sadece işi düşünce arayan insan

makavellist düşünceyi iliklerine kadar yaşayan insandır.
muhtemelen sosyopattır.
çevresindeki insanların onun gözünde eşyalardan farkı yoktur.
utanma nedir bilmezler.
yok dedikçe isterler.
toplum hayatında oldukça sık karşılaşılan kişilik modelidir.
iyi menemen yaptıkları söylenir.
insanların kanına da böyle girerler zaten.

- alo duygu napıyosun
+ hiiç oturuyorum
- ben de acayip sıkılıyorum, bize gelsen film falan bakarız. martini de var seversin sen
+ 4 yıl önce evlendim lan ben!
- haaaaaaa tamam o zamaaaan. aysun'un telefon var mı sende? hani hep mini şortla gezen?
+ dıııııııııııııııııııt

iletişimi kesin. hangi mecrada olursa olsun tüm hesaplarını engelleyin

aramasını da geçtim sadece işi düşünce zırt pırt yazıp önce numaradan hâl hatır sorup sonra sorular yağmuruna tutan işini hallettirmeye çalışan kişisi. ne hikmetse bizim kimseye işimiz düşmüyor

ayıp olmasın diye bi' naber napıyosun diye sorar.

o buzdağının altında "kanka şöyle şöyle bişeyler oldu, sence ne yapmalıyım" gibi mesleki soruları direk hazırda bekliyor.

zaten bu tarz insanlarla düzenli bir şekilde iletişiminiz olduysa
hadi konuş, anlat, sor ne soruyorsan diyip süreci bi' an önce bitirmek istiyorsunuz. bir de o yalandan sana naber napıyorsun diyor ve asla dinlemediğini anlıyorsunuz ya, orada insan varlığı midemi bulandırıyor valla.

benim kendime hayrım yok o yüzden kimse aramıyor ancak kavga falan olunca çağırıyorlar. gidip dayağımı yiyip dönüyorum

küfretmek istediğim kişidir.

uyanık geçinen bir aptaldır.

çıkarcı olduğunu kimsenin anlamadığını sanan insandır.

severim öyle net insanı.

makyavelist çıkarcı bir sahtekarın tekidir. böylesi ahlaksız insanlarla her yerden iletişimi kesin ve onları asla muhatap almayın...

her yüzyıl'ın belasıdır.

aslında bu tipleri daha çok narsist ve duygu durum bozukluğu olan insanlar olarak tanımlıyorum. odak noktaları sadece kendi çıkarları ve beklentileri olduğu için, bunu sağlayabilecek insanı sadece aracı olarak kullanıp bırakıyorlar. önemli olan karşıdaki kişinin " neyi yapabildiği", kişinin bireysel değeri veyahut bireyin hayatındaki konumu değil.

mesleğim sebebiyle çok sık karşılaştığım bir durumdur fakat bunun önüne geçebilmek amacıyla arkadaş canlısı tavrımın ucunu sivriltip mızrak haline getirdim. bu tarz insanlar karşıma çıktığında direkt doğrultuyorum hatta bazen saplıyorum. kimse diğerinin üstünden fayda veye çifte standart sağlayamamalı. pozisyonumun ya da soyadımın bana sağladığı opsiyonları kullanıp, bir yere gelmek isteyen insanı bir şeyleri tek başına başarmaya itiyorum. bende buraya kendi dirseğimi çürüterek geldim. insanların üstünden geçinerek bir hayat inşa etmediğim için, kimseninde bana karşı bu tutumda olmasına izin vermiyorum. bu sadece iş konusunda değil, özel hayatta da böyle.

bu tarz insanlar fazlasıyla manipülatif ve tatlı dillidir özellikle karşı cinsle iletişim kurarken genellik duygusal açıdan zaaflarına oynarlar.
dikkatli olmak ve bu kapıyı açmamak gerekiyor.

erkek arkadaşım olmadan öncede hayatım böyleydi, şu an düzeyli ve ciddi ilişkim olmasına rağmen hala tavrım böyle. hayatımda olmayan bir insan anlık bile olsa hayatıma dahil olamaz/ beni arayamaz ve benden bir konuda destek alamaz. iyilik yapmak ayrıdır, insan kullanmak ayrı. ikinci kategorinin hayatımda yeri yoktur.

kuralım basittir;

ya içeridesin ya dışarıda. ortası- istisnası yok.

rehberde bu tarz insan 5 kişi bile değil.
eh yılan akrep örümcek sevdiğimden dolayı var birkaç kişi işte

basar engeli geçerim.

hiç aramayan, hal hatır sormayan, mutlu gününüzde tebrik etmeyen, kötü zamanınız olduğunda geçmiş olsun demeyen, ama işi düşünce, çıkarı olunca birden arayan insandır.

herkesin alışkın olduğu bir durumdur. itici ve rahatsız edicidir.

önce seni suçlayarak işe başlar " niye aramıyın olm!"

-la kaç defa aradım seni gelmedin.

+ hasst... neyse... ne var, ne yoh, nasıl gidiyor?

sonra mevzuya gelelim.

benimdir. baska neden ariyim, aramam ki.

benim böyle bir arkadaşım var. çocukluk arkadaşım olur kendisi. 35 yıllık belki 40. atsan atilmaz satsan satılmaz türden. fukara sumugu gibi yapıştı kaldı teres. kızamıyorum da herife. anasının babasının hatırı çok bende. aynı sehirdeyiz. nerede yaşar onu bile bilmiyorum. geçenlerde aradı, diko sana işim düştü dedi. esrarla yakalanmış. hakimi tanıyor musun diyor. allah'ım yarabbim ya. neyse, korkma bir şey olmaz içici olduğunu anlar dedim de savusturdum.

sadece mutsuzken, dert anlatmak için arayan insanla yarışır.

azıp azıp yazan karılardan gına geldi. artık yeter, meta mıyız biz?
gönül ister "3 ayların mübarek olsun... * * *" diyeni, fakat diyorlar, neremi neremi...