#ödüllü filmler
1984 yılında izleyici ile buluşan zeki ökten yönetmenliğinde bir filmdir.
bilal, ailesini geçindirmek için yurt dışına gitmeye çalışır. ancak bu isteği gerçekleşmeyince babasının mesleği olan pehlivanlığı yaparak para kazanmak ister. bu işi de parasız yapamayacağını anlayınca bir akrabası maddi destek sağlar. fakat hiçbir şey beklediği gibi gitmez.
bilal, ailesini geçindirmek için yurt dışına gitmeye çalışır. ancak bu isteği gerçekleşmeyince babasının mesleği olan pehlivanlığı yaparak para kazanmak ister. bu işi de parasız yapamayacağını anlayınca bir akrabası maddi destek sağlar. fakat hiçbir şey beklediği gibi gitmez.
*antalya altın portakal film festivali (1984) / en iyi erkek oyuncu: tarık akan
*türk sinema yazarları derneği (siyad) ödülleri (1985) / en iyi film
*türk sinema yazarları derneği (siyad) ödülleri (1985) / en iyi erkek oyuncu: tarık akan
*berlin uluslararası film festivali (1985) / en iyi performans: tarık akan
*türk sinema yazarları derneği (siyad) ödülleri (1985) / en iyi film
*türk sinema yazarları derneği (siyad) ödülleri (1985) / en iyi erkek oyuncu: tarık akan
*berlin uluslararası film festivali (1985) / en iyi performans: tarık akan
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "örnek vatandaş" tarafından 06.05.2021 04:13 tarihinde açılmıştır.
1.
1984 yapımı güzel bir zeki ökten filmidir.
bu film, romantize edilmeyen salt toplumcu gerçekçiliği ile türk sinemasının ender kalitedeki işlerinden biridir. tarık akan, yaman okay, meral orhonsay, erol günaydın gibi iyi oyuncu performanslarıyla da hikayesini taçlandırmıştır.
50'ler sonrası hızla yükseklen serbest piyasa ve liberal ekonomi politikalarıyla giderek yoksullaşan halka, geleneksel geçim kaynakları artık yetmiyordur. göçmen işçilik umutları, günü birlik kazanç işleriyle insanlar çarelerini aramaktadır.
yusuf da bu yoksul insanlardan biridir ve geleneksel sporlardan pehlivanlıkla da ufak tefek ilgilidir. bu sporun eski muadilleri ise artık sektörleşen her alan gibi sermaye ilişkilerine göre başka bir hale bürünen pehlivanlıktan soğumuştur. buradan bir çıkış umuduna da yusuf, içten içe kendini kaptırmıştır. kırkpınar yağlı güreşlerine hazırlık serüveni bu şekilde başlar.
yığınla sorun yusuf'un zihnini kemirirken üstüne tedavi ettiremediği babasının hastalığı da yusuf'u psikolojik olarak hayli yormakta, bu yüzden rahat uyuyamamaktadır. bu durum da bir pehlivan için ciddi bir handikaptır.
filmin finalindeki müsabakanın sonunda yusuf'un bir bakışı vardır ki hiçbir şey olmamış gibi devam eden diğer güreşler ve hayat, insanların coşkusu, yusuf'u düştüğü yerde unutmuş gibidir. sessiz sedasız yıkılan iç dünyasının sesini kimse duymaz. kapı gibi koskoca pehlivan, küçük bir çocuktan farksızdır. film, bu sekansla da yerli sinemanın benzersiz kült sahnelerinden birine imzasını atmıştır.
bu film, romantize edilmeyen salt toplumcu gerçekçiliği ile türk sinemasının ender kalitedeki işlerinden biridir. tarık akan, yaman okay, meral orhonsay, erol günaydın gibi iyi oyuncu performanslarıyla da hikayesini taçlandırmıştır.
50'ler sonrası hızla yükseklen serbest piyasa ve liberal ekonomi politikalarıyla giderek yoksullaşan halka, geleneksel geçim kaynakları artık yetmiyordur. göçmen işçilik umutları, günü birlik kazanç işleriyle insanlar çarelerini aramaktadır.
yusuf da bu yoksul insanlardan biridir ve geleneksel sporlardan pehlivanlıkla da ufak tefek ilgilidir. bu sporun eski muadilleri ise artık sektörleşen her alan gibi sermaye ilişkilerine göre başka bir hale bürünen pehlivanlıktan soğumuştur. buradan bir çıkış umuduna da yusuf, içten içe kendini kaptırmıştır. kırkpınar yağlı güreşlerine hazırlık serüveni bu şekilde başlar.
yığınla sorun yusuf'un zihnini kemirirken üstüne tedavi ettiremediği babasının hastalığı da yusuf'u psikolojik olarak hayli yormakta, bu yüzden rahat uyuyamamaktadır. bu durum da bir pehlivan için ciddi bir handikaptır.
filmin finalindeki müsabakanın sonunda yusuf'un bir bakışı vardır ki hiçbir şey olmamış gibi devam eden diğer güreşler ve hayat, insanların coşkusu, yusuf'u düştüğü yerde unutmuş gibidir. sessiz sedasız yıkılan iç dünyasının sesini kimse duymaz. kapı gibi koskoca pehlivan, küçük bir çocuktan farksızdır. film, bu sekansla da yerli sinemanın benzersiz kült sahnelerinden birine imzasını atmıştır.
devamını gör...