1.
robert louis stevenson'ın define adası isimli eserindeki başkarakterlerden biri olan işbilir kurgusal korsan. ama yoksa gerçek biri(leri)nden mi esinlenerek yaratılmıştır uzun john? yazının devamında...
hispaniola isimli gemide ilk kez rastlar okurlar bu tek bacaklı korsana. [düzeltme: gemiye binmelerinden kısa süre önce başlıyormuş silver'ı tanımamız.] ama burada kendisi bir aşçıdır. kendisinin işbilir olduğunu söylemiştim. yani uyanık bir adam john. romanın başkahramanı jim hawkins henüz burada "kahraman" sayılmaz. kurnaz john silver'ın ise baş kötü olduğu/olacağı daha belli değildir. jim'in zaten silver hakkındaki ilk izlenimi hemen olumluya döner. okuyuculardan uyanık olanlarsa bu "aşçıdan" şüphelenebilir uzun süre zira kitabın en başlarında billy bones, tek bacaklı birinden korktuğunu söylemiştir. neyse, jim bu adamı anında sever ve ona güvenir. aslında bu konuda başkahramanımızı pek de "alık" olarak göremeyiz zira silver usta bir manipülatördür ve tipik bir "kötü" değildir; yani kendisinin sevilesi veya en azından saygı duyulası ve takdir edilesi karakter özelliklerinin de olduğunu ve tümden vicdansız ve ahlaksız biri olmadığını konu ilerledikçe görürüz. long john silver, define adası romanındaki en renkli/ilginç ve en iyi geliştirilmiş karakterdir diyebiliriz sanırım.
bu kompleks karakterin temel motivasyonu inandırıcı olsa da çok da net değil gibidir. belki de bu sebeple yazar stevenson, kendisi hakkında diğer karakterlerin aksine çok fazla detay vermiştir; yaşını, görünüşünü ve belli oranda geçmişini açıkça öğreniriz bu korsanın. tipik bir anti-kahraman olarak da görebiliriz kendisini aslında zira arada vicdanını dinlese de "rolündeki" tutum ve davranışları ekseriyetle hayatta kalmak ve kendini tehdit eden durumlardan sıyırmak için her türlü manipülasyonu ve ihaneti yapabileceğini gözler önüne serer. başkarakter jim söz konusu olduğunda ise kendisinin (korsanın) "insanlığına" da şahitlik ederiz bazı kritik anlarda.
long john silver, bir korsan arketipidir de diyebiliriz. bu uzun, dinç ve güçlü adam; bakımlı/temiz ve bir dereceye kadar centilmen görünümlü birisidir. omzundaki, "200 yaşında" diye takılarak bahsettiği papağana, eskiden emrinde çalıştığı ve çok korkutucu bir şöhreti olan captain flint'in ismini vermiştir. tahta/takma bacağıyla da bu stereotipik* imajı güçlenir. konsept olarak bir de gömülü hazineyi ekleyin... belki de bir tek korsan göz bandının eksik olduğunu söyleyebiliriz bugün stereotipleşmiş olan korsan imajında.
john silver bir kurgusal karakterdir ama onun gerçek hayattaki birilerinden esinlenerek yaratıldığı da iddialar arasındadır. stevenson, bir keresinde, silver'ı yaratırken william henley isimli arkadaşından biraz ilham aldığını belirtmiştir. henley, geniş omuzları ve gür kızıl sakallarıyla bilinen bir şair ve yazarmış. bir bacağı yaralandığı için bir koltuk değneğiyle yürüyormuş ve kendisi centilmen ve zeki biri olarak tanınıyormuş. fakat yazar john amrhein, stevenson'ın long john silver karakterinin, iki gal kardeşin niteliklerini birleştirilerek yaratıldığını iddia etmiştir. owen lloyd ve john lloyd biraderlerdir bunlar. başlarda yasal ticaret gemilerinde kaptanlık yapıyorlardır ikisi de. sonrasında ispanyollar tarafından kendilerine adaletsizce davranıldığına kanaat getirerek bir ispanyol kalyonunu yağmalayıp hazinelerini ele geçirirler. artık saygıdeğer birer kaptan değil, birer yasa dışı korsan olmuşlardır* böylelikle. akabinde, efsaneye/söylentilere göre owen lloyd, yağmaladıkları değerli şeyleri ahşap kasalara doldurup bir yerlere gömmüştür, tıpkı long john silver gibi. john (lloyd) ise, silver ile aynı ismi taşımasının yanında tıpkı stevenson'ın karakteri gibi tahta/takma bir bacağa sahiptir. ikisi de tek bacaklarını bir kazada kaybetmiştir, yerine yapay bir bacak koymuşlardır ve bu durumlarının onları yavaşlatmasına izin vermemişlerdir. burada en enteresan olan şey ise, define adası romanında robert louis stevenson, 1750 ağustosu tarihli bir define adası haritasına yer vermiştir. bu ay ve yıl, lloyd kardeşlerin ispanyol kalyonuna saldırdığı tarihle aynıdır.
