1.
2.
metallica gitaristi (bkz: kirk hammett)ın gitarının üstünde bulunan simgelerin kaynağıdır aynı zamanda
devamını gör...
3.
anadolu'da fincanla ruh çağırma modelinin yabancı versiyonudur. harflerin, sayıların ve bazı ifadelerin ("evet", "hayır" ve "hoşça kal" gibi) yazılı olduğu bir tahta olup planchette adı verilen imleçle oynanır. ruh ya da cin çağıracaklar parmaklarını bu imlecin üzerine koyup, üç çembersel çizgi çizip çağırdıkları ruha sorular sorarlar. seansı sona erdirmek istenirse imleç "hoşça kal" yazan yere getirilir. konuyla ilgili aynı adlı -türkçeye "ölüm alfabesi" olarak çevrilen- iki filmlik bir seri vardır.
devamını gör...
4.
üzerinde alfabe, 0'dan 9'a kadar rakamlar, sol üst köşede no, sağ üst köşede ise yes yazısı bulunan bir çeşit ruhlarla iletişim kurma aracı-tahtasıdır.
bununla ilgili oldukça ilginç bir anım var.
4 adet kız kuzen, bir araya ne zaman gelsek türlü mistik saçmalıkları yapmayı her zaman sevmişizdir. 19 yaşımdaydım, 2 kuzenle beraber yaşıyorum o zamanlar. benden 1 yaş büyük olan kuzende kıbrıs'tan gelecek, gelirken bize ouija tahtası getirmesini de istedim. korku filmi izlemekten ve sabahlamaktan hepimiz helak olmuşuz ve izlediğimiz filmlerin etkisiyle ouija tahtasına kafayı takmışız.
kuzen getirdikten sonra bir gece, hadi artık yapalım şu işi dedik. beni bilen bilir üstüme vazife olmayan her türlü mistik ilintili zımbırtıya oldukça meraklıyımdır. bu işi ciddi bir şekilde yapmam gerektiğini düşünerek dördümüzün de adını beyaz mumlara enokyan alfabesi ile kazıdım. oturduğumuz yerin dışına da tuzdan çember yapalım bari dedim, birşey olmayacaksa dahi en azından ambiyans tam olsun ki gerilim oluşsun. herşey hazırlandı, başladık biz seansa.
tahtanın üzerinde üçgen bir zımbırtı var, bu zımbırtının da uç kısmında büyüteç gibi birşey. bu sayede parmaklarımızı koyduğumuz zımbırtı hareket edip hangi harfin yahut rakamın üzerine gelirse cevabımızı almış oluyoruz.
elbette ki başlarda hepimiz geldiğini düşündüğümüz ruha sorular sorduk ve cevapları alırken de zımbırtıyı hareket ettiren 3 numaralı kuzendir diye düşünüp sürekli ona 'yaa hareket ettirme bilerek yapıosuuunn.sss' minvalinde yüklendik. neyse, ben bu oyunu bozarım dedim.
ruha dedim ki, "benim şuanki flörtümün yaşı kaç?" bunu sormamın sebebi ise kuzenlerimin bu sorunun cevabını bilmiyor oluşuydu. çünkü o sıra bir flörtüm olduğunu dahi bilmiyorlardı.
ortamı bir sessizlik kapladı ve tahta bize aheste aheste 26 cevabını verdi. evet sözlük, kuzenlerime 26 yaşında biriyle flört ettiğimi söylememiştim çok kızacaklarını düşündüğüm için. sorunun cevabının doğru olmasına mı korksaydım, yoksa kendi kendimi ele verişime mi bilemşyorum.
