kişisel gelişim
2.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

erdal demirkıran tarafından yazılan kitabın ana fikri, başlığında açıkça yazıldığı gibi aptal insanların gününün üçte birini uyuyarak geçirdiği düşüncesidir. kitap kısaca insan ömrünün yaklaşık altmış yıl olduğunu ve bu altmış yılın yirmi yılını uyuyarak geçirmenin saçma olduğunu, alışkanlıklar sayesinde bu süreyi kısaltabileceğimizi anlatmış. yıllar önce okuduğumda bana mantıklı gelen bu fikre ‘ya cidden yirmi yıl uyumak nedir! ‘ diye tepki vermiştim. şimdi ise insan vücudunun uykuya nasıl muhtaç olduğunu ve günde en az yedi saat uyumanın ihtiyaç olduğunu anlıyor ve destekliyorum. yapılan birçok araştırma, konuyla alakalı yazılan onlarca makale var; kimileri az uykuyu savunurken kimileri ise en az yedi saat diyor. tartışmaya oldukça açık bir konu.
devamını gör...
erdal demirkıran'ın mizahi anlatımı insanı sorgulatıp düşündüren bir ara deli gibi taktığım kitaptır sonra sekiz saat uykumdan ödün veremeyeceğimi kabullenip yazarın kitaplarını okumayı bırakmıştım.
devamını gör...
zamanına damga vuran kişilerin uyuma şeklini ve uykuda geçirdiği zamanı anlatırken 8 saat uyumanın aslında iyi bir şey olmadığını, hatta gereksiz olduğu için daha az uyamamız gerektiğini anlatan kitap.

son 20 30 sayfasını okuyamamıltım nedense. sıkıldım sanırım. aslında hayatımda okuduğum 2 kitaptan birisi aslında.
devamını gör...
söz konusu kitabın yazarı erdal demirkıran'ın aynı zamanda *ben dünyanın en akıllı insanıyım* diye bir kitabı daha vardır.

kişisel gelişim kitaplarının sadece motivasyon olarak görülmesine sebebiyet veren, insanları yanlış yönlendiren ve kişisel gelişimden soğutan bi yazar kişisi önermesi.
yazar olabilmesine bile çok şaşırıyorum ve şaşkınlığım bir türlü geçmiyor. bak hâla şaşırıyorum. yayınevine para veren yazar oluyor zaten, fazla mantıklı bi önerme beklememek lazım.

şuraya uykunun neden insanın süper gücü olduğunu anlatan bir tedtalks konuşması bırakayım da bu safsatalar son bulsun.

devamını gör...
erdal demirkıran'a ait zihinsel gelişim kitabı..

yıllar önce okuduğumda beni çok etkilemişti. 8 saat uyumanın sadece bir alışkanlık olduğu vurgusu dikkat çekiyor, insanın hayatının üçte birini uykuya harcaması çok sıkıcı ve gereksiz bulunuyordu.
bilimsel bir konuyu roman olarak işlemesi, kitabı okumayı keyifli hale getiriyor ve bir solukta okuyuveriyorsunuz.


yazara göre 60 yıl yaşadığı varsayılan sıradan bir insan; ömrünün 15 yılını çocuklukta, 15 yılını ıvır zıvır işlerde, 20 yılını da uykuda geçirmektedir. bu bakış açısıyla hesaplandığında ortalama bir insanın geriye kalan süresi sadece 10 yıldır. gelgelelim bu aynı insan, günde 8 saat yerine 4 saat uyursa ömrünün sadece 10 yılını uykuda geçirir ve böylece 10 sene daha fazla yaşamış olur. demirkıran, bunu başaran insanın sıradanlığının sona ereceğini ve böylece de sıra dışı başarılara imza atacağını iddia etmektedir. ona göre sıra dışı başarılar elde eden; keops, da vinci, edison, newton, dostoyevski, armstrong gibi insanlar, tüm başarılarını işte bu ikinci 10 yıla borçludurlar.

bu arada “uyku” kesinlikle sıkıcı bir konudur. çevrenizde biri uykudan bahsedince esnemenize engel olamazsınız mesela. ancak yazar, bu konuyu roman formatında işleyerek öyle eğlenceli bir hale getirmiş ki kitabı bitirmeden uyumak neredeyse imkânsız! e, tabii kitabı bitirdikten sonra da...


