sağır oda (dizi)

yapımcıları arasında (bkz: cüneyt özdemir)'in de bulunduğu eski bir dizi.
dizinin müziği (bkz: gökhan kırdar) tarafından yapılmıştır.

serdar akar ve soner yalçın'ın kv'nin orijinal serisi bitiminden sonra çektikleri dizi. iyi malzemeyle kötü yemek yapmanın resmen dizi versiyonuydu. ilk bölümleri güzel başlamıştı ama sonra serdar akar dahil yapım ekibinden çoğu kişinin ayrılmasıyla her bölümü ayrı kapıdan çalan bir diziye dönmüştü ve mantık hataları say say bitmiyordu ayrıca dizi başta enteresan bir konuyla başlarken(türkiye'deki kayıp nazi altınları) dizi ortalarında vatan millet sakaryaya dönmüştü ve yarım kalmış gibi bitmişti yani 35.bölümün gelip gelmeyeceği çok tartışılmıştı ki "devam edebilir etmeyedebilir" şeklinde bir resmi açıklama yapmışlardı.

dizide ajdar çikita muzlu olan işkence sahnesi en saçma ama en popüler sahnelerden biri olmuştur. dizinin en büyük hatalarında biri ise kurtlar vadisi pusu ile aynı gün aynı saatte gösteriliyor olmasıydı sonuçta rakip olması mümkün değildi o dönem.

ilk bölümleriyle zamanının kaliteli dizilerindendi ama sanıyorum ki reytingler yüzünden, erken final yapmak zorunda kalınca başladığı kalitede bitiriş yapamadı ve konusu da yarım kaldı. böyle dizilerden bir de “reaksiyon” dizisi vardı ki o da çok güzel başlayıp erken final yapmak zorunda kalınca son bölümleri ile kötüleşen ama ilk bölümleriyle tadı dimağımızda kalan dizilerden oldu.

senaristinin lost ile bir derdi olduğuna inanıyorum. buna inanıyorum çünkü lost için ortaya atılan iddialardan biri yaşananların aslında jack'in rüyası olduğu hakkındaydı.

dizinin ilk bölümü jack'in gözünü açmasıyla başlar son bölümü de son sahnede kapanmasıyla biter.

işte bu sağır oda dizisinde aras dağlı diye bir çakma polat alemdar vardı.

dizi final yapacağı zaman sonunu bağlayamadılar. bunlar da ilk bölümlerde aras dağlı vurulduğu sırada kurşun yeleğe gelmiş ve ölmemişken meğer aslında yelek yokmuş ve vurulmuş da komaya girmiş de biz onu rüyasını izlemişiz diye bitirmişlerdi.

dizinin başka bir lost göndermesinde de 4 8 15 16 23 42 sayılarını şuursuz şekilde tekrarlayan daha doğrusu şuuru yerinde değilken gizem olsun diye tekrarlatılan avşar bey isimli karakteri olmasıydı.

o tarihte bütün dünya ulan bu 4 8 15 16 23 42 ne oğlum diye kafayı yerken sağır oda bunun ekmeğini. yemeye çalışmış aptal bir diziydi.

mis gibi konuyu p*ç ettilerdi.

13 yaşındaki ben’in ağzının sularını akıtarak izlediği dizidir. hiçbir bölümünü kaçırmadan izledim zamanında. çocuk aklımla her şey o kadar çekici geliyordu ki. mahir günşiray hayranı olmuştum o dönem(kötü adam sevgisi). finali herhalde kimseyi tatmin etmemiştir diye düşünüyorum ama bir anda bitirildiği için toparlayamamış olmaları normal.

çok iyi başlamıştı ki -senaryonun başında soner yalçın vardı- sonra beş bölümden sonra mevzu başka mecraaya kaydırılmıştır. bilerek yahut etkilenmeler yoluyla. ama başladığı minval üzere devam edeydi unutulmaz olurdu. şimdi ise bazılarımız hatırlıyor

aaa severdim.

entel kurtlar vadisi dersem yanlış olmaz. ama vadinin aksine ana konusu oldukça saçma ve beşinci sınıf komplo teorisi kitaplarında geçenler gibiydi. yani nazi altınları var, onlar elden ele dolaşıyor sonra türkiye'de kırımlı ailesine geliyordu. bir de gizli bir germen-töton tarikatı vardı. mahir günşıray ve evdeki uşak bu tarikata üyeydi ve gizli seremoniler falan yapıyorlardı. başroldeki ajan abi ve arkadaşları da bu işin peşindeydi. velhasıl olacak iş değildi dizinin çıkış noktası ddfsfsff

bunun haricinde vadiye göre daha entel, daha detaycı ve ilginç nüanslara dikkat çekerdi dizi. hizbullahın iç yapısı, yolsuzluk konuları, gazeteler ve medya, bürokrasi, internet korsanlığı gibi konulara bir anda değinir ve kafa açardı. vadi, türkiye'de eski mafya yapılanmaları tasfiye edilirken, bunu deşifre etmek için ekrana konmuş bir öz eleştiri dizisiydi. sağır oda ise vadi gibi katıksız devletçi ve böyle bir amaç güden bir dizi değildi. hacker savaşları, diplomatik çekişmeler gibi o yıllarda ekranlarda gözükmeyen, daha modern şeyler gösterilirdi dizide. kenar mahalle mafya raconları, kan banyoları, beyzbol sopası ile adam öldürme gibi sahneler de yoktu bu dizide. dövüş sahneleri bile bruce lee filmleri gibi böyle naif naif ve tekniğe dayalı falan olurdu ffdfssf

yıllar sonra tamamını izledim sağır oda'nın bir kere daha. bence birçok yönden vadiden daha güzelmiş.

absürt ırk teorilerini işleyen bir diziydi. turo ve germano adlı iki kardeş ırk varmış ve bunlar asya'daki büyük göçlerle ayrı düşmüşler. turo türkler olarak biziz tabi. 1. dünya savaşında bu iki kardeş ırk ittifak yapmıştı. malum nazi altınları da kardeş ırkın ülkesine teslim edilmişti.
vakti zamanında izlerken gülmüştüm, bu kadar absürtlük olamaz diye. "ulan madem almanlarla kardeşiz, dil yapılarımız niye birbirinden farklı bir kere?"
sonu çok kötüydü kurgulanmıştı. bu diziye böyle bir son çok uyumsuzdu.
bir de işkence aleti olarak (bkz: ajdar)'ın (bkz: çikita muz) şarkısı kullanılmıştı.