normal sözlük'teki ittihat ve terakkiciler

onurlu ve vatansever adamlar.
ekleme: abdülhamitcilerin rahatsız olduğu adamlardır.
(bkz: yakup cemil)
(bkz: enver paşa)
ekleme 2: üzerinden 110 yıl geçse de kızıl aynı kızıl, düşman aynı düşman, değişen bir şey yok türkler için.

kendimi ittihatçı olarak tanımlamasamda enverin, cemalin ve talatın yolunda olmaktan, mustafa kemalin askeri olmaktan gurur duyuyorum.

müridi olduğum oluşumdur. selam olsun o göktuğlu ordulara.

türkçü ile osmanlıcı bir arada olunca böyle oluyor.

toplayalim boslari giderken sozunu animsatmis baslik. hey gidi tingir mingirlar.

osmanlı imparatorluğunu, sağlam temelleri olmayan uçuk kaçık fikirleri yüzünden felakete götürenlere hayranlık besleyen arkadaşlardır. sandıkları kadar vatansever olsalardı bizi 1. dünya savaşına sokup, olmayacak hayaller için koca imparatorluğu felakete sürüklemezlerdi. bu insanlara sempati duyan arkadaşlara bu insanların savaştan sonra tabana kuvvet memleketten nasıl kaçtıklarını da hatırlatırım. tıpkı hor gördükleri son osmanlı padişahı gibi.
ekleme: enverci olmayınca otomatik olarak abdülhamit yanlısı oluyormuşuz. siz diktatörsüz bir hayatı hayal edemiyor musunuz?

sözlük 110 sene önce kurulmuş olsaydı açılacak başlık.

üstteki yazarımız koca imparatorluğu bitirmiş demekte, yazarımıza öneri biraz tarihi derinlemesine incelemeli.
çıkış yolu aramakta olan bir partidir. iyi kötü eksik hizmetleri olmuş olabilir, ama hepsi bir gaye uğruna mücadele etmekteydi.

ii. abdülhamit'i benim kadar okuyup bilseler, küfür kıyamet homurdanacaklar tarafından eleştirilen insanlardır. ha; mevcut şartlarda ittihatçılık diye bir şey kalmış mıdır ? hayır. ancak son 200 yıldır osmanlı-türk siyasetinde iki kanat vardır. muhafazakarlar ve genç türkler. isimler ve kişiler değişse de bu böyledir. yalnız kaderin bir cilvesi mi desek bilemiyorum ancak abdülhamit gerçekten batıya yüzü dönük, imparatorluğun kurtarılabilmesi için gerekli reformları yapabilmiş bir devlet adamıdır. ha, abdülhamid'i bitiren şey, şahsi paranoyasının sebep olduğu baskıcı yönetimiydi. düşünsenize... abdülhamid'in temelini attığı modern askeri okullardan mezun olan genç subaylar abdülhamid'i devirdiler... bu noktada da böyle bir dilemma var. yani tüm gün sherlock okuyan, klasik batı müziğine meftun, modernist bir vizyonu olan adamın muhafazakarlar tarafından sahiplenilmesi de garip bir dilemma.

birinci dünya savaşı'na gelirsek... bu biz türklerin kaçamayacağı bir kıyametti. berlin konferansından beri parça pinçik olmuşsun... batı avrupalı hasımların seni ''şark sorunu'' diye görüyor. son 200 sene ruslarla savaşmışsın karadeniz senin süs havuzunken adamlar çatalca hattına kadar seni itmiş, kaç sefer batı avrupalıların el uzatmasıyla uçurumun kıyısından dönmüşsün... bütün cendere senin etrafında dönerken savaştan irlandalı nötralizmi gibi kaçman mümkün değildi. coğrafya kader. burada var olmak istiyorsan savaşacaksın. bu açıdan ittihatçılar biraz da battı fish yan going prensibi ile savaşa girmişlerdir. ha yanlış olanları konuşalım. mesela yazlık üniforma ile doğuda ruslarla savaşmak. mesela afedersin bir tarafında ayı böğürürken iran'a ve bakü'ye asker yollamak... bunlar yanlışlardı... ingiliz senden petrol kuyularını kapmış sen hala romantik bir hayal ile bakü'ye girmenin derdindesin. o da olsun.. o da olmalıydı ama önce kendi cephe hattını bi durdur sonra bakü'ye gir değil mi ? neyse nerelerdeeeen nerelere geldik...