ukde: turşu
devamını gör...
(bkz: erdal demirkıran)'ın diğer kitapları gibi ismiyle insanın dikkatini çeken ve konuyu merak edenlerin okumak isteyeceği; uyku üzerine bolca örnek verdiği, yer yer bilimsel dayanaklarla birlikte kendine özgü fikirlerini de aktardığı kitabı. pek çok kişinin de böyle bir isme sahip olduğu ve aksi yönde örnekler de az sayılmayacağı için tepkili olduğunu bildiğim bir söylem/kitap aynı zamanda.

uyumayı hiçbir zaman sevememiş ve erken saatlerde uyanıp tüm günü yaşamayı seven biri olarak büyük bir heyecanla okumuştum yıllar önce bu kitabı. şimdilerde tamamen haklıydı ya da haksızdı diyememekle birlikte, halen süren bir tartışma olduğu için uyku saatleri üzerine okumaya devam edeceğim bir konu diyebilirim.
devamını gör...
delinin biri bir kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz konulu kitap...

insanların uyuma saatlerini de bir çok konu gibi* vücuden, zihnen ve kalben, kendi bünyesinin belirlemesi kanaatindeyim.
hayatımızın bazı dönemlerinde az, bazı dönemlerinde ise çok uyuyabiliyor olmamız, doğrudan bünyemizin bize mesajıdır: senin uykuya ihtiyacın var. uyu ki salgıladığım ağrı kesiciler ve antidepresanlar seni iyileşirsin... bunu anlamak adına müneccim olmaya gerek var mı? hayır elbette ki yok. sadece erdal demirkıran olmamanız yeterli...

kendisi dilerse, 2 saat dilerse 18 saat uyuyabilir. insanları tercihleriyle aptal yerine koymak, dava açılası bir eylemdir...

aynı yazarın yerim seni öss adlı bir kitabı daha vardır ki: x dersanesi sponsorlu... kitapla bir de zihni uçuran şeker veriliyordu.. hiçbir hocamız da kalkıp sponsoru oldukları kitabın şekerinin, bi'naneye yaramadığını, bunun sadece güruhları harekete geçiren satın alma eyleminden başka bir aptallık olmadığını dillendiremedi... dedikleri tek şey kitapla alakası yok, sınavdan yarım saat evvel reçel yerseniz de zihniniz coşacaktır oldu.. o hocamızı kovdular...
şimdi fark ettim de aptal olan hocamız değilmiş...
devamını gör...
kişisel gelişim zırvalarının pik yaptığı döneme damga vuran yazarın iddialı isme sahip bir diğer kitabıdır. kitap hiçbirşey anlatmaz.

kitabın yazarı erdal demirkıran iyi bir yazar değildir. çok iyi bir esnaftır bana göre. ki esasında kişisel gelişim kitaplarının bir öğretiden öte bir menüyü pazarlamak olduğunu düşünürüm. erdal demirkıran da bu pazarlama işini bir dönem arş-ı ala'ya çıkarmış bir abimizdir.

kanımızın deli aktığı zamanlara denk geldiğinden midir, popüler kültürün reklam furyasına kurban gittiğimizden midir bilmem bu kitap ile yakın zamanlarda çıkardığı 'yerim seni öss' 'sen şimdi gidecen ya cehennemin dibine git ben bağrıma taş basarım' gibi kitaplarını da alıp çitlemiştim. çitlemiştim diyorum çünkü okuduklarım kayda değer pek bir şey taşımayan, 'yürü be koçum' kabilinden gazlayıcı, 'işte siz bunu bile akıl etmekten acizsiniz' seviyesinde aşağılayıcı bir takım geçişlerden fazlası değildi.

