1.
hala açılmamış olması beni şaşırtan başlık. insanlar en umutsuz, en mutsuz, en dertli, en yalnız anlarında (tabi bunların olmaması temennim lakin hayat da her şey olabiliyor) gelip içini dökeceği bir başlık olmalıydı. az önce eski sevgilimin evlendiğini ve yaşımın kemale ermeye başladığını (27 yaşındayım) düşündüm ve bir sigara yaktım, derin bir "ah" çektim. saatlerce tavana bakarak transa geçtim adeta. bir ara gözümün kenarından süzülen yaşları farkettim ve "kendine gel" diye kendimi silkeledim. hayat devam ediyor, hayat acılara, dertlere, kedere, yalnızlığa, mutsuzluklara rağmen devam ediyor. iyi olun, mutlu kalın. ben iyi olmayı da mutlu kalmayı da başaramıyorum. umarım siz başarırsınız.
devamını gör...
2.
bir paket mendil de ben bırakayım bari, lazım olur.
devamını gör...
3.
trollerin nickaltına ve kafa sözlük başlığına yazarlar genelde.
yüzde 99.5 entellerdir. çapları bu. naparsın.
yüzde 99.5 entellerdir. çapları bu. naparsın.
devamını gör...
4.
dükkana gelen müşterinin tüm dertlerini bir fotokopi bedeli karşılığında dinleyen ben, senin dertlerini de her türlü okurum sevgili yazar.
devamını gör...
5.
ben yahudi değilim dediğim başlık.
devamını gör...
6.
hüüüüüüüü
fiikk fiikk( burun deliklerimden bir tanesinin kapalı olmasından dolayı çıkan ses)
(bkz: şakalar komiklikler)
fiikk fiikk( burun deliklerimden bir tanesinin kapalı olmasından dolayı çıkan ses)
(bkz: şakalar komiklikler)
devamını gör...
7.
nerede lütfen söyleyin!
devamını gör...
8.
yaz beni yaz beni.
devamını gör...
9.
gereksiz duvardır. herkes zaten ay ben şöyle bedbahtım, ay ben şöyle siyahım, ay ben şöyle karanlığım diyor. biri de çıkıp mutluyum demiyor. ulan adam malikanesinden tanım giriyor, mutsuzum diyor. neyin mutsuzluğu lan bu, ey puro tüttüren adam. ben rüyamda bile puro görmedim.
devamını gör...
10.
hayatımda değişen bir şey olmamasına rağmen son günlerde mutluyum. başlık benim için geç açıldı.
devamını gör...
11.
''erken yaşlananlara gelsin''
günler aydın olsun diye güzelce uyanılır,bir etrafa bakılır,yan yastık iyice bir süzülür,içinden içinden konuşulur...bazen içinden dünlerinin karmaşık ve yorgun bir rüya olmasını dilersin.gözünün içine bakan çiçeklerin vardır,sadece sen olmadığın zamanlarını yaşıyorsundur hayatta.herkesleri doyurduktan günaydıktan sonra,kendi fiziksel varlığını ayakta tutmak için bir iki lokma bazen koca bir sofra ye,çay iç vs. velhasıl, gün tüm yoğunluğuyla başlar. küçük- kendi duvarlarının içinde yaş aldığın yoğun bir hayat. tüm bu basit ve nitelik fukarası işlerin içinde kendini her geçen gün daha sert daha törpülenmiş hissediyorsun.törpülenmek bazı dönemeçlerde iyi olsa da atladığımız birşey var ki gereğinden fazlasını yapmak seni eksiltip kas katı bir hale getiriyor,yerin kalmıyor. kendini dönüşürken görmek yetişkin klişelerinin tam da ortasında kaldığını anladığın an oluyor ve o bahtsız,geri dönülmez akşamın ufku,iş işten geçti,batar balık yan gider,geçti cuma pazarı,eşşeği sür çayıra-larla boğuşmanın kaçınılmaz akıl almaz gerçeğiyle baş başa kalıyorsun. merhaba siz de erken yaşlananlardan mısınızdırdı?
