sanal alemin cazibesine kapılıp kendimizi kaybettik

diyanet işleri başkanı ali erbaş, cuma hutbesini bursa'da okudu. hutbede "bilgisayar, tablet ve akıllı telefonların esiri olduk" ifadeleri kullanıldı.

buradan
haydi gençler camiye, bırakın tabletleri.

zinhar haram ve israf . direk zam gelmeli teknoloji ve bilişime
zam yapmak zira yeridir .

bugünkü 142. entrymi bu yoruma asla katılmadığımı söyleyerek sonlandırıyorum..

haklı bulduğum tespit.

#1536740 da belirttiğim gibi diyanette çalışıyorum. biz bütün gün facebook, twitter falan yardırıyoruz. fetva falan hak getire. namazı niyazı unuttuk. vpn ile porno sitelerine bağlanan arkadaşlar bile var, ne ayıp.

tabii kendini kontrol edebilip bu furyaya katılmayan arkadaşlarımız da var. başkanımız onları ödüllendirmek için beş yıldızlı otellere götürüyor. sanal alem yerine beş yıldızlı otellerde kaybediyorlar kendilerini. çok çalışıp uslu olursam beni de götürecekmiş.

kesinlikle haklı,

yıllar önce üsküdar müftülüğünde gay pornosu indirmek için bilgisayara virüs bulaştırıp.sonra da benim şirketimden hizmet istemişlerdi.

not: olay tamamen gerçektir.

gönül isterdi ki biz de senin gibi zırhlı mercedeslerin cazibesine kapılalım ama işte maraba olduğumuz için elimizden ancak bu kadarı geliyo.

dedi (bkz: maybach) reiz

biz kaybetmedik gayet kendimizdeyiz de aynı şeyi.. neyyysee

yani diyor ki yine kahvelerde cami önlerinde dedikodu yapalım onun karısı şuraya gitti bunun kızı şurada çalışıyor diyelim dünyadan bi haber yaşayalım daha kolay kandırırız.

yemezler kılıçlı ali yemezler.

sanal alem ile gençler gerçekleri görüyor. mesela milyonluk mercedese binen diyanet başkanını da görüyor. sanırsam rahatsızlık bundan kaynaklı!!.

sanal alem değil, iş hayatı veya kalın romanlar okumak seni ev içindeki bireylerle sohbetten koparabilir. kimse de çıkıp çalışmayın veya aşırı kitap okuma bağımlısı olmayın demiyor. varsa yoksa lüksü engelleyecek çabanın içerisinde insanoğlu.

kendini kaybetmeye yer arayan sanal aleme sallıyor. ne güzel hem ayran dokulmuyor hem de hoş olmayan sonuçlar dogurmuyor. assittir o. baz olsa renk değişir.

anlamsız beyan.

"dijital ortamlarda güzel ahlakı muhafaza edemedik, hakkı, hukuku gözetemedik." ahlakı güzel olan onu her ortamda muhafaza eder. sorun ortamda değil ahlakımızda hocam!

16 yaşında ki çocuk okul bırakıp sanayide çalışırım 15 sene sonra kendi dükkanımı açar kendimi kurtarırım diyor (16) yaşında.

19 yaşında ki genç kız kira ve fatura derdine düşmekten okulu bırakıyor (19) yaşında.

bu çocukların sosyal aktivitesi, hobisi eğlencesi, sokağı mahallesi tatili özgürlüğü nerede?
bu çocuklar dünyamızın gelişmiş ülkelere karşı ve hayata karşı 5-0 yenik başlıyor.

bu çocukları kültüründen soğuttunuz.
aileden soğuttunuz .
dinden soğuttunuz.
topluma ve ülkesine düşman ettiniz.
halkınızı aç ve sefil bıraktınız bıraktınız.
ülkenin onurunu 2 paralık ettiniz.
mülteci ve kaçak ülkesi haline getirdiniz.
ülke çocukların geleceği karanlık, kadınları ezik, aydınları korkak, gençleri umutsuz, yaşlılarını mecbur bıraktınız.

"herşey çözüme kavuştu ülkenin internet sorunu kaldı"

ulan allahınız yokmu nasıl bir vatan hainliğidir bu, nasıl nasıl.

sanal aleme çok vakit harcıyoruz ama gereksiz

çok şükür kaybetmedim kaybetmeyenlere selam olsun.

insanoğlunun algısıyla oynamak çok basit olduğundan, özellikle sosyal medya gibi sermayesi olanın propagandasını yaptığı bir alanda akıntıya kapılmak, bozulmak, esas kimliğinden uzaklaşmak çok olası. kobay fare gibi şekillendirildiğimize adım gibi eminim. irade konusunda, mayan sağlamsa sanal alem bozulmanın bahanesi olamaz, görüşüne kısmen katılıyorum ama konu insan yani. dün de güdülüyordu bugün de. ama bugün daha profesyonel şekilde yapıyorlar. sözün özü irade durumunu zorlayacak etkenlerde mevcut, tek suçlu göbeğini kaşıyıp sanal alemde sörf yapan dayıların da değil.

demirin tuncuna alemin erbaşına kaldık diyerek özetler; kafama sıkar giderim.

hep tok tok