neyse, biz seansı sonlandırdık bir kaç soru daha sorduktan sonra. sonlandırdık sonlandırmasına da, ışıkları açmak istediğimizde bir de farkettik ki elektrik gitmiş. telefonun flaşını açtık ve baktık ki çevremize döktüğümüz tuz darmadığın.. altımıza bulanık sıçtık o noktada. ancak benim en bulanık sıçtığım nokta ise, gecenin ilerleyen saatlerinde hem flörtüm için kuzenlerden yediğim azar, elektriğin sabah 5 sularına kadar asla gelmemesi ve sabah 10 gibi teyzemin arayıp sabaha kadar evde cinlerle konuşmuş olduğunu rüyasında görmesi ve bizim iyi olup olmadığımızı sormasıydı.
nereden tutsak bu seans bana girdi.
bununla ilgili oldukça ilginç bir anım var.
4 adet kız kuzen, bir araya ne zaman gelsek türlü mistik saçmalıkları yapmayı her zaman sevmişizdir. 19 yaşımdaydım, 2 kuzenle beraber yaşıyorum o zamanlar. benden 1 yaş büyük olan kuzende kıbrıs'tan gelecek, gelirken bize ouija tahtası getirmesini de istedim. korku filmi izlemekten ve sabahlamaktan hepimiz helak olmuşuz ve izlediğimiz filmlerin etkisiyle ouija tahtasına kafayı takmışız.
kuzen getirdikten sonra bir gece, hadi artık yapalım şu işi dedik. beni bilen bilir üstüme vazife olmayan her türlü mistik ilintili zımbırtıya oldukça meraklıyımdır. bu işi ciddi bir şekilde yapmam gerektiğini düşünerek dördümüzün de adını beyaz mumlara enokyan alfabesi ile kazıdım. oturduğumuz yerin dışına da tuzdan çember yapalım bari dedim, birşey olmayacaksa dahi en azından ambiyans tam olsun ki gerilim oluşsun. herşey hazırlandı, başladık biz seansa.
tahtanın üzerinde üçgen bir zımbırtı var, bu zımbırtının da uç kısmında büyüteç gibi birşey. bu sayede parmaklarımızı koyduğumuz zımbırtı hareket edip hangi harfin yahut rakamın üzerine gelirse cevabımızı almış oluyoruz.
elbette ki başlarda hepimiz geldiğini düşündüğümüz ruha sorular sorduk ve cevapları alırken de zımbırtıyı hareket ettiren 3 numaralı kuzendir diye düşünüp sürekli ona 'yaa hareket ettirme bilerek yapıosuuunn.sss' minvalinde yüklendik. neyse, ben bu oyunu bozarım dedim.
ruha dedim ki, "benim şuanki flörtümün yaşı kaç?" bunu sormamın sebebi ise kuzenlerimin bu sorunun cevabını bilmiyor oluşuydu. çünkü o sıra bir flörtüm olduğunu dahi bilmiyorlardı.
ortamı bir sessizlik kapladı ve tahta bize aheste aheste 26 cevabını verdi. evet sözlük, kuzenlerime 26 yaşında biriyle flört ettiğimi söylememiştim çok kızacaklarını düşündüğüm için. sorunun cevabının doğru olmasına mı korksaydım, yoksa kendi kendimi ele verişime mi bilemşyorum.
neyse, biz seansı sonlandırdık bir kaç soru daha sorduktan sonra. sonlandırdık sonlandırmasına da, ışıkları açmak istediğimizde bir de farkettik ki elektrik gitmiş. telefonun flaşını açtık ve baktık ki çevremize döktüğümüz tuz darmadığın.. altımıza bulanık sıçtık o noktada. ancak benim en bulanık sıçtığım nokta ise, gecenin ilerleyen saatlerinde hem flörtüm için kuzenlerden yediğim azar, elektriğin sabah 5 sularına kadar asla gelmemesi ve sabah 10 gibi teyzemin arayıp sabaha kadar evde cinlerle konuşmuş olduğunu rüyasında görmesi ve bizim iyi olup olmadığımızı sormasıydı.
nereden tutsak bu seans bana girdi.
devamını gör...