kimimiz erken yaşamayı seviyoruz. zaten öyle insanlar var ki erken doğuşuyla kendi hayatının sabırsız yolunu o an belirliyor gibi açıyor gözlerini. ''gelicem ben!'' e iyi halt ettin canısı,hadi bakalım hayırlar olsun. düşünemediğin o saçma zamanlar varya hayatının ilk 15-20 yıllık diliminde,büyümeyi hep erkenden dilemek; tabi bunu istemiş olanlara sözüm. erkenden aşık olmak isteği,kendi keyfime yaşasam ahh!'lar... o renkli hayal dünyanda kendine sunduğun ama yaşanan duygudan zerre haberin olmadan,öpüşmek,uyuklamak koklaşmak,özgür olmak ama anlamını ve sana getireceği sorumluluklardan bi haber olarak delice istediğin hayaller hani.
işte bütün bunlar gerçekten başa geldiğinde zamanın zaten seyrinde olacak olanlar olduğunda ,omzuna taşıyabileceğinden fazla yük almış,kamburun çıkarak yürüdüğün,doğrultmaya çalıştığın benliğinle var olmaya çalışıyor oluyorsun.
sevmediğin ne kadar yemek varsa hepsini yiyor,seviyor,yapıyorsun. asla dediğin ne varsa hepsini ufak ufak mecburen yapıyorsun. sonra bir de büyümüş taklidi yapıp,hayatta hiçbir şeye asla demeyeceksin diyorsun koca koca laflarla. ah bir de ne var biliyor musunuz,işte böyle kocaman kocaman laflar var insana yaşama dair,bu en sevdiğim.bir bakışta herşeyi çözmüş olduğunu düşündüğün haller birşeyler...şimdi her yükü sırtladın,konuşmaya koyuldun.sana o kadar çok dinle denilmiş ki,artık dinlemekten sıkılmış olma hali karakterine imzasını atmış ve hiç bir şeyi kimseyi dinlemez ve sadece konuşur olmuşsun.hayaller mi nerede?onlar şey oldu,seneye kaldı yaa..bu nasıl kötü fena bir iştir anlatılmaz, acı gerçeklerle yüzüne soğuk soğuk eser. bazılarımız da durumu kabul eder kendince,avuntu bulur.avuntulu kısmımız dinler ama o kadar bağırıyordur ki,duyduğu sesi kendi sesiyle örter ve bunu hiç görmeden hayatına konuşarak,daha kocaman konuşarak,yüksek sesle konuşarak,hırçın ve keskin konuşarak,kemiksiz konuşarak,deli deli konuşarak,mütemadiyen konuşarak devam eder. yorulur,nefesi biter,nefesini bitirir,nefesleri tutturur,yutkunur,yutkundurur,çözer,çözümsüzlüğe sokar,saçları dökülür,şaç beyazlatır,ömrünü verir,ömrünü yer. bak şimdi yine klişe çemberinden girdik ama diyeceğim şudur ki atalarımdan:sirkenin keskini küpüne zarar veren olmuştur her zaman...dinlemeye başlamak lazım gelmektedir artık .belki biraz sessizce ufak ufak konuşmalıdır ki insan,duyabilsin en içerdeki sesi bile...
fakat illa duyacak,kesin duyar diye birşey de olmayabilir.
bizimkisi küçük bir beyin jimnastiği, dilek,nasipsecilik sadece..naçizane...dur dur! esas konumuza değinmeden olmaz şimdi. ne de olsa her içi yaşlanan uzaylı genç erişkinler olarak her konusu açıldığında yahut açılmadığında aklımızdan geçmekte olan bir hadisedir kendisi,bu tip büyük oluşumları hep biraz ucundan kınamışızdır değil mi kardeşlerim,işte geliyor.yanlış parkeden arabanın sileceklerini kaldırma vaktidir ki içimizin kırışmışlıklarını gizlemeye hacet yoktur...çok da haksızlık etmemek de gerekir keza hala hayallerimizden bir parçaya tutunuyor bir çoğumuz. hadi bakalım kıracağız bacağını az kaldı.
