ikinci dünya savaşının gölgesinde, yoksul istanbulda bir konak, birbirinden farklı onlarca yaşam, her odası ayrı ayrı kiraya verilen bir konak ve tüm hikayenin tam merkezinde bir çocuk. kemal demirel'in aynı adlı romanından uyarlanan ve başrolde küçük kemal'i izlediğimiz bir tunç başaran başyapıtı olan piano piano bacaksız'da, kemal'in gözünden bir yoksulluk/sefalet ama umut hikayesi izliyorsunuz. filmin çektiği fotoğrafın netliği, dönemin pusuyla yarışadursun 81 dakikalık bu filmin ağızlarda bıraktığı tat neresinden bakarsanız bakın biraz buruk biraz da tatlı.
yönetmen:
tunç başaran
oyuncular:
rutkay aziz
emin sivas
meral çetinkaya
yalçın güzelce
serap aksoy
yaman okay
aysegül ünsal
menderes samancilar
tunç başaran
oyuncular:
rutkay aziz
emin sivas
meral çetinkaya
yalçın güzelce
serap aksoy
yaman okay
aysegül ünsal
menderes samancilar
adana altın koza film festivali 1992 - en iyi yönetmen (tunç başaran)
uluslararası ankara film festivali 1992 - en iyi yükselen yıldız (emin sivas)
siyad 1992 - en iyi yardımcı kadın oyuncu (ayşegül ünsal)
uluslararası ankara film festivali 1992 - en iyi yükselen yıldız (emin sivas)
siyad 1992 - en iyi yardımcı kadın oyuncu (ayşegül ünsal)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "son goku" tarafından 14.03.2021 04:29 tarihinde açılmıştır.
1.
piano piano bacaksız, tunç başaran'ın yönetmenliğini yaptığı 1991 yapımı bir film. piano piano, italyanca'da yavaş yavaş anlamına gelen bir tamlamadır.
film, 65. akademi ödülleri'nde türkiye'nin yabancı dilde en iyi film dalında oscar aday adayı olarak seçilmiştir.
film, 65. akademi ödülleri'nde türkiye'nin yabancı dilde en iyi film dalında oscar aday adayı olarak seçilmiştir.
devamını gör...
2.
bu kadar az bilinmesine şaşırdığım film. çok güzeldir. tunç başaran ve ekipten birkaç kişiyle haldun dormen tarafından yapılan röportajı da izlemenizi tavsiye ederim.
filmden çok beğendiğim bir yeri de paylaşmak isterim.
"bak kemal, ne kadar güzel. bütün gün beyoğlu'ndan çamaşır topladı, fırından köz getirdi, çamaşırları yıkadı, karnını doyurdu. şimdi şarkı söyleyip mutlu olabiliyor. şarkı söyleyebiliyor, düşün bir kere. üstelik sesi de güzel değil."
filmden çok beğendiğim bir yeri de paylaşmak isterim.
"bak kemal, ne kadar güzel. bütün gün beyoğlu'ndan çamaşır topladı, fırından köz getirdi, çamaşırları yıkadı, karnını doyurdu. şimdi şarkı söyleyip mutlu olabiliyor. şarkı söyleyebiliyor, düşün bir kere. üstelik sesi de güzel değil."
devamını gör...
3.
bir tunç başaran filmidir.

filmin senaryosunu da yönetmen tunç başaran ve ümit ünal kemal demirel'in aynı isimli romanından uyarlayarak yazmıştır. filmde rutkay aziz, emin sivas, meral çetinkaya, serap aksoy, yaman okay, ayşegül ünsal, ahmet altunterim, taner barlas, meriç başaran, suna selen ve menderes samancılar rol almıştır.
adana film festivalinden ve ankara film festivalinden ödüller ve adaylıklarla dönmüştür.
anlatıcısı ya da başrol oyuncusu çocuklar, özellikle de erkek çocuklar olan filmleri çok seviyorum. aile şerefi, canım kardeşim, sevgili dayım ve uçurtmayı vurmasınlar (film)lerini izlemek beni her zaman mutlu etmiştir.
bu filmin anlatıcısı kemal. yani kitabın yazarı. 1940 yılında, ikinci dünya savaşının kargaşası içinde eski bir konağa sığınmış aileler birbirlerine destek olarak hayatta kalmaya çalışırlar. bu esnada yine aynı konakta kalan ve italya'ya gitme hayali kuran bir adam herkesin hayatını değiştirir.
ne olursa olsun her sahnesinde insanı çok mutlu eden bir filmdir. bunda oyunculuklar kadar her zaman büyük hayranlık duyduğum yönetmen tunç başaran'ın katkısı da çok derindir.

filmin senaryosunu da yönetmen tunç başaran ve ümit ünal kemal demirel'in aynı isimli romanından uyarlayarak yazmıştır. filmde rutkay aziz, emin sivas, meral çetinkaya, serap aksoy, yaman okay, ayşegül ünsal, ahmet altunterim, taner barlas, meriç başaran, suna selen ve menderes samancılar rol almıştır.
adana film festivalinden ve ankara film festivalinden ödüller ve adaylıklarla dönmüştür.
anlatıcısı ya da başrol oyuncusu çocuklar, özellikle de erkek çocuklar olan filmleri çok seviyorum. aile şerefi, canım kardeşim, sevgili dayım ve uçurtmayı vurmasınlar (film)lerini izlemek beni her zaman mutlu etmiştir.
bu filmin anlatıcısı kemal. yani kitabın yazarı. 1940 yılında, ikinci dünya savaşının kargaşası içinde eski bir konağa sığınmış aileler birbirlerine destek olarak hayatta kalmaya çalışırlar. bu esnada yine aynı konakta kalan ve italya'ya gitme hayali kuran bir adam herkesin hayatını değiştirir.
ne olursa olsun her sahnesinde insanı çok mutlu eden bir filmdir. bunda oyunculuklar kadar her zaman büyük hayranlık duyduğum yönetmen tunç başaran'ın katkısı da çok derindir.
devamını gör...
4.
benim fikrim sabit. bu film, yerli ve milli gazap üzümleri'dir. çok da süper bir kritiği hak eder ama rezil tembelliğim yüzünden filmden özür dilerim en başta. diyaloglar etkileyicidir. yoksulluğu iliklerine kadar hissettirir herkese. hitler korkusu çeken bir senai bey vardır, onu sonsuz bir sevgi ile seven değerli eşi vardır. bizi sevmezler mesela. çünkü devir bok. o devir, o insanlar, o sahte paralar, o her şey çok daha güzeldi. gittikçe bitiyor insanlık.
"en büyük umudum, bir gün yeterli paraya sahip olunca bu lastik çizmelerden alabilmekti. benim olmasalar bile çizmeler vardı ya! bir gün benim de olabilir demekti bu."
"en büyük umudum, bir gün yeterli paraya sahip olunca bu lastik çizmelerden alabilmekti. benim olmasalar bile çizmeler vardı ya! bir gün benim de olabilir demekti bu."
devamını gör...