psikopat sevgilisinden şikayetçi olmayan kadın

toksik ilişki örneği.

aksaray'da birlikte yaşadığı erkek arkadaşı tarafından sokak ortasında darp edilmek üzereyken bekçiler tarafından kurtarılan ve defalarca ölüm tehdidi alan kadın, şikayetçi olmadı. polislerin 3 kez işlem yaptığı erkek arkadaşına karşı kadının şikayetçi olmaması şaşkınlık yarattı.

www.sondakika.com/3-sayfa/h...

kimse kusura bakmasın ama bu kadın başına bir şey gelmesini kendisi istemiş. ne demek şikayetçi olmamak ya?

nasıl haset ediyorsunuz belli değil. alttan alttan 'kadınlar seçimlerinin bedelini ödüyor' algısını yaratmak var. sısıısıs

kimse neden sizi tercih etmiyor acaba. s

neden böyle yaptığını bir türlü anlayamadığım kadın tipi. benim bir tanıdığım da böyle. kocasından bir araba dolusu dayak yiyor, biz olaya müdahale etmek istediğimizde bize kızıyor ve kocasını savunuyor. size ne benim evliliğimden diyor yani. boşanmasına yardımcı olmak istiyoruz, tek başına yaşaması için çabalayacağımızı söylüyoruz. yine de boşanmıyor. garip biri. belki de 4 tane çocuğu olduğundandır. karısını döven herkesi s****im.

etrafımda bir çok kadın bagimli oldugu hasta ruhlu erkeklerini adam etmeye uğraşıyor.
bir örneği de benim annem.
babamı adam etmeye uğraşmış ama olmamış.
sevgili iken anlamış bozuk olduğunu ama yine de devam etmis.olan anneme oldu.
yahu ruh hastası insanlarla nasıl bir arada olmaya katlaniyor ve ömür heba ediyorsunuz anlamış değilim.
mazoşist misiniz?
acı çekmekten zevk mi alıyorsunuz?
deveye diken insana ziken yaranır lafı boşa edilmemiş.
böylelerine müstehak buna annem de dahil.

bu durum şikayetle, ceza yargısıyla onla bunla çözülecek bir durum değildir.

başına bir şey mi geldi, hemen polisi ara.
okulda dayak mı yedin, öğretmenine söyle.
bir derdin mi var, terapiye git.

bu yaklaşımların hepsi, müreffeh devletlerin, halklarının bir sanrıda yaşaması için uydurulmuş ilüzyonlardan ibaret.

psikopat bir sevgilisi olan kadın diyelim ki şikayetçi oldu, kanunda işlenen suçların cezası belli. kuvvetle muhtemel yargılama da tutuksuz sürecek.
kanun bir şablon çiziyor, şu suça şu ceza. biz bu cezayla bu suçun işlenmesinin, işlendiyse tekerrürünün önüne geçmeyi temenni ediyoruz demektir bu.

hadi diyelim kadın şikayetçi oldu, adamı aldılar 5 yıl doğrudan içeri tıktılar. ne olacak?
adam 5 yıl o kadını öldürme planı yapıp, çıktığı gün öldürecek, müebbet yiyip yine içeri dönecek.

ceza kanununun caydırıcılığı, vasati vatandaş için geçerlidir. spektrumun uçları için hiçbir anlamı yoktur.
neden?
çünkü kendi açılarından doğru dürüst yaşanmaya değecek bir hayatları yahut hayatlarına verdikleri bir kıymet yok.

ekonomik şartlar yerlerde. kendi çevreleri dışında dışlanıyorlar. tek sosyal aktiviteleri oturup 3-5 kendi gibi insanla esrar içmek.
yaşamaya değer elle tutulur tek şeyleri, bir noktada kesiştikleri kadın oluyor. ama o kadına da hayatı zindan ediyor.

bunun çözümü 3-5 günlük değil. şahıslar bireysel olarak abuk subuk insanlarla 3 günde ilişkiye başlamadan kendilerini bir tutam muhafaza edebilir. şu an insanlar ilk gün yatağa girip 3. gün sevgili olma kıvamında, saçma sapan bir hayat yaşıyor.

ama iş işten geçtikten sonra, kadının şikayetçi olmamasını eleştirecek kişinin, o adamdan korumayı da göze alabilen biri olması lazım. yoksa boş lakırdıdan fazlası değil.

en son çocuk yurdu basmıştı llskdksksks
o kadar olaydan sonra da tekrar barışmışlardı.