ittihat ve terakki 1918'de kurumuş bir ağaçtır. ha ağacın kütüğünden yeni filiz çıktı türkiye oldu. yarın gene kocaman ağaç oluverir. bu işler böyle...

edit: ek olarak, enver talat ve cemal paşaları aldıkları yanlış kararlardan ötürü eleştirebilirsiniz. ancak günün sonunda hepsi ülkesine aşık vatanperver askerler ve devlet adamlarıydı.

talat paşa hayranı olarak ben de içlerinde bulunmaktayım. bu adamlara da savaşa sürüklediler diye söylenenler de önce gidip araştırsınlar bir zahmet. ittihat terakki deyince akla enver paşa gelir; lakin ittihat terakki tamamen talat paşa'dan sorulur. balkanlardaki karışıklıklar ve ayyuka çıkan milliyetçilik, özgürlük gibi olay ve olguları yorumlayıp bu yönde önlem almaya, bir yol çizmeye çalışmıştır ittihat terakki. atatürk ile sonradan ne kadar ters düşmüş olsalar da atatürk onların bıraktıkları üzerine inşasını tamamlamıştır. tarih üzerine 'acaba' denmez ama ben demeden de edemiyorum. talat paşa gibi bir zekayı abdülhamit karşısına ciddi ciddi alsaydı neler olurdu kim bilir. terk etme işine gelince de enver paşa kaçma taraftarı olmayıp izmir valisi rahmi bey onu bu gidişe ikna etmeyi başarmıştır. talat paşa gittiği berlin'de bile eski ittihatçılarla hala anadolu için ne yapabiliriz derdinde iken kendisi ve cemal paşa ermeniler tarafından alçak bir suikastle şehit edilmişlerdir. bazı şeyleri bol keseden sallamak kolaydır ama yaşananlara tarihi perspektiften az da olsa objektif bir göz atınca ne kadar da farklı ve zor olduğu anlaşılır.

hiçbirinin bıyığı yoktur.
bıyıklı erkeklerin ve kadınların statikocu ve monarşi yanlısı olması gerçekliğinden yola çıkarak bu saptamayı yaptım.
not; tarihten zor zar geçtiğim doğrudur.

resneli niyazi bey in hesabını vermesi gereken ittihatçillerdir.

ihtiyat ve terakki benim için şudur:
iyi niyetli vatansever adamlar , asla hain değiller ama pek aklı selim de değiller.

ittihatçılık saf vatan sevgisi üzerine inşa edilmiş bir oluşumdur , zamanında gazi mustafa kemal atatürk de ittihatçılar arasında yer almıştır

ittihatçılar ölür ittihatçılık ölmez !

ittihatçılar ölür ittihatçılık ölmez! buradayız efendim. ittihat ve terakki'nin yetiştirdiği adamların hayatını film yapsan oscar'a gidecek senaryo çıkar. adamlar yemen'de imam yahya'yı örgütlüyor, ıraklı şii arapların desteği ile şerif hüseyin köpeği ve ingilizleri kutulamerede yeniyor. kafkas islam ordusu o zor zamanlarda bakü'ye giriyor.
zenci musa adlı bir garip sudanlı arslan parçası var aralarında. enver paşa tacikistan dağlarında şehit olurken yanında müslüman olmuş bir rus şehit var. öldü denilen imparatorluğu diriltmek için can alıp can vermişlerdir. etkileri tartışılmaz adamlardır. osmanlı bakiyesi devletlerde hep enver isimli kişilerin yönetici olması da tesadüf değildir. enver sedat, enver hoxha gibi.

enver dağa çıkınca vatansever, başkaları çıkınca eşkiya,haydut...

zavallı yazarlar topluluģudur efendim

iyi insanlardır. bu ülkedeki güzel insanlardandır. fazlasını merak etmenize lüzum yok.
keşke "kendisi bizim tarih alt başlığımıza gelip bildiklerini aktarsa" diyen arkadaşlar da vardır eminim.

mustafa kemal sözleriyle şu konuyu kapatalım nutuktan aklımda kalanlarla
*cumhuriyette samimi olmak kaydıyla her fikre saygımız vardır *
şahsım adına ve tarih adına şunu söylüyorum geçmiş geçmişte kalmıştır elbette insanı insan yapan ülkeyi ülke yapan yaşanmışlıklarıdır. burada kimseyi siyasi görüş ve inanç gibi değerlerle aşağılamak küçümseyerek eleştirerek okur cehaletini ortaya koymanın yeri değildir ve benim gibi düşünen insanlar elbette vardır burada milli değerlerle dalga ve alay konusu edilen bir üslubun var olduğunu göremiyorum. bekaa manasında ise yeri bellidir gidin o siyasetinizi milletin alınterini sömürüp onlara pembe yalanlarla gelecek vaad edilen yerde sesinizi duyurun burası bilgi fikir paylaşımının yapıldığı yerdir. klavye delikanlılığınızı başka yerde yapın.

ittihatçılar kurtuluş savaşı'nın beyin takımıydı. böylesi şanlı bir zaferin komutanlarına hakaret eden ya soysuzdur ya düşman. uğruna ölünecek bir davaları vardı, nitekim öyle de yaptılar. ama unutmamak gerekir ki "ittihatçılar ölür ittihatçılık ölmez."

dönem şartlarında ülkenin en kalifiye eğitiminden geçmiş insanlardan söz ediyoruz. yıkılmak üzere olan, direnmek adına halkını hiçe sayıp kutsal vatanın her karış toprağını dönemin medeniyetlerine türlü türlü anlaşma ve kişisel çıkarlar karşılığı peşkeş çekmiş kimselere dur demiş, inisiyatif alıp bugün burada olmamızı sağlamış adamlardan bahsediyoruz.

bugün adalet mülkün temeliyse, altında kanıyla canıyla savaşmış ve kendini ülkesine adamış ittihatçılar yattığı için. birçoğumuz bu konuda eksik ya da yanlış bilgi sahibi olabiliyoruz. ne yazık ki günümüz tarihi nankördür, haklının değil kazananın safını tutar. haddimizi bilelim. ha köpeklere lafım yok, böyle şartlanmışlar. *

ayrıca bugünün sosyalist/komünist cihangir gençliği pkk'nin ilk hedeflerinin işçi partisi ve beraberinde eli iş tutan emekçiler olduğunu, oradaki halkı biçare ve kendilerine muhtaç bıraktıklarını da öğrensinler. o sözde nefret ettikleri amerika'nın zamanında maddi manevi desteklerini bilsinler. sonra yine gelip anti-militarist ve hümanist söylemlerine devam etmek isterlerse edebilirler tabii kimseye karışamayız. herkesin kendi görüşü.

öte yandan; pavlov'un köpekler üzerinde denenmiş klasik koşullanma teorisinden bahsedelim biraz da. malum teoriye göre nötr uyarıcılar, doğal uyarıcılar ve bir denek söz konusu. nötr uyarıcıya karşı normalde herhangi bir tepki gözlemlenmezken, nötr uyarıcı doğal uyarıcı ile birlikte verilmeye başlarsa bir süre sonra ona da aynı tepki veriliyor. hani şu zil çalındığında yemek verilmemesine rağmen salya akıtan köpekler var ya, işte o köpeklerin hikayesinden bahsediyorum.

işte bu köpeklerden* yola çıkarak her nedense belli bir kitlede de benzerini gördüğümü söyleyebilirim. bilinçaltlarına sinmiş olsa gerek, türk ve türklük kavramlarıyla bağdaşlaştırılabilen, bunu onore eden herhangi bir şeye de aynı oranda düşmanlar; aynı oranda hırlıyor ve diş gösteriyorlar. ne ilginç değil mi?

yine aynı konuda, pavlov tipi şartlanmanın fobilerle ilişkisi durumu söz konusu. tabii psikoloji okuyan/okumuş kimseler daha iyi bilir değil mi...

küçük bir deney yaparak devam edelim. *

gece gece şunu da bırakayım da; dinleyip birer cigara tellendirelim.