kaynaklar:
www.litcharts.com/lit/treas...
treasure-island.book-edu.co...
historydaily.org/plot-twist...
define adası, ilk olarak çocukken veya ergenken okuduğum bir kitaptı. çocukken, küçükler için basitleştirilmiş/kısaltılmış (ve belki şiddet sahneleri sansürlenmiş) bir versiyonunu okumuş muydum emin değilim. ergenken okuyup çok sevdiğimi net hatırlıyorum ama. sonrasında birkaç kere daha okudum bu kitabı. hatta üniversitede de lisans tezim bu kitap üzerineydi. ingilizce orijinalini de 4-5 kere okumuşumdur toplamda. long john silver, kesinlikle müthiş bir karakter. stevenson'ın ilhamları ne olursa olsun karşımızda eksantrik ve ilgi celbedici bir tipleme var.
yaşasın kötü adamlar.
nıhahahahahahaha!
ekleme: önceki edit'lerimi sildim zira aydıl biladerimin alttaki tanımda verdiği bilgi doğru. bu da, gemiye binmeden önceki gün oluyormuş galiba. gutenberg sağ olsun, bedavaya okuyabiliyoruz oradan. çek ettim ve doğruladım.
hispaniola isimli gemide ilk kez rastlar okurlar bu tek bacaklı korsana. [düzeltme: gemiye binmelerinden kısa süre önce başlıyormuş silver'ı tanımamız.] ama burada kendisi bir aşçıdır. kendisinin işbilir olduğunu söylemiştim. yani uyanık bir adam john. romanın başkahramanı jim hawkins henüz burada "kahraman" sayılmaz. kurnaz john silver'ın ise baş kötü olduğu/olacağı daha belli değildir. jim'in zaten silver hakkındaki ilk izlenimi hemen olumluya döner. okuyuculardan uyanık olanlarsa bu "aşçıdan" şüphelenebilir uzun süre zira kitabın en başlarında billy bones, tek bacaklı birinden korktuğunu söylemiştir. neyse, jim bu adamı anında sever ve ona güvenir. aslında bu konuda başkahramanımızı pek de "alık" olarak göremeyiz zira silver usta bir manipülatördür ve tipik bir "kötü" değildir; yani kendisinin sevilesi veya en azından saygı duyulası ve takdir edilesi karakter özelliklerinin de olduğunu ve tümden vicdansız ve ahlaksız biri olmadığını konu ilerledikçe görürüz. long john silver, define adası romanındaki en renkli/ilginç ve en iyi geliştirilmiş karakterdir diyebiliriz sanırım.
bu kompleks karakterin temel motivasyonu inandırıcı olsa da çok da net değil gibidir. belki de bu sebeple yazar stevenson, kendisi hakkında diğer karakterlerin aksine çok fazla detay vermiştir; yaşını, görünüşünü ve belli oranda geçmişini açıkça öğreniriz bu korsanın. tipik bir anti-kahraman olarak da görebiliriz kendisini aslında zira arada vicdanını dinlese de "rolündeki" tutum ve davranışları ekseriyetle hayatta kalmak ve kendini tehdit eden durumlardan sıyırmak için her türlü manipülasyonu ve ihaneti yapabileceğini gözler önüne serer. başkarakter jim söz konusu olduğunda ise kendisinin (korsanın) "insanlığına" da şahitlik ederiz bazı kritik anlarda.
long john silver, bir korsan arketipidir de diyebiliriz. bu uzun, dinç ve güçlü adam; bakımlı/temiz ve bir dereceye kadar centilmen görünümlü birisidir. omzundaki, "200 yaşında" diye takılarak bahsettiği papağana, eskiden emrinde çalıştığı ve çok korkutucu bir şöhreti olan captain flint'in ismini vermiştir. tahta/takma bacağıyla da bu stereotipik* imajı güçlenir. konsept olarak bir de gömülü hazineyi ekleyin... belki de bir tek korsan göz bandının eksik olduğunu söyleyebiliriz bugün stereotipleşmiş olan korsan imajında.