şikayet etse nazikçe uyarıp eve gönderecekler ve gideceği ilk yer neresi olacak zannediyorsunuz? tazyik hapsinin maksimum 10 gün olduğu bir ortamda kadın üzerine canından mı olsun? adalet sistemi değişmeden psikolojik ve fiziksel şiddet görmüş bir insanın davranışlarında mantık aramayı bırakın.

siz, şikayetçi olunca adamın bir daha kadına yaklaşamadığını filan sanıyorsunuz herhalde.
bunu düşünen ekonominin şahlandığına filan da inanıyordur.

"ülkeni insanını da beğenme ama vizyonun babaannemle aynı olsun."

gerçekleri söylemek ne zaman kibir oldu arkadaşım? boş beleş duyar kasmışsın. kadın ölüm tehditleri almasına rağmen şikayetçi olmamış. ölünce aklı başına gelemeyeceğine göre bu ilişki toksiktir.

ülke insanında beğenecek bir şey olsa yazarım emin ol. sen gerçeklerden uzaksan o senin problemindir.

böyle bir profiliden şikayet etmeyen kadının psikolojik tabanda 2 farklı okuması vardır;

1) zaten böyle bir ailede büyümüştür ve böyle aile bireyleri olduğu için bu anormallik bireyin " normali" olmuştur. herhangi bir anormallikle büyüdüğünüzde, aksi ile tanışana kadar bunun " anormal" olduğunu anlayamazsınız. ilk karşılaştığınız noktada da içinde bulunduğunuz anormaliteyi doğal olarak sorgulamazsınız çünkü " anne ve babanın" bilinç düzeyinde sahip olduğu anlam baskın gelir. kolay kolay hata yaptıklarını, bu hatanın bilinçli olduğunu kabullenmezsiniz ama sonuç her zaman bu anormaliteyi özümsemek ve buna itiraz etmek olur. buda " sen cok değiştin, kimden güç buluyorsun, o-bu-su'nun yüzünden bu hale geldin" gibi altı boş suçlamalarla sizi tekrar kontrol altına almak istemeleri ile devam eder. ebeveynler kontrol kaybı esnasında, sizi duygusal olarak manipule etmeye çalışır ve bunun için suç'u mutlaka yükleyecek bir " özne" bulurlar. kimi zaman bu arkadaş olur( benim kişisel sürecimde, annem her hatasını kendisine ifade ettiğimde ve ona hayır dediğimde; güncel olarak arkadaş olduğum insanları suçlardı. onların beni değiştirdiğini ya da beynimi yıkadığını iddia ederdi.tabi ki bu boş ve yersiz kontrol etme çabasından kaynaklı bir aksiyondu. ), eş olur, başka bir aile bireyiniz olur ya da sizin evlat olarak başardığınız herhangi bir şeyi öne sürerler( yeni işe girdin ya böyle oldun, terfi aldın da böyle oldu, azıcık elin para gördü diye böyle oldu gibi gibi..)

tabi ki bunlara boyun eğmemek, hayatınızı kurtarmak adına ciddi önem arz eder. baş kaldırmazsanız, hayatınız boyunca sizin üstünüzde güç sahibi olmaya ve bunu korumaya devam etmek isterler. toplumun bazı kısımlarında anneler ve babalar böyle değil. bu insanlar toplumun farklı bir kategorisindeler, onların sahip oldukları eğitim- kültür düzeyi zaten dışarıdan kendisini belli eder.
kimse ailesini seçemez ama herkes nasıl biri olacağını ve ileride nasıl bir ebeveyn olacağını seçebilir.

2) kişininde en az karşısındaki birey gibi psikolojik problemleri vardır ve aynı hastalıklı sahiplenme duygusuna sahiptir. bakın böyle insanlar birbirleriyle çok mutlu olurlar çünkü kafa yapıları birbirleri ile eş çalışır. dengesizlikleri, kavgaları, kıskançlıkları çok uç olur ama birbirlerini dengelerler çünkü günün sonunda bilirler ki birbirlerinden başka kimse onları tolere etmez. böyle insanlar bilinçli ve sağlıklı insanlarla bırakın ilişki aşamasına gelmeyi, standart bir diyalog bile kuramazlar çünkü mantıklı insanlar bu hastalık vibe'ını sezer ve onları kendi stabil hayat düzenlerinden atarlar. kimse kendisini kontrol etmekten yoksun, aşırı birini hayat düzeninin parçası haline getirmek istemez çünkü yıllarca inşa ettiğiniz yer şeyi domino taşı misali devirebilirler.