teknomanyak çağın en sevdiğimiz (sos)yal medya zamazingosu var ki,allah affetmiş. kimimiz gerçeği,kimimiz olmasını istediğimiz yaşamlarımızı paylaşıyoruz,yazıyoruz,epey zaman harcıyor kimilerimiz,kimilerimiz bir arkadaşa bakıp çıkıcağımcı.fakat ciddi bir pazar ve iş durağı olduğu gerçeği de net...günümüz illetine de azıcık ucundan haddini bildirdiğimize,kendimizi popüler dünyadan uzak sanarak bu ucuz tüketim dünyasına tepeden bakıp,bıyık altı güldüğümüze ve yine yep yersiz büyük laflara dadandığımıza göre;kandırık yapıp, trajikomik aynamızdan bir kıps lütfedelim yalancı,sıkıcı, boş beleş benliğimize ve huysuz huzursuz nakarata gelelim isterim bir kez daha... merhaba siz de erken yaşlananlardan mısınızdırdı?
günler aydın olsun diye güzelce uyanılır,bir etrafa bakılır,yan yastık iyice bir süzülür,içinden içinden konuşulur...bazen içinden dünlerinin karmaşık ve yorgun bir rüya olmasını dilersin.gözünün içine bakan çiçeklerin vardır,sadece sen olmadığın zamanlarını yaşıyorsundur hayatta.herkesleri doyurduktan günaydıktan sonra,kendi fiziksel varlığını ayakta tutmak için bir iki lokma bazen koca bir sofra ye,çay iç vs. velhasıl, gün tüm yoğunluğuyla başlar. küçük- kendi duvarlarının içinde yaş aldığın yoğun bir hayat. tüm bu basit ve nitelik fukarası işlerin içinde kendini her geçen gün daha sert daha törpülenmiş hissediyorsun.törpülenmek bazı dönemeçlerde iyi olsa da atladığımız birşey var ki gereğinden fazlasını yapmak seni eksiltip kas katı bir hale getiriyor,yerin kalmıyor. kendini dönüşürken görmek yetişkin klişelerinin tam da ortasında kaldığını anladığın an oluyor ve o bahtsız,geri dönülmez akşamın ufku,iş işten geçti,batar balık yan gider,geçti cuma pazarı,eşşeği sür çayıra-larla boğuşmanın kaçınılmaz akıl almaz gerçeğiyle baş başa kalıyorsun. merhaba siz de erken yaşlananlardan mısınızdırdı?
kimimiz erken yaşamayı seviyoruz. zaten öyle insanlar var ki erken doğuşuyla kendi hayatının sabırsız yolunu o an belirliyor gibi açıyor gözlerini. ''gelicem ben!'' e iyi halt ettin canısı,hadi bakalım hayırlar olsun. düşünemediğin o saçma zamanlar varya hayatının ilk 15-20 yıllık diliminde,büyümeyi hep erkenden dilemek; tabi bunu istemiş olanlara sözüm. erkenden aşık olmak isteği,kendi keyfime yaşasam ahh!'lar... o renkli hayal dünyanda kendine sunduğun ama yaşanan duygudan zerre haberin olmadan,öpüşmek,uyuklamak koklaşmak,özgür olmak ama anlamını ve sana getireceği sorumluluklardan bi haber olarak delice istediğin hayaller hani.
işte bütün bunlar gerçekten başa geldiğinde zamanın zaten seyrinde olacak olanlar olduğunda ,omzuna taşıyabileceğinden fazla yük almış,kamburun çıkarak yürüdüğün,doğrultmaya çalıştığın benliğinle var olmaya çalışıyor oluyorsun.
