1.
ejderha mızrağı kurgusunun en karanlık karakterlerinden birisidir. aile geleneği gereğince solamniya şövalyesi olmuş görgülü bir abimizdir. oturmasını, kalkmasını, yemesini içmesini iyi bilir. solomniya şövalyesiyken kahramanlıkların ve iyiliklerin dibine vurmuş adını altın harflerle kryn'a kazımıştır. yoksulları giydirmiş, doyurmuş ve her daim yanlarında olmuştur. örnek bir gül şövalyesidir. yoksulların ve gariplerin babasıdır. namı almış yürümüş, dargaard kalesi'nin efendisi olmuştur. ama şöhret soth abimizi bozmamıştır. sağa sola yardım etmeye oraya buraya koşturmaya devam etmiştir. neden sonra abimizde bir takım değişimler görülmeye başlamıştır. klasik, erkek çocuk isteği ve eşinin çocuğunun olmayacağını öğrenmesi ile birlikte dünyası başına yıkılmıştır. artık uykularında sürekli erkek evlat görmekte ve psikolojisi giderek bozulmaktadır. hal böyle olunca da yanına aldığı adamlarıyla birlikte vurur kendisini yollara. yolculuklarından birisinde, ogrelerin, elf kadınlarının olduğu bir gruba saldırdığını görür ve yine kendisini tutamayarak olaya müdahale eder. kadınları kurtarmıştır kahraman lordumuz. sonrasında beklenmedik aşk kapısını çalar. klişedir ama beklenmediktir.* zaten bu kahraman milletinin başına ne geliyorsa aşktan geliyor. kız hafif yaralıdır. fırsatı değerlendirir ve onu kalesine götürmeyi teklif eder. kalede yaralarını iyileştirecektir. isolde adlı hanım elfimiz teklifi kabul eder ve kaleye doğru yollanırlar.
sonrası tam dallas. hatta bizim gündüz kuşağı programlarını bile aratmadığı söylenebilir. karısının durumdan haberdar olması, soth'un hizmetçisinin elf ile lordu basması. sonrasında kadının çocuk yapabilmek için hacı hoca takımından yardım alması falan tıpkısının aynısı. bu durum bizim nasıl bir fantastik kurgu alemde yaşadığımızın da göstergesi gibidir. tabi o evrenin hacıları hocaları cadı olduğu için cadının yaptığı büyü ile hanımefendi çocuk sahibi olur ama bir türlü soth'u duruma inandıramaz. nasıl inandırsın ki, doğan çocuk eciş bücüş bir şeydir. kollar, bacaklar yer değiştirmiş, enteresan bir yaratık ortaya çıkmıştır. soth bu duruma dayanamaz, karısını ve çocuğunu öldürmek suretiyle karanlık tarafın yolunu tutar. bu sırada elf hanımda hamiledir. oda doğum yapar ve evlenirler.
soth artık mutlu olamayacaktır. eline masum kanı bulaşmıştır bir kere. öldürdüğü karısının hizmetçisi tüm olanları şövalyelerin yüksek konseyine anlatır. soth, cinayet suçundan hüküm giyer. cezası idamdır. aynı zamanda şövalyelikten de atılmıştır. kendisine sadık adamları sayesinde kefeni yırtar. adamları onu kaçırırlar ve kalesine geri döner. konsey bunun üzerine kaleden ayrılmaması şartıyla yaşamasına izin verecektir. ölene kadar tecrit edilmiştir.
sonra işin içine tanrılar girer. zaten hep böyle gerekli gereksiz müdahale ederler biliyorsunuz. tanrıça mishakal, isolde ile ona mesaj yollar. istarda bir meczup ortaya çıkmıştır ve kendisini tanrı ilan etmiştir. eğer soth bu meczubu yok ederse onuru ve makamı kendisine geri verilecektir. soth'un karşısına yine kahraman olma imkanı çıkmıştır. elbette bu teklifi kabul eder ve besmeleyi çekip yola koyulur. amma velakin işler yine kötüleşir. yolda yine elf kadınlar görür. * elf kadınlar isoldeyi kıskandıkları için isolde'nin lordu ölüme gönderdiğini, o ölünce de başkaları ile iş pişireceğini falan söylerler. bizim ki de gaza gelir, görevi unutur ve gerisingeri kaleye döner. o sırada afet patlak verir. kandırılmıştır ama tanrılar onu affetmez. öyle kandırıldım deyince mishakal'dan kurtulamıyorsunuz özetle. bedelini ödeyeceksiniz anlayacağınız. karısı ve çocuğunu öldüren soth bu sefer de ikinci karısını ve çocuğunu ölüme terk ederek, kaçmaya çalışır. kahramanlıktan meczupluğa gidişin öyküsü de böyle başlar. soth ve 13 sadık adamı lanetlenir. soth artık ölüm şövalyesidir. yardımcıları da iskelet savaşçılar haline dönüşür. gıybetçi elf kadınlarda sonsuza kadar çığlık atacakları dargaard kalesine banşi olarak atanırlar.
