makyaj yapan türbanlı kız

makyaj yapmayan türbansız kadın ile aynıdır

insanların ne giydiğini, ne yaptığını eleştirecek boyutu geçtik sanıyordum.

bu kadar müslümansanız gavur icadı telefonu da kullanmayın. biz de bunu anlamayalım o zaman.

makyaj yapsın ya da yapmasın, diğer insanlara tercihleri yüzünden karışmadığı ve hakaret etmediği sürece bir şey söyleme hakkına sahip olmadığımız kadındır.
ek olarak, söylesek bile bu onun tercihleri ile alakalı olmamalıdır.

türbanın ne olduğunu anlamadığını ben de düşünüyorum öylelerinin, ama "bana ne, isterse çorap geçirsin başına" der geçerim, aynısını size de tavsiye ederim.

her şeyden önce türbanlı ofansif oluyor şunu bir anlayın. başörtülü denmesi lazım. ayrıca insan istediği şekilde kapanır. ister haftanın üç günü çarşaflı dört günü mini etekle gezer. belki "kendinle çelişiyorsun" tarzı bir eleştiri söylenebilir ama bu çelişkiyi kafaya takmak ve yargılamak kimsenin haddine değil. karikatürde bulunan tipler var maalesef ama bir iki istisna geneli etkilemez. ayrıca insanların başkasının hayatına karışması üzerinden o insanlara karışacak tarzda bir başlık açmak da ayrı bir ironi. sıktınız artık bir salın insanların yaşam tarzlarını.

bir insanın başını örtme sebebi farz olması. bu kadar. makyaj yapmak haram mı, değil, isteyen yapar. yargılamayın insanları.

öncelikle ekşiden hayırlı başlık çalmalar. (bkz: ekşi başlıklarını kafa sözlük'e taşımak)
sonrasında türban takması kimseye karşı bir sorumluluğu olduğunu göstermez belki sadece aksesuar olarak kullanıyordur. şunu anlayın artık insanların şekli onlar hakkında birtakım yargılara varmamız gerektiğini göstermez. öyle olsaydı esra erol ve müge anlı'da komşudan çocuk yapan, evliyken başkasıyla kaçan kadınların çoğu türbanlı olmazdı. türbanlı ve makyaj yapmayan tipler ama komşudan çocuk yapmak serbest. cumaya gidip, fakir sofrasına oturup milyonları cukkalayan siyasetçiler sizin bu zihniyetiniz yüzünden var işte.

yapılan imla hatalarından moderatörlerin hemen uyardığı ve altında da sözlük kurallarına yönlendirdiği durumları hatırlatan, ayrıştırıcı bir başlık. neden bu tür başlıkları kendine kafa okuru diyen biri açar ki? neden moderatörler buna müsade verir? tez zamanda bu konuyu dert edinirler diye umuyorum.

biri kapanınca ya da tesettüre girince herkesin ona tesettür hakkında bilgi vermesi. yok oran gözüküyor buran gözüküyor.senin tesettürlü olup bunu giyen normal mi? şunu yapman dinimize uygun değil. ve bunu yapan insanlar, genelde açık ya da tesettürlü insan kadar dindar olmuyorlar. ama sırf kafasında bir örtü olduğu için kendisinde bunu söyleme hakkı buluyor, bu iğrenç.

gene bir kadının davranışını erkeğin yargılama başlığına hoşgeldiniz yahu sanane banane!!!

ayrıca kendi inancı gereği bir eylemi yapıyor diye tüm inancının gereklerini mi yapmalı ben diyelim vaftiz oldum her pazar kiliseye mi gitcem.

allah başka dert vermesin. gerçekten milletin hayatına sürekli müdahale etmek için canla başla savaşan, bu uğurda dizleri çürüyenleri anlamak için çok çaba veriyorum. bize ne abi. kapalı diye süslenmesin mi kız ayrıca? ne şimdi bu? bunu da mı ayrıştırıyorsunuz?

allah tarafından "tamam, sen cennetin 7. katını garantiledin." denmediği sürece lütfen kimse diğer insanların yaşayış tarzı, giyim tarzı hakkında yorum yapmasın. kimsenin haddi değil.

(bkz: türbanlı fantezisi)

şey mi dostum?!

modern olan kızdır. makyaj yapmasa bu sefer türbanlı kızların makyaj yapmama sorunsalı diye başlık açılır herhalde.

makyaj yapmasında sakınca yoktur. fakat türban takıp taytla geziyorsa ve ben dindarım diyorsa orada bir sıkıntı var demektir. ha dindar değilim moda olsun diye yapıyorum diyorsa sıkıntı yok demektir. yine de herkesin stiline kimse karışamaz.

istediğini yapar. herkes canı nasıl istiyorsa öyle giyinmekte ve makyaj yapıp yapmamakta özgürdür. onun inancını sorgulamak da kimseye düşmez çünkü bu sadece onu ilgilendirir.

herkes canı nasıl isterse öyle giyinir ve ister makyaj yapar ister yapmaz.
hatta isterse makyaj yapınca daha güzel duruyor diye türban takmaya başlayabilir *

bana yıllar önce, oturduğum semtte bir gecekonduda yaşayan yoksul bir ailenin kız çocuğunu hatırlatan başlıktır.
ailesi mutaassıptı, belli ki çocuğu da "kız çocuğu şöyle yapmaz, böyle yapmaz, şöyle giyinmez, böyle giyinmez vs." tarzı artık alışılagelmiş klişelerle yetiştirmişlerdi.

yolda başı sürekli önünde yere bakar yürürken görürdünüz onu. bir gün annesiyle yolda giderlerken tesadüf etmiştim onlara, annesi yoluna epey bir devam ettikten sonra kızını arkasında göremeyip de "hadisene orada ne yapıyorsun, ne dikiliyorsun orada, yürüsene" diyene kadar geçen sürede bu kız çocuğu ray dolap satan küçük bir mağazanın vitrinini önünde durmuş vitrin camından yansıyan aksine bakarak örtüsünün altındaki saçlarını düzeltiyordu. örtüsünün üzerinden elinin ulaşamadığı, örtünün altında saklı saçlarını düzeltiyordu bu çocuk.

yüzünde insanın yüreğini ısıtan bir gülümsemeyle...

vitrin camında yansıyan aksine bakarak kendisini beğeniyor, annesinin onun yokluğunu fark edip ona seslendiği o kısacık zaman süresince mutlu bir şekilde, yüzünde bir gülümsemeyle süsleniyordu.

o kısacık anlarda bunlara şahit olan ben de istemsizce gülümsemiş "bahtın açık olsun çocuk." diye içimden geçirmiştim.

konu başlığına gelecek olursak kısacası saçını örten örtünün üzerinden elinin ulaşamadığı saçlarını düzelten kızdır.

doğasında vardır kadının. hangi durum ve şartta olursa olsun süsüne özen gösterir, makyajını yapar. seni, beni, bir başkasını memnun etmek değildir derdi. doğasında vardır.

bir de bu ufak tefek farklılıklar üzerinden taksonomiye girişmesek, rahat bıraksak olmaz mı?
zaten bu topraklarda doğarak hayata dezavantajlı başlıyor kadınlar.