muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur

japon imparatoru hirohito’nun hala daha tüm japon okullarında asılı duran, japon gençliğine seslenirken kullandığı sözdür. hirohito açıkça japonların diğer ırklardan daha asil bir kana sahip olduğunu ve gençlerin asil kanlarının yüceliğine dayanarak kendileri için daha iyi bir gelecek inşa edebileceğini söylesede bu asla yanlış ve çağdışı değildir. hatta ülkede yaşayan moğollar ruslar gibi diğer düşük düzey halklara japon olma onurunu bahşedecek kadar uygar biridir hirohito. kendisine tanrı muamelesi yapanlara karşı alçakgönüllü bir huşu ile “doğuşumdaki tek olağanüstünlük japon olarak dünyaya gelmemdir” diyecek kadar yüce gönüllüdür. gerçi bu hirohito milliyetçiliğinin etnik kökenle değil vatandaşlık bağıyla alakalı olduğunu tezini çürüten bir durum ama buna çok takılmamak gerek tabii. neden? çünkü zamanın şartları. bide arada (bkz: hintlilerin bu feyizli vatanda hiç bir hakkı yoktur) desede bazı bölücü vatan haini hint severlerin propagandalarının aksine bu japon halkında milli bir bilinç geliştirmek için zamanın gereklilikleri olarak söylenmiş sözdür. e madem zamanın şartları o zaman neden tüm bunlar hala daha japon anayasası ile geçerliliğini sürdürüyor diye mi soruyorsunuz? ama siz gerçekten artık vatan haini olmuşsunuz. itirazınız varsa defolun etiyopya’ya. üstelik sizin gibi nankörler bilmez ama bu japon imparatorunun “japonluk vatandaşlık bağıdır” kavramını anayasaya işleyen adalet bakanı “dost ve düşman hatta dağlar şunu iyi bilsin ki japon yurdunda öz japon olmayanların tek bir hakkı vardır o da hizmetçi olma köle olma hakkıdır” diyerek azınlık haklarını net bi şekilde koruma altına almıştır. yattığın yer incinmesin büyük hirohito.

ülkelerinin tarihinde bağımsızlık savaşı kazanan büyük komutanların ulusa seslenişi o ulusların tarihini unutmaması için, geçmişin acılarını ve düşmanlarını hatırlaması için yazılmış hatırlatma metinleridir.

bu bağlamda atatürk'ün gençliğe hitabesi'nin başından ve sonundan kırparak algı oyunlarıyla dolaylı olarak atatürk düşmanlığı yapan etnik ırkçıların, özellikle mustafa kemal gibi çağının önemli ilerici aydınlarından biri olan rasyonalist bir lidere düşmanlık besleyenlerin onu anlamasını bekleyemeyiz.

dün olduğu gibi bugün de onun işaret ettiği "iç ve dış düşmanlar" siyaset arenasında, memleketin her köşesinde ve hatta burada bile karşımıza çıkacaktır.

damarlarımızda var olduğunu bildiğimiz direniş azmiyle bu dahili ve harici bedhahların ölene dek karşısındayız ve ata'ya bağlılığımızı yıllar önce ankara hukuk fakültesinde yankılanan gür sesimizle tekrarlıyoruz.

“ey türklüğün büyük şahsiyeti,
ey bizim aziz babamız;

ruhlarına heyecan, dimağlarına ışık saldığın gençlik sana diyor ki:

senin sevgini gönlünde, gösterdiğin doğru yolu bilinçli adımlarının yönünde bulan gençlik, şüphesiz ki senin dehan ve azminle türk'lüğe hediye edilen cumhuriyeti, hayatından daha aziz ve kutsal tanımıştır.

onun müdafaası için hiçbir fedakârlıktan çekinmeyecek, onu gözlerken çok kıskanç davranacaktır.

bugün de seni görmekle bahtiyar olan gençlik, tarihte masum ve asil kalmış olan milletimize her köşede içten ve dıştan tuzaklar hazırlayan bu tarihi nasıl değiştirdiğinizden ve bunların acı sonuçlarından habersiz ve hissiz kalamaz ve kalmayacaktır.

dedelerinin gafletiyle yuvarlandıkları çukurlara bir daha düşmemek için bugünün dersini pek kara ve karanlık olan dünden, kurtuluş ve uyanışının hassasiyetini ise senin varlığından ve iradenin ateşinden alacaktır.

milletinin hissiyatı ve sevgisini ondan aldığı saf ve mert kanla damarlarında dolaştıran gençlik, türk’ün geleceğinin evlatları, milletin varlığına ve onun kalbi olan aziz cumhuriyetine en ufak yan bakışların hayal ve düşüncelerine uyuşuk ve hareketsiz kalamaz.

adı türk, kanı türk, bütün varlığı türk olan millet ve onun gençleri, kendisini yokluktan varlığa, ölümden hayata, karanlıktan ışığa ulaştıranların açtıkları kurtarış çığırında her zaman bağımsızlığın ve geleceğin koruyucusu, kan ve candan çizilmiş hudutların bekçisi olacak ve sonsuza dek de öyle kalacaktır.”

yeni kurulmuş bir ülkenin onuruyla bağımsızlığını kazanmış vatan evlatlarına cengiz den attila ya, alpaslan dan fatih e, baybars dan kanuni süleyman a, yemen den çanakkale ye, dumlupınar dan kocatepe ye kadar geçmişteki büyük başarılarına bakıp neler başarmış bir milletin evlatları olduğunu unutma, güçlü kal ve güçlü ol demek istenmiş bir sözdür.
not: elin japonundan bana ne.