şu sıralar adını pek duymuyorum, demek ki eski formunu kaybetti. ama gerçekten bir malı sadece üzerindeki sloganla satmak, hatta bu sloganı yaratıcı bir kaç ekleme ile sunmak ('sen şimdi gidecen ya cehennemin dibine git ben bağrıma taş basarım' kitabının sağ üst köşesinde bir üçgen kutu içerisinde 'bağır taşı' bulunurdu) fikri milenyumun başlarında çok iyi satmıştı.

tüm bu yazılanlara rağmen bu kitabı alıp okuyacaksınız, çünkü içini merak ettiriyor kitap ismi yapılan slogan.

olsundu, ben uyumaya gidiyorum.

cümleten hayırlı forumlar.
devamını gör...
çağımızın en içi boş, yanlış tespiti bu cümle olabilir.
aynı zamanda erdal demirkıran'ın kitabının da isimidir.
okuduğum tek erdal demirkıran kitabı olma unvanına sahip eser bu yazacaktım ki aklıma bir kitabı daha geldi. onun da ismi "sen şimdi gidecen ya cehennemin dibine git" kitabın içeriği hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum ismi ilgimi çektiği için alıp, okumuştum. erdal demirkıran atarlı giderli kitap isimleri bulmada bir numara resmen. bir de seni yerim öss diye kitabı vardı. onu okumadım ama duymuştum yine çok ilginç ki ismi aklımda kalmış. neyse konumuza dönecek olursak,
sadece aptallar 8 saat uyur isimli kitabı lisede iken yakın arkadaşımın tavsiyesi ile okumuştum. erdal demirkıran hayranıydı. hatta 10 years challenge bile yapmış geçenlerde. demek ki hala hayran. "ne olur oku,ne olur çok iyi kitap" diye o kadar çok başımın etini yedi ki ben de okudum merak edip.
o zamanlar okuduğumda bana sürükleyici gelmişti.
sihirli lambanın cini ile olaylar başlıyordu.dilek dileyen kişi cinden ömrünü uzatmasını istiyordu ve ömür uzamasının az uyuyarak mümkün olabileceğine mevzu bağlanıp olaylar gelişiyordu.
ama ne kadar yanlış bir düşünce. her vücudun uyku ihtiyacı farklıdır. bünyeden bünyeye değişiklik gösteren bir durum hakkında böylesine keskin bir cümle kurmak çok yanlış. o zamanlar modaydı zaten, az uyuyun diye sağda solda oturumlarda konuşan bilirkişiler türemişti. insan ihtiyacı olan uykuyu alamazsa çok agresif olabiliyor. hatta psikolojik rahatsızlıkların tetiklenmesine sebebiyet veren bir durumdur az uyumak.
doğru sanılan yanlışların en iyi örneklerinden biri bu cümledir işte.
devamını gör...
erdal demirkıran'ın zırvalıklarından biridir. uyku, dinlenmek için mükemmel bir fırsattır. doğadaki hemen her canlı dinlenir. insanlar kadar derin uyuma şansı olmayan canlılar bile "uyku benzeri" bir hal içerisine girerler. çocukken tanışmıştım kendisiyle, ilkokula gidiyordum. ilkokula giderken okuyunca daha çok oyun oynamak ve tv izlemek gibi cazip fikirlere kapılıp "voaaaa çok mantıklı" diyorsunuz tabii. bir de yanlış hatırlamıyorsam uykuda geçirdiğimiz vakti daha verimli geçirebileceğimiz hususunda çılgın fikirleri vardı kendisinin. sanki uyanık kaldığımız sürede süper verimli kullanıyoruz vaktimizi ve sanki uyumayınca her birimiz adımızı tarih sayfasına kazıyacak işler yapacağız. çünkü bu adamın "en iyi olma" saplantısı da vardı.

ne biyoloji, ne psikoloji, ne de normal bir insanın mantığı kabul edebilir bu söylemleri. üstelik tehlikeli söylemler. özellikle depresyon, bipolar bozukluk gibi kimi durumlarda uyku düzeni ve uyku kalitesi muazzam önemli. ruh halinizin ve zihninizin sağlıklı olması için uyku mühim. aynı zamanda yeterli uyku almadığınızda bağışıklığınızın dahi düşebildiği söyleniyor. uyku sırasında salgılanan melatonin hormonunun önemine ve gerekliliğine ve insomnia gibi bir rahatsızlığa sahip olan insanların yaşadıkları sıkıntılara değinmiyorum bile.

kişisel gelişmek istiyorsak da daha doğru kitaplar seçmek gerekiyordur belki de.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sadece aptallar 8 saat uyur" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim