köy hayatı hayali kurmanın temel şartı

temel şart köyde yaşamıyor olmaktır.
(bkz: örgetmene varamadım naylon çorap giyemedim türküsü)

köyden gelir beklememek. yoksa ağlarsınız. net.

ingiliz güzel kuruyor. alıyor paund üzerinden emekli maaşını. asgariyle bile türkiye'de kalan 15 gram ormanın ortasındaki köyde yaşıyor. yazın deniz, kışın taze pide, bol meyve, sebze, balık lokantası, emir'de güveç kebap... sağlık hizmeti de daha ucuz.

güzel hayal, gerçekleşiyor da.

ayaklarınızın yere basmasıdır. öncelikle internette gördüğünüz köy güzellemelerini unutun. "şu ortam huzur kokuyor" diye paylaşılan fotoğraflarda huzur veren şey o ortam değil o ortamdayken hissettiğiniz duygulardır. kışın soğukta tir tir titrerken tam ısınmamış suda banyo yapmaya çalışmanın neresinde huzur vardır tam olarak? hele bir de hayvan besliyorsanız o soğukta donmuş borulardan su doldurup hayvanları sulamanız gerekir. borular tamamen donmuş, evde doldurulmuş varil de yok, mecburen köy meydanındaki çeşmenin yolunu tutarsınız. binek hayvanınız varsa işiniz daha kolay, heybesine yükler bir defada size yetecek miktarda su getirebilirsiniz.


kışı bitirdik yaz geldi diyelim, dert yine bitmiyor. börtü böceği, yılanı kuyruklusu cirit atıyor ortalıkta. hepsinden beteri sinekler... sinekler deyince sadece vızıldama ve ısırma gelmesin aklınıza, bir türü var ki s.çıyor. evet bildiğiniz, s.çıp kurtcuk bırakıyor üzerinize. hayır nasıl başarıyor bilmiyorum, ağzınıza ve gözünüzün içine denk getiriyor. korkulu rüyamdır kendisi, köydeyken vızıldayan bir şey duyduğumda panik atağım tutar.*


şimdi böyle saydırdım gibi oldu ama öyle değil, güzeldir köy hayatı. sessiz sakindir, temizdir*, kafa dinlemek için birebirdir. sadece köy keyfi süre ile ters orantılıdır, zaman arttıkça keyif azalır. tadında bırakmak en iyisidir.

köyde 3 gün yaşamak.

köyde yaşayabilmek için biraz çalışkan olmanız lazım, tembellikle olmaz o işler.

kadıköy, zekeriyaköy, bakırköy için adabı muaşeret yeter, yok köyden kastımız anadolu'nun bir kötüyse anadolu insanı irfaniyla kimse boy ölçemez. önce lanet olsun atom mühendisliğine vs deyip* itlik, piçlik öğrenmelisiniz. yoksa tren yaparlar haberiniz olsun.

hayali bırakmanız ilk şart.şurda sözlük iki gün çökse milletin eli ayağına karışıyor sonra köy hayatı hayali vs. samimi gelmiyor bana bu hayali kuranlar.ha köy geçmişi vardır onu biraz anlarım da diğerleri boş iş.

üşengeç ve fakirseniz, o hayali hiç kurmayın.
kuracaksanız da mantıklı hayaller kurun.

mesela köy hayatında bazı rahatlarınızdan vazgeçeceksiniz.
sürekli kesilen elektrik, muhtemelen yavaş internet, istediğiniz marka ürünü (gıda) bulamamak, sosyal çevrenizin çoğunlukla cahillerden oluşması, yadırgamaya bayılan köy halkı (ilk 1 yıl karışmazlar çünkü onlardan değilsiniz, sonra "ay o şöyle yapmış böyle yapmış), yetersiz altyapı vs gibi saymakla bitmez minik dertleriniz olacak.

o iş öyle şuraya ev yaptırayımla da olmuyor.
imar işi sıkıntı.
varsa bile su ve elektrik hattı için muhtemelen yıllarca beklersiniz*

bir de müstakil evin işi bitmez.
kışı ayrı dert yazı ayrı dert.

müstakil ev dertlerini kendimden biliyorum.
köy hayatı derdini ailemden.
onlar da emekli olup memlekete ev yaptırdılar.
kocaman 2 dönüm içerisinde 250m² ev. müthiş de bir ev.
komik ama biz bu fikirlerine karşı çıkarken direndikleri için şimdi söyleyemiyorlar da.
5. senelerinde (sözde) yazlık aldılar.
yılın 10 ayı falan yazlıkta yaşıyorlar*
yerleştiniz siz kabul edin diyorum, yok.

köy hayatının ne olduğu hakkında en ufak bir fikrinin olmaması. bu hayali kuranların %90'ı birinci ayın sonunda topukları götüne vura vura şehre kaçar.

plazadaki dedikoduları, kuyu kazmaları bir şey zannediyorsanız sizin gibi gençleri bir de köyde görmek isteriz. ağlayarak günlüğünüze yazacak fırsatınız bile olmaz.