baştan söyleyeyim kimse ile polemiğe girme, kimseyle dost ya da düşman olma amacım yok fakat bir şey bana son derece garip geliyor ki yazmadan edemeyeceğim: ders çalışıp bu konularda sözlükte başlık açmak.
sabah uyanıyorum, bilgisayarı açıyorum bir bakıyorum sol frame tamamen tıp terimleri ile dolu.
gelip niye konuları burada tekrar ediyorsunuz?
insanlar gelip endoplazmik retikulum da neymiş diye buradan mı bakıyorlar?
kullanıcı değil ama crossfit yapanlar çok antipatik geliyor. tamam ben de yapıyorum ama bunlar böyle bir burnu havada, o da spor mu tadında, 3-5 tane ingilizce terim ile bir havalar, bir tavalar.
bu grubun basçılarının babası hacettepe kadın doğumda hoca. asistanlarını zorla olmasa da konsere gönderiyordu. hatta arkadaş dinlemiyormuş, gel lan sen dinliyorsun beraber gidelim dedi, öyle konserlerine gittim.
bir kez de uludağ üniversitesine gelmişlerdi. o zaman bunları kimse tanımıyor. bizim ekipten 4 kişiyi götürdüm, 20-30 kişi de öyle vardı, oturduk dinledik.
kendilerine muş'ta çalışırken bana arkadaşlık ettikleri için teşekkür ederim. o zaman soundcloud'da varlardı.
fakültede çok bir işim gücüm yoktu, bir yerden ney buldum, dur dedim ben bunu öğreneyim. neyse yazıldım üniversitenin kursuna. 8 kişiyiz tek erkek benim. başladık derslere hiç neyi elimize almıyoruz, sürekli nota çalışıyoruz. hayır benim nota eğitimim de var ufaktan, sıkılıyorum.
benim beklentim şöyle üflücen böyle üflücen diyecek, sonrasını ben zaten öğrenirim diyorum.
neyse 2-3 ders sonra hoca sen zaten tıp okuyorsun zor olur sana diye beni kendince kovdu. puşt herif.
neyse ney sevdam da öyle başlamadan bitti. evde denedim biraz internetten bakarak, beceremedim. sonra benim sadık yarim bas gitar diye bıraktım bir köşeye.
123 isimli grubun, 2014 çıkışlı anja albümünün 8. şarkısı. sözler, bas gitar, o cennetten gelir gibi vibrafon. çok iyi lan. gerçekten. bir dinleyin pişman olmayacaksınız. ha beğenmezseniz gelin değiştiririz ben buradayım. eniştemlere de ben bundan dinletiyorum. eşe dosta gider bu şarkı. öhm neyse. şarkı sözlerinin hepsini yazmayı saçma bulsam da bu şarkının tüm sözleri çok güzel o yüzden alın teri değil copy-paste:
görünür mü karanlıkta yüzün?
duyulur mu sesi kalbimin?
bulunur mu, istemem yanıt
sakinleşir mi şu kızgın halim?
yürünür mü kaygan buzlarda?
sevilir mi sonsuza kadar?
kaybolur mu her şey bi' gün?
unutulur mu yoksa o gün yüzün?
olur mu hep düşündüğün?
görünür mü gözle uğultular?
ölür mü güçlü sandığın duygular?
sonlanır mı cevap bekleyen sorular?
fark eder mi?
değişilir mi?
bilinir mi?
büyür mü?
akar mı?
durur mu?
biter mi?
gider mi?
alır mı?
anlaşılır mı?
anlamı var mı bütün soruların?
değer mi?
meğer kalınırmış yalnız
olunurmuş bir başına
geçermiş geceler günler
dururmuş yağan yağmurlar
düşünülürmüş binbir çeşit düşünceler
alınırmış alttan hareketler
fark eder mi?
değişilir mi?
bilinir mi?
büyür mü?
akar mı?
durur mu?
biter mi?
gider mi?
alır mı?
anlaşılır mı?
anlamı var mı bütün soruların?
değer mi?
meğer kalınırmış yalnız
olunurmuş bir başına...
ratm barış manço ise soad barış akarsu'dur. tamam garip bir tanım olabilir ama ratm'nin yanında soad'ın esamesi okunmaz.
ayrıca enstrümansal vs müzikal nasıl bir karşılaştırmadır?
ayrıca soad bateristi john dolmayan, gitsin ritim konusundaki eksiklerini doldursun (kötü kelime şakası), diğerleri bile ne yapıyor bu mal diye bakıyor: buradan
bir ara bu şarkıya öyle takmıştım ki şarkıyı dinlemek için uyumuyordum. baktım olmuyor, şarkıyı ninni gibi kullanmaya başladım. baş ucumda loopa alıp, sesini kısıp öyle uyumaya başladım.
4 yıllık ilişkim vardı, evlenme teklif edecektim. bir hoşçakal bile demeden terk etti beni ki kendisi için ailemi karşıma almıştım. ailemle kavgalı, sevgilisi tarafından terk edilmiş olarak gittim askere (burayı dramatize ettim çünkü bedelli idi). askerden döndüm insatgramına baktım, profilinde 'm' harfi vardı. benle iken de benim adımın baş harfi vardı (zaten kıro kızmış iyi olmuş diyebilirsiniz).
anladım beni başkası için terk ettiğini, sarıldım telefona açmadı. sonra her yerden beni engelledi. iyi dedim hayatıma baktım (tabi bir miktar zorlandım).
neyse bu olaylardan 1.5 sene sonra evde öğleden sonra şekerlemesi yapıyorum. telefon çaldı, kayıtlı olmayan fakat tanıdığım bir numara. uyku sersemi açtım. bu hanımefendi.
vir vir konuşuyor, bir de beni suçlu çıkarmaya çalışıyor. gerçekten çok sinirlendim ve beyefendi kişiliğimi bir kenara bıraktım. bu kadarı da fazlaydı çünkü.
başka arayanlar da oldu. onları da açtım, onlar da başka şekilde tatsız bitti.
bir tavsiye olarak açmayın.
ha sen hiç mi aramadın dersen 1-2sini içip içip aradım. açmamışlardı. buradan onlara teşekkür ederim.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.