merzifon eşeği gibi anırarak dersimi bölen imam

kendisi istanbul’da sultanbeyli’de bir camide görev yapmakta olan imamdır.

skype üzerinden her akşam almanca ders vermekteyim.
öğrencim gündüzleri çalıştığı için dersleri akşam yapmak zorundayız.
her akşam dersin ortasında bu imam bağırmaya başlıyor.
öyle bir bağırıyor ki hem benim hem de öğrencimin sesini bastırıyor.
uzattıkça uzatıyor…
hele perşembe akşamı iyice abartıyor.
konsantrasyonumuzun içine ediyor resmen.
ulan hadi derse geçtim.
hastası var bunun,
uyan bebesi var bunun…
ve öğrencime sordum sabahlar ne yapıyorsun diye?
garibim zaten erken uyanmak zorunda.
ama bu imam yüzünden 1 saat erken uyanıp öylece yatakta bekliyormuş…
sorarsanız çok iyi din,
çok hassas din,
herkese saygılı din…

hadi ordan be.

hassas sünniler alınmışlar hemen.
ulan herif evin içinde okuyor sanki.
stadyumda olsan bu kadar ses duyamazsın.
resmen rahatsız edici ve itici bir ses
herkezin telefonunda zaten programlar var.
namaz kılan adam istediği zaman kılar.
sizin anırmanıza ihtiyaç yok.

tuncelimi diyecektin herhalde. çok kızgın surat.

yazar haklı olabilir zira bazı camilerin ses seviyeleri bazı işletmelerin ses seviyesi gibi fazlaca yüksek.

bir bebek, bir hasta olabileceği hiç düşünülmez.
bizim köyde ayıları korkutmak için akarsulara dönen mekanizma ile teneke bağlanırdı ve bu teneke her döndüğünde ses yapar, hayvanlar kacardı.

şimdiki ezanlar böyle işte. bazı hayvanları rahatsız ediyor! diyerek iğnelemi yaptığıma göre ses seviyesinin yuksekliğinden dem vurabilirim. cünkü o adam o ezanı fısıltı ile okusa bile bu kişi gelip burada trollük vs adı altında sacma sapan konusacaktı.

o zaman bu imamlar yüzünden herkesin namaz kılması gerekirdi. sonuçta müslümanız ve imamlar bizi erken uyandırıyor. alakası bile yok, zurna öttürsen duymaz insanlar. kafayı takan duyar. obsesif insan oldukları için bu düzen değişmeyecek. ben de anksiyeteli bir insanım. isyan edeyim düzene. her iş hızlı tempolu iş bulamıyorum 25 yaşındayım. açlıktan öleceğim. para kazanamıyorum. üğüğüğü. sorarsan insan hakları falan. zort.

şu başlıkta bir din eleştirisi yok. doğrudan, anlamsız ve ölçüsüz bir hakâret var. öte yandan her holz denilen ilkel primatdan ders alacak kadar çaresiz kalan kardeşimize de ayrıyeten seslenmek isterim. bak dostum ! bu feodal faşistten öğrenebileceğin tek şey ihanet, vandalizm ve terör olacaktır. lütfen, basit bir iki google araştırması ile ulaşabileceğin bilgiler için bu tip teröristlerin yardımcılığını kabûl etme. ek: ayrıca eklemeyi unutmuşum.
(bkz: herr holz sözlükten kovulsun)

istanbul'dayım. evimizin yanındaki cami imamı öyle bir bağırıyor ki evin içinde birbirimizi duyamıyoruz. hele sabah ezanı daha kötü. havalar ısınmaya başladıkça cam açık yatıyoruz. sabahın köründe sese uyanıp bir hışımla camı kapatıp yatıyorum. buradan imamlara sesleniyorum. sevgili imamlar, daha çok bağırınca daha iyi müslüman olmuyorsunuz, işi gücü olanları uyuyanları rahatsız ediyorsunuz. arabistan'da dahi ses seviyesi bu kadar yüksek değil.

bu anırmaları, bu böğürmeleri dinlemek zorunda mıyız? evet zorundayız. çünkü laik bir ülkeyiz.
ağzıma kulağıma laik...

dünyanın sonu geldi galiba, kimlerden alıntı yapıyorum:

dersim değil tunceli.