bu yüzden, böyle insanlarla karşılaştığınızda; yolunuza devam edin. sokak jargonu olacak ama " bulaşmayın". bu insanlar toksiktir ve hastalıklı olduklarını anlatamazsınız. kimsenin zoruyla değişmezler, zorla terapiye gitseler bile; zihniyette sonuç alamazsınız. kendi kendilerine hastalıklı olduklarına inanmaları ve kendi iradeleri ile terapiye açık olmaları gerekir.

iş yerimde, böyle bir iş arkadaşım vardı. dışarıdan normal bir kızcagız gibi dursa da, bir sevgilisine saplantılıydı. ne olursa olsun, cocukla barışıyordu. çocugun limiti yok tabi bu arada.. aklınıza gelebilecek her manyaklık yaşanıyor araba kurşunlatmaya kadar. tabi ben bu kızı korumaya almıştım, hep destek oldum cocuktan uzak tutmaya çalıştım. cocuk benden korkuyordu, bulaşamadı pek. peki sonunda ne oldu dersiniz? onca şeye rağmen rağmen, gitti o herifle evlendi. anladım ki kendiside hastalıklı. bu adama sürekli dönmesinin ve bunu istemesinin başka bir açıklaması olamaz. bunca yıldır değişen bir şey yok. her gün kavga, şiddet, ilişkilerinde ne ararsanız var. evlenmeden önce, kaç kez kendisini bu ilişkiden kurtarmayı denedim ama işe yaramadı gitti yine onunla evlendi üstüne 2 çocuk yaptı. bende artık görüşmüyorum çünkü fark ettim ki yakın açıdan iletişim halinde kaldıkça, her türlü sorunlarına sizi de bulaştırıyorlar. böyle manyaklarla neden muhattap olup hayatımı mahvedeyim. merhaba- merhaba bıraktım geride. bu kadarı yeterli. uzak kalmak iyidir.

herkes adamı ön kapıdan alıp arka kapıdan bırakacaklar diye kadın şikayetçi olmadı diyip bir mantığa oturtmuş. arkadaşlar bu aşırı mantıksız.

evet ülkede hukuk düzgün ilerlemiyor da sen de hiç çabalamayıp kabullenecek misin. en azından kendin için bişeylerle mücadele etmen gerek.

mesela gaspçılar için de zaten kimbilir kaç kere girip çıktı, tonla sabıkası var, burdan alıp ordan bırakıyorlar falan deriz dimi. o zaman gasp edilince karakola gidip şikayetçi olmayın. susun oturun.

yolda biri önünüzü kesti, sizden güçlü de duruyo. sizi dövmeye başladı, sakın karşılık vermeyin. hani bu olayda adam şikayetçi olununca daha çok kızacak eve dönecek şöyle böyle yapacak diyorsunuz ya, aynı şey. karşı tarafın sizden güçlü olduğu kavgada hiç karşılık vermeyin. bir tane vurup canını yakarsanız daha çok kızıp daha kötü döver. o sizi döverken durun ve onun insafa gelip durmasını bekleyin. hani korku gerilim filmlerinde psikopat acele bile etmeden yürür, kurbanla oynar, yapmadığı kalmaz; mağdur kendini savunabileceği koşul bile oluştuğunda mücadele etmez, anca ağlayıp bunu neden yapıyorsun der. aynı öyle bişey.

bu olay muhtemelen ilk değil, son da olmayacak. azıcık kafası çalışan herkes bu insanın düzelmeyeceğini, birgün bu kişinin elinden ölümü olacağını bilir. kaybedecek ne kalmış canından olucaksın, mücadele etsene. biri yazmış ya en fazla 5 sene alır, eskaza bunun olduğunu düşünelim, sen de o süreçte taşın kay kayıplara karış.

ben bahane kabul etmiyorum açıkçası. sen yeter ki kafana koy, en azından dene. benim annem 4 çocukla kaçıp ev tutup bulaşık yıkayarak hayatta kaldı. yeni bir yol çizdi. herkes yapabilir. yeter ki kendine inan, dene, yeter de. yapamasan da denemiş ol, direkt teslim olmaktan iyidir.

(bkz: stockholm sendromu)