özlem zengin'in melih bulu için haksızlık yapıldığını söylemesi

"ak parti grup başkanvekili özlem zengin, boğaziçi üniversitesi'ne melih bulu'nun rektör olarak atanması sonrası yaşanan tartışmalar hakkında "melih bulu'yu çok iyi tanıyan bir insanım, bizim arkadaşımız, dostumuz. ak parti'de birlikte çalıştık, uzun zamandır böyle bir haksızlık görmedim" dedi.
buradan
dostunuz olduğu konusunda hiç şüphe yok.

"bizim arkadaşımız değil." diye yanıtlanacak söylemdir.
okulda polislerin beklemesine, yüzlerce kişinin gözaltına alınmasına, elektronik kelepçelerle evlerde hapsedilmelerine tek bir laf edemeyen bir insandan bahsediyoruz. yeri geldiğinde yalandan fikir özgürlüğü, protesto hakkı gibi demokratik değerleri savunurken kendine dokunan konularda demokrasinin ne olduğunu unutan, öğrenci protestolarındaki insanları teröristleştiren (!) zihnin destekçisi olan birinden bahsediyoruz.

bizim arkadaşımız değil!
bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim demişler.

bak ablacım. melih bey kıymetli insandır o konuda hiçbir sorun yok. sorun rektör olarak atanmasıdır. esasen sorun eskiden beri rektörlerin c. başkanı tarafından atanmasıdır. seçim yapıldığı zamanda da yök eleme yapıyor, sonra c. başkanı atıyordu. eski sistem de yanlış, yeni sistem de.

itiraz edilen husus atanma şekli bilim insanlığı değil zaten.

bizim sevdiğimizi herkes sevmeli adlı tiyatro oyunundan bir sahne.

bayılıyorum bu dünün mağduru olup bugünün mağruru olanlara. ha sen seviyorsan tamam zaten bize söz düşmez!!!

meseleyi hiç anlamamış bir insanın meseleden yanlama söylemi. bir "sözde dost"un ortadaki kuyuyu görüp dostunu kuyuya iterek yandan geçmesi. bir gram anlasaydı haksız bulduğu tavrın kim ve kimlere ve neden alındığı üzerine biraz daha düşünür ve dahi yanlamak yerine sorumluluğu bir nebze kendi üstüne alır çözüm sürecinin yollarını arardı.

özlem zengin’den sonrası okumaya değmez. zaten içinde özlem zengin adı geçen hiç bir konu vakit ayırmaya değmez. ölümlü dünyada bu ve benzeri aşağılık kompleksi kötü karakterlerin yaşamı daha da zorlaştırmalarına müsade etmemeye çabalıyorum.

ak parti'de çalıştı demesi yeterli. başka meziyeti de yok.

meselenin melih bulu olmadığını anlamadan ortaya atılmış bir beyanattır.

1- meslele, özelde melih bulu ve boğaziçi üniversitesi'nden yola çıkarak, tüm ülkede "özerk üniversite" meselesidir.
2- bir üniversite kendi kendini yönetmelidir.
3- rektörü de o üniversitenin senatosunca seçilmelidir.
4- ata(n)mak için birilerinin icazeti beklenmemelidir.
5- geçmişteki uygulamalar da haldeki uygulamalar da yanlıştır.
6- konu ne olursa olsun yanlışın savunulur tarafı yoktur.
7- boun özelinde yapılan işlem kanuna uygun olsa da teamüllere uygun değildir.
8- öte yandan iktidar partisinden milletvekili adayı adayı olan birinin aday bile gösterilmeyip; "seni milletvekili yapamadık ama bari rektör yapalım" diye o makama getirilmesi şık değildir.
9- ilk öğretimden yüksek öğretime kadar eğitimin her alanı politik saiklerle değil, "milli eğitim" saikiyle düşünülmelidir.
10- ve sadece eğitimde değil, siyasetin her alanında "ben yaptım oldu" tarzı yaklaşımlarla alınan idari kararların hayata geçirilmesinin
durumu meşrulaştırmadığı unutulmamalıdır.

sırf bu kadın savunduğu için melih bulu hakkında kötü düşünecek birçok insan olacaktır.