1.
canan tan’ın 2003’te kaleme aldığı ve kitabın ana kahramanı olan piraye’nin hayatını anlattığı biyografi türündeki romanıdır.
piraye genç, modern, hak ve adalet kavramlarını iyice benimsemiş ve ismini babasının nazım hikmet sevgisinden aldığı bir diş hekimliği öğrencisidir. üniversitenin son yıllarında haşim isminde diyarbakırlı birisiyle tanışır, biraz da haşim’in zorlamasıyla evlilik kararı alırlar. yazar romanda haşim’i ve ailesini son derece sert mizaca sahip karakterler olarak yansıtıyor. piraye gerek haşim’in kıskançlıklarından, gerekse ailesinin “erkek torun istiyoruz” baskılarından dolayı sürekli sıkıntı çekmektedir. bir süre sonra diyarbakırlı aile kendilerine erkek torun veremeyen piraye’nin üstüne kuma getirirler.
bundan sonrası kitabın sürprizli kısımları. piraye haşim’in ailesinin kendisine yaşattıklarından sonra kızıyla beraber istanbul’a ailesinin yanına gider. haşim’in diğer eşinden de bir kızı olduğu öğrenilir fakat bu sırada piraye de hamiledir. piraye erkek çocuğu olacağını öğrenir ama bunu haşim’e hiçbir zaman söyleyemeyecektir.
bu yaşanılanlara piraye’nin penceresinden baktığımızda çok güçlü bir kadın olduğunu anlayabiliriz. eşinin ailesinin erkek torun isteğini gerçekleştirememesi kendisinde yetersizlik hissini doğuracaktır fakat istanbul’da ve diyarbakır’da verdiği mücadele takdir edilecek türden. gençlik hevesi ile verdiği kararlar, yerini olgun ve aklı başında bir kadınken eşine yaptığı haklı gurura bırakıyor.
kitabı çok sevdiğimi söyleyemem açıkçası çünkü gençlik romanı okuyormuşum hissini yaşadığım kısımlar oldu. yazarın dili ve anlatımı da oldukça yalın ve süslü kelimelerden uzaktı. yer yer nazım hikmet’in şiirleriyle de karşılaştım, bu kısımlar etkileyiciydi. tek solukta, hatta güzel bir yolculukta okunulabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.
son olarak kitapta böyle de güzel bir nazım hikmet şiirine rastladım:
sen diyorum istanbul geliyor aklıma
istanbul diyorum sen
sen şehrim kadar güzelsin
şehrim senin kadar acılı.
piraye genç, modern, hak ve adalet kavramlarını iyice benimsemiş ve ismini babasının nazım hikmet sevgisinden aldığı bir diş hekimliği öğrencisidir. üniversitenin son yıllarında haşim isminde diyarbakırlı birisiyle tanışır, biraz da haşim’in zorlamasıyla evlilik kararı alırlar. yazar romanda haşim’i ve ailesini son derece sert mizaca sahip karakterler olarak yansıtıyor. piraye gerek haşim’in kıskançlıklarından, gerekse ailesinin “erkek torun istiyoruz” baskılarından dolayı sürekli sıkıntı çekmektedir. bir süre sonra diyarbakırlı aile kendilerine erkek torun veremeyen piraye’nin üstüne kuma getirirler.
bundan sonrası kitabın sürprizli kısımları. piraye haşim’in ailesinin kendisine yaşattıklarından sonra kızıyla beraber istanbul’a ailesinin yanına gider. haşim’in diğer eşinden de bir kızı olduğu öğrenilir fakat bu sırada piraye de hamiledir. piraye erkek çocuğu olacağını öğrenir ama bunu haşim’e hiçbir zaman söyleyemeyecektir.
bu yaşanılanlara piraye’nin penceresinden baktığımızda çok güçlü bir kadın olduğunu anlayabiliriz. eşinin ailesinin erkek torun isteğini gerçekleştirememesi kendisinde yetersizlik hissini doğuracaktır fakat istanbul’da ve diyarbakır’da verdiği mücadele takdir edilecek türden. gençlik hevesi ile verdiği kararlar, yerini olgun ve aklı başında bir kadınken eşine yaptığı haklı gurura bırakıyor.
kitabı çok sevdiğimi söyleyemem açıkçası çünkü gençlik romanı okuyormuşum hissini yaşadığım kısımlar oldu. yazarın dili ve anlatımı da oldukça yalın ve süslü kelimelerden uzaktı. yer yer nazım hikmet’in şiirleriyle de karşılaştım, bu kısımlar etkileyiciydi. tek solukta, hatta güzel bir yolculukta okunulabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.
son olarak kitapta böyle de güzel bir nazım hikmet şiirine rastladım:
sen diyorum istanbul geliyor aklıma
istanbul diyorum sen
sen şehrim kadar güzelsin
şehrim senin kadar acılı.
devamını gör...
"piraye (kitap)" ile benzer başlıklar
piraye
24