no one will save you

değerlendirmesi biraz zor bir film, no one will save you.

öncelikle, kimi bakımlardan çok farklı ama diğer yandan da tipik korku klişeleri de bence çok kötü bir tercih ve uygulamayla kullanılmış.

biraz sürreel, biraz uzun bir kabus gibi, biraz da gerçekçi. gerçekçi derken, yani inandırıcı diyeyim. inandırıcı derken... ingilizce'de "temporary suspension of disbelief" diye bir şey var. yani, "inanmazlığı geçici olarak askıya almak". özellikle fantastik kurgularda bunu yaparız. yani mesela bir filmdeki şeylerin gerçek hayatta olabileceğine inanmayız ancak eğer film kendi içinde tutarlıysa, onun "evrenine" gireriz ve o 1.5-2 saatte orada olanlara "inanıp" eğleniriz. bu film, bunu sağlıyor (mümkün kılıyor) bence; gayet iyi sağlıyor hatta.

aşağısı bolca spoiler içerecek yazının.

uzaylılar iyi dizayn edilmişler. griler, gri uzaylılar veya zeta reticulans denen türden bir şeyler bunlar galiba. yani kötücül uzaylılar. filmin başında bunun ipuçları hemen verilmiyor ama bir uzaylı, telekinetik gücünü başkarakteri yanına çekmek için kullandığında işin böyle olduğunu hafiften anlıyoruz. ben esasen direkt anlamıştım zira bu seviyedeki bir manipülasyon bile masum bir şey olarak görülemez. aslında başta öyle büyük kötülükler yapacak gibi değiller ama sonra olay bayağı ekstrem boyutlara gidiyor.

filmin başındaki aydınlık, pastoral ve biraz retro hava (konudan değil de tematik yapıdan bahsediyorum), sonrasında kabusvari bir hal alıyor. yani adeta kadın başkarakterin güzel (havadaki) bir rüyasını sonra da korkunç bir kabusunu izliyoruz gibi. sinematik bağlamda bunu renk, kontrast, mekan, ses gibi şeylerin teknik kullanımıyla iyi kotarmışlar. özel efektler ve cgi kullanımı zaten çok iyi. uzaylıların animasyon bağlamında da çok iyi halledildiğini düşünüyorum.

gelgelelim... gene ingilizce'de "(something) is all over the place" diye bir deyiş var. yani, sanki akıllarına gelen her şeyi zeminin üzerine saçmışlar gibi bir şey oldu, film ilerledikçe. başta çok odaklı ve lineer bir yapı vardı ve bundan çok memnundum. sonra konu bir yerlere saptı gibi oldu. ona da ok. manevralı konular da her zaman ilgi celbedicilik potansiyeli taşırlar. amaaaaa... bu kadar çok hamle ve elementi işin içine katıyorsanız, balansı sağlayabilmek için sağlam amortisörlerinizin olması lazım. bana göre burada bu sağlanamamış. yani, the exorcist'teki "spider walk" sahnesini neden alıp da böyle bir filmde kullanırsın misal? evet, bazı klişeler iyidir. bu da aslında iyi bir korku klişesi ve birçok filmde kullanıldı. ama burada olmamış. abes hatta kötü olmuş bana göre.

ayrıca buradaki birçok fikri, belki tüm "ilginç" fikirleri başka uzaylılı filmlerde görmüştüm. bunlar da sanırım uzaylı "inancındaki" anlatılan şeylerden geliyor. diğer taraftan da filmin orijinallikleri de bol. etik bakımdan farklı bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirim burada. yani bu bir 2023 filmi. elbette bu bağlamda filmin farklı "mesajlar" vermesi çok doğal. zamanla birlikte insanların değer yargıları da değişiyor, malum.

uzaylı konusu her zaman ilgimi çeker. özellikle de bu sıska, uzun boylu ve ikonik kafalı/suratlı uzaylıları çok ilginç buluyorum.

fakat...

asla çok bayıldığım bir film olamadı bu, maalesef. benden en fazla 6/10 çalışır.