#1524596

etnik süprüntüler böyledir. soyu bozuk, cinsi kırık zagros beslemelerinin huyudur. açıktan ve net bir şekilde yazamazlar. ne kelamı, ne kalemi ne de şahsiyetleri vardır.
sabahtan akşama kadar bulunduğu yerde döküntü olmasının acısını çeker.
gördüğü en büyük! lider burnundaki sümüğü tutamayan, peçeteye sildikten sonra onunla gözünü temizlemeye çalışan bir organizma olan ve sözde davasını anında satan bir sürüngen olan abdullah öcalan gibileridir.
bırakın devlet kurmayı, kabile bile olamamış bu süprüntülerin kuyruk acısını varın tahmin edin.
tanım kısmına gelirsek; bütün dünyanın her anlamda en büyük liderlerinden olan gazi mareşal başbuğ mustafa kemal atatürk'ü sözde aşağılamaya çalışan kodu bozuk bir sefilin çırpınışlarını her anlamda görmekteyiz.
bu başlık ta onlardan biridir.
başbuğ atatürk, hasedinden kendinden geçen bu lağım dilli dansözleri yattığı yerde bile kudurtmaya devam ediyor.
kimileri anısı ile kimileri de anası ile anılır derler ya işte o hesap.

muhtaç olduğumuz kudret damarımızdaki asil kanda mevcut oldukça bizi yıkabilir bir kuvvet bu cihanda yoktur.
olmayacaktır da.

iddia edildiği gibi japonlara söylenmişse bence şintoizm bizi kurtarmaz; gelin bir japon şemsiyesi altında anayasa ve medeni kanunlarla, akıl ve mantıkta birleşelim anlamındadır. hepiniz doğuştan mesih olduğunuzu sandınız da ne oldu? az kalsın çarmıhta son buluyordu öykünüz lan. kurtarıcı öyle göklerden falan gelmez; damardaki kan gibi içinizdedir anlamında olabilir belki de.

aslında konunun pek de alıngan hintlilerle alakası yok gibi buradan bakınca. mevzubahis gökçülerin, yere göğe koyamadıkları bi sikh said vardı o günlerde. hintli olmaktan ziyade bir sikh başı idi. tıpkı yeni delhili atıf gibi. bu sikh başlarının kimi fanlarının, el kadar bebeleri sırf üst soyundan dolayı bir sikh sanmak gibi adetleri de vardı.

çok zamanlar geçtikten sonra damardaki kan yerine göklerden gelen bir takım kararlara güvenenlerin şımartması yüzünden bu sikhler yine böyle sağda solda öter oldu. damarındaki kanın gittiği beyin yerine bu sikh başılardan medet uman bazı alıngan hintliler ise etiyopya'ya kadar yorulmak yerine çok daha yakın olan başka bir yere mesela sikkim eyaleti'ne gidebilirlerdi.

hirohito japon değil ,mançurya göçmenidir.
"bir daha gel gel mançuryadan"

türk milletine söylenmiş inanılmaz bir motivasyon veren atatürk'ün söylemiş olduğu söz.
büyük liderler böyledir. halkını motive eder, cesaret verir, onları teşvik eder.

bir de kürtçülerin lideri ne demiş ona bakım. 2. ankara tuzluçayır toplantısından.
kürt halkı fikri münakaşa'dan anlayamaz. bu sebepten ötürü onlara zor kullanarak bir şeyler öğretmek gerekir.

yeri gelmiş milliyetçi damarım kabarmışken söyleyeyim. evet türk milleti zekidir, çalışkandır.
yeter ki liderlerini bulmuş, ekonomik açıdan karşılığını alacak olsun.
bir video vardı. mahelleyi sel basarken bir vatandaş hortum çekmiş bahçesini suluyordu. bu memleketin insanı candır. pratiktir bu ülkenin insanı.

bir insan bu kadar asil bir cümleyi ancak ve ancak güvendiklerini hesaba katıp kurabilir. nasıl bir etki bırakmışsa artık bu kadar hoyratça bir cümle kurmuş.

yaşa, bil ki hala yaşıyorsun.

atatürk'ün belki de az da olsa haksız olduğu ender tespitlerden biri.