john silver bir kurgusal karakterdir ama onun gerçek hayattaki birilerinden esinlenerek yaratıldığı da iddialar arasındadır. stevenson, bir keresinde, silver'ı yaratırken william henley isimli arkadaşından biraz ilham aldığını belirtmiştir. henley, geniş omuzları ve gür kızıl sakallarıyla bilinen bir şair ve yazarmış. bir bacağı yaralandığı için bir koltuk değneğiyle yürüyormuş ve kendisi centilmen ve zeki biri olarak tanınıyormuş. fakat yazar john amrhein, stevenson'ın long john silver karakterinin, iki gal kardeşin niteliklerini birleştirilerek yaratıldığını iddia etmiştir. owen lloyd ve john lloyd biraderlerdir bunlar. başlarda yasal ticaret gemilerinde kaptanlık yapıyorlardır ikisi de. sonrasında ispanyollar tarafından kendilerine adaletsizce davranıldığına kanaat getirerek bir ispanyol kalyonunu yağmalayıp hazinelerini ele geçirirler. artık saygıdeğer birer kaptan değil, birer yasa dışı korsan olmuşlardır* böylelikle. akabinde, efsaneye/söylentilere göre owen lloyd, yağmaladıkları değerli şeyleri ahşap kasalara doldurup bir yerlere gömmüştür, tıpkı long john silver gibi. john (lloyd) ise, silver ile aynı ismi taşımasının yanında tıpkı stevenson'ın karakteri gibi tahta/takma bir bacağa sahiptir. ikisi de tek bacaklarını bir kazada kaybetmiştir, yerine yapay bir bacak koymuşlardır ve bu durumlarının onları yavaşlatmasına izin vermemişlerdir. burada en enteresan olan şey ise, define adası romanında robert louis stevenson, 1750 ağustosu tarihli bir define adası haritasına yer vermiştir. bu ay ve yıl, lloyd kardeşlerin ispanyol kalyonuna saldırdığı tarihle aynıdır.
kaynaklar:
www.litcharts.com/lit/treas...
treasure-island.book-edu.co...
historydaily.org/plot-twist...
define adası, ilk olarak çocukken veya ergenken okuduğum bir kitaptı. çocukken, küçükler için basitleştirilmiş/kısaltılmış (ve belki şiddet sahneleri sansürlenmiş) bir versiyonunu okumuş muydum emin değilim. ergenken okuyup çok sevdiğimi net hatırlıyorum ama. sonrasında birkaç kere daha okudum bu kitabı. hatta üniversitede de lisans tezim bu kitap üzerineydi. ingilizce orijinalini de 4-5 kere okumuşumdur toplamda. long john silver, kesinlikle müthiş bir karakter. stevenson'ın ilhamları ne olursa olsun karşımızda eksantrik ve ilgi celbedici bir tipleme var.
yaşasın kötü adamlar.
nıhahahahahahaha!
ekleme: önceki edit'lerimi sildim zira aydıl biladerimin alttaki tanımda verdiği bilgi doğru. bu da, gemiye binmeden önceki gün oluyormuş galiba. gutenberg sağ olsun, bedavaya okuyabiliyoruz oradan. çek ettim ve doğruladım.
devamını gör...
2.
aynı zamanda kitaptaki bu karakterden ilhamla black sails adlı dizide luke arnold tarafından canlandırılan bir long john silver karakteri var. dizinin başında gizemli bir rehine iken, çıkan karışıklıklar zekası ve manipülasyon yeteneği sayesinde önemli korsanlardan biri haline gelir.
kitabı okuyan biri için dizinin ilk bölümlerinde iki ayağı sapasağlam bir long john silver görmek şaşırtıcı olsa da ilerleyen bölümlerde yaşanan bir takım olaylar sonucu ampute edilerek tahta bacaklı olduğunda kitaptan esinlenmeler yerli yerine oturacaktır.
kitabı okuyan biri için dizinin ilk bölümlerinde iki ayağı sapasağlam bir long john silver görmek şaşırtıcı olsa da ilerleyen bölümlerde yaşanan bir takım olaylar sonucu ampute edilerek tahta bacaklı olduğunda kitaptan esinlenmeler yerli yerine oturacaktır.
devamını gör...