğu söylenir.

kordonda bir barda arkadaşlarla takıldık birkaç bira içtik muhabbet sohbet sonra dağıldık.
bir arkadaşımla konağa doğru yürüyoruz pasaporta geldik deniz kıyısında 5 dakika oturalım dedik.
yanımıza biri geldi üst baş perişan belli ki sokakta yatıp kalkıyor.
yaşca bizden büyük olmasına rağmen iyi akşamlar abilerim diyerek söze girdi.
- abilerim benim çok param yok topldığım işte bu kadar diyerek elinde bir avuç bozuk parayı bize uzattı. (saysan baksan 2-3 tl anca çıkar)
sonra devam etti şarap alıcam ama yetmiyor sizde bişeyler atsanız bir şişe alıp beraber burda içsek kardeş payı dedi.
arkadaşımla kısa şaşkın bir bakışmadan sonra ben sordum ne şarabı alıcaksın dedim.
- köpek öldüren be abi dedi. ötekilere bizim paramız yetmez.
kaç para dedim? geçen hafta 7,5 tl idi zam yapmışlar 8 rl olmuş dedi.
biz yarım saat önce bir bira'ya 6 tl verince 8 tl şarap bize çok cazip geldi. arkadaşımla elimizi cebimize attık 5'er tl çıkarttık 10 tl 'yi elemana verdik. arkadaşım kalan 2 tl ile de tuzlu fıstık al sek gitmez o dedi.
eleman parayı aldı 2. kordona doğru gitti.
biz aramızda iddaa'ya girdik geri gelecek mi gelmeyecek mi?
biz tartışıp bir yandanda gelecek mi acaba diye dönüp dönüp 2. kordona çıkan sokağı gözetlerken 3-4 dakika sonra eleman koltuğunun altında şişe ve elinde fıstıkla çıkıp geldi.
şişeyi açtırdım ama hiç içmedim bakın diyerek şişeyi bize doğru uzattı ve işte bu da fıstık abilerim dedi. oturdu yanımıza.
iddaa'yı ben kazanmıştım.
arkadaşım mantarı çıkardı şişeyi elemana uzattı çek bakalım yarasın dedi. eleman zaten o anı beklediği için tereddütsüz aldı şişeyi ve okkalı bir fırt çekti şişeyi bana uzattı.
şişenin ağzını tişörtün ucuyla sildim sonra çektim bir fırt.
tadı güzel, yani benim şarap konusunda da bir bilgim ve uzmanlığım da yok. içilir mi içilir alkol işte. sonra bir kaç fıstık attım ağzıma, fıstıkla da güzel gidiyor.
derken 3 turnike de şişe şişenin dibi görüldü.
arkadaşım bana baktı ortam güzel gider bir tane daha dedi. yerinden kalktı bu benden dedi, büfeye doğru yollandı.
elemanla biz kaldık. biraz sessizten sonra dedim nerde yatıp kalkıyorsun ne yiyip içiyorsun.
burada dedi işhanının girişinde yatıyorum çoğu zaman restaurantlardan da zaman zaman müşterilerin tabaklarında kalanları garaonlardan arada verenler oluyormuş.
arkadaşım elinde yeni şişeyle geldi. bu kez bizim kafalar güzel ve kapasitede tamam olmaya başlayınca ufak ufak 2 fırt çektik şişenin çoğunu elemana bıraktık. vakitte artık geç olunca vedalaştık.

sokaklarda her gördüğümüz evsiz ve alkoliğin kötü olmadığının en büyük kanıtıydı bu adam.

ne zaman " köpek öldüren " sözü geçse bu olay aklıma gelir

(bkz: dimitri)

tadı berbattır ama yoklukta gider. kışın içince cırcır yapma ihtimali yüksekir.

eskiden içip sızanları sabahları zor uyandıran ve ağır baş ağrısı ile uyanmalarına sebep olan ve bugün ise müzayedelerde pahalı fiyata sağlam alıcı bulan şaraplara verilen isim. gerçekten köpek öldürüp öldürmediği bir bilmece ama bu cins şarabı içen evsizlerin sokakta yan yana uyuyup sabahlayacak kadar da köpekler ile sıkı dost oldukları bir gerçek.