rte'nin hayvan sevgisi

insan olanın ve vicdan sahibi olanın midesinin bulanacağı sevgi türüdür.

buradan bakıp görebilirsiniz.
insan gerçekten hayret ediyor.
hitler denen diktatör köpekleri çok severdi.
bizimkisi hayvanları bile sevmiyor.

bu kadardır

herkes öldürür sevdiğini...
pardon yanlış başlık.

- kalbimi insanlardan fazla yumuşatan hayvanlar var.
+ allah allah!

buradaki allah allah acayip bir cümle, ne diyon lan sen değişik der gibi bir anlamda kullanıyor, inanmamakla dalga geçmek arası bir ifade.

danışıklı dövüşte bile bir kibir var.
- ben de beş tane hayvan var!
sanki koyun, kuzu, inek vs var gibi söylüyor.
rte insanlarla bağ kuramıyor, hayvanlarla bağ kursa benim 2 kedim, 1 köpeğim, 2 muhabbet kuşum var derdi.
öldürdün mü de tam bu yüzden ağzından çıkıyor. ne karşısındaki gazeteciyle ne de adamın muhabbet kuşuyla bir bağ kuramıyor, kurmuyor.

insanlar rte'nin ifadelerini eleştirirken nüfusun en az %70'i o ifadeleri doğru buluyor.

(bkz: tayyip erdoğan'ın hayvan öldürdün mü sorusu)
yazık. çok yazık. nokta.

80 milyon milyar kuzu güdüyor adam.
sevgiden midir bilinmez....
sevgi olmadan 20 yıl sürmezdi.
uzun soluklu evlilikler, üçüncü yılında aşkın bitmesine rağmen sevgi temeli ile devam edermiş.
bu evliliğin ilk üç yılı için yeter ki onursuz olmasın aşk şarkısını dinledik yetmez ama evetçilerden*...
sonrası için yaşandı bitti saygısızca diyebiliriz.... başlıkla bağlantıyı yine mi kopardım,tüh.
ne diyorduk hayvan sevgisi , en azından hayvanlarının yüzde ellisini çok sevdiği inkar edilemez.
her yerde olduğu gibi hayvanlara gösterilen sevgide de ayrımcılık mevcut, neyse hem biz evrime inanan hayvanlar değil miyiz?

belli oluyor 15 senede ülkeyi ahıra çevirdiler

yemin ederim iğrenç ya iğrenç. canım hayvanlarım böyle bir ülkeye denk geldiğiniz için özür dilerim.

öldürdün mü dedikten sonraki gülümsemesi korkunç değil mi? masum bir hayvanı öldürmek hakkında bu kadar rahat konuşuyor, sonrasında bir de sırıtıyor. tüylerim diken diken oldu.

sedat peker'inkiyle benzerdir

cb'nın sosyopat olduğunu ya da sosyopatik nitelikler taşıdığını gösteren bir diyalog. videoyu yüzümü buruşturarak izledim. diyalog şöyle:

muhabir: hayvansever biri olarak, kalbimi yumuşatan insanlardan daha çok küçücük hayvanlar olduğunu bilerek bu soruyu sormak istiyorum- -
rte: allah allah...

(rte lafa girerek muhabirin sözünü kesiyor, dediğine inanamıyor, "allah allah, nasıl olur?" minvalinde bir şaşkınlık nidası. hayvanların insanın kalbini yumuşatması onun için sıra dışı bir şey. demek ki hayatında hiç hayvan sevgisi nedir bilmemiş)

muhabir: eee, (muhabir şimdi stresli bir sesle devam ediyor) hayvan haklarıyla ilgili bir yasa çıkacaktı efendim, ak parti bir çalışma --
rte: sen de kaç tane hayvan var?

(rte yine muhabirin sözünü kesiyor. "hayvan besliyor musun?" ya da "hangi hayvanı besliyorsun?" diye sormuyor. belki konuyu saptırmak istiyor. akp yıllardır hayvan hakları ile ilgili hiç bir şey yapmıyor hepimizin bildiği gibi. üslup yine kahvehane ağzı ile ve kibirli. gazeteciye "siz" deme nezaketinde bulunmuyor. belli ki onu kendisinden küçük görüyor)

muhabir: şimdi... eee ... (muhabirin burada boğazı düğümleniyor) geçen haftaya kadar iki tane idi...
rte: haaa? (rte anlamazlıktan geliyor, adamın yarasını deşer gibi. haaa? nasıl yani?ne oldu?)
muhabir: geçen haftaya kadar iki taneydi, şimdi bir tane...

(muhabir bunları söylerken yüzünde acılı bir ifade var, gülümseme ile bunu bastırmaya çalışıyor)

rte: öldürdün mü? (söylerken rte'nin suratında anlamsız bir sırıtış)
muhabir: (minik bir şok yaşıyor) ben öldürmedim efendim...

nedense rte'nin aklına gelen ilk şey, cinayet. öldürdün mü? nasıl oldu, niye oldu diyebilir istese. belki kaçtı? kaldı ki, ayrıntısına girilecek bir konu değil. tv'de halkın önünde konuşuyorlar. normal sağlıklı bir insan, "öldürdün mü? diye sorup gülümsemez.

kriminaloglar ve psikiyatristler, sosyopatların empati kuramayan insanlar olduğunu söylüyor. psikopatlar için de, insanlara zarar vermeden önce hayvanlar üzerinde deneyler yaptıklarını belirtiyor.

şu kısa diyalog bile rte'nin ruh sağlığı üzerine ipuçları veriyor.

olmayan sevgidir. o röportajdan sonra kimse o şahsın bir tutam iyiliğine bile inandıramaz bizleri.

adam bir defa soğuk.
hiç elinize silah aldınız mı?
dünyada bin bir çeşit metal vardır. demiri, çeliği alaşımı bilme nesi.
ama silahın demiri başka bir soğuktur.
insanı rahatsız eden bir yanı vardır.
bilirsin ki tekin bir şey değil o elinde tuttuğun şey.
bilerek veya kazaya bir canı alabilir her an. soğukluğu insanı ürpertir. bu korku değildir. bu insancıl bir duygudur ki korku bile desen o da insancıl. bu birine zarar vermekten çekinmek içten içe kendini uyarkaktır.

bizim bu reis de böyledir işte.
milyar insan var. bu da bir tanesi. ama işte bunun soğuğu ayrı soğuk.
insanı rahatsız eden bir şey.
her an birinin canının yakabilir çünkü. tehlikeli ve sevimsiz. içinde merhamet yok.
dirseğini bir tabuta dayayıp eline mikrofon alabilir.
binlerce insana çocuğu öldürülmüş bir anneyi yuhalatabilir.
yine binlerce insanın önünde bir kadına bir anneye bir anahtar verip "oğlun öldü ama bak evin oldu" diyebilir.
birine kızıp ananı da al git diyebilir mesela.
kim şaşırır bunlara?
işte böyle bir soğukluğu var bu adamın.
silaha benzer.
attila ilhan'dan gelsin. "güldü mü cenazeye benze mübarek"