1.
tdk:
1. bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek (i):
"tabancasını kılıfından çıkarmış ve nişan almak üzereydi." - aka gündüz
2. kendisine nişan verilmek:
"doktor, türk ordusunda çalıştığını, üniformamızı taşıdığını, nişan aldığını, övünerek anlattı." - refik halit karay
bir anlamının sonunda ölüm, diğerininse başında onursal olabilir. (bkz: doğru nişan almak), (bkz: onursal nişan)
1. bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek (i):
"tabancasını kılıfından çıkarmış ve nişan almak üzereydi." - aka gündüz
2. kendisine nişan verilmek:
"doktor, türk ordusunda çalıştığını, üniformamızı taşıdığını, nişan aldığını, övünerek anlattı." - refik halit karay
bir anlamının sonunda ölüm, diğerininse başında onursal olabilir. (bkz: doğru nişan almak), (bkz: onursal nişan)
devamını gör...