#film
2023 abd yapımı bilim kurgu ve korku,
yönetmen :brian duffield
oyuncular :elizabeth kaluev,kaitlyn dever,zacj duhame.
filmden kisaca bahsedeyim her izleyende farkli bir izlenim birakan bir film.filmde bir tane replik yok ve kadin surekli etrafi tarafından kötü davranışlara maruz kaldığı icin insanlardan kaçıyor ve tek başına.
sonra misafirlige uzaylilar geliyor standart uç parmakli siyah koca gözlü cinsiyeti olmayan zuzaylilar ve sürekli sifon sesi çıkarıyorlar sanki biri sifon tusuna basılı tutuyor gibi.kiz uzaylilardan bir tanesini hakliyor .sonra koşarak kasabaya gidiyor tabi bisiklet kullanıyor. sonra kasaba ahalisi kiza nefretini kusarak kizi geri dönmek zorunda bırakıyor. tabi hic bir şekilde bir konuşma geçmiyor bu sırada. kiz otobüs bileti alip evine geri donmeye çalışırken otobüste bir adam tuhaf sifon sesi cikartip kiza yaklaşıyor ve kiz otobüsten kaçıyor. ınsanlarin icine böcek aktarıp insanlığı ele geciren uzaylilar artik her yerdedir. eve dönüp uzaylilar ile mucadeleye karar verir özellikle kirilan kapiyi battaniye ile kapatmasi efsaneydi.bir kac uzayli yi daha öldürür ve kadinin solunum yolları o kadar acikki uzaylilar onu surekli nefes alış verisinden buluyor. film seyretmeyi o kadar cok severim ki ,milyonlarca film izledim diyebilirim.ama arada bir böyle absürd filmlere denk gelebiliyoruz filme dönersek kızın içine böcek sokuyorlar kiz onu çıkartıyor vay diyor uzaylilar bu kizin zihnine bakalim bizi nasil yendi öğrenelim. tabi bunu sifon sesi ile hareketlerinden siz çıkariyorsunuz .sonra kızin etrafinda ki bütün insanlara böceği sokup kiza bir sürü hizmetkar sağlayıp şen şakrak bir dünya sağlıyorlar.olurda bomboş bir vaktiniz olursa izlersiniz .

son zamanlarda izlediğim en kötü filmlerden birisi olan no one will save you hakkında birkaç şey söylemek istiyorum.

yönetmen koltuğunda brian duffield oturan bu filmin konusuyla başlayalım.

brynn herkesten uzaklaşmış, tek başına evinde oturup hayat sürmeye çalışan ve o evdeki eski hatıraları hatırlayarak nostalji yolculuğuna çıkan bir kadın.

bir gün gece yarısı önce tuhaf ışıkların kendi evinin etrafında olduğunu fark ediyor, hemen sonrasında ise evinin ışıkları yanıp sönmeye başlıyor ve uzaylı olduğunu tahmin ettiğimiz tuhaf yaratıklar evine giriş yapıyorlar.

en başlarda sizi korkutacakmış gibi gözükse de rezalet uzaylı tasarımları sonrası kocaman kahkaha atasınız geliyor...

dahası da var, brynn'ın tek kelime etmediği bu rezalet filmde uzaylılar kendi aralarında öyle çok konuşuyorlar ki, çıkardıkları sesler zaten komik ötesi olunca tüm ciddiyetiniz kayboluyor...

daha söyleyeceklerim var, kesmeyeceğim. uzaylılar koskoca evi başına yıktıkları bu insanı bir türlü kaçıramıyorlar efendim... yemin ediyorum gta vice city'de bir o yana bir bu yana yürüyen insanlardan hallice uzaylılar var filmde...

hele brynn'a ne demeli? bunu spoiler olarak görür müsünüz bilmiyorum ama bir gece önce evi başına yıkılan, her yeri yara bere, kan içinde kalan bu kadın şehir merkezine gidince ona kötü davranmış insanlar yüzünden olayları polise bindirmeden tekrar eve kaçıyor.

çok saçma, senaryo olarak nereden tutsan elinde paramparça olan bir film... bazı yerlerde film hakkında eminim ki metafor kasıldığından eminim ben...

"abieeğ, uzaylılar aslında brynn'ın hayatına dahil olmaya çalışan yabancıları temsil ediyor orada... brynn'ın evinin yıkılması da yarattığı konfor alanının bozulmasını anlatıyor..." gibi saçma sapan şeyler söyleniyordur eminim ki.