bundan böyle soth artık kara gül şövalyesidir. derler ki; hiç bir şeyden korkmayan kenderler bile onun suretini görünce arazi oluyorlarmış. ama burada şunu belirtmek lazım, soth kara gül şövalyesi olduktan sonra dahi solomniya yasalarına bağlı kalmış, yemin ve düstur prensiplerini aynen uygulamıştır. evet artık karanlık taraftadır ama düşmanlarıyla eşit olmayan bir kapışmaya asla girmemiştir. kılıçsız adam doğramamış, zırhsız rakibine dalmamıştır. atı olmayana bile git atına bin de gel demek suretiyle delikanlılığa halel getirmemiştir.
ravenloft dönemini ise james lowder'ın yazdığı knight of the black rose kitabından okursunuz artık * ben de 2002 basımı ankira yayıncılıktan çıkan türkçe çevirisi de var ama şimdilerde bulunuyor mu bilmiyorum tabi. bakarsınız artık duruma. bakmasanız da olur tabi * neyse ne! başlığını açtık kurtulduk sonuçta *
sonrası tam dallas. hatta bizim gündüz kuşağı programlarını bile aratmadığı söylenebilir. karısının durumdan haberdar olması, soth'un hizmetçisinin elf ile lordu basması. sonrasında kadının çocuk yapabilmek için hacı hoca takımından yardım alması falan tıpkısının aynısı. bu durum bizim nasıl bir fantastik kurgu alemde yaşadığımızın da göstergesi gibidir. tabi o evrenin hacıları hocaları cadı olduğu için cadının yaptığı büyü ile hanımefendi çocuk sahibi olur ama bir türlü soth'u duruma inandıramaz. nasıl inandırsın ki, doğan çocuk eciş bücüş bir şeydir. kollar, bacaklar yer değiştirmiş, enteresan bir yaratık ortaya çıkmıştır. soth bu duruma dayanamaz, karısını ve çocuğunu öldürmek suretiyle karanlık tarafın yolunu tutar. bu sırada elf hanımda hamiledir. oda doğum yapar ve evlenirler.
soth artık mutlu olamayacaktır. eline masum kanı bulaşmıştır bir kere. öldürdüğü karısının hizmetçisi tüm olanları şövalyelerin yüksek konseyine anlatır. soth, cinayet suçundan hüküm giyer. cezası idamdır. aynı zamanda şövalyelikten de atılmıştır. kendisine sadık adamları sayesinde kefeni yırtar. adamları onu kaçırırlar ve kalesine geri döner. konsey bunun üzerine kaleden ayrılmaması şartıyla yaşamasına izin verecektir. ölene kadar tecrit edilmiştir.
sonra işin içine tanrılar girer. zaten hep böyle gerekli gereksiz müdahale ederler biliyorsunuz. tanrıça mishakal, isolde ile ona mesaj yollar. istarda bir meczup ortaya çıkmıştır ve kendisini tanrı ilan etmiştir. eğer soth bu meczubu yok ederse onuru ve makamı kendisine geri verilecektir. soth'un karşısına yine kahraman olma imkanı çıkmıştır. elbette bu teklifi kabul eder ve besmeleyi çekip yola koyulur. amma velakin işler yine kötüleşir. yolda yine elf kadınlar görür. * elf kadınlar isoldeyi kıskandıkları için isolde'nin lordu ölüme gönderdiğini, o ölünce de başkaları ile iş pişireceğini falan söylerler. bizim ki de gaza gelir, görevi unutur ve gerisingeri kaleye döner. o sırada afet patlak verir. kandırılmıştır ama tanrılar onu affetmez. öyle kandırıldım deyince mishakal'dan kurtulamıyorsunuz özetle. bedelini ödeyeceksiniz anlayacağınız. karısı ve çocuğunu öldüren soth bu sefer de ikinci karısını ve çocuğunu ölüme terk ederek, kaçmaya çalışır. kahramanlıktan meczupluğa gidişin öyküsü de böyle başlar. soth ve 13 sadık adamı lanetlenir. soth artık ölüm şövalyesidir. yardımcıları da iskelet savaşçılar haline dönüşür. gıybetçi elf kadınlarda sonsuza kadar çığlık atacakları dargaard kalesine banşi olarak atanırlar.
bundan böyle soth artık kara gül şövalyesidir. derler ki; hiç bir şeyden korkmayan kenderler bile onun suretini görünce arazi oluyorlarmış. ama burada şunu belirtmek lazım, soth kara gül şövalyesi olduktan sonra dahi solomniya yasalarına bağlı kalmış, yemin ve düstur prensiplerini aynen uygulamıştır. evet artık karanlık taraftadır ama düşmanlarıyla eşit olmayan bir kapışmaya asla girmemiştir. kılıçsız adam doğramamış, zırhsız rakibine dalmamıştır. atı olmayana bile git atına bin de gel demek suretiyle delikanlılığa halel getirmemiştir.
ravenloft dönemini ise james lowder'ın yazdığı knight of the black rose kitabından okursunuz artık * ben de 2002 basımı ankira yayıncılıktan çıkan türkçe çevirisi de var ama şimdilerde bulunuyor mu bilmiyorum tabi. bakarsınız artık duruma. bakmasanız da olur tabi * neyse ne! başlığını açtık kurtulduk sonuçta *
devamını gör...