bir imam nasıl olurda yüksek sesle ezan okuyarak tunceli'yi bölebilir, dedirten başlık.

celal şengör'ün verdiği dürrük örnek umurumda değil.
araba sesine çare bulamazsın ama merzifon eşeklerinin anırmasına çözüm bulabilirsin.
merkezi sistemin sesini kısmaya bakar lan hıyar ağası.

ben olsam bu tür başlıklar açarak veya hâli hazırda açılmış başlıklar altında ona buna salça olarak böyle ciyaklamazdım. eğer ciyaklarsam, varlığından bile rahatsız olduğum, ifrit kesildiğim insanlar benim psikolojimi bozduklarını, beni onmaz bir akıl ve ruh hastası hâline getirdiklerini görüp mutlu olabilirler, sözlüklerde saldırgan tavırlar sergilediğim için bıyık altından gülebilirler. yapmayın, etmeyin eylemeyin, kendinize güldürmeyin, eğlence malzemesine dönüşmeyin...

imam, camide namaz kıldıran kişiye denir.

ezan okuyan kişi ise müezzindir. mevzuya bu kadar fransız olmamak lazım.

ezan meselesine gelir isek, çoğulcu demokrasi dediğimiz şey tam olarak budur.

ezan dediğimiz şeyin toplumda bir karşılığı vardır ve bu cenah halen çoğunluktadır.

ne zaman ki ezan okunmasını istemeyen cenah fazlalık olur, o zaman siyasi irade ile düzen değişebilir.

özgürlük, demokrasi kavramları kişilerin bireysel izolasyonunu sağlamak demek değildir.
ezan duymak isteyen, ezan duymak istemeyeni aşıyorsa ezan okunur.
bir başka memlekette çan çalınmasını isteyen daha fazladır, çan çalınır.

ezan sesinin çok yüksek olması, düşük kaliteli ses sistemi kullanılması gibi handikaplar ayrı konu.

böyle bir sıkıntı varsa il/ilçe müftülüğüne, mülki idari amirliğine bir dilekçe yazılıp başvuru yapılmalıdır.
bundan önce ise namaz vakitlerine bakıp, cemaatin dağılma saatine denk getirip, imama/müezzine durum lisanı münasip ile anlatılabilir.

ama bizim memlekette hayvani bir nemelazımcılık ve üşengeçlik olduğundan kimsenin üzüm yeme kaygısı yoktur.

burada bir sıkıntıyı çözmek için ufak bir çaba göstermek yerine cami imamına merzifon eşeği yakıştırması yaparsan, ezan sesi duymak isteyen kişinin de reaksiyon göstererek karşı cephe almasına sebep olursun. bu da sorunu çözmeye 1 adım daha uzaklaştırır.

toplumdan bu kadar uzak olmayın. imam da müezzin de hemşehrin. burası kodifik anlamda olmasa da kategorik anlamda müslüman bir ülkedir.

tatavaya, bu kadar uzun yazmaya gerek yok, bu arabın yavelerini son desibel dinlemek zorunda değiliz. evrensel hukuk desem itin götüne sokarlar sizi... ama biz ya sabır diyoruz. bu arap yavelerini
günde 5 vakit dinlemek zorunda değilizzzzzzzz. size günde 5 vakit çav bella dinleteceğim hazır olun.

biz normal sözlük seks işçileri veritabanı diye başlık açarız ,silinir.
böyle terbiyesizce ve saygısızca başlık fikir hürriyeti olur mk. çifte standardın böylesi

allah'ın işi işte. doğma büyüme kadıköy'lüyüm oruç açarken ezan sesi gelmezdi de camdan sarkardık.

oturduğun muhit kaderindir. helal olsun hocaya.

müslüman bir ülkede yaşıyorsanız ezan sesine katlanmak zorundasınız.düşüncede özgür fakat saygıda zorundasınız.yüksek sesle okunan ezanı anırmak olarak adlandıramazsınız bu saygısızlık olur.bir eleştiride bulunmak istiyorsanız bunu edep çerçevesi içerisinde yapacaksınız.(bir yazarda arap yaveleri demiş keşke sözlük her önüne geleni almasa şuraya)kilisede çalan çana da saygınız olacak günde beş vakit okunan ezanada.eğitmenler edep eğitiminden geçmeli dedirtti bu yazılar bana.