sevmediğin ne kadar yemek varsa hepsini yiyor,seviyor,yapıyorsun. asla dediğin ne varsa hepsini ufak ufak mecburen yapıyorsun. sonra bir de büyümüş taklidi yapıp,hayatta hiçbir şeye asla demeyeceksin diyorsun koca koca laflarla. ah bir de ne var biliyor musunuz,işte böyle kocaman kocaman laflar var insana yaşama dair,bu en sevdiğim.bir bakışta herşeyi çözmüş olduğunu düşündüğün haller birşeyler...şimdi her yükü sırtladın,konuşmaya koyuldun.sana o kadar çok dinle denilmiş ki,artık dinlemekten sıkılmış olma hali karakterine imzasını atmış ve hiç bir şeyi kimseyi dinlemez ve sadece konuşur olmuşsun.hayaller mi nerede?onlar şey oldu,seneye kaldı yaa..bu nasıl kötü fena bir iştir anlatılmaz, acı gerçeklerle yüzüne soğuk soğuk eser. bazılarımız da durumu kabul eder kendince,avuntu bulur.avuntulu kısmımız dinler ama o kadar bağırıyordur ki,duyduğu sesi kendi sesiyle örter ve bunu hiç görmeden hayatına konuşarak,daha kocaman konuşarak,yüksek sesle konuşarak,hırçın ve keskin konuşarak,kemiksiz konuşarak,deli deli konuşarak,mütemadiyen konuşarak devam eder. yorulur,nefesi biter,nefesini bitirir,nefesleri tutturur,yutkunur,yutkundurur,çözer,çözümsüzlüğe sokar,saçları dökülür,şaç beyazlatır,ömrünü verir,ömrünü yer. bak şimdi yine klişe çemberinden girdik ama diyeceğim şudur ki atalarımdan:sirkenin keskini küpüne zarar veren olmuştur her zaman...dinlemeye başlamak lazım gelmektedir artık .belki biraz sessizce ufak ufak konuşmalıdır ki insan,duyabilsin en içerdeki sesi bile...
fakat illa duyacak,kesin duyar diye birşey de olmayabilir.
bizimkisi küçük bir beyin jimnastiği, dilek,nasipsecilik sadece..naçizane...dur dur! esas konumuza değinmeden olmaz şimdi. ne de olsa her içi yaşlanan uzaylı genç erişkinler olarak her konusu açıldığında yahut açılmadığında aklımızdan geçmekte olan bir hadisedir kendisi,bu tip büyük oluşumları hep biraz ucundan kınamışızdır değil mi kardeşlerim,işte geliyor.yanlış parkeden arabanın sileceklerini kaldırma vaktidir ki içimizin kırışmışlıklarını gizlemeye hacet yoktur...çok da haksızlık etmemek de gerekir keza hala hayallerimizden bir parçaya tutunuyor bir çoğumuz. hadi bakalım kıracağız bacağını az kaldı.
teknomanyak çağın en sevdiğimiz (sos)yal medya zamazingosu var ki,allah affetmiş. kimimiz gerçeği,kimimiz olmasını istediğimiz yaşamlarımızı paylaşıyoruz,yazıyoruz,epey zaman harcıyor kimilerimiz,kimilerimiz bir arkadaşa bakıp çıkıcağımcı.fakat ciddi bir pazar ve iş durağı olduğu gerçeği de net...günümüz illetine de azıcık ucundan haddini bildirdiğimize,kendimizi popüler dünyadan uzak sanarak bu ucuz tüketim dünyasına tepeden bakıp,bıyık altı güldüğümüze ve yine yep yersiz büyük laflara dadandığımıza göre;kandırık yapıp, trajikomik aynamızdan bir kıps lütfedelim yalancı,sıkıcı, boş beleş benliğimize ve huysuz huzursuz nakarata gelelim isterim bir kez daha... merhaba siz de erken yaşlananlardan mısınızdırdı?
devamını gör...
12.
arada kadın yazarlarla buluştuğumuz yer. salya sümük bir halde döndüğümüz doğrudur. tavsiye edilir. burada ağlayabilirsiniz.
devamını gör...
13.
kürtçülerin* ve meriçlerin en çok sevdiği duvardır.
devamını gör...
14.
nickalti basliklaridir aglama duvarlari.
devamını gör...
15.
kürtçüsü, türkçüsü, memecisi, hamcısı, islamcısı, ateisti, deisti herkes ağlıyor.
moderasyon eline fırca alsa 15 dakikada yerler pırıl olur valla.
moderasyon eline fırca alsa 15 dakikada yerler pırıl olur valla.
devamını gör...
16.
bir gün herkese lazım olur bence beylik beylik laflar etmeyin. siz haklı bile olsanız birisi çıkar ağlama duvarı orada der bu başlığa daha önce girdiğiniz tanımları size afiyetle yedirmiş olur.
devamını gör...
17.
gozlerim bitiyor, kor olcam. kotuyum sozluk
devamını gör...