kore dizisi bataklığı

tek bir adımın sizi içine çekmek için yeterli olduğu o sektör..

başlığı okuyunca bir aydınlanma ile içine düşeli 10 yıl olduğunu farkettim.

var olan bataklıktır. size ne vereceğini bilirsiniz, burger king’e gitmek gibi. şube değişse de aşağı yukarı tat ve hizmet aynıdır ya. yalnız başlarda bu ne ya hepsinin tipi birbirinin aynısından, başka dizide oyuncu tanımaya giden yolda kendinizi kaybetmeyin. ha bir de ülke kıyaslaması yapıp moral bozmayın. onlar da korku ve biat kültürüne tabii gerçi… biz finlandiya olmaya çalışacağımıza güney kore olmaya çalışaymışız… hop! yine düştüm bak.
son olarak erkekler de ruj sürüyor evet, orada kimse erkek adam makyaj yapar mı derdinde değiller, bunu aşıp önlerine bakmışlar belli ki.

koreli stoper transfer eden fenerbahçeli taraftarların düşeceği kısır döngü...

aşk dizileri fazlasıyla saran sektördür. lisede düşmüştüm, iyi kötü kurtuldum.

bu bataklık benzetmesi bence şuradan geliyor. misal popüler olan bir dizi, müzik türü, giyim vs. var. ve insanlar deli gibi peşinden gidiyorlar. ama sizin zerre umurunuzda değil hatta itici buluyorsunuz. size o şey bataklık gibi gelir. ama her insanın kendisi bazen kişisel bataklıklarına gömülür. mesela bu hint filmi bataklığı, anime bataklığı, t-rap bataklığı olabilir. ama o dönem popüler değilse kimsenin umrunda değildir, başlığı açılmaz.

şöyle ki kore dizileri afyon gibi sizi gerçek dünyadan alıp, her şeyin göründüğünden daha pembe olduğu acının ve gerçek azabın olmadığı bir dünyaya atıyor. sizi izlerken bir süre dünyanın gerçekliğinden çekiyor. her şey o kadar karikatür ve cheesy ki ehehehe diye izliyorsun.
geçen işten geldim gece antrenmana başladım bir yandan 200 kg ile belimi ısıtıyor bir yandan something in the rain izliyorum, kız kardeşimin eşi dayanamayıp sordu teğmen ne izliyon böyle gözünü seveyim bunları kızlar izlemiyor mu ya diye lol. böyle bir algı var ve dünyada kore dizilerini izlerken tahayyül edilecek son insanlardan biriyim ama ne yapayım lan sakinleştiriyor işte. all about fookin oppa's!
her şey ekstra renkli her şey ekstra iç açıcı.

farklı, herkesin kendi zevkine göre bir dizi illaki bulabileceği, alışılmışın dışında senaryoları ve acayip bir kafa dağıtıcı özellikleri var. ayrıca kalitesiz olmamaları ve çerezlik olmalarıda ayrı bir sürükleyicilik katıyor. yaklaşık sekiz yıldır bu bataklıktayım ve tavsiye de ederim. zaten squid game ile herkes bir nebze aşina olmuştur.

10 yıldır içine düştüğüm durum. zaman zaman ara veriyorum ama sonunda hep teslim oluyorum. şuan da gecenin bir vakti oturmuş dizi izliyorum.

önyargı mı bırakıp izlemeye çalıştığım türdür. üzülerek belirtiyorum ki tamamı ile benim için zaman kaybından öteye geçmedi, izlerken zevk almadım.

dizi değil ama yıllar yıllar önce “my sassy girl” filmini izlemiştim. adamların dünyasını güzel bulmuştum. arada gene bakarım bazı dizilerine ya da filmlerine.

netflixte bulunan kore dizisi varsa öneren olursa bir bakarım çok merak etmeye başladım

en iyi polisiye ve seri katil dizileri bu ülkeden çıkar. ingiliz yapımı the fall olayları seri katil gözünden anlatarak bir tık ilgimi çekse de kore dizilerindeki gizem ve heyecanın yanından geçmedi maalesef.

yeniliklere açık bir insan olarak üniversiteye başladığım sene oda arkadaşımın bir önerisiyle düştüğüm yer. ve düşüş o düşüş. birçoğu, insanı gerçeklikten alıp pembe düşler alemine sokar. olmayacağını bile bile oradaki gibi aşkları arzulamanıza sebep olur.

memnun olduğum bataklıktır. genelde komik ve ilham verici dizileri izlemeyi severim. *

benim de yaklaşık 10 yıldır içinde bulunduğum bataklıktır. birçoğu klişelerle dolu ama öyle bir izliyorsunuz ki. bazılarının konuları çok özgün, bazıları webtoonlardan uyarlama. fantastik olanları bile hiç garipsemeden izleyebiliyorsunuz. ilk başlarda bütün oyuncular birbirine benziyormuş gibi geliyor ama sonradan figuranların bile simalarına hakim oluyorsunuz. bambaşka bir